Gelişmiş Arama
Ziyaret
16846
Güncellenme Tarihi: 2011/08/14
Soru Özeti
Neden Fatiha suresi (Hamd) Seb’i Mesani olarak adlandırıldı?
Soru
Neden Fatiha suresi (Hamd) Seb’i Mesani olarak adlandırıldı ve bu adlandırmadaki amaç nedir?
Kısa Cevap

Tefsirlere ve rivayet kaynaklarına müracaat ettiğimizde bu konuda –“Seb’i Mesani” ve “Kuran’ı Azim”den maksat nedir?” farklı görüşlerin mevcut olduğunu görürüz:

Bazıları bu iki terimden maksadın Kuran ve ayetleri olduğu görüşündedirler.

Bir gurup ise “Seb’i Mesani”den maksadın Hamd suresi olduğuna inanmaktadır: Çünkü bu sure iki defa Peygamber’e (s.a.a) nazil olmuştur.

Bazıları ise “Seb’i Mesani”nin Kuran’ın evvellerinde yer alan uzun sureler olduğuna inanır. Delilleri ise bu surelerde tarihten haberler, olaylar ve ibretlerin çok defa tekrarlanmasıdır.

Ama gerçek şu ki, Ehli Sünnet ve Şia’dan bize ulaşan rivayetler “Seb’i Mesani”nin Hamd suresi olduğunu tekit etmekteler. Sebebi ise namazın ilk iki rekâtında iki defa okunmasıdır.

Ayrıntılı Cevap

Tefsirlere ve rivayet kaynaklarına müracaat ettiğimizde“Seb’i Mesani” hakkında farklı görüşlerin mevcut olduğunu görürüz. Bazıları, maksadın Kuran ve ayetleri olduğu görüşündedirler. Ayrıca iki defa nazil olması veya namazlarda iki defa okunmasından dolayı, Hamd suresi olduğu görüşü de mevcuttur. Bazıları ise


“Seb’i Mesani”den maksadın Kuran’ın evvelinde yer alan uzun sureler olduğuna


İnanırlar. Sebebi de tarihi haberlerin ve ibret dolu olayların çok tekrarlanmasıdır.[1]


 Ama hakikat, Ehli Sünnet ve Şia kaynaklarında Peygamber (s.a.a) ve İmam Sadık’tan (a.s) gelen birçok rivayetin de delalet ettiği üzere “Seb’i Mesani”den maksadın Fatiha suresi olduğu gerçeğidir. Bu sure, Seb’i Mesani’den başka Ummu-l Kitap, Ummu-l Kuran, Kuran-ı Azim, Şafiye, Vafiye, Rakiyye, Kenz ve Esas unvanlarıyla da meşhurdur.[2] Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: “ Şüphesiz, sana iki defa tekrarlanan yediyi ve Büyük Kuran’ı verdik.”[3]

İmam Sadık’tan (a.s) şöyle nakledilmiştir: “ Şüphesiz (Hamd suresi), Seb’i Mesani (iki defa tekrarlanan yedi) olarak adlandırılmıştır. Çünkü iki rekâtta iki defa tekrar olunur.”[4]

Sait b. Cubeyr diyor ki: İbni Abbas’tan Seb’i Mesani hakkında sordum ve şöyle cevap verdi: “Seb’i Mesani, Ummu-l Kuran’dır. “Seb’”den maksat (Hamd Suresi’ndeki) yedi ayettir. “Mesani” ise, Hamd suresinin iki rekâtta da tekrar edilmesidir. Bu da sadece bu sureye hastır, Kuran’daki başka surelere değil.[5]

Kaşif tefsirinin sahibi, bu meselede başka bir ihtimali de öne sürmüş ve şöyle demiştir: “ veya bu surede Rububiyet ve Ubudiyet zikrinin bir arada olmasından dolayıdır.[6]

Allame Tabatabai, El-Mizan tefsirinde bu konuda, önemli bir meseleye değinerek şöyle diyor: “Seb’i Mesani, Hamd suresinin isimlerindendir. Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt’ten (a.s) gelen birçok rivayete göre Seb’i Mesani, Hamd suresi olarak tefsir edilmiştir.

Buna göre: “Seb’i Mesani, Kuran’ın evvelindeki yedi uzun suredir veya “Ha” “Mim” ile başlayan yedi sure veya peygamberlere nazil olan yedi kitaptır” diyenlerin sözü geçerli değildir. Çünkü bu görüşleri destekleyen Kuran ayeti ve rivayetler mevcut değildir.[7] Allame sözlerine şunu da ekliyor: Mesani kelimesi, Kuran’ın tamamı için sıfattır ve kendiliğinden Fatiha suresini de içermektedir.

“Minel-Mesani”den maksat nedir? Ve “Min”in manası acaba fark koymak mıdır yoksa beyan mıdır? Ayrıca “Mesani” kelimesinin türemiş hali ve bu şekilde adlandırılmasının nedeni nedir? Müfessirler arasında birçok ihtilaf bulunmaktadır.

Burada zikretmemiz gerekir ki “min” fark koymak için gelmiştir. Zira Allah diğer yerlerde bütün Kuran ayetlerini “Mesani” olarak adlandırıyor ve buyuruyor ki: “ayetleri birbirine benzeyen ve yer yer tekrar eden kitabı, sözlerin en güzeli olarak indirmiştir. Rablerinden korkanların, bu kitaptan tüyleri ürperir.”[8] Hamd suresinin ayetleri de bu ayetlerdendir. Öyleyse Hamd suresi, Mesani’nin bir parçasıdır, tamamı değil.[9]

Min-Vahy’il-Kuran tefsirinin sahibi, Hamd suresinin Seb’i Mesani olarak adlandırılmasında zikredilen görüşlerden farklı olarak diyor ki: Hamd suresi, manaları Kuran’ın diğer ayetlerinde tekrarlandığı için Seb’i Mesani diye adlandırılmıştır.[10]

Numune tefsirinin sahibi, “Şüphesiz, sana iki defa tekrarlanan yediyi ve Büyük Kuran’ı verdik.” Ayetinin tefsirinde şöyle diyor: Bilindiği üzere “Seb’” yedi demektir ve “Mesani” iki demektir. Bu yüzden, müfessirlerin çoğu Seb’i Mesani’nin Hamd suresinden kinaye olduğunu söylemişlerdir ve rivayetler de bu manaya işaret etmektedir.

Bunun felsefesi ise yedi ayetten oluşması ve içerdiği konuların önemi ve azameti sebebiyle de Peygamber’e (s.a.a) iki defa nazil olması veya iki kısımdan oluşmasıdır. Yani Hamd suresinin yarısı Allah’ı sena ile Hamd etmekte ve diğer yarısı ise dua ve ibadet konularına değinmesidir.[11] Ya da her namazda iki defa okunmasıdır.

Bazı müfessirler, Seb’in Kuran’ın evvelinde yer alan yedi uzun sureye işaret ettiği ihtimalini söz konusu etmişlerdir. Mesani’nin de Kuran’ın kendisine işaret ettiğini savunmuşlardır. Çünkü Kuran’ı Kerim, iki defa Peygamberimize (s.a.a) nazil olmuştur; ilkinde bütün şeklinde, ikincisi de tedrici olarak olaylara ve zamanın ihtiyaçlarına göre nazil olmuştur. Buna binaen, Seb’i Mesani, Kuran’ın yedi önemli suresidir. Bu gurubun delili ise Zümer suresinin yirmi üçüncü ayetidir. Allah bu ayette şöyle buyuruyor:

“Allah sözün en güzelini, bir kısmı bir kısmına benzer, ayetleri tekrarlanan bir kitap olarak indirdi.” Yani iki defa Peygamber’e (s.a.a) nazil oldu.

Ragıp İsfahani, Müfredat kitabında diyor ki: Mesani kelimesi, ayetlerinin tekrarından dolayı Kuran’a atfedilmiştir. Bu tekrar, Onun tahrif olmasından korumuş ve korumaktadır. Buna ilaveten, Kuran hakikatleri her dönem ve zamanda yenilenerek tecelli etmektedir. Bu yüzden Mesani olarak adlandırılması daha güzeldir.

Her halükarda, “Büyük Kuran” tabirinin Hamd suresinden sonra zikredilmesi ve bu surenin Kuran’ın bir parçası olması hasebiyle bu mübarek surenin önem ve azametine başka bir delil katmaktadır. Arap edebiyatında ve diğer edebiyatlarda cüz, birçok zaman küllün karşısında zikredilmiştir. Bu da o cüzün önemini göstermektedir.[12]



[1] İrşad’ul-Ezhan ila Tefsiril-Kuran, 272.s

[2] İrşad’ul-Ezhan ila Tefsiril-Kuran, 5.s; İrab’ul-Kuran ve Beyanuh, 1.c, 51.s

[3] Hicr Suresi, 87

[4] Âla’ur-Rahman fi Tefsiril-Kuran, 1.c, 51.s

[5] Ahkam’ul-Kuran, 1.c, 28.s

[6] Tefsir’ul-Kaşif, 1.c, 33.s

[7] El-Mizan, 12.c, 191.s

[8] Zümer Suresi, 23

[9] El-Mizan, 12.c, 191.s

[10] Tefsirun min-Vahy’il-Kuran, 13.c, 176.s

[11] Mecmu’el-Beyan, 1.c, 17.s; Nur’us-Sakaleyn, 3.c, 28-29.s

[12] Tefsir-I Numune, 8.c, 109.s

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Kabirleri ziyaret etmek belirli bir dönemde geçici olarak yasak idi, hangi yılda bu caiz kılındı?
    20527 Eski Kelam İlmi 2012/05/16
    İslam’ın başlangıcında kısa bir süreliğine men edilmiş ve yasaklanmış olan hususlardan biri de kabirleri ziyaret etmek idi. Bu yasaklamanın değişik delilleri vardır. İslam toplumunun nicel ve nitel olarak gelişip büyümesiyle bu hususa değinmek için uygun bir atmosfer oluştu. Bunun için Hz Peygamber (s.a.a) bir müddet sonra kabirleri ...
  • Bir Amerikan fabrikasında üretilmiş olan üzüm reçelini yemek helal midir?
    5734 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/07
    Büyük merci taklitler, Amerika veya genel olarak İslamî olmayan ülkelerdeki fabrikalarda yapılmış olan üzüm reçelinden istifade etmenin hükmünü şöyle beyan etmişlerdir:Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (Allah onu korusun):Eğer sarhoş edici değilse ve kitap ehli olmayan bir ...
  • Eğer evlat anne ve babasından önce vefat ederse merhumun evladı büyükbabasından miras alır
    22602 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/17
    Mirasın tabakaları ve açıklaması hakkında 3254 (Site: 3943) ve 1325 (Site: 1320) sayılı sorulara müracaat edebilirsiniz. Ama sorunuz hakkında muhterem mercilerin fetvalarını beyan etmeden önce, ölünün bir evladı (erkek veya kız) olduğu müddetçe torunlara miras ulaşmayacağını hatırlatırız. Ölünün (burada ölü derken büyükbaba veya büyükanne kastedilmektedir) evlatları kendisinden önce ölmeleri ...
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    14729 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Kehf suresinin Muhtevası ve okumasının fazileti nedir?
    54379 Tefsir 2012/04/19
    Kehf suresi kuranı kerimin diğer sureleri gibi faziletlere ve birçok nitelik ve özelliklere haizdir. Bu yücelik ve faziletler peygamberden (s.a.a.) ve İmamlardan (a.s.) nakledilen birçok rivayetlerde beyan edilmiştir. Peygamberden (s.a.a.) nakledilen bir rivayette şöyle denilmektedir: Bu sure nazil olduğunda yetmiş bin melek onunla birlikte imiştir. Her kim ...
  • Bir Müslüman’ın yapabileceği en üstün müstehap amel nedir?
    12726 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Kur’an’ın diğer din mensuplarına karşı barışcıl biçimde yaklaşım konusundaki görüşü nedir?
    38680 Tefsir 2010/10/07
    ‘Dinlerarasıbarış ve huzura dayalı yaşam’ olgusu, İslamın temel inançlarından biridir ve Kur’an-ı Kerim’in bir çok ayetinde çeşitli şekillerde buna açıkca vurgu yapılmıştır. Kur’an, bazı dinlerde görülen ve inanç farklılıklarından kaynaklanan din savaşlarını -haçlı seferleri gibi- anlamsız bulmaktadır. Kin gütmek ve başka dinlerin mensuplarına karşı düşmanlık beslemek yasaktır. Başkalarına ...
  • acaba Bedir ve Tebük savaşlarında peygamber (s.a.a) evlayı mı terk etti ya maslahatı mı?
    7134 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    Bir grup Müslüman düşünürlerin inancına göre her hangi bir konuyla alakalı gerçekleşen bir olay hakkında peygambere (s.a.a) vahiy gelmemişse, hz. Resul (s.a.a) o olay hakkında karar alıyordu. Elbette Onun (s.a.a) aldığı karar evlaya veya maslahata ters gelebilirdi. Bu iki olaya bağlı olarak ...
  • Kadının Sesini Erkek İçin Türkü okurken dinlemenin hükmü nedir? Türkü yani ne?
    6812 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Ayetullah Hamenei’nin (Allah gölgesini devam ettirsin) Defteri: C 1 ve 3) Eğer kadının sesi türkü şeklinde olursa veya kadının sesinden lezzet almak kastıyla veyahut fesadı arkasından getiriyorsa veya lehvsel ve haram musikiyle birlikte iken kulak verilmesi caiz değildir. C 2) Ğına (türkü) ...
  • Peygamberin (s.a.a) vasiyyetinin yazılması engellendiği zaman Hz. Ali (a.s) neden buna karşı çıkmadı?
    12692 Eski Kelam İlmi 2010/08/14
    Peygamberimizin (s.a.a) isteğinin (vefat etmeden önce vasiyet yazmak için kalem ve kağıt isteğinin) engellenmesi tarihin meşhur olaylarındanır. Bu olaya ‘Yevm-il Hamis’, ‘Kalem ve Kağıt’ vb. gibi çeşitli isimler verilmiştir. Hz. Ali’nin (a.s) bu olayda susması onun gerçekleştiğinin reddini göstermez. Aksine onun deliline bakmak lazım. Acaba ...

En Çok Okunanlar