Gelişmiş Arama
Ziyaret
5693
Güncellenme Tarihi: 2012/12/31
Soru Özeti
Mesed Suresinin en Önemli Payamı nedir?
Soru
Mesed suresinden öğrenebileceğimiz irfani – ahlaki payam nedir? Acaba Ebu Leheb ve eşinin Allah tarafından maruz kaldıkları be dua ve gazap mıdır?
Kısa Cevap
Bu surenin en önemli payamlarını şöyle açıklayabiliriz: mal, makam, peygamberle olan nesepsel ve ailevi bağ, Allahın gazabı ve öfkesinin önüne geçmiyor. Ebu Leheb gibi; o Kureyş kabilesinin önde ve başlarından sayılan birisi idi. İslam peygamberin (s.a.a.) amcası, mal ve servet sahibiydi. Bunlardan hiçbirisi onun için Allah nezdinde yararlı olmadı. Allah katında kendisi için bir yakınlık icat edemediler. İşte Allah’ın vermiş olduğu vaid (söz) budur: “Allah katında en değerliniz en takvalınızdır”.
 
Ayrıntılı Cevap
Mesed suresi beş ayete sahip ve Mekke’de nazil olmuş olan surelerden birdir.[1] Açıktan açık Mekkelilerden bir kimsenin (ebu Leheb) ismini zikir eden ayetlerden sadece bu surenin ayetleridir ki onu kötülemiş ve kendisinin cehennemlik olduğunu bildirmiştir. Gayipten verilen haberlerden birisi de bu surededir ki onların cehennemlik[2] olduğu hakkındaki vaattir. Bu haber onların hayatlarının sonuna kader iman getirmeyeceğin işaret eden bir nişanedir. Aksi takdirde bunları şahıslarını belirterek cehennem vadini vermek uygun olmazdı. Zamanın geçmesi de bunu ispatladı ki ebu Leheb ve eşinin imana gelmediklerini bırakın bir yana İslam peygamberine (s.a.a.) karşı bağladıkları düşmanlıklarını, eziyet yapmalarını bile azaltmadılar.
Müfessirler bu surenin peygamberliğin ilk senelerinde nazil olduğunu söylemişlerdir. İslam peygamberi (s.a.a) – Allahın emri gereğince – İslam’a davet etmek için çalışıyorken safa dağına çıktı ve insanları çağırarak yanına topladı ve şöyle buyurdu: “ eğer düşman sabah veya akşam size bu dağın arkasından saldıracağını desem bana inanıyor musunuz? Dediler; evet! Buyurdu: biliniz ki ben önümüzdeki çetin bir azaptan sizi korkutuyorum. Sonar ebu Leheb dedi; “tebben leke = Yok olasın”, bunun için mi bizi buraya çağırdın. İşte o sırada Allah bu sureyi peygambere (s.a.a.) indirdi.[3] Hakeza bu surede “tebbet” [4]  sözcüğünden istifade edilmesi de ebu Leheb’in söylemiş olduğu sözün cevabı olarak o muhatap alınarak söylenmiştir. Ebu Lehebin hanımı da ki kocasının fikrinde ve onunla birlikte idi ve İslam’a karşı düşmanlıktan el çekmiyordu, Allah tarafından kınandı ve ilahi azabın vadi (sözü) ona da verildi.[5]
Bu surede mevcut tabirlerden yararlanarak be dua yapabilinir olduğu anlaşılıyor. Allah u Teâlâ bu ayetlerde açık bir şekilde Ebu Leheb’e be duası ve gazabına maruz etmiştir. Bu surenin yanı sıra başka ayetlerde de be dua ve gazap vardır ki muhatapları başkalarıdır.[6]
Bu surenin en önemli payamlarını şöyle açıklayabiliriz:
  1. Allahtan başaksı ve sadece bu dünyanın maddi şeylerine itimat edenler zarar etmiş, ama eğer kendi çabasını harcar ve maksadına ulaşmak için vesile ve araçlardan istifade etmekle birlikte Allaha itimat ve asıl olarak Allaha güvenirse kurtulmuş olanlardan olacaktır.[7]
  2. Sadece makam ve mal insanın saadeti için vesile olamaz. Bu sure şunu gösteriyor ki mal ve makam sahibi olan bir kimse, Allah katında da sevimli olacağını göstermiyor. Belki Allah tarafından tard edilen ilk kişilerden olacaktır. Bu hükmün örneği ebu Lehebdir ki siyasi olarak uygun bir makama sahip ve servet bakımından da malı çok idi. Ama bunlardan hiç birisi kendisini kurtaramadı.[8] Sahip olduğu bu imtiyazlardan (makam ve mal) hiçbirisi ona Allah katında yakınlığı kazandıramadı. Sadece cehennem ateşi kendisine nasip oldu. İşte budur Allahın vermiş olduğu ölçü sözü; “Allah katında en değerliniz en takvalınızdır”.[9]
  3. Peygamber ve Allahın velilerine oranla var olan nesepsel irtibat Allahın gazabının veya lanetinin önüne geçemiyor. Abdul Mutalibin oğlu ebu Leheb[10]  ve aynı zamanda peygamberin amcası idi. Ama bu akrabalık kurtuluşu için hiçbir etkisi olamadı. Bu nedenle nesepsel akrabalık tek başına ihtiram getirmiyor ve bundan dolayı onu hatadan beri olduğunu sağlamıyor. Bilakis kişinin ameline ve sahip olduğu amel defterine bakmak gerekir ve ona göre hüküm vermek lazım.
 

[1] Tabatabai, seyit, Muhammed Hüseyin, “el-Miazan fi Tefsiril – Kuranıl – Kerim”, baskı, 5, Kum: defter-i intişarati, İslami, c. 20s. 384
[2] Mesed, 3; “se yesla naren zate lehebin”, yakın zamanda alevlenmiş bir ateşin içine girecekler”.
[3] Taberisi, Fazl b. Hasan, “Mecme’ul Beyan fi Tefsiri’l Kuran”, mukaddime: Belagi, Muhammed Cevad, baskı, 3, Tahran: intişarati nasıl husru, c. 10, s851.
[4] Mesed, 1; “Ebû Leheb'in elleri kurusun. Zaten kurudu”.
[5] Mesed, 4-5; O, alevli bir ateşte yanacak. Odun taşıyıcı olarak ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde karısı da (ateşe girecek).
[6] Daha fazla bilgi edinmek için bkz. “Nifrin ez Nigah Kuran ve Ahadis”, 16782; ve “Lan ve Düşnam Şeytan”; 19418 numaralı cevaplar.
[7] Muhyiddin ibn. Arabi, “el – Futuhat el-Mekiye”, (4 ciltlik), Beyrut, daru Sadır, baskı tarihi yok, c. 2, s. 611.
[8] “Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi”. Mesed, 2;
[9] Hucerat, 13; “İnne ekremekum indellah etkakum”.
[10] İbn. Esir, “Usdul – Gabe fi Marifetis – Sahabe”, Beyrut: darul fikr, 1409, kameri.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar