Gelişmiş Arama
Ziyaret
30857
Güncellenme Tarihi: 2009/06/16
Soru Özeti
Dinle kültür arasında ne gibi bir ilişki vardır?
Soru
Dinle kültür arasında ne gibi bir ilişki vardır?
Kısa Cevap

Din ile kültürün arasındaki ilişkinin anlaşılabilmesi için dinin ve kültürün mahiyet, hedef ve işleyişini tam olarak bilinmesi gerekir. Dinle kültür arasında her hangi bir ilişkinin olmadığını söyleyenler varsa da bu görüş geçerli değildir. Ancak bir kısım kültürler, kemale ulaşmak gibi ilahi dinlerin yüce hedefleriyle bağdaşmadığı için din ile uyuşmamaktadır. Bu yüzden din onları kabul etmiyor. Ama birçok kültür var ki, dinle çelişmediklerinden din onları onaylamaktadır. Hatta çoğu zaman dinlerin sunduğu değerlerin oluşturduğu atmosfer ve zemin yeni bir kültürün oluşmasına sebep oluyor.

Ayrıntılı Cevap

Din lügatte ceza, itaat, adet, hüküm gibi çeşitli manalara gelmektedir. Bu manaların içinde din, Kur'an'da -tefsir ve lügat kitaplarının söylediğine göre- genelde itaat ve ceza manasında, bazen de borç, hesap ve hüküm manalarında kullanılmıştır.[1]

 

“Dinde zorlama yoktur”[2] ayetinde itaat, “Din gününün sahibidir”[3] ayetinde ceza manalarına gelmektedir.

 

Rağib-i İsfahani, dinin terim olarak şeriat manasında olduğunu söylerken[4] Fazıl Miktat tarikat ve şeriat yani yol ve kanun manalarına geldiğini söylemektedir.[5] Bundan maksat Peygamber tarafından iblağ edilen ve bağlılarını uymaya davet ettiği ilahi kanunlardır. Bu, dinin genel manasıdır ve Peygamberler tarafından tebliğ edilen ilahi kanunların tümünü içermektedir.[6]

 

Başka bir deyişle din, akaid, ahlak ve ahkamlar toplamıdır.[7]

 

Kur'an-ı Kerim'e göre hak ve beğenilmiş din İslam'dır. “Şüphe yok ki Allah katında din ancak İslamdır.”[8]

 

“Kültür”, sosyolojinin en genel ve en kapsamlı kavramlarından birisidir. Onu çeşitli tanımları vardır. Lügatte edep, ilim ve marifet manalarına gelmiştir.[9]

 

Sosyoloji terimi olarak ilim, edep, gelenek, her toplum ve milletin benimsediği örf, adap ve gelenekler gibi bir milletin bağlı olduğu adet olmuş işlerdir.[10]

Ya da kültür, ilim, sanat, düşünce, inanç, ahlak, kanun, adap ve örflerdir.[11]

 

Acaba dinle kültür arasında bir ilişki var mı? Varsa bu ikisi aynı şey midir? Acaba din her toplum ve milletin kültürünün bir parçası mıdır yoksa din kendisi mi kültürü meydana getirir? Kültürün çeşitli ve farklı tariflerini göz önüne aldığımızda konunun tartışmalı olduğunu göreceğiz.

 

Kimilerine göre dinle kültür kavramları arasında her hangi bir ilişki yoktur; zira kültür toplumsal bir kalıntı ve mirastır ve milli yönü vardır. Toplumun tabii ve tedrici tekâmülü sonucu ortaya çıkar. Doğal ve bölgesel şartlar kültürlerin farklılığında etkilidirler. Başka bir deyişle toplumun doğal, bölgesel ve belki de tarihi şartlarda ortaya çıkardığı ve insanlara sunduğu şeye kültür denir. Ama din toplumun mirası olmadığı gibi insanların da ortaya çıkardığı bir şey değildir. Kelamcılara göre din ilahi bir kurumdur. Kültürden ayrıdır, ama onunla uyumludur.[12]

 

Bazı uzmanlara göre de din ve kültürü birbirinden ayırmak zordur; çünkü dinin birçok mesajı kültürün de mesajıdır. Din eğer ahlak ve akideden bahsediyorsa kültürün de ruhu budur. Eğer adap kültürün bir parçası ise din de adaptan bahseder.[13]

 

Kültürler aynı değildir; bölgesel ve coğrafi şartlara göre değişmektedir. Cahiliyet döneminde kız çocuklarını diri diri gömmek gibi hurafeler, toplumlarda yaygın olan ve zamanla o toplumun kültürüne dönüşen bazı kültürlerin dinle asla alakası yoktur. Bazı kültürler değişikliğe uğratılarak din tarafından kabul edilmektedir. Birçok yerde din kültürlerin temelini atmaktadır. Dinin ortaya çıkışı tarihi göstermektedir ki, eski din bozulduğu ve toplumda ahlaki ve içtimai sapmalar meydana geldiği zaman yeni din ortaya çıkmaktadır. Neticede bir din ya da mektep ortaya çıktığı zaman toplumun yapı ve değerlerinde genellikle inkılâp ve değişiklikler meydana getirir. Bu da kültürlerin kendilerine şiddetli sarsıntılar vermesine, bazı unsurlarının yıkılmasına, yeni değerlere veya mektebe uygun unsurları kabul etmesine neden olmaktadır. Din ve mektepler bu şekilde kültürü ortaya çıkarırlar.

 

Ancak her din kendisiyle beraber yeni bir kültür ortaya çıkaracak diye bir kural da yoktur. Din ancak bir takım yeni değerler topluma sunar. Bu değerler:

 

1- Kültür kalıpları halinde kendileriyle uyuşmayan eski kültürleri yıkmaktadır. Örneğin, İslamın gelmesiyle kız çocuklarının diri diri gömülmesine engel olundu.

 

2- İçerik olarak boş ve değersiz olan kalıplar, yeni değerlere göre düzenlenip içindeki bozukluklar çıkarılabilir. Bunun örneğini hac amellerinde görebiliriz. İslamdan önce hac şirkle doluydu. İslam onu tamamen yok etmedi. Eski amelleri korudu ama onlara ruh verdi. Dolayısıyla bunlar, yeni kültür nizamında korundu ve aynı kaldı. İran'da kutlanan İslamdan önceki ve sonraki nevruz bayramı da bunlardandır.

 

Gerçekte yeni din yeni kültür getirmiyor, yeni değerler söz konusudur. Toplum bu değerlere göre yeni kültür ortaya çıkarıyor. Yeni dine göre yeni kültür ortaya çıktıktan sonra dinde o toplumun kültürünün bir parçası sayılıyor.[14]

 

Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Tek bir dinin çeşitli millet ve toplumlara girmesi değişik kültürlerin eşit değerler esası üzerine ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Din hangi bölgeye girerse eşit bir kültüre sahip olacaktır düşüncesi yanlıştır. Din eşit olan değerleri toplumlara hâkim eder. Değişik kültürler, eski kültürlerin farklı oluşundan kaynaklanmaktadır; zira kalıpların şekillenmesi coğrafi ve yaşamsal konumlara bağlıdır.[15]



[1] -Dairet-ul Maarif-i Teşeyyü, c.7, Din maddesi

[2] -Bakara/256

[3] -Fatiha/4

[4] -Rağib-i İsfahani, Müfredat-ul Elfaz-il Kur'an, s.177, Din maddesi

[5] -Fazıl Miktat, Şerh-i Bab-ı Hadi Aşer, s.2

[6] - Dairet-ul Maarif-i Teşeyyü, c.7, Din maddesi

[7] -Abdullah Cevadi Amuli, Fıtrat der Kur'an, c.12, s.145

[8] -Al-i İmran/19

[9] -Muhammed Muin, Ferheng-i Muin, c.2, Ferheng maddesi

[10] -Seyyid Mustafa Hüseyni Deşti, Mearif ve Maarif, c.8, Ferheng maddesi

[11] -Abdul Hüseyin Saidiyan, Dairet-ul Maarif-i Nev, c.4, Ferheng maddesi

[12] -Ruzname-i Selam, 15/7/1371, s.10

[13] -a.g.k

[14] -Ruzname-i Cihan-ı İslam, 1/2/1373, s.10

[15] -adk

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şia düşüncesine göre imam nasıl her yerde hazırda bulunuyor?
    6341 Eski Kelam İlmi 2010/11/22
    İmam peygamberin (s.a.a.) yerine geçen halifedir. Peygamberin uhdesinde bulunan (vahiy almak hariç) bütün vazifeler imamın da uhdesindedir. Peygamber (s.a.a.) kendi uhdesinde bulunan vazifeleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek olmadığı gibi, imam da kendi uhdesinde bulunan teklifleri yerine getirmek için fiziksel olarak her yerde bulunmasına gerek yoktur. ...
  • Kur’an’ın adlarını nedir?
    27212 Kur’anî İlimler 2009/07/11
    Kur’an için birçok isim zikredilmiştir, elbette sadece bunlardan bazıları müslümanlar arasında meşhurdur. Ayrıca Kur’an için zikredilen isimlerden bazıları Kur’an’da, Kur’an’ın ismi değil vasfı olarak gelmiştir. Kur’an’ın isim ve vasıflarını birbirinden ayırmak konusundaki ihtilaf yüzünden Kur’an’ın isim ve vasıflarının sayısı konusunda farklı görüşler ortaya çıkmıştır.
  • Nübüvvetin felsefesi ve Peygamberlerin görevleri nelerdir?
    4598 Kelam İmi 2020/08/31
    Hem akli hem de nakli deliller ışığında Peygamberlerin varoluş zarureti kanıtlandıktan sonra görev, yetki ve vazifeleri açıklığa kavuşmalıdır.Özetle Allah Teala insanoğlunun dünyevi ve uhrevi saadete ve kemale ulaşması için peygamberleri insanlara kılavuzluk ve rehberlik etmesi için göndermiştir.Konuyu insanoğlu açısından tahlil edecek ...
  • Sorunun Özeti: Acaba “Ebu Mihnef ve bazı eserlerini ezcümle “Vakatu Taf” kitabını tanıtabilir misiniz?
    7128 Varie 2015/06/18
    Ebu Mihnef Kimdir? Lut b. Yahya b. Said ki Ebu Mihnef ile meşhurdur, imam Sadık’ın (a.s.) değerli ashaplarından birisidir. Şia ve güvenilir bir şahıstır.[1] O birinci asrın ikinci yarısında Şii bir ailede, belki de Küfe’nın en büyük Şii ailelerinden birsinde dünyaya geldi. Dedesi nebiyi ...
  • Masum İmamlar da iktidar savaşına girişirler miydi? Onlar da verasete dayalı iktidar mı istiyorlardı?
    5719 Eski Kelam İlmi 2012/03/04
    Birincisi, İmamların siretine baktığınızda Onların iktidar için savaşım vermediklerini gördüğümüz gibi asla iktidar peşinde olmadıklarını da görmekteyiz. Bazı zamanlar haklarını savundularsa bunun nedeni görevlerini yerine getirmek içindi. İmam Ali’nin (a.s) ‘Beni bırakın ve başkalarının yanına gidin.’ sözü bu iddiaya en güzel delildir. İkincisi, başkalarından daha üstün ...
  • Babam bir spor salonunda çalışıyor. Salonun beyazcamından kendi evimizden şahsi olarak istifade etmenin hükmü nedir?
    5369 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/22
    Halk elinde olan malların ya hakiki yönü ya da hukuksal yönü vardır; yani bunlar ya şahsi mallardır ya da devlete bağlı kurumlara ve özel şirketlere aittir. Başkasının (şahsi veya şahsi olmayan) mallarından izin ve müsaade alınmaksızın istifade etmek kesinlikle caiz değildir ve gasp hükmünü taşımaktadır.
  • Eğer bir kadın zinadan hamile kalır ve çocuğu düşürmediği takdirde büyük bir sıkıntıya girerse, ruh girmeden (dört aylık olmadan) onu düşürmesi caiz midir?
    50300 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/07/31
    İmam Humeyni ve diğer merciler şöyle demişlerdir: Eğer bir kadın zinadan hamile kalır. Eğer o kadın veya onunla zina eden erkek müslüman iseler o zaman kadının çocuğu düşürmesi caiz değildir.[1] Bu çocuk onun çocuğu sayılır ama miras almaz.
  • Acaba kadın yargıç olabilir mi?
    11457 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/06
    Fakihler ve din uzmanları kadının yargıç olması gibi bazı konular hakkında farklı görüşlere sahiptirler. Bu gibi konular, dinin zaruri ve zorunlu konularından sayılmamaktadır.Kadının yargıç olamayacağını söyleyenler, bu hususta nakledilen rivayetlere ve icma delililine dayanmışladır.
  • Mukaddes Zebur hangi peygamberin ve hangi dinin kitabıdır?
    120199 Tefsir 2014/06/23
    Zebur Hazreti Davut’un (a.s.) kitabıdır. Allame Tabatabai “Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık”[1] ayeti kerimenin tefsirinde şöyle diyor: zahiren Zebur’dan maksat Hazreti Davut’a verilen kitaptır. Zira kur’an’nın başka bir yerinde Allah Teala şöyle buyuruyor: “Davut’a ...
  • İmam Muhammed Bakır (a.s)‘ın biyografisini beyan eder misiniz?
    3060 Masumların Siresi 2020/01/19

En Çok Okunanlar