Gelişmiş Arama
Ziyaret
7514
Güncellenme Tarihi: 2011/04/21
Soru Özeti
Neden-Sonuç Konusunda Mutezile İle Şia’nın Bakışı Arasındaki Fark
Soru
el-Mizan tefsirinde neden-sonuç konusunda Mutezile’nin bakışına işaret edilmiş ve bu hususta onların bakışıyla Şia’nın bakışı arasında fark olduğu belirtilmiştir. Mutezile’nin görüşünü lütfen açıklar mısınız?
Kısa Cevap

Allame Tabatabai insanların filleri ve Yüce Allah ile olan irtibatı konusunda Mutezile mensuplarının görüşüne işaret etmiştir. Onlara göre insan muhayyerdir. Bundan ötürü insan fiillerinin öznesi sadece kendidir ve başka bir ilk neden yoktur. Bu grup, insan fillerinin öznesini Allah bilmemiz durumunda bunun cebri gerektireceğini düşünmüştür. Allame Tabatabai bir takım ön açıklamalardan sonra şöyle söylemektedir: İnsan varlığı ilahi iradeye nasıl bağlıysa, filleri de ilahi iradeye bağlıdır. O halde Mutezile’nin insan fiilleri Yüce Allah’a bağlı ve müstenit değildir diye ifade edilen görüşü temelden yanlış ve geçersizdir. Bundan dolayı neden ve sonuç bağlamında Mutezile ile Şia filozofları arasında göze çarpan ihtilaf, Mutezile’nin Şiilerin aksine, nedenlerin ilk ve baş nedene bağlı olduğunu inkâr etmesi ve bunu reddetmesidir.

Ayrıntılı Cevap

Allame Tabatabai el-Mizan tefsirinde insan fillerinin Allah ile irtibatının niteliği hususunda Mutezile’nin görüşüne işaret etmektedir.[1] Mutezile mensupları, insan fillerinin hiçbir şekilde Allah ile irtibatlı ve O’na müstenit olmadığına inanmaktadır. Çünkü insan mecbur değildir, özgür ve muhayyerdir. Onlar, Allah’ın kendi kullarının filleriyle herhangi bir irtibat kurması halinde, bunun gereği olarak insanın mecbur olacağını düşünmüşlerdir. Bu sebeple de Allah’ın insan fiilleriyle irtibatını inkâr etmişlerdir. Allame Tabatabai el-Mizan tefsirinde bu düşüncenin yanlış olduğunu ve reddedilmesi gerektiğini belirtirken sonucun nedene bağlılık niteliğine işaret etmiş ve bu konuyu irdelerken bu düşünceyi hatalı saymıştır. Allem şöyle demektedir: “Her şeyin varlığı, nedene ihtiyaç duyar; çünkü sonuç kendi başına bağımsız değildir. O, evvela, bir sonucun kendi nedenine bağlı olmasının zorunlu varlığa muhtaç olmamaya sebep teşkil etmeyeceği neticesini almıştır. Çünkü her neden zorunlu bir varlığa ihtiyaç duyar (bundan ötürü her ne kadar ilk etapta insan fiillerinin nedeni insanın kendisi olsa da insan zorunlu bir nedene ihtiyaç duyar ve o neden de Yüce Allah’ın zatıdır). İkinci olarak, insan varlığı ilahi iradeye nasıl bağlıysa, filleri de varlığı gibi ilahi iradeye bağlıdır. O halde Mutezile’nin insan fiilleri Yüce Allah’a bağlı ve müstenit değildir diye ifade edilen görüşü temelden yanlış ve geçersizdir. O halde her sonuç taşıdığı varlıksal had ile kendi nedenine bağlıdır. Neticede bir insan baba, anne, zaman, mekân, şekil, ölçü, nicelik, nitelik ve diğer maddi özelliklerini de içeren tüm varlıksal hadlerle ilk nedene nasıl bağlıysa, insan fiili de tüm varlıksal özellikleriyle aynı ilk nedene bağlıdır.”[2] O halde sonucun varlığı sürekli ilk nedenine bağlıdır. Sonucun, nedenlerin nedeniyle irtibatlı olmadığı bir örnek dahi tasavvur etmek makul değildir. Mutezile en azından bazı yerlerde bu bağlantıyı inkâr etmektedir. Onlar neden ve sebeplerin etki etmede tamamıyla bağımsız olduğuna inanmaktadır. “Mutezile Allah’ı tenzih etmek ve zulüm gibi çirkin günah ve filleri Allah’a isnat etmemek için, neden ve sebepleri etki etmede bağımsız bilmiş ve mümkün varlıkların sadece zatlarında Allah’a ihtiyaç duyduklarını ve fillerinde ise bağımsız olduklarını belirtmişlerdir. Böylece Mutezile etkiyi neden ve sebeplere bırakmaktadır. Mutezile gerçekte Allah’ı çirkin fiillerden tenzih etmek için, O’na fiillerde ortak yaratmıştır.”[3] Şehid Mutahhari de bu hususa işaret etmiş ve Mutezile’nin en azından bazı yerlerde neden-sonuç gerekliliği esasını inkar ettiğini belirtmiştir: “Nedensellik kaidesini evrenin seyrinden ve en azından insan amel ve fiillerinden dışlamamız mümkün müdür?! Mutezile ve bu ekolün takipçileri bu işi yapmış ve neden-sonuç gerekliliği esasını en azından muhayyer özne bağlamında inkâr etmişlerdir. Avrupalı bir grup bilgin de Mutezile’nin bu husustaki düşüncesini dile getirmiş ve “özgür irade” yani nedensellik kaidesine tabi olmayan bir iradeden söz etmiştir. Hatta onlar nedensellik kaidesinin sadece atomlardan teşkil olan maddi dünya için geçerli olduğunu, ama ruhsal dünya ve atomların iç dünyasında ise bunun geçerli olmadığını iddia etmişlerdir.”[4] 

Nihai Netice:

 Neden ve sonuç bağlamında Mutezile ile Şia filozofları arasında göze çarpan ihtilaf, Mutezile’nin Şiilerin aksine nedenlerin ilk ve baş nedene bağlı olduğunu inkâr etmesi ve bunu reddetmesidir.



[1] Bu konu el-Mizan tefsirinin şu ciltlerinde yer almaktadır: c. 1, s. 166; c. 9, s. 260. Defter-i İntişarat-ı İslami Came-i Müderrsisin-ı Havza-i İlmiye-i Kum, çap-ı pencom, 1374 ş.

[2] Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsirü’l-Mizan, c. 1, s. 168; Musevi Hemedani, Seyid Muhammed Bakır; Naşir: İntişarat-ı İslam’i Came-i Müderrsisin-ı Havza-i İlmiye-i Kum, çap-ı pencom, 1374 ş.

[3] Peşuheşkede-i Tahkikat-ı İslami, Ferheng-ı Şia, s. 202, Zemzem-ı Hidayet, Kum, 1385 ş.

[4] Mutahhari, Mürteza, Mecmua-i Asar-ı Üstat Mutahhari, c. 1, s. 387-388, İntişarat-ı Sadra, çap: yazdehom, Tir 1381 ş.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar