Gelişmiş Arama
Ziyaret
8185
Güncellenme Tarihi: 2010/03/13
Soru Özeti
Neden bazı Müslümanlar dini inançlarıyla çelişen davranışlarda bulunmaktadırlar?
Soru
Doğru inançlara sahip olmamıza rağmen neden biz Müslümanların dini inançlarımıza ters düşen davranışlarımız vardır?
Kısa Cevap

İnsan ruhani, maddi, hayvansal, toplumsal, duygusal vb. boyutları olan bir varlıktır. Bu boyutlar, insanın inancıyla amel ve davranışları arasında bazı uyumsuzlukların çıkmasına neden olan bir çatışma halindedirler.

İlahi dinler, özellikle İslam, insanı hayvansal yönelişlerin tuzağından kurtarıp çeşitli boyutlar arasında dengeyi sağlamak, onu ilahi değerlere ve gerçek kemale ulaştırmak için gelmişlerdir. İnsan kemal derecesine yaklaştıkça inancıyla amelleri arasındaki uyumsuzluk da azalır. Öyle ki, insan-ı kamil mertebesine yani gerçek kemale ulaştığında inancıyla amelleri arasında herhangi bir tezat kalmaz.

Kur’an-ı Kerim akide ile amel arasındaki tezat ve çelişkiyi kötülemiş ve reddetmiştir.

Bu tezadın çeşitli kaynakları vardır. Onların bazıları şunlardır: İslam’ın kanunlarını tam olarak bilmemek, imanın zayıf olması, nefsani istekler, yanlış örf ve adetler, insanların kötü çevreden etkilenmesi ve…

Burada dikkat edilmesi gereken nokta bu tezadın giderilmesi için onun kaynağını bulup bu kaynağın kurutulmasıdır. Genelde bütün peygamberlerin, özelde de Resul-u Ekrem (s.a.a)’in hedefi buydu.

Ayrıntılı Cevap

İnsan, ruhani ve ilahi, maddi ve hayvansal, toplumsal, duygusal vs. gibi çeşitli boyutları olan bir varlıktır. Bu boyutların her birinin kendine göre eğilimleri ve çekim alanları vardır ve bunlar hep çatışma halindedirler. Öte yandan maddi işler duyu organlarıyla gözlemlenip algılandığından hayvansal boyut insanda günden güne daha da güçlenmektedir. Ama ruhani ve ilahi boyut gözlenemediği, insan onu yaşamında direkt olarak hissedemediği için kolayca anlaşılmaz. Onun anlaşılabilmesi için çaba harcayıp zahmet çekmesi gerekir. İlahi boyut insanın temiz fıtratıyla ilgilidir. Onun beka ve takviyesi temiz insani ruha bağlıdır.

Molla Sedra’in deyimiyle, insanın hayvansal boyutu daha buluğa ermeden onun kalbinde yer etmekte ve ona musallat olmaktadır. Ama ruhani akli boyut buluğ çağından başlayıp kırk yaşına kadar gelişmekte ve kemale ermektedir. Hayvansal boyutla ruhani ve akli boyut arasındaki çatışma buluğ çağından itibaren başlamaktadır.[1]

İlahi dinler özellikle İslam, insanın kemale ermesi, nefsani ve hayvani isteklerinden kurtulması, çeşitli boyutlar arasında dengeyi sağlamak için gönderilmişlerdir. Dolayısıyla hedefi ilahi ve ruhani değerleri yükseltmek olan İslam’ın kanunları ile insanın hayvansal boyutu arasında bir tezat vardır. İnsanın kemal derecesi yükseldikçe dini öğreti ve değerlerle amel, davranış ve işlerinin arasında bu tezat azalır. Öyle ki insan-ı kamilin (masumun) inanç ve davranışlarında hiçbir tezat ve çelişki görülmeyecektir. Bu tezat normal insanlarda ve iman derecesi düşük kimselerde görülmektedir.

İnanç ve ameller arasında gözlemlediğimiz bu tezat yalnızca Müslümanlara özgü değildir, ilahi ve ruhani değerleri olan diğer din ve mekteplerde de bu çelişki görülmektedir. Ancak İslam en kamil din, kanunları en üstün kanun ve bütün alanlarda eksiksiz olduğu için İslam’a mensup olduğunu iddia edenlerle onların amelleri arasında ki çelişkide daha belirgin olacaktır; zira İslam’a gerçek manada iman eden kişi onun her alandaki düsturlarına tam olarak amel eden kimsedir.

Kur’an-ı Kerim sürekli bu sorunun (inançla amel arasındaki tezadın) söz konusu ederek onu kötülüğünü açıklayarak ondan sakındırmış ve şöyle buyurmuştur: ‘Ey iman edenler! Niçin yapmayacağınız şeyi söylüyorsunuz? Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında büyük bir gazaba yol açar.’ [2]

Peki ne yapmak lazım? Acaba sorun inançlarda mı yoksa İslam’a imanı olduğunu iddia edenlerde mi?

Kuşkusuz İslam dininin öğretileri en kamil ve en doğru öğretilerdir. Öyleyse bu tezadın nedenleri bulunmalı ve kaynağı kurutulmalıdır. Bu nedenlerden bazıları şunlardır:

1- İnsanı kemale erdiren İslam dininin kanunlarını, bu kanunların felsefe ve etkilerini bilmemek: Bilgi ne kadar çok artarsa ilgi ve bağlılıkta o kadar artar. Bu esasa göre İslam’ın üzerinde durduğu şeylerden biri insanın yaşamının bütün aşamalarında bilgi edinmesidir. Böyle kimselerin imanı da daha değerli olur. Ancak teessüfle belirtmek gerekir ki, iman ve İslam iddiasında bulunanların çoğu İslam’ın ahkamı hakkında yeterli derecede bilgi sahibi değildirler. Bu bilgisizlik onların davranışlarının İslam’dan uzak kalmasına neden olmuştur.

2- İmanın zayıflığı: İslam’a göre imanın dereceleri vardır. En zayıf derecesi dil ile ikrardır, en yüksek derecesi ise yakindir.

Ebu Amr ez-Zeydi İmam Cafer-ı Sadık (a.s)’ın şöyle buyurduğunu rivayet eder: ‘İmanın derecesi arttıkça müminlerin Allah katında ki dereceleri de artar.’ Ebu Amr diyor ki: ‘Dedim ki: Allah katında müminlerin değerini artıran iman ve menzillerin dereceleri (mi) var.’ İmam (a.s) ‘evet’ diye buyurdu. Ben: ‘Allah sana rahmet etsin ne olduklarını bilmem için onları bana söyler misin?’ diye sordum, İmam şöyle buyurdu: ‘Allah’ın peygamberlerinden bazısını bazısına üstün ettiği şeydir. Allah buyuruyor: ‘O peygamberlerin bir kısmını bir kısmına üstün ettik. Onlardan Allah'la konuşan var, bazılarının da derecelerini yüceltmiştir…’ Yine buyuruyor: ‘Biz peygamberleri bazısını bazısından üstün ettik.’ ‘Bak da gör, onların bir kısmını nasıl bir kısmından üstün ettik; elbette ahiretteki yücelik, dereceler bakımından da daha büyüktür, üstünlük bakımından da daha büyük.’  İmam (a.s) şöyle buyurdu: ‘Bunlar Allah katında ki derecelerdir. Bunlar Allah katında ki derece ve menzillerin zikridir.’

Ebu Basir’de İmam (a.s)’dan şöyle rivayet ediyor: ‘Biz, sadece bir derece vardır demiyoruz. Çünkü Allah-u Teala buyuruyor: ‘Bir kısmı bir kısmından üstün olan dereceler vardır. Kuşkusuz bir topluluk amelleriyle yücelir.’[3]

Ne zaman insan inancında tam bir yakin derecesine ulaşırsa söz ve amelinde tezat olmayacaktır. Zaten din ve enbiyanın da hedefi buydu. Yani insanlardaki iman ruhunu takviye ederek ameller ve itikatlar arasındaki mesafeyi azaltmak. Böyle bir mesafeyi azaltmak için de çok çaba harcamak, hayvani ve şehevi isteklerle mücadele etmek gerekir. Bu iş her ne kadar zor olsa da gayr-i mümkün bir şey değildir. Masumların (a.s) dışında bir çok kişi bu dereceye ulaşmış, bu tezatları gidermişlerdir.

3- Nefsani istekler: Daha öncede açıklandığı gibi insan çok boyutlu bir varlıktır. Bu boyutların her birinin istekleri ve eğilimleri vardır ve bunlar daima çatışma halindedirler. İnsanlar nefsani isteklerini kontrol etmezlerse bir takım zorlukla birlikte olan dini öğretilere amel etme noktasında sorunla karşılaşacaktır.

4- Yanlış Örf ve Adetler: Bazı millet ve kavimlerin hiç bir akli dayanağı olmayan yanlış örf ve adetleri, yersiz taassupları vardır. Bazı milletler bir çok yanlışlığı geçmişlerinden miras almış ve maalesef onları yaşamlarında ölçü edinmişlerdir. Böyle şeyler onların İslam’ın nurlu ahkamından uzaklaşmasına neden olmaktadır.

5- Kötü çevreden etkilenmek: İnsan toplumsal bir varlıktır. Çoğu insan (böyle ortamlardan etkilenmeyen yüce ruhlu insanların dışında) çevrenin etkisinde kalmaktadır. Ve çevrelerin çoğu da henüz istenilen düzeyde olmadığından istenmeyen etkiler bırakmaktalar. Özellikle radyo, televizyon, uydu, internet vb. gibi iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla dünya bir köye dönüşmüştür. Şunu söylemeye çalışıyoruz: Eğer iletişimin gelişmesi kaçınılmaz bir gerçekse ve onun yayılması için çaba harcamak gerekiyorsa da bunların toplumların kültürüne yaptıkları kötü etkilerden de gafil olmamak ve onların çevreye saçtıkları zehir ve kirlilikleri kontrol etmek gerekir.

Buraya kadar saydıklarımız bu tezadın kaynaklarından bazılarıydı. Bu konuyu daha geniş bir şekilde ele almamız gerekir. İnşaallah ileride böyle bir imkan buluruz.

Kısacası diyoruz ki, Müslümanların amellerinin mektebin itikat ve öğretileriyle uyumlu olabilmesi için 1) Tezadın kaynağını bilmek, 2) Onları ortadan kaldırmak için girişimde bulunmak gerekir.



[1] - Esfar-ı Erbaa, c.9, s.93

[2] - Saf/2-3

[3] - Bihar-ul Envar, c.66, s. 171  

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Diriliş cisimsel mi yoksa ruhani midir?
    17927 معاد و قیامت 2012/05/27
    Her ne kadar akli deliller ahiret ve bu dünyevi hayat dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de ahretin nitelik ve keyfiyeti, ahiretin sadece ruhani olup olmayacağı veya hem ruhani ve hem cismani olup olmayacağı ve de cisimsel dirilişi kabul etme durumunda bu cismin maddi mi yoksa ...
  • Mescidin hangi halısının necis olduğunu bilmiyorsak, onu nasıl temizleyebiliriz?
    6067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Büyük mercilerin (Allah onları korusun) bürolarının yanıtları şunlardır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu: Sorulan sorudaki varsayıma göre belirtilen tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Yakin hâsıl olması için tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Eğer ...
  • İmam Ali (a.s)’ın hayatını özet olarak beyan edebilir misiniz?
    2908 امام علی ع 2020/01/19
  • Yabancı şirketlere yapılan yatırımların kazançının hükmü nedir?
    13571 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/24
    Yabancı şirketlerde yatırım yapmak eğer müslümanların izzetine, bağımsızlığına zarar vermiyor ve Müslümanların onlara bağlanmalarına ve derin bağlar kurmalarına yol açmıyorsa sakıncası yoktur. Bu bağlamda Müslüman olmayan birinden faiz almak Taklit Mercilerin kahir çoğunluğunun fetvasına göre caizdir. ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8250 بیشتر بدانیم 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • Düğünlerde klasik müzikler kullanılması halinde, kadının kadın için dans etmesinin hükmü nedir?
    7608 کلیات 2012/04/07
    Ayetullahe'l-uzma HAMANEİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Kadının kadınlar için dans etmesi eğer lehv unvanı kendisine sıdk ediyor; örneğin kadınlar meclisini dans meclisine dönüştürüyor olması gibi, sakıncalıdır ve ihtiyatı vacip gereğince terk edilmelidir. Bu durum dışındaki durumlarda eğer şehveti uyandıracak nitelikte veya haram bir ...
  • İmam Ali’nin Zülfikar’ı şimdi nerededir?
    69010 تاريخ بزرگان 2011/10/30
    Zülfikar, Allah Resulü’nün (s.a.a) kılıcının adıdır.[1] Bu kılıcın bununla adlandırılması hakkında şöyle demişlerdir: Kılıcın arkasında insanın belkemiği gibi kısa ve uzun çıkıntılar bulunmaktaydı.[2] Zülfikar’ın macerası İslam’ın ilk yıllarındaki savaşlardan ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    31000 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Kimsenin olmadığı bir yerde çıplak olmak veya çıplak uyumak günah mıdır?
    55543 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/11/26
    Dini metinlerden ve kaynaklardan elde edilen veri böyle bir davranışın özünde haram olmadığı ama mekruh olduğu yönündedir. Zira bu halet şeytanın vesvese etmesine bir anlamda alt yapı oluşturabilir. ...
  • Tahrip edilmiş korunaktan hırsızlık yapmanın hükmü nedir?
    6908 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Hırsızın elinin kesilmesinin şartları şunlardır:1. Erginlik2. Akıl3. İrade4. Zorunluluğun olmaması5. İster yalnız başına ve ister beraberce olsun hırsızın korunağa saygısızlık etmesi6. Eşyayı korunaktan çıkarması7. Hırsızın mal sahibinin babası olmaması8. Korunağa saygısızlığın ve hırsızlığın gizlice yapılması; açıkça ve aşikâr olarak korunak kırılır ...

En Çok Okunanlar