Gelişmiş Arama
Ziyaret
11752
Güncellenme Tarihi: 2013/08/13
Soru Özeti
Ahit duası senet ve metin olarak teyit edilir özellikte midir?
Soru
İmam Sadık’tan (a.s) aktarılan ahit duası ile ilgili olarak bizi bilgilendirebilir misiniz?
Kısa Cevap
Gıyap döneminde okunan ve derin bir içeriği bulunan dualardan birisi Ahit Duasıdır. Bu duayı Allame Meclisi Biharu’l-Envar’da üç bölümde aktarmış ve bunun iki bölümünün senedini de belirtmiştir. Her ne kadar Ahit Duasının çoğu ravileri Şia’nın büyük şahsiyetleri ve fakihlerinden sayılsa da onlar arasında açık bir duruma sahip olmayanlar da mevcuttur. Ama bu dua Misbahu’z-Zair’de Seyit b. Tavus ve Misbah kitabında Kef’emi ve sonra da Allame Meclisi gibi büyük âlimler tarafından nakledilmiş olması onların Ahit Duasına güvendiklerinin göstergesidir. İkincisi, bu duanın içerikleri diğer dualarda onaylanmıştır; bu nedenle Ahit Duası okunabilir ve inşallah ilahi ecir ve sevaba bu sayede nail olunabilir.   
 
Ayrıntılı Cevap
“Ahit Duası” olarak meşhur olan duayı Allame Meclisi Biharu’l-Envar’da üç yerde değişik kaynaklardan nakillerde bulunarak zikretmiştir. Duanın bazı kelimelerinde çok az ihtilaflar da gözlemlenmektedir. Meclisi, bu duayı ilk önce Ric’at babında[1] ve Seyit b. Tavus’un Misbahu’z-Zair ve Cenahu’l-Misafir kitabından nakletmektedir.[2] Seyit, bu kitapta İmam Sadık’tan (a.s) bir dua nakletmektedir. İmamın (a.s) buyurduğu üzere her kim bu duayı kırk sabah okursa İmam Mehdi (a.c.f) ortaya çıktığında ve kıyam ettiğinde onun yareni olacak ve İmam Mehdi’den (a.c.f) önce dünyadan göçmesi halinde de Allah İmam Mehdi’ye (a.c.f) yardım etmesi gayesiyle onu diri bir halde ve İmam Mehdi’ye (a.c.f) yardım etme niyetiyle kabrinden çıkaracaktır. Bu inanç Şia’da “Ric’at” olarak belirtilmiştir.[3] Burada Alleme Meclisi sadece bu duanın kaynağını yani Seyit b. Tavus’un kitabını ve onun İmam Sadık’tan (a.s) aktardığı sözü belirtmekle yetinmiş ve rivayetin senedine hiçbir işarette bulunmamıştır. Meclisi, dualar ve sabah duaları bölümünde bu duayı ikinci bir defa aktarmış ama bu sefer “el-Kitabu’l-Atik” adlı kitaptan nakilde bulunmuş ve kitabın yazarına hiçbir işaret etmemiştir. Bununla birlikte Meclisi “Biharu’l-Envar” kitabını yazarken istifade etmiş olduğu kaynak kitapları belirtirken “el-Kitabu’l-Atik” kitabının tanıtımında şöyle demiştir: “İstifade edilen kitaplardan bir diğeri de eski hadis bilginleri tarafından yazılan ve Necefi Eşref’te bulduğumuz Kitabı Atiktir.”[4] Elbette Kef’emi bu kitabın değerli hadis âlimi Harun b. Musa Tel-Ekberi’nin olduğunu ifade etmiştir.[5] Allame Meclisi de bu bölümün sonundaki sayfalarda Kef’emi’nin bu ifadesini nakletmiştir.[6] Aynı şekilde Aqa BozorguTehrani şöyle yazmaktadır: “el-Kitabu’l-Atik” kitabının diğer adı da “Mecmeu’d-Deavat” veya “Mecmuu’d-Deavat” olup yazarı Ebil-Hüseyin ya Ebi Cafer Muhammed b. Ebi Muhammed Harun b. Musa Tel-Ekberi’dir.[7]
Her halükarda Meclisi kitabı belirtikten sonra bu kitaptaki mevcut izin ve senet silsilesini yazarından şöyle aktarmaktadır: Kitabın müellifi şöyle dedi: Büyük Seyit Abdü’l-Hamid b. Fahhar 676 yılında şöyle dedi: Babam bana Tacüddin Hasan b. Ali ed-Durbi’den, kendi Muhammed b. Abdullah Bahrani’den, kendi Ebi Muhammed Hasan b. Ali’den, kendi Ali b. İsmail’den, kendi Yahya b. Kesir’den, kendi Muhammed b. Ali Karaşi’den, kendi Ahmed b. Said’’den, kendi Ali b. Hakem’den ve kendi da Rebi b. Muhammed Musli’den naklettiği üzere ravi şöyle demiştir: Ben İmam Sadık’tan (a.s) duyduğum şu sözü Abdullah b. Selma’ya ifade ettim: “Her kim bu duayı kırk sabah okursa bizim Kaimimizin (a.c.f) sahabelerinden olacaktır. Eğer ölürse, Allah onu bu iş için kabrinden çıkaracak ve bu duanın her bir kelimesi için ona bin güzellik verecek ve onun bin günahını bağışlayacaktır. Bu dua ahittir…”[8]
Ahit Duası Ravilerinin İncelenmesi:
Bu senette yer alan bireylerin incelenmesi aşağıda açıklanmıştır:
1. Belirtildiği gibi Allame Meclisi el-Kitabu’l-Atik müellifinin Şia’nın eski hadisçilerinden bilmektedir. Allame Meclisi ve diğerleri Kef’emi’den naklettikleri üzere bu kitabın yazarı “Ebi Cafer Muhammed b. Ebi Muhammed Harun b. Musa Tel-Ekberi”dir.
2. Seyit Abdu’l-Hamid b. Fahhar: Bu şahsın adı âlimlerin izinler silsilesinde mevcuttur ve Şeyh Hürr Amuli onu erdemli, muhaddis ve ravi olarak adlandırmıştır.[9]
3. Seyit Abdu’lHamid’in babası: Bu şahıs, Seyit Şemsuddin Fahhar b. Mad Musevi’dir.[10] Şeyh Hürr Amuli onun hakkında şöyle demektedir: O alim, erdemli, edip ve muhaddistir. İbn. İdris-i Hilli ve Şazan b. Cebrail el-Kummi’den rivayet nakletmektedir.[11] Hicri 630 yılının Ramazan ayında vefat etmiştir.[12]
4. Tacuddin Hasan b. Ali b. Derbi: Onun gerçek ismi Hasan b. Ali Derbi’dir. Ali Derbi’nin oğlu değildir.[13]Biharu’l-Envar’ın bu bölümünde yanlışlıkla bu şekilde aktarılmıştır. Hasan b. Ali Derbi de Şia’nın büyük fakih ve âlimlerindendir.[14]
5. Muhammed b. Abdullah Bahrani Şeybani: Bu şahıs, altıncı asrın İmami fakihlerindendir[15] ve Tacuddin Hasan b. Ali Derbi’nin şeyhlerindendir.[16]
6. Ebi Muhammed Hasan b. Ali: Bu şahıs, fakih olup Muhammed b. Abdullah Bahrani Şeybani’nin üstatlarındandır.[17]
7. Ali b. İsmail: Bu şahıs Hasan b. Ali’nin üstatlarındandır ve bir fakihtir.[18]
8. Yahya b. Kesir: Bu şahıs hakkında Şia’nın Teracüm ve rical kitaplarında herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır.[19]
9. Muhammed b. Ali Kureşi: Şia’nın hadis ricali kitaplarında Muhammed b. Ali el-Karaşi olarak kendinden söz edilen tek şahıs, Muhammed b. Ali; Ebu Sumine’dir.[20] Bu, İmam Rıza (a.s) ashabının sınıflandırılmasında zikredilmiştir.[21] Ebu Sumine çok zayıf ve inancı bozuk biri olarak sayılmıştır.[22] O halde rivayette sözü edilen şahıs, belirtilen Ebu Sumine ise zayıf sayılır ve değilse meçhul addedilir.
10. Ahmed b. Said: Bu şahıs, Şia’nın ve Ehlisünnet’in rical kitaplarında birkaç şahıstan ibarettir: Şeyh Saduk’un kendisinden rivayet aktardığı Ahmed b. Said b. Abdullah Demeşki bunlardan biridir.[23] Bu şahsın hali hakkında bir bilgi bulunmamaktadır ve anlaşıldığı kadarıyla meçhuldür. Ahmed b. Said b. Yezit Sakafi’de[24] bu şahıslardan biridir ve bunun hakkında da bir bilgi mevcut değildir. Hatibi Bağdadi ondan söz etmiş ve Muhammed b. Selme Ebu Ubeyde el-Emevi el-Heyti’nin ondan rivayet naklettiğini söylemiştir.[25] Ehlisünnet kaynaklarında adı geçen Ahmed b. Said b. Osman Sakafi’de bir diğer şahıstır.[26]
Her halükarda Ahmed b. Said’in bu bireylerden kimin olduğu belli değildir. Buna ek olarak rivayetlerde Ahmed b. Said adında bir şahsın Ali b. Hakem’den rivayet aktardığı gözlemlenmemiştir.
11. Ali b. Hakem: Bu şahıs Tusi’nin ricalinde İmam Rıza’nın (a.s) sahabelerinden[27] ve saygın ve güvenilir âlimlerden sayılmıştır.[28]
12. Rebi b. Muhammed Musla: Bu şahıs imami mezhebine mensuptur ve bir grup ondan bir kitap nakletmiştir. Kitabının meşhur kitaplardan sayıldığı öne sürülmüştür. O İmam Sadık’tan (a.s) rivayet nakletmiştir.[29] Kendisi hakkında bundan daha fazla bir bilgiye rastlanmamıştır.
13. Abdullah b. Selmi: Raviler arasında böyle bir şahıs mevcut değildir ve büyük ihtimalle Biharu’l-Envar nüshalarındaki yapılan hataların bir sonucudur; zira Allame Meclisi üçüncü defa Ahit duasını “el-İstişfabi Muhammed ve A’li Muhammed fi’d-dua ve ediyye ve et-Teveccüh ileyhim” başlığı altında ahit duasını nakletmiştir. Burada Abdullah b. Selma yerine ebi Abdullah b. Süleyman zikredilmiştir.[30] Lakin büyük ihtimalle Ebi Abdullah da doğru değildir ve onun doğru ismi Abdullah b. Süleyman’dır; zira evvela Ebi Abdullah b. Süleyman adında raviler arasında bir şahıs bulunmamaktadır. İkincisi Abdullah b. Süleyman Amiri, tıpkı Ahit Duasının rivayet senedi gibi sadece Kütüb-i Erbaa’da[31]Rebi b. Muhammed tarafından ondan rivayet aktarılmıştır.[32] O halde söz konusu şahsın Abdullah b. Süleyman Amiri olduğu hususunda hiçbir kuşku bulunmamaktadır. Berki ricali[33] ve Tusi ricali[34] onu İmam Sadık’ın (a.s) sahabelerinden biri olarak tanıtmışlardır. Ayetullah Hoyi onu güvenilir bilmektedir.[35]
Netice:
Her ne kadar Ahit Duasının ravileri Şia’nın büyüklerinden ve fakihlerinden olsa da onlar arasında durumu açık bir duruma sahip olmayan kimseler de mevcuttur. Lakin bu duanın Misbahu’z-Zair kitabında Seyit b. Tavus ve Misbah kitabında Kef’emi ve ardından Allame Meclisi gibi büyük âlimler tarafından nakledilmiş olması, onların Ahit Duasına güvendiklerinin göstergesidir. İkincisi, bu duanın muhtevası diğer dualarda onaylanmıştır. Örneğin bu duanın önemli içeriklerinden biri dünyaya dönmek ve ricattir.[36] Bu, Şia’nın inançları ve kelam kaynakları ile mutabıktır. Bunun benzerini diğer dualarda ve bu cümleden olmak üzere Camie’yi Kebire’de okumaktayız: “Beni sizin en iyi takipçilerinizden, düşmanlarınızın aleyhine savaşmak için dönenlerden, devletinizde hâkimiyete ulaşanlardan, sizin sağlık ve esenliğiniz atmosferinde yüce ve ulvi bir makama ulaşanlardan, sizin günlerinizde izzet, istikrar ve sebat bulanlardan ve yarın sizi görmeyle gözleri aydınlanan kimselerden karar kıl.”[37]Bundan dolayı Ahit Duasının senedi bir takım sorunlar taşısa da onun derin içeriği diğer muteber dualarda onaylanmıştır. Ahit Duası okunabilir ve inşallah onu okuyan ilahi ecir ve sevaba nail olur. 
 

[1]Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c. 53, s. 95, Müessesetü el-Vefa, Beyrut, 1404 h.k.
[2]Aqa Bozork Tahrani, ez-Zeria ile Tesanifi’ş-Şia, c. 21, s. 107, İsmailiyan, Kum,1408 h.k.
[3]Ric’at ve özellikleri, Soru: 247; Peygamber ve İmamların Ric’atı, Soru: 5896.
[4]Biharu’l-Envar, c. 1, s. 16.
[5]ez-Zeria ile Tesanifi’ş-Şia, c. 20, s. 323.
[6]Biharu’l-Envar, c. 1, s. 33.
[7]ez-Zeria ile Tesanifi’ş-Şia, c. 20, s. 28.
[8]Biharu’l-Envar, c. 83, s. 284.
[9]Hürr’ü Amuli, Muhammed b. Hasan, Emeli’l-Amal, c. 2, s. 145, İntişaratıMektebeti el-Endülüs, Bağdat, çapı Necef-i Eşref, 1385 h.k.
[10]age, s. 214; Subhani, Cafer, MovsuatuTabagatu’l-Fukaha, c. 7, s. 192, Müessesetu İmam Sadık (a.s), Kum, 1418 h.k.
[11]Emeli’l-Amal, c. 2, s. 214.
[12]MovsuatuTabagatu’l-Fukaha, c. 7, s. 192.
[13]age, c. 7, s. 68; Emin Amuli, Seyit Muhsin, A’yanu’ş-Şia, c. 5, s. 64 ve 192, Daru’t-Taarufli’l-Metbuat, Beyrut, 1406 h.k.
[14]a.g.e
[15]Emin, Seyit Hasan, MüstedrekiA’yanu’ş-Şia, c. 6, s. 286 ve 287, Daru’t-Taarufli’l-Metbuat, Beyrut, 1408h.k.
[16]A’yanu’ş-Şia, c. 9, s. 388 ve 389.
[17]Müstedrek-u A’yani’ş-Şia, c. 6, s. 286.
[18]a.g.e
[19] Tabiinden ya da tabiinin tabiinden olan Ehlisünnete mensup ravilerinden birkaç kişi bu adla adlandırılmıştır. Ama Şia ravileri arasında böyle bir raviye rastlanmamıştır.
[20]Necaşi, Ahmed b. Ali, Fihristi Esma-i Musennfi’ş-Şia (Ricali Necaşi), s. 332, Defteri İntişaratı İslami, Kum, çapı şeşum, 1365 h.ş.
[21]Berki, Ahmed b. Muhammed b. Halit, et-Tabakat (Ricali el-Berki), s. 54, İntişaratıDanişahı Tahran, 1383 h.k.
[22]Fihristi Esma-i Musennfi’ş-Şia (Ricali Necaşi), s. 332.
[23]Şeyh Saduk, el-Hisal, Muhakkık ve Musahhıh: Gaffari, Ali Ekber, c. 1, s. 320, Defteri İntişaratı İslami, Kum, çapı evvel, 1362h.ş.
[24]Bu ravinin senet silsilesinde yer aldığı rivayetleri görmek için: Şeyh Tusi, el-Amali, s. 515 ve 517, Daru’s-Segafe, Kum, çapı evvel, 1414 h.k; Vesailu’ş-Şia, c. 16, s. 368.
[25]Hatibi Bağdadi, Ebubekir Ahmed b. Ali, el-Muttefik ve el-Mufterik, Tahkik: Aydın el-Hamidi, Muhammed Sadık, c. 3, s. 1844, Daru’l-Gadirili’tTabaa ve’n-Neşrve’t-Tövzi, Demeşk, çapı evvel, 1417 h.k.
[26]Teberi, Razi LalKai, ebu’l-Kasım Hibetu’llah b. El-Hasan, Keramatu’l-Evliya (min kitabı Şerhi Usulu İtikadı Ehli’s-sunneve’l-Cemaah), Tahkik: Gamidi, Ahmed b. Sad, c. 9, s. 87, Daru Tayyibe, Arabistan-ı Suudi, çapı heştum, 1423 h.k; Sehmi KurşiCurcani, Ebu’l-Kasım Hamza b. Yusuf, Tarihi Curcan, s. 520, Alemu’l-Kitab, Beyrut, çapı çaharum, 1407 h.k; İbn. Hacer Askalani, Tebsiretu’l-MentibebiTahriri’l-Müştebeh, Tahkik
Neccar, Muhammed Ali, c. 2, s. 732, el-Mektebetu’l-İlmiyye, Beyrut, bi ta.
[27] Şeyh Tusi, el-Ebvab (Ricali Tusi), s. 361, İntişaratıHayderiyye, Necef-i Eşref, 1381 h.k.
[28]Şeyh Tusi, el-Fihrist, s. 263, el-Mektebetu’l-Murtezeviyye, Necef-i Eşref, bi ta.
[29]Ricali Necaşi, s. 164.
[30]Biharu’l-Envar, c. 91,  s. 41.
[31]Örnek olarak: Kuleyni, Muhammed b. Yakup, el-Kâfi, Muhakkık ve Musahhıh: Gaffari, Ali Ekber, Ahundi, Muhammed, c. 1, s. 178, Daru’l-Kutubu’l-İslamiye, Tahran, çapı çaharum, 1407 h.k.
[32]Musevi Huyi, Seyit Ebu’l-Kasım, MucemuRicalu’l-hadis, c. 10, s. 201, Merkezi Neşri Asarı Şia, Kum, 1410 h.k.
[33] Ricali el-Berki, s. 22.
[34]Ricali Tusi, s. 264.
[35]Mucemu Ricalu’l-hadis, c. 10, s. 202.
[36] Ahit Duasında şöyle okuruz:
در دعای عهد می‌خوانیم: «اللهم إن حال بینی و بینه الموت الذی جعلته على عبادک حقا مقضیا فاخرجنی من قبری مؤتزرا کفنی شاهرا سیفی مجردا قناتی ملبیا دعوة الداعی فی الحاضر و البادی».
[37]Şeyh Saduk, UyunuAhbaru’r-Rıza (a.s), Muhakkık ve Musahhıh, Lacverdi, Mehdi, c. 2, s. 276, neşri cihan, Tahran, çapı evvel, 1378 h.k.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar