Gelişmiş Arama
Ziyaret
32584
Güncellenme Tarihi: 2009/08/23
Soru Özeti
Niçin ezan Arapça okunmaktadır?
Soru
Niçin ezan her memleketin kendi diliyle değil de Arapça okunmaktadır?
Kısa Cevap

Ezanın Arapça okunmasının gerekliliğinin en önemli delili ezanın bir ibadet oluşudur. Bu ibadet Peygamber-i Ekrem’in sünneti gereği olduğu gibi korunmuştur. Her ibadetin şekli ve biçimi Allah Teala’nın belirlediği, emrettiği şekilde olmalıdır.

Buna ek olarak bu ibadetin asırlar boyunca tahriften uzak kalması, bozulmaması ve içerdiği derin manaların sonraki nesillere ulaşmasının en güzel yolu onun olduğu gibi korunmasıdır.

Diğer yandan İslam evrensel bir dindir. Bütün Müslümanların bir cephede, bir safta ve birlik ve beraberlik içinde olmalarını istemektedir. Böyle bir topluluğun oluşturulması ortak bir kültür ve ortak simgeler olmadan mümkün değil. Arapça dünyanın en yaygın dillerinden biri olarak Müslümanlar arasında ortak ibadetlerin dili kılınmıştır. Böylece Müslümanlar için ezan ve ibadetler birlik ve beraberliğin simgesi olmuştur.
Ayrıntılı Cevap

Eğer sorudan maksat ezanın niçin Arapça yerine başka bir dille olmadı şeklinde ise o zaman yine aynı dil için de niçin bu dille oldu da başka bir dille olmadı sorusu geçerli olur. Bu durumda bir dille olması gerektiğinden Arapça olmuştur şeklinde cevap vermek yeterlidir. Ama eğer maksat niçin herkes ana dilinde veya kendi beldesinin dilinde ezan okumamaktır şeklinde ise o zaman bu sorunun cevabının anlaşılabilmesi için aşağıdaki noktalara dikkat edilmelidir.

1.     Ezanın Arapça okunmasının gerekliliğinin en temel delili ezanın bir ibadet oluşu ve Peygamberi Ekrem’in sünneti olmasıdır. Çünkü ibadetin şekli ve biçimi Allah’ın emriyle belirlenmiş ve Peygamber tarafından bildirilmiştir.[1]

Buna ek olarak İslam, ezan gibi dinin simgesi olan ibadetlerin asırlar boyunca hiçbir tahrif ve bozulmaya uğramadan ebedi olarak kalmasını istemektedir. Eğer ezanı herkes kendi ana dilinde veya bölgesel dillerde okunmasına izin verilseydi bu ibadetin tahrif edilmesi ve hurafe ve temelsiz şeylerle iç içe girmesi kaçınılmaz olurdu. Böylece asıl ezan unutulur ve yeni şeyler onun yerini alır ve ezanın eşsiz derin içeriği sonraki nesillere aktarılamazdı. Acıktır ki bir şeyin tarihte kalıcı olması için belirli ölçü ve miyarlara sahip olması gerekmektedir. Bu ölçü ve miyarlar değişmez olmalıdır.

Örneğin insanlar kendi sosyal hayatlarında bazı birimlerin kapsayıcı ve kalıcı olmasını sağlamak için milimetre, santimetre, metre gibi uzunluk veya gram, kilo gram gibi ağırlık ölçülerine belirli bir standart getirmişlerdir. Aynı şekilde ibadetler için de din namaz ve ezan gibi belirli ölçü ve değerler belirlemiştir. Bu ölçülerden biri de ezan ve namazın Arapça olması şartıdır.

2.     İslam evrensel bir dindir. Bütün Müslümanların bir cephede, bir safta ve birlik ve beraberlik içinde olmalarını istemektedir. Böyle bir topluluğun oluşturulması ortak kültür ve simgeler olmadan mümkün değil. Araştırmacıların da itiraf ettikleri gibi Arapça dünyanın en geniş ve temel dillerinden biridir. Uluslararası bir dil olarak Müslümanlar için ezanın ve namazın ortak dili olarak Müslümanların birlik ve beraberliğinin sembol ve simgesi sayılır. Bu ilke, dinin diğer desturlarında da görülmektedir: Örneğin ortak kıbleye namaz kılmak belirli zaman ve mekanda hac amellerini yerine getirmek de bu tür emirlerden sayılır.

3.     Zihinlerde şu soru oluşabilir: Arapçaya hâkim olmayan insanları ezan ve namazı bu dilde yerine getirmeye zorlamak onları zorluğa düşürmek ve haksızlık sayılmaz mı?

Cevap olarak şu noktaya işaret etmek gerekir ki İnsan Allah’ın kendisine verdiği öğrenme ve kavrama gücü sayesinde günlük ihtiyaçlarını gidermek için sürekli yeni kelime ve terim öğrenme gücüne sahiptir. Bunu normal hayatlarında sürekli yaşayan insanlar rahatlıkla namaz ve ezanda kullanılan kelimelerin manalarını öğrenebilirler. Ayrıca bu kelimelerin zahiri manaları oldukça anlaşılır ve basittir. Elbette aynı zamanda bu kelimeler çok derin ve geniş manaları içermektedirler.

4.     Dil bilimcilere göre Arapça, dünyanın en kâmil dillerinden biridir. Bu dilde geniş ve derin manaları çok güzel kalıplarda kısa sözcüklerle ifade etmek mümkündür.[2]

 



[1] Yani bu ameli Allahü telanın belirttiği biçim ve şekilde yerine getirmek gerekir.

[2] Elmizan, c 4, s 160,tefsiri numune, c 9, s 300 ve c 13, s 311.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Dua psikolojisi hakkındaki kaynakları tanıtır mısınız?
    5662 Pratik Ahlak 2010/10/12
    Dua psikolojisi hakkındaki kaynaklar üç kısımdır:a)Din psikolojisini genel olarak ele alan kaynaklar.Ancak bunlardua psikolojisini özel olarak işlememişlerdir. Örneğin William James’inyazdığı, Muhammed Kaini’nin tercüme ettiği ‘Din ve Revan’ (Din ve Ruh) ve Mesut Azerbaycani’nin yazdığı ‘Revanşinasi-i Din’ (Din Psikolojisi) bu türendir.
  • İçlerinde birkaç iyi ve takvalı kimse var diye günahkâr bir topluma azabın gelmesi gecikebilir mi veya tümüyle uzaklaşabilir mi?
    6581 Tefsir 2012/02/18
    Kur’an-ı Kerim’de ve rivayetlerde, günahkâr bir topluma azabın gelmesinin gecikmesi veya tümüyle uzaklaşmasının bazı nedenlerine değinilmiştir. Aşağıda onlardan birkaçını örnek olarak getiryoruz:1- Peygamberin ve İstiğfar edenlerin varlığı: ‘Oysa sen içlerinde oldukça onları azaplandırmaz ve yine bağışlanma dilerlerken Allah onlara azap vermez.’
  • Müslüman (Muslim) sözcüğünün anlamı nedir?
    73693 Tefsir 2009/10/18
    Kuran-ı Kerim’de Müslüman Allah Teala’nın emirleri karşısında mutlak bir teslimiyet içinde olan kişi anlamına gelir. Müslüman olmak kâmil halisane bir tevhit inancına sarılmayı ve her türlü şirk ve ikili tapınmadan uzak durmayı gerektirir. İşte bu yüzden Kuran-ı Kerim, Hz. İbrahim’i (a.s), Müslüman olarak tanıtmaktadır.
  • İnsan kendi güvenlik ve huzurunu bozan diğer varlıklar karşısında ne tür bir tepki göstermelidir?
    8309 Hayvan Barındırmak Ve Avlamak 2013/03/09
    Eziyet ve rahatsız eden haşerelerin eziyet ve rahatsızlıklarını önleme hakkında ilk önce iki noktaya işaret edilecek ve sonra İslami kaynaklardan alınmış iki tavsiye verilecektir: 1. Tabiat çarkında insanların tüm varlıklar ile en azından hâlihazırda barışçıl bir şekilde yaşaması olanaksızdır. Biz; insanlar ve yırtıcı hayvanların bir şehirde hiçbir ...
  • Gıybeti dinleyen gıybet edenin günahına ortak mıdır?
    3965 Gıybet, Hakaret Ve Gözetleme 2020/01/20
  • Hz. Masumların (a.s) fiil ve sözlerinin delil oluşunun ölçüsü ne kadardır?
    7831 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/06/16
    İslam’ın muteber delillerinden biri Hz. Peygamber (a.s) ve diğer masumların sünneti olup tüm Müslümanlar için Kur’an ayetleri gibi delil teşkil eder ve sünnet masumun söz, fiil ve tavrı diye üç şekilde yer alır. Hadis ve rivayetlerde belirtilen masumların söz ve konuşmaları “masumun sözü” onların yaptığı amel ve ...
  • Hayvana dönüşme nasıl olmaktadır ve şuan yeryüzünde bulunan hayvanlar, hayvana dönüşmüş olan insanlar mıdır?
    27095 Tefsir 2009/05/17
    “Mesh” sözlükte, bir şekilden daha kötü bir şekle dönüşme anlamına gelmektedir; Kuran ve hadis teriminde ise, bazı günahkâr (bazı özel günahlara sahip) kimselere ve ümmetlere nazil olan bir çeşit azaptır.Mesh olan insanlar hayvan (maymun, domuz vb.) şeklindedirler; yani işlemiş olduğu günahın hayvansal şeklini bu dünyada onun insanî şeklinin üzerine ...
  • Kadın evladına süt vermeden dolayı kocasından ücret talep edebilir mi?
    6000 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/04
    Şu noktaya dikkat etmek zorunludur: İslam’da fıkhî hükümler ve ahlakî usuller birbirini tamamlar ve aralarında hiçbir ayrılık ve uyuşmazlık bulunmaz.[1] Bundan dolayı fertlerin hakkı sıfatıyla bazı hükümler ispatlanmış olsa da ve yükümlü bu haktan fıkhî bir hüküm sıfatıyla istifade edebilse de, dinsel öğretilerde ahlakî ...
  • Eğer Allah bir ferdi severse, halkın geneli de onu sever mi?!
    11796 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Her ne kadar Allah’ın salih kullarının sevgisini halkın kalbine aktardığını yansıtan rivayetler olsa da, halkın ekseriyetinin bir şahsı desteklemesi zorunlu olarak onun Allah tarafından onaylandığı anlamına gelmez. Öte taraftan halkın ekseriyetinin bir şahsa düşman olması da onun Allah’ın gözünde düştüğü ve O’nun nezdinde bir değeri olmadığı şeklinde ...
  • Ödünç (karz) olarak verdiğimiz malın humusunu vermeli miyiz?
    5612 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/14
    Söz konusu olan para kesb ve kazancından birikilmiş durumda ve humus yılı üzerinden geçmiş ise bütün taklidi Mercilerin bu bağlamdaki fetvası şöyledir: Humus yılının başı geldiği zamanda ödünç olarak vermiş olduğu parayı kolaylıkla (zahmetsizce) alınması mümkün ise o paranın humusunu çıkartmalısın. Ama eğer humus yılının geldiği sırada ödünç verilmiş olan ...

En Çok Okunanlar