Gelişmiş Arama
Ziyaret
5807
Güncellenme Tarihi: 2012/03/04
Soru Özeti
Masum İmamlar da iktidar savaşına girişirler miydi? Onlar da verasete dayalı iktidar mı istiyorlardı?
Soru
‘Masum İmamlar iktidar savaşına girişirler miydi? Onlar da verasete dayalı iktidar mı istiyorlardı?’ diye soranlara cevabınız ne olur?
Kısa Cevap

Birincisi, İmamların siretine baktığınızda Onların iktidar için savaşım vermediklerini gördüğümüz gibi asla iktidar peşinde olmadıklarını da görmekteyiz. Bazı zamanlar haklarını savundularsa bunun nedeni görevlerini yerine getirmek içindi.

İmam Ali’nin (a.s) ‘Beni bırakın ve başkalarının yanına gidin.’ sözü bu iddiaya en güzel delildir.

İkincisi, başkalarından daha üstün ve layık olduktan sonra imametin verasetle olmasının sakıncası olmadığı gibi akıl ve şeriatta bunu onaylamaktadır. Başka bir ifadeyle nübüvvet için nasıl ki Allah’tan direkt ferman gelmişse ve O, risaletini kime vereceğini biliyorsa, aynı fermana göre imamet ve nübüvvetin aynı nesilden gelmesini de kabul etmek gerekir. Örneğin Hz. İbrahim’den sonra iki oğlu İsmail ve İshak peygamber oldular. İshak’tan sonra Yakup, Yakup’tan sonra Yusuf ve bu şekilde devam etti.

Ayrıntılı Cevap

Sorunuzla ilgili olarak iki önemli noktayı dikkate almak gerekir:

1.Nokta: İmamların siretine baktığınızda Onların iktidar için savaşım vermediklerini gördüğümüz gibi asla iktidar peşinde olmadıklarını da görmekteyiz. Bazı zamanlar haklarını savundularsa bunun nedeni görevlerini yerine getirmek içindi, başka bir şey için değil. Aşağıda bu konu hakkında iki örnek getiriyoruz:

a) İkinci halife altı kişilik hilafet şurasını oluşturduğunda Zübeyr oyunu Hz. Ali’den, Talha Osman’dan, Saad b. Vakkas’ta Abdurrahman’dan taraf kullandıklarında geriye üç kişi kaldı. Hangisi diğerinin lehine çekilse o halife olacaktı. Abdurrahman, İmam Ali’nin yanına gelerek şöyle dedi: ‘Allah’ın kitabına, Peygamberin (s.a.a) sünnetine ve iki şeyhin (Ebubekr ve Ömer’in) siretine amel edersen sana biat ederim.’ İmam (a.s) ise: ‘Halife olursam Allah’ın kitabı, Peygamberin (s.a.a) sünnetine ve kendi siretime amel edeceğim, ama iki şeyhin siretine amel etmeyeceğim.’ diye buyurarak halifeliği reddetti.[1]

Bazı siyasetçilere göre İmam bu şartı görünüşte de olsa kabul etmeli, sonra onu bir kenara bırakmalıydı. Gerçekten dünya düşkünü ve makam sevdalısı herkes böyle düşünür. Oysa İmam böyle bir teklifi reddetmiştir.

b) Osmanı öldüren halk, Hz. Ali’nin evine akın ederek biat etmek istediklerinde ‘Benim müşavir ve yardımcı olmam size halife olmamdan daha iyidir... Beni bırakın, başkalarının yanına gidin.’[2] diye buyurdu

İktidar sevdalısı olan böyle bir şey yapar mı? Bu davranış, iktidar sevdasının hangi ölçüsüyle uyuşmaktadır?

Biz biliyoruz ki İmamlarımızın adalet dertleri olmasaydı asla iktidarda olmayı istemezlerdi. İmam Ali’nin (a.s) buyurduğu gibi böyle bir dert olmasaydı, dünyanın Onun yanında bir keçinin hapşırması kadar değeri yoktu.[3]

2. Nokta: Verasete dayalı nübüvvet, hilafet ve iktidar meselesi iki yönden incelenebilir:

I) Bir makam, layık olmadan, sadece akrabalık bağlarından dolayı birinden diğerine geçerse böyle bir veraseti ne İslam kabul ediyor, ne de akıl.

II) Akrabalık bağlarından ötürü değilde, yalnızca kendilerine ait olan üstünlüklerden dolayı makamı olan kimseler. Bu bölümle ilgili olarak önce peygamberler tarihine bakacak, sonra İmamların halifeliğine değineceğiz.

2.1- Hz. İbrahim, Allah tarafından imamete seçildikten sonra imametin kendi neslinden devam etmesi için dua ettiğinde Allah Teala şöyle buyurdu: ‘Benim ahdim asla zalimlere yetişmeyecektir.’[4]

2.2- Hz. Musa, Allah’tan kardeşi Harun’u kendisine vezir ve yardımcı etmesini istiyor.[5]

2.3- ‘Ve Süleyman, babası Davud’dan miras aldı.’[6]

Yukarıdaki şıkların tümünde bir tür veraset vardır. Kur’an’a göre baba, kardeş vb. konumlarda olanların özel liyakatları, onları peygamberliğe ulaştırması için yeterlidir.

Peygamberimizden (s.a.a) İmam Ali (a.s) ve onun neslinden gelen diğer İmamların hakkında gelen özel nassın yanı sıra Hz. Ali’nin (a.s) hakkında da ayrıca: ‘Sen benim varisimsin.’[7] diye buyurmuştur.

Diğer İmamların imametleri ise ikinci türün kapsamına girmektedir. Halifelik ve imamet için ölçü Allah’tan bize gelen emirdir. Zira O, risaletini kime vereceğini en iyi bilendir.[8] Bu emire göre hilafet ve imamet, layık olan bir nesile verilmişse onu kabul etmeliyiz. Tıpkı Hz. İbrahim’den sonra iki oğlu İsmail ve İshak’ın peygamber olmaları, İshak’tan sonra oğlu Yakup’un, ondan sonra da oğlu Yusuf’un ve Yusuf’tan sonra evlatlarının peygamber olmaları gibi.

Daha fazla bilgi için aşağıdaki dizinlere bkz:

-İmametin Peygamberin Neslinden Gelmesi: Soru: 10209 (Site: 10148)

-Resul-i Ekrem’in (s.a.a) Devlet Kurmasıyla İlahi Fıtratın İlişkisi: Soru:12305 (Site:12080)

-İmamlar ve Siyasi Rehberlik: Soru:7163 (Site:8068)

-İmamete ve İmamlara İtikadın Delilleri: Soru: 7011 (Site: 7122)

-Hz. Ali’nin Kadir-i Hum’daki Siyasi Velayeti: Soru: 13057 (Site: 13065)

 


[1] -Kuleyni, Usul-u Kafi, c.2, s.721 (Kemerei, Muhammed Bakır), İntişarat-ı Usve, 4. Baskı, Kum, HŞ.1365

[2] -Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c.32, s.7-8, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, HK.1404. 

[3] -Nehcü’l-Belağa, s.50, Daru’l-Hicret, Kum, Bi Ta

[4] -‘O zamanlar Rabbi, İbrahim'i bazı kelimelerle sınadı. O, bunları tam olarak yerine getirince dedi ki: ‘Ben seni insanlara imam edeceğim.’ İbrahim: ‘Soyumu da imam et.’ dedi. Allah: ‘Benim ahdime zalimler nail olamazlar.’ dedi.’ (Bakara/124)

[5] -‘Bana ailemden bir yardımcı ver. Kardeşim Harun’u.’ (Ta-Ha/29-30)

[6]  -Neml/16

[7] -Şeyh Saduk, Emali, s.364, İntişarat-ı Kitaphane-i İslamiyye, HŞ.1362.

[8] -‘Allah, risaletini kime vereceğini bilir.’ (En’am/124)

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar