Gelişmiş Arama
Ziyaret
6724
Güncellenme Tarihi: 2009/01/01
Soru Özeti
Eğer anlaşma sonrasında, taraflardan biri zorlandığı yahut mecbur bırakıldığı iddiasında bulunursa, bu iddia akdin sıhhatinde etkili midir?
Soru
Eğer anlaşma sonrasında, taraflardan biri zorlandığı yahut mecbur bırakıldığı iddiasında bulunursa, bu iddia akdin sıhhatinde etkili midir?
Kısa Cevap

Bu gibi durumlarda akdin sahih olduğu iddiasında bulunanın sözü önceliklidir, fakat bu şahıs yemin de etmelidir. Zorlandığı yahut mecbur bırakıldığı iddiasında bulunan ise delil getirmek zorundadır.

Ayrıntılı Cevap

Bu durum birkaç şekilde düşünülebilir:

1- Taraflardan biri zorlama ve mecburluğu iddia eder, diğer taraf ise bunu inkâr eder.

2- Diğer taraf da zorlama ve mecbur bırakılmanın olduğunu kabul eder.

3- Diğer taraf bu iddia karşısında sessiz kalır ve hiçbir açıklamada bulunmayarak "bilmiyorum" der.

Birinci durumda; mecburluk ve zorlamanın olmadığını söyleyenin sözü önceliklidir. Zira bu "Asaletu's-Sihhe" kaidesiyle uygundur, bu kaideye göre Müslüman'ın yapmış olduğu işi sahih olarak kabul etmek gerekir. Şimdi her iki taraf da anlaşmanın gerçekleştiğini kabul etmekte; ama taraflardan biri bu anlaşmanın sahih olduğunu diğeri ise batıl olduğunu söylemektedir. Bu durumda fıkhi kaide gereğince anlaşma doğrudur ve hiçbir şekilde zorlama, mecbur bırakma söz konusu değildir.[1]  Ama eğer mecburluk iddiasında bulunan; bu anlaşmanın kendisine zorla yaptırıldığına dair açık delil ve beyine (iki adil şahit) getirirse o zaman durum değişir.

Bu konunun hükmü usul ve fıkıh ilminde bu daldaki âlimler tarafından geniş bir şekilde işlenmiştir. Fıkıh kitaplarına baktığımızda bunun örneklerine rastlamaktayız. Örneğin Muhakkik-i Hilli Şeraiü'l-İslam kitabında alışverişte bulunanların anlaşmazlığa düşmeleri hakkında şunları yazmaktadır:

الرابعه: اذا قال بعتک بعبد، فقال بل بحر. او بخل، فقال بل بخمر. او قال: فسخت قبل التفرق، و انکر الاخر، فالقول، قول من یدعی صحة العقد مع یمینه و علی الاخر البینة "

“Eğer bir taraf sirke karşılığında sana sattım der diğeri içki karşılığında sattın derse, biri anlaşmayı ayrılmadan önce bozdum der diğeri bunu inkar ederse anlaşmanın doğru olarak gerçekleştiğini iddia eden tarafın sözü yemin etmesiyle geçerlidir; diğer taraf sözünü ispatlamak için iki adil şahit getirmelidir. (aksi takdirde sözü geçerli olmaz)” [2]

Fıkıh alanında yazılmış en önemli eserlerin başında gelen Cevahir kitabının yazarı ise şöyle diyor:

" بلاخلاف معتد به اجده... و لااشکال فی جریانها (اصالة الصحة) کما هو واضح بادنی تامل "

Bu konuda kayda değer bir ihtilaf da söz konusu değildir. Şüphesiz “Asaletus’sihha’ya” başvurulur. Nitekim az bir incelemeyle bu konu açıklık kazanır.” [3]

İkinci durumda; Hüküm bellidir, her iki taraf da yapılan anlaşmada bir zorlama yahut mecbur bırakılmanın olduğunu kabul ederse; anlaşmanın hiçbir değeri yoktur. İslami hükümlere göre de zorlayan ve mecbur bırakan kimse için cezai yaptırımlar uygulanır. İslami ceza kanunun 22. Maddesi ve 668. Fırkasında şu kanun geçmektedir:

"Kim zorla, baskı ile yahut tehdit etme suretiyle, başka birisini imza atmaya, mühürlemeye, bir şeyi yazmaya mecbur ederse veya onda bulunan senet, yazı yahut ona bırakılan bir şeyi zorla alırsa bu suç karşısında bu işi yapan; üç aydan iki yıla kadar hapis cezası ve 74 adet kırbaç cezasına çarptırılır."[4]

Üçüncü durum; bunun birçok çeşidi ve kısımları bulunmaktadır, bu konuda geniş bilgi edinmek için imam Humeyni'nin (r.a) yazmış olduğu Tehrirü'l-Vesile kitabına bakabilirsiniz.[5]



[1] Elbette anlaşmanın sahih olduğu iddiasında bulunanın lehine karar vermek için sadece onun bu iddiası yeterli değildir, ayrıca kendisinin yemin etmesi gerekmektedir.

[2] Şeraiu'l-İslam, s:287, 288.

[3] Cevahiru'l-Kelam, c:23,s:194- 198.

[4] Gulamrıza Hucceti Eşrefi, Mecmue-i Kâmil-i Kavanin ve Mukarreratı Cezai.

[5] İmam Humeyni, Tehrirül Vesile, c:2,s: 338- 384.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kabirleri ziyaret etmek belirli bir dönemde geçici olarak yasak idi, hangi yılda bu caiz kılındı?
    22055 زیارت قبور و بنای مراقد 2012/05/16
    İslam’ın başlangıcında kısa bir süreliğine men edilmiş ve yasaklanmış olan hususlardan biri de kabirleri ziyaret etmek idi. Bu yasaklamanın değişik delilleri vardır. İslam toplumunun nicel ve nitel olarak gelişip büyümesiyle bu hususa değinmek için uygun bir atmosfer oluştu. Bunun için Hz Peygamber (s.a.a) bir müddet sonra kabirleri ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27822 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • İnsanın kendi zihninde küfür etmesi günah mıdır?
    62670 Teorik Ahlak 2019/09/29
    İnsanın işlediği günahlar bazen zihin dünyamızın dışında dış alemde gerçekleşir. Örneğin: yalan, gıybet, iftira,... bazen ise zihin dünyamızda ve kalbimizde vuku bulur. Örneğin: insanın hakkı gizlemesi, şirk, riya,... insanın iç dünyasında işlediği günahların dışa vuran sonuçları ve etkileri olsada bu etkiler ve sonuçlar günahın kendisi değildir.
  • Eğer birisi oruçluyken eşiyle oynaşır ve bedeni gevşer ama meni gelmez ise görevi nedir? Eğer meni gelirse görevi nedir?
    9933 Cünüpte Şüphe Etmek 2018/12/08
    Meni bedeninizden dışarı çıkmadığı sürece cenabet olmazsınız ve gusül size farz olmaz. Taklit Mercilerin bu konuda fetvaları şöyle: “Eğer meni mecrasından hareket eder ama dışarı çıkmaz ise veya insan dışarı çıkıp çıkmadığından şüphe duyarsa gusül almak vacip olmaz.”[1] Buna göre cenabet olmadığı için orucu ...
  • Hz. Ali’nin (a.s) kaç tane çocuğu vardı? Çocukların ve annelerinin isimleri nedir?
    128911 Masumların Siresi 2011/04/13
    Şeyh Müfid, İrşad adlı eserinde Hz. Ali’nin (a.s) erkek ve kız olmak üzere on yedi çocuğunun olduğunu yazmıştır. O şöyle diyor: ‘Bir kısım Şii alimler diyorlar ki, Fatıma, Peygamberin (s.a.a) vefatından sonra Peygamberin Muhsin adını verdiği çocuğuna düşük yaptı. Onlara göre İmamın (a.s) on sekiz evladı vardı.’
  • Hz. Mehdi'den gelen tevki'lerin doğru olduğuna nasıl güvenebiliriz?
    7512 Ricalu’l-Hadis (Ravilerin İncelenmesi) 2011/07/26
    Masumlardan bize ulaşan hadisler sözlü ve yazılı olarak iki kısma ayrılır. Masum İmam'ın yazılı olarak sorulara verdiği cevaba tevki' denir. Buna göre tevki'ler yazılı hadisler sınıfına girer. Bu hadislerin Hz. Mehdi'den geldiğini bilmek için izlenen yol diğer hadislerin doğruluğunu belirlemekle ayınıdır. Aslında rical ve diraye ilimleri hadis ve rivayet kaynaklarında ...
  • Kur’an insanları humus ve zekât vermeleri ve farzlarını yerine getirmeleri için neden efsanevi canlılardan korkutmaktadır?
    7310 Eski Kelam İlmi 2010/07/05
    1.     Kur’an-ı Kerim’de insanların efsanevi varlıklardan korkmaları gerektiğine yahut Kur’an’ın onları korkuttuğuna dair bir örnek bile mevcut değildir.2.     Bazı rivayetlerde bazı günahların cezaları (Kur’an ehli olup şarap içenler gibi) hakkında bin ...
  • Kuran’ı anlamakta aklın hata yapmayacağını nasıl iddia edebiliriz?
    3841 Tefsir 2019/12/03
    Eğer insan temelsiz ön kabuller olmadan, ruhsal açıdan selim bir kalple ve insaf üzere Kuran ayetlerini aklıyla tahlil, analiz ederse ve  gerekli tefekkürü yaparsa Kuran’ı anlamakta hataya duçar olmaz.  Elbette Kuran’da bulunan bazı müteşabih ayetlerde gerekli birikime sahip olmayan veyahut hasta ruhlu şahıslar bilinçli veya bilinçsiz bir ...
  • Baba gaipte veya hapiste olsa, anne, baba tarafından dedenin yerine çocuğuna bakabilir mi?
    6764 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/13
    Hz. Ayetullah-ul Uzma Hamanei’nin bürosunun cevabı: Baba ölürse İslami kanunlara göre çocuğun bakımı ve korunması buluğa kadar anneye aittir. Ama baba kaybolursa çocuğun korunma hakkı kaybolmasa da bu durumda annenin de çocuğa bakmasına bir engel yoktur. Hz. Ayetullah-ul ...
  • İtret kelimesinin manası nedir? Ehlibeyt’in bakışında Sakaleyn hadisindeki manası nedir?
    23484 اهل بیت و ذوی القربی 2014/05/18
    İtret sözlükte yakın akrabalar ve zürriyet anlamına gelir. Ama Şia’nın bakışında rivayetlere binaen Allah Resulü'nün (s.a.a) Sakaleyn hadisindeki itretten kastettiği, müminlerin önderi Hz. Ali (a.s), Hz. Fatıma Zehra (s.a), İmam Hasan (a.s), İmam Hüseyin (a.s) ve İmam Hüseyin’in (a.s) zürriyetinden biri diğerinin ardınca gelen ve en sonuncusu ...

En Çok Okunanlar