Gelişmiş Arama
Ziyaret
9317
Güncellenme Tarihi: 2011/01/16
Soru Özeti
Hadisler ve büyük şahsiyetlerin görüşünde tecrübeli ve geçmişliğe sahip ilkçi kimselerin değişik konulardaki yeri ve konumu nedir?
Soru
Hadisler ve büyük şahsiyetlerin görüşünde tecrübeli ve geçmişliğe sahip ilkçi kimselerin değişik konulardaki yeri ve konumu nedir?
Kısa Cevap

Geçmişliğe sahip (piş kisvetan), tecrübe sahibi, yaşlı ve… kimseler bütün kavim, ümmet ve medeniyetlerde değerli ve ihtiram duyulan kimselerdendir. Bu konu bizim dini öğretilerde de; ayet rivayet ve dini liderler ve rehberlerin siyerinde de kabul görülmüştür ki detaylı cevapta ona işaret edeceğiz.

Ayrıntılı Cevap

İlkçi, geçmişliğe sahip, tecrübeli ve.. olmak bütün kavim, ümmet ve medeniyetlerde resmi olarak tanınmışlar. Tabi olarak geçmişliğe sahip, tecrübe ve hizmet sonmuş kimseler insanlık toplumuna sunmuş oldukları hizmetlerden ve değişik sahalarda sahip oldukları tecrübelerden dolayı bütün milletler arasında kendilerine ihtiram duyulan ve bazı özel haklara sahiptirler. Bu konu bizim dini öğretilerde de; ayet rivayet ve dini liderler ve rehberlerin siyerinde de kabul görülmüştür ki biz bu makalede örnek teşkil etsin diye kısaca bazı örneklere işaret edeceğiz.

  1. Ayetler:
  1. Kuranı kerimde İslam dinini kabul etme bağlamında ilkçi olan kimseler hakkında şöyle denilmektedir: “İslâm’ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır. Allah, onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır”.[1] Bu ayeti kerime İslam dinine ilk girenler içindir. Gerçi müfessirler bu ayetin nüzul sebebi hakkında farklı rivayetler zikretmişlerdir ki gerçeklikte bu rivayetler dış alemde bu ayetin reel örneğini belirtme konusuyla alakalıdır. Bu ayeti kerimede Müslümanlar üç sınıfa ayırt edilmiştir: Onlardan bir kısmı İslama girmekte ve hicret etmekte ilkçi olmuşlardır: “İslâm’ı ilk önce kabul eden muhâcirler”. Onlardan ikinci kısmı peygambere ve peygamberin yârlerine yardım etmekte ilkçi olmuşlardır. “ve ensar”. Onlardan üçüncü kısım bu iki gruptan sonra gelip onların programlarına, güzel amel işlemek, İslami ve hicreti kabul etmek ve İslam peygamberinin getirmiş olduğu ayine yardımcı olmakla tabi olmuş “iyilikle onlara uyan” kimselerdir. Kur’anı kerim bu üç grubu zikrettikten sonra şöyle buyuruyor: “Allah onlardan razı olmuş; onlar da O’ndan razı olmuşlardır”. Buna binaen İslam peygamberine (s.a.a) iman etmekte ilkçi ve öncü olmak Allahın hoşnutluğuna nedendir.[2]
  2.     “Size ne oluyor da, Allah yolunda harcama yapmıyorsunuz? Hâlbuki göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. İçinizden, fetihten (Mekke fethinden) önce infak edenler ve savaşanlar, (diğerleri ile) bir değildir. Onların derecesi, sonradan infak edenlerden ve savaşanlardan daha yüksektir. Bununla beraber Allah, hepsine de en güzel olanı (cenneti) va’detmiştir. Allah, bütün yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır”.[3] İnfak etmek farklı şartlarda ve farklı haletlerde farklı değer aldığı için sonraki cümlede şöyle buyuruyor: “İçinizden, fetihten (Mekke fethinden) önce infak edenler  ve savaşanlar, (diğerleri ile) bir değildir”. Bu nedenler daha Fazla tekit etmek için izafe ediyor: Onların derecesi, sonradan infak edenlerden ve savaşanlardan daha yüksektir”.[4]
  3. Ey iman edenler! Size, “Meclislerde tefessehu; yer açın” denildiği zaman açın ki, Allah da size genişlik versin. Size, “Kalkın”, denildiği zaman da kalkın ki, Allah içinizden inananların ve kendilerine ilim verilenlerin derecelerini yükseltsin. Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır”.[5] Tefessehu etimolojik olarak “f-s-h” kökünden gelmekte ve (kufl vezninde olmaktadır). Anlam bakımından geniş yer demektir. Buna binaen “tefessehe” genişletmek anlamında ve meclislerin adaplarından biridir. Meclise birisi yeni girdiğinde meclistekiler toparlanıp yeni giren kimseler için yer açsınlar anlamındadır. Zira meclise yeni girenler mecliste oturan kimselere oranla oturmaya; yaşlı veya has bir ihtirama sahip ve… olduklarından dolayı daha layık olmaları söz konusu olabilir. İslam peygamberi “şabaniye” hutbesinde şöyle buyurmaktadır: “…vekkiru kubareküm…” yaşlılarınıza ve ihtiyarlarınıza ve büyüklerinize saygılı olunuz.[6]      Başka bir yerde şöyle buyurmaktadır. “yaşlı Müslümanlara ihtiram göstermek Allaha saygıdandır”.[7] Buradadır ki hazır olanlar isar ve fedakârlık yaparak bu İslami edebe riayet etmelilerdir. Bu ayetin nüzul sebebi hakkında şöyle nakledilmiştir: Peygamber (s.a.a.) onun yanı sırada oturan bir kısma düstur verdi ki bedir savaşına katılan ve fazilet ve ilim bakımından daha üstün olanlardan olup yeni meclise gelenlere yer vermelerini istedi.[8] Bunlar bazı örneklerdir ki İslam’da ilkçiler ve geçmişlikleri olan kimselere verilen değeri ve saygıyı içeren bazı ayetlerdir. 

b) Rivayetler:   

Rivayet içerikli kaynaklarımızda da geçmişlikleri ve ilkçi olan kimselere ihtiram gösterilmesi hakkında rivayetler gelmektedir ki burada numune arz etsin diye bir kaçına işaret edeceğiz:

  1. İmam Bakırdan (a.s.) nakledilmiştir: “Her kim kendisinden sonra güze ve iyi bir sünnet bırakır ve camiada bu sünnet ittib’a edilirse o sünnete amel edenlerin sevabı onların sevabı eksilmeksizin o sünneti bırakan kimseye de yazılır”.[9]
  2. Müminlerin emiri hz. Ali (a.s.) şöyle buyuruyor: “Her milletin saygın şahsiyetlerine size muhalif olsalar bile saygı gösteriniz”.[10]
  3. İmam bakıra (a.s.) şöyle denildi: “Halk peygamberden şöyle naklediyor: Cahiliyet döneminde en şereli olanınız İslamda da en şereflinizdir”. İmam (a.s.) şöyle buyurdu: “Doğru söylüyorlar. Ama sizin tasavvur ettiğiniz gibi değildir. cahiliyet döneminde cömert, güzel ahlak sahibi, komşuların haklarına riayet edenler, başkalarına eziyet etmekten sakınan kimseler İslama girdiklerinde İslam onların hayırlarına ve mükafatlarını daha da fazlaştırdı”.[11]
  4. “Yaşlılarınıza karşı saygılı olunuz ki küçüklerinizden saygı göresiniz”.[12]
  5.  “Tecrübe sahipleri daha güçlü görüşlere ve bakışlara sahiptirler”.[13]
  6. Peygamberden (s.a.a.) nakledilmiştir: “Mürüvet sahibi olan kimselerin azabından şer’i sınırına varmadığı zamana kadar. Eğer kerim olan bir kimse yanınıza geldiği vakit ona karşı saygılı olunuz. Peygamberden kimden bu edebi öğrendiniz diye sorulunca buyurdu: “Rabbimden bu edebi öğrendim”.[14]

 


[1] Tevbe, 100.

[2] Mekarimi Şirazi, “Tefsir-i Numune”, baskı, 1, Tahran: Darul Kutubil İslamiye, 1374, şemsi, c. 8, s. 100 – 101.

[3] Hadid, 10.

[4] Mekarimi Şirazi, “Tefsir-i Numune”, baskı, 1, Tahran: Darul Kutubil İslamiye, 1374, şemsi, c. 23, s. 320.

[5] Mücadele, 11.

[6] MECLİSİ,  Muhammed Bakır, “Biharul – Envar”, Beyrut: Müesesei el-vefa, 1404, c. 93, s. 356.

[7] KÜLEYNİ, “Kafi”, Tahran: Darul Kutubil İslamiye, 1365, şemsi, c. 2, s. 165, Kitabul İman ve el-Küfür, bab-u İclal-i el-Kebir, hadis no: 1,.

[8] Bkz. Mekarimi Şirazi, “Tefsir-i Numune”, baskı, 1, Tahran: Darul Kutubil İslamiye, 1374, şemsi, c. 23, s. 439 - 442.

[9] HUR AMULİ, “Vesailiş- Şia”, Kum: Müesesei Alulbeyt, 1409, kameri, c. 16, s. 174.

[10] NURİ, Mirza Hüseyin, “Müstedrekül- Vesail”, Kum: Müesesei Alulbeyt, 1408, c. 8, s. 395.

[11] Age., c. 8, s. 395.

[12] TEMİMİ AMEDİ, Abdulvahit, “Gureru Hikem ve Durerul – Kelam”, baskı, 8, Tahran: s. 482.

[13] Age., s. 444.

[14] Age., s. 397.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar