Gelişmiş Arama
Ziyaret
8272
Güncellenme Tarihi: 2011/01/20
Soru Özeti
Aşura günü İmam Hüseyin’in (a.s) kuyu kazarak suya ulaşma imkânı yok muydu?
Soru
Aşura günü İmam Hüseyin’in (a.s) ve konaklama yerinin Fırat nehrine uzaklığı fazla değildi ve bir çukur kazmayla suya ulaşılabilirdi. Böyle bir şey yapılmış mıdır?
Kısa Cevap

Yezidilerin İmam Hüseyin (a.s) karşısındaki en kirli ve alçakça taktiği İmamın karargâhını hayatın zorunlu unsurundan yani sudan mahrum bırakmalarıydı. Hz. Hüseyin (a.s) bu sorunu halletmek için çok etkili olan birçok girişimde bulundu. Bu girişimlerden biri de kuyu kazmaktı. İmam Hüseyin (a.s) ve yarenleri bu yöntemi kullandılar. Ama düşman bunu duyar duymaz şiddetlice buna engel oldu!

Ayrıntılı Cevap

Açık olduğu üzere İmam Hüseyin’in (a.s) hareketi, gücün Emevilerin elinde olduğu şartlarda oluşmuştu. Onlar gerçekleri tahrif etmeyle meşhur ve tanınmaktaydılar. Bu nedenle Kerbela hareketi benzeri az görülür bir komploya duçar oldu. Abbasiler dönemi de bu şekilde cereyan etti. Zira onlar da Emevilerin siyasetini izliyordular. Hatta bazı hususlarda onlar Alevilere daha sert ve acımasızca davranıyorlardı. Bu yüzden İmam Hüseyin’in (a.s) hareketinin birçok gerçekleri ve özellikle de detayları bize saklı kalmıştır. Açık olduğu üzere İmam Hüseyin’in (a.s) hareketi Aşura gününden uzun bir süre önce başlamıştı. Kervanın nurlu Medine’den hareket edip değişik duraklardan geçerek Mekke’ye ulaşmasına ve oradan Irak’a doğru yola çıkmasına ve de bir takım menzilleri kat ettikten sonra Kerbela’da konaklamasına dek bir zaman diliminde gerçekleşmişti. Ama tarihe müracaat ettiğimizde ise hareket yolundaki hadise ve olaylar hakkında elle tutulur bir bilgi bulmamaktayız. Hatta Aşura gününde gerçekleşen birçok hadise dahi gizli kalmıştır. Bu hadiselerden biri de İmam Hüseyin (a.s) ve yarenlerinin susuzluğudur. Evet, değişik hadis kaynakları ve de dua ve tarih kitaplarında sahih ve güvenilir senetler ile İmam Hüseyin’in (a.s) susuzluğu meselesi ve onun susuz bir şekilde şehit olduğu nakledilmiştir. Bu nakillerden bazılarına işaret ediyoruz:

1- Allame Nuri ve Allame Meclis şöyle nakletmektedirler: Hüseyin b. Ali (a.s), ailesi ve yarenleri mazlum bir şekilde, beden ve canları zulüm ve siteme uğramış olarak ve susuz bırakılmış bir şekilde katledildiler.[1]

2- Müstedrekü’l-Vesail yazarı İmam Muhammed Bakır’dan (a.s) şöyle nakletmektedir: “Kerbela sahibi Hz. Hüseyin (a.s) mazlum, hüzünlü, susuz ve dertli bir haldeyken şehit oldu.”[2]  

3- Allame Meclisi, Cebrail’in İmam Hüseyin’in (a.s) başına gelecek olanları Hz. Adem’e şu şekilde anlattığını nakletmektedir: “Senin bu evladın diğer musibetlerin karşısında küçük kalacağı bir belayla karşılaşacaktır. Hz. Adem (a.s) bu bela nedir diye sorar. Cebrail de şöyle der: Hüseyin susuz, garip, yalnız, yaversiz ve yardımcısız bir halde şehit olacaktır.”[3] Belirtilen rivayetlere ek olarak İmam Hüseyin’in (a.s) susuzluğunu bize kesin ispat eden başka rivayetler de mevcuttur.[4] Ama bunun detayı bize meçhul kalmıştır. Su bulmak için kuyu kazma girişiminde bulunup bulunmadıkları hakkında da işaret edeceğimiz bir takım rivayetler mevcuttur:

1- Bazı rivayetlere göre “… İmam eline kazma alıp kadınların kaldığı çadırların arkasından güneye doğru dokuz adımlık fasılası olan bir yeri kazdı ve oradan serin bir su çıktı. İmam ve yanındakilerin hepsi o sudan içti ve kırbalarını doldurdular… .”[5] Kerbela’nın Fırat nehrine yakın ve su seviyesinin yukarı olmasından dolayı bazı sahabelerin bu yöntemden istifade etmiş olmaları mümkündür. Ama bu husus düşmanın bundan haberdar olmasına ve şiddetlice bunu engellemesine neden oldu!

2- Tarihte şöyle yer almaktadır: “Bu haber Übeydullah’a ulaşınca Ömer Saad’e bir mektup yazarak ondan İmam Hüseyin’in ailesinin suya ulaşmasına engel olmasını istemiş ve mektubunda şöyle yazmıştır: Bana Hüseyin ve yarenlerinin bir kuyu kazıp su aldıkları bildirildi. Bu nedenle onların hiçbir şekilde yenilmesi mümkün değildir. Mektup sana ulaşır ulaşmaz Hüseyin b. Ali ve yarenlerini kuyu kazmaktan alıkoymalı ve su peşinde koşmalarını engellemelisin.[6]

3- Menakib’den nakledildiği üzere İmam Hüseyin’in ailesi ve yarenleri üç gece ve gündüz sudan mahrum kalmıştır. Bazen içme suyu dışında kullanmak üzere kuyu kazıyorlardı ama düşmanlar onu dolduruyordu (çok az derinliği olan böyle kuyuların suyunu içmenin münasip olmama ihtimali mevcuttur). Bazen Hz. Ebu’l-Fazl (a.s) cesurca Fırat nehri ablukasını yarmakta ve su getirmekteydi. Aşura gecesi Hz. Ali Ekber (a.s) elli kişiyle nehre gitti ve su getirdi. Ama Aşura sabahından sonra İmam Hüseyin’in (a.s) haremine suyun ulaşması mümkün olmadı.[7] Düşmanın hedefi de Ehli Beyt’in (a.s) susuzluğun etkisiyle direnişten düşmesiydi. Çünkü onların cesaretini ve susuzluk kendilerine etki etmezse Ehli Beyt’e karşı asla galip olamayacaklarını biliyorlardı. Nihayet bu gayri insani taktik ile İmam Hüseyin’in ordusunun bedensel gücünü kırıp onları şehit ettiler.[8]

İlgili başlık: İmam Hüseyin (a.s) ve Aşura’da Suyun Geçişi, 580. Soru (Site: 633).


[1] Müstedrekü’l-Vesail, c. 10, s. 238; Biharu’l-Envar, c. 98, s. 37.

[2] Müstedrekü’l-Vesail, c. 10, s. 240.

[3] Biharu’l-Envar, c. 44, s. 246.

[4] Biharu’l-Envar, c. 44, s. 246. Biharu’l-Envar, c. 98, s. 46. Kamilü’z-Ziyarat, el-Babu’s-Samin ve’l-Erbaaun, keyfe Yuhibbu en yekune zairu’l-Hüseyin b. Ali, s. 131.Savabu’l-A’mal, s. 89, Biharu’l-Envar, c. 44, s. 304, el-Kafi, c. 6, s. 392, Kamilu’z-Ziyarat, s. 107, Divanu Da’bali’l-Hazai, el-Kasıdeti’l-Taiye.

[5] Medinetü’l-Maaciz, el-Babu’s-Salis Fi Maacizi’l-İmam Ebi Abdullah el-Hüseyin (a.s), 245.

[6] El-Futuh, Ebu Muhammed Ahmed b. Ali A’sam Kufi, Şirket-i İntişarat-i İlmi ve Ferhengi, çap-ı evvel, 1373, bahş-i dovvom, fasl-ı şeşom İmam Hüseyin (a.s), Yezid, Kıyam, s. 893.

[7] Muntaha’l-Amal, Şeyh Abbas Kumi (r.a) İntişarat-i Behzad, çap-ı dovvom, 1381, bab-ı pencom, maksad-ı sevvom, fasl-ı evvel, s. 372, haşiye.

[8] Bkn: Zendegani İmam Hüseyin (a.s), Seyid Haşim Resuli Mehallati, çap-ı pencom, Nakd-i Neşr-i Ferheng-i İslami, 1378, s. 387.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Cemkeran Mescidinde kılanan "tahiyat namazı" bütün mescitlerde kılanması matlup olan bir namaz mıdır yoksa Cemkeran Mescidine has bir düstur müdür?
    8561 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/01
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Beni Kureyze kabilesi hakkında Şia’nın görüşü nedir?
    8809 تاريخ کلام 2011/08/21
    Beni Kureyze Medine’de ikamet eden Yahudi kabilelerden biri olup birkaç boyutlu bir anlaşma esasınca bu şehirde Müslümanlar ile barışçıl bir şekilde yaşamaktaydı. Ahzab savaşı gelip çatınca onlar anlaşmalarını bozarak pratikte Medine’yi kuşatmış düşmanların beşinci sütunu rolünü oynadılar. Bu nedenle yüce İslam Peygamberi (s.a.a) bu savaşı başarı ile atlattıktan sonra ...
  • İnsanların babası Hz. Adem (a.s)’ın yaratılışından bugüne kadar geçen süre ne kadardır?
    20322 تاريخ بزرگان 2010/03/07
    Kur’an-ı Kerim’de bu konuda açık bir şey yoktur. Tarihi kaynaklarda ise Hz. Adem’in (a.s) bundan altı ya da yedi bin yıl önce yaratıldığı söylenmektedir. Fakat bilim insanları, insan ömrünün milyonlarca yıl öncesine dayandığını söylemekteler. Yani Hz. Adem’den önce de binlerce insan nesli gelmiş ve ...
  • Kadın hangi durumda erkekle eşit miktarda miras alabilir?
    22360 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/08
    Genel olarak iki yerde kadınla erkek mirastan eşit miktarda pay alabilirler: 1- Anne ve baba (bir çok yerde), 2- Ölenin anne tarafından akrabaları Çalışan kadın sayısı erkekten çok olması, mirasın az ya da çok olmasını gerektirmez. Elbette toplumun manevi açıdan ilerleyebilmesi ...
  • Dünyadaki insanlara baktığımızda insanların çoğunluğunun kötülüğe ve ...
    7620 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    İnsan fıtratı gereği Allah’ı ve hakkı aramakta, dine ve ahlaka eğilim göstermektedir. İnsanların çoğunluğu da bu yaratılışlarında bulunan bu çağrıya olumlu cevap vermektedirler. İnsanlar hakkın peşindedirler. Ama bazen o eğilimlerini somutlaştırırken hata ediyorlar. Gerçek şu ki iç ve dış bazı faktörler, onların hakkı tanımalarına ve ona yönelmelerine ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    6201 Tefsir 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • İmam tanınmadığı takdirde cemaat namazının hükmü nedir?
    5577 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/27
    Cemaat imamının şartlarından biri de onun adil olmasıdır[1] ve bu adalet cemaat imamında görülmeli ve ispat edilmelidir.[2] "Adalet" insanı büyük günah işlemekten ve küçük günahı tekrarlamadan alıkoyan batındaki bir Allah'tan korkma haletidir. ...
  • Şii fakihleri arasında doğu kızıllığının gitmesine riayet etmenin gerekliliğine muhalefet edenlerin delilleri nelerdir?
    7635 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/16
    Doğu kızıllığı gökte görünen kırmızı ışığa denir. Fıkıhta iki doğu kızıllığından bahsedilmiştir: 1. Güneşin batması esnasında görünen doğu kızıllığı. 2. Güneşin doğuşu esnasında görünen doğu kızıllığı. Akşam namazı vaktinin belirlenmesinde doğu kızıllığının gitmesi konusu rivayetlerde zikredilmiştir. Doğu kızıllığının gitmesinden maksat, batıda ...
  • Mısır Müslümanları Ali’ye (a.s) inanıyorlar mı?
    10789 تاريخ بزرگان 2012/07/25
    Mısır, İslam dünyasının önemli merkezlerinden birisidir ve Mısır halkının, Ehli Beyt’e (a.s) karşı özel bir sevgisi vardır. İran’ın Mısır Kültür Ataşesi Dr. Zamani bu konuda şunları söylüyor: Bu ülke insanlarının tamamını Ehli Beyt (a.s) ve Peygamber Ekrem’in (s.a.a) aşığı olarak tanıtmak mümkündür. Onlar Ehli Beyt’i (a.s) çok ...
  • İmamlar ve âlimlerin şiir hakkındaki görüşü nedir?
    7916 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/03
    Bazıları İslam’ın şiir ve şiir söylemeyle bağdaşmadığını sanmaktadır. Oysaki bu bir vehimden ibarettir. Şüphesiz şiir zevki ve şiir söyleme sanatı insan varlığının tüm sermayeleri gibi doğru bir yolda kullanıldığı ve olumlu ve yapıcı bir şekilde istifade edildiği takdirde değerlidir. Ama inanç ve toplum ahlakının temellerini viran etmek ...

En Çok Okunanlar