Gelişmiş Arama
Ziyaret
9046
Güncellenme Tarihi: 2012/04/03
Soru Özeti
Acaba, \'\'Her kim, boynunda biat olmaksızın ölürse cehalet üzere ölmüştür\'\' şeklindeki hadis, Peygamberin (s.a.a.) kendisini de kapsıyor mu?
Soru
Ehli Sünnet “Her kim boynunda biat olmaksızın ölürse cehalet üzere ölmüştür” şeklinde biat ile ilgili bir hadis nakletmiştir. Acaba bu hadis Peygamberin (s.a.a.) kendisine de şamil geliyor mu yoksa ona şamil gelmiyor mu? Benim sorum şudur; eğer bu hadis Peygamberin (a) kendisini de kapsıyor ise, neden ehlisünnet anlayışında bile kendi zamanında, yerine oturacak birisini (canişin) seçmedi?
Kısa Cevap

Biat iki taraftan meydana gelir; bir tarafında biat eden diğer tarafında ise biat edilen (peygamber veya imam) vardır. Dikkat edilmelidir ki Hz. Peygamber (s.a.a) önder ve imamdır. Bu esas gereğince peygamber biat eden taraf değil biat edilen taraftır. Dolayısıyla bu rivayetten anlaşılması gereken maksat, sadece sırf imamı tanımak değildir. Bilakis imam ve rehberi tanımakla birlikte onun yolunda yürümek ve onun çizgisinde hareket etmektir.

Sonuç itibariyle bu hadis Peygamberi (s.a.a.)  kapsamıyor. Zira O, biat eden değil biat edilendir. Ama kendisinden sonra bir şahsı kedi yerine ataması (canişin) meselesine gelince, kesin delillerle kanıtlanmıştır ki, Peygamber (s.a.a.) Ali'yi (a.s.) kendi yerine ve canişin olarak belirtmiştir. Konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmek için detaylı cevapta okuyunuz.

Ayrıntılı Cevap

Meseleyi açıklığa kavuşturmak için bir kaç noktaya değinmekte fayda var: birincisi; biat kavramının anlamı, ikincisi; İslam peygamberinin (s.a.a.) İslam toplumundaki yeri ve konumu, üçüncüsü; ehlibeytten (a.s.) İmamın (a.s.) tanımasının zaruri olduğu bağlamında nakledilen rivayetler.

Bir: Biat kavramının anlamı:

Biatın manası hakkında bazıları şöyle demişlerdir; bu kelimenin etimolojik olarak "beye'a" kökünden ve mufa'ale babına girer. Bu nedenledir ki, halk peygambere veya İmama biat etmek istediğinde, bu işe tekit etmek amacıyla, bir alış veriş sırasında alıcıyla satıcının birbirinin ellerini sıktıkları gibi onlarda biat ettikleri tarafın ellerini tutup sıkarlardı. Ama bu kelimenin örfteki anlamı; bütün konularda emirlerine uyacak ve hiç bir şekilde onunla ihtilafa girmeyecek bir şekilde biat edecekleri Peygamber veya İmamla sözleşmek ve ahit vermektir.[1]

 

İki: İslam Peygamberinin (s.a.a.) İslam Toplumundaki Yeri Ve Konumu:

Biat iki taraflıdır; bir tarafında biat eden diğer tarafında biat edilen (peygamber veya imam) var olmaktadır. Peygamberin (a) önder ve imam olduğu dikkate alınarak bu bağlamda Allah Kur'ani Kerimde şöyle buyurmaktadır: "Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resûlü ve nebîlerin sonuncusudur. Allah, her şeyi hakkıyla bilendir".[2]  Bu noktadan hareketle Peygamber, biat eden değil biat edilendir. Kur'an bu tür biatla ilgili olarak şöyle buyurmaktadır: "Sana bîat edenler ancak Allah'a bîat etmiş olurlar. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Verdiği sözden dönen kendi aleyhine dönmüş olur. Allah'a verdiği sözü yerine getirene, Allah büyük bir mükâfat verecektir"[3]

Yine Kur'an şöyle buyuruyor: "Şüphesiz Allah, ağaç altında sana bîat ederlerken inananlardan hoşnut olmuştur. Gönüllerinde olanı bilmiş, onlara huzur, güven duygusu vermiş ve onlara yakın bir fetih ve elde edecekleri birçok ganimetler nasip etmiştir. Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir".[4]

Üç: İmamın (a.s.) Tanımasının Zaruri Olduğu Hususunda Ehlibeytten (a.s.)  Nakledilen Rivayetler:

Bu sözümüzü Şia kaynaklarında nekledilen rivayetler teyit ediyor: "Kim kendi çağının İmam'ını tanımadan ölürse cahiliyet ölümü üzere ölmüştür.''[5]  Kuşkusuz, bu hadisin maksadı sadece İmam'ı tanımakla sınırlı olmayıp Peygamber ve İmam'ın yolunda yürümeyide içermektedir.

Sonuç olarak söz konusu olan hadisin kapsamına, Peygamberimiz (s.a.a.) dahil değildir. Zira o, biat eden değil biat edilendir.

Ama kendisinden sonra her hangi bir kimseyi kedi yerine tayin etme (canişin) meselesine gelince, kesin delillerle kanıtlanmıştır ki, Peygamber (s.a.a.) Ali'yi (a.s.) kendi yerine canişin olarak belirtmiştir. Konuyla ilgili benzer soruların cevaplarında yanıtlarını detaylı vermişizdir. Siz daha fazla bilgi etmek için aşağıdaki indekslere müracaat edip oradan okuyabilirsiniz.

Konuyla iligili indeksler:

"imamet Ali (a.s.) der hutbe-i gadri şomareyi 6822 (sayt: 6909).)

Nezer-i ulema'i ehlisünnet der mevridi gadir-i hum şumareyi 6889 (karber)".

Aye'i sivvum sure'i maide (el-yevm ekmeltu lekum dinekum) ve hadiseyi gadir şumare 7445(sayt:8258)".

İhticac imam Ali (a.s.) ber hakk-i hilafet-i hud şumareyi 3021(sayt: 3657)",

İşare-i bı imamet hazreti Ali (a.s.) der nehcül'belaga şumareyi 6437 (sayt: 6650)".

İmamet-i hazreti ali (a.s.) şumareyi 7277 (sayt: 7554)".

Bütün bunlar bu sitede mevcuttur müracaat edebilirsiniz.

 

[1]- Meclisi,Muhamed Bakır, "Mir'atul-Ukul Fi Şerhi Ahbari Aliresul'' İran/Tahran: Daru'l-Kutubi'l-İslamiyye, c. 20, s. 356   

[2] -Ahzap,40

[3] -Fetih,10

[4] -Fetih,18

[5] -Hurr Amuli,Muhammed bin el-Hasan, ''Vesa'ili Şşia'',İran/Kum: ,Muessesetu Alilbeyt,c.16.s.246

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar