Gelişmiş Arama
Ziyaret
7502
Güncellenme Tarihi: 2007/06/22
Soru Özeti
Müslüman olmayan bir bayanla evlenmenin şartları nelerdir?
Soru
bir senedir ki Almanlı bir kızla tanışmışım. Bu kızı çok seviyorum. Ama benim sorunum şu ki bu kız bazı vakitlerde içki içiyor, bazen diskoya veya yüzmeye gitmek istiyor. Elbette belirtmek gerekiyor ki buradaki yüzme havuzları umumi ve erkek ile bayanlar karışıktır. Ben bu bayanla her ne kadar konuştumsa kendisinde hiçbir değişiklik gerçekleşmedi. O bu söz konusu amellerin kendi dininde haram olmadığını söylüyor. İstedikleri her eylemi kendi ülkesinin kanunları çerçevesinde yapabilirler. Lütfen bu bayanla ne yapmam gerekiyor noktasında bana kılavuzluk yapınız. Zira söylediğim gibi ben bu bayanı çok seviyorum. Elbette hatırlatmam gerekiyor ki buradaki Müslümanlar da söylediklerim amellerin hepsini yapıyorlar; yani içki içiyor, diskoya ve yüzmeye gidiyorlar.
Kısa Cevap
Fakihlerin çoğu şöyle diyor: Müslüman olmayan bayanlarla hata eğer ehli kitap olsa, ahlaki meselelere rivayet etse ve şeriata muhalif işler yapmazsa bile, evlenmek caiz değildir. Böyleli bayanlarla evlenebilmek için ilkin İslam’ı kabul etmeleri lazım. Buna binaen eğer siz bu bayanı seviyorsanız ve onunla evlenmek istiyorsanız ilkin onu Müslüman yapmanız gerekiyor.
Elbette eğer bayan ehli kitaptan ise çoğu fakihlerin fetvasına göre onunla geçici evlilik yapabilirsiniz.
Her halükarda onu işaret ettiğiniz ahlaka ters işlerden caydırmak için onunla burhan, güçlü ve sarsılmaz mantıklı delillerle konuşmanız gerekir. Bu da bu bağlamda yazılmış yararlı kitapları mütalaa etmekle mümkündür. Böyleli işlerin kendisi için zararlı olduğunu deliller ile ispatlayıp açıklaman gerekiyor.
 
Ayrıntılı Cevap
İslam fıtrat dinidir. Her kim gerçekten bu dine girerse hakikatte kendi pak fıtratını yararlı hale getirmiş olur. Böyleli bir şahıs kendi fıtratını İslam dışı başka bir mesire ayarlamış bir kimseyle psikolojik ve kişilik olmak üzere bütün boyutlarıyla uyumlu kılabilmesi ve ona karşı gerçek şefkat ve muhabbet bağlaması mümkün değildir.[1]
Bu esas ve başka fıkh-i deliller ki ilgili konularda beyan edilmiş, gereğince fakihlerin çoğu şöyle diyor: Eğer Müslüman bir erkek gayri müslüm bir bayanla evlenmek istiyorsa kendisiyle evlenmek istediği bayan İslam’ı kabul etmesi gerekiyor, aksi taktirde sadece onunla geçici evlilik yapabilir.[2] Hakeza buyurmuşlardır: ehli kitaptan, yani Yahudi ve Hıristiyan’dan kâfir olan bayanlarla daimi evlenmek caiz değildir.
İmam Humeyni (Allah rahmet etsin) hazretleri bu bağlamda şöyle buyuruyor: “…Müslüman erkek ehli kitap olmayan kafir bayanla daimi evlilik yapamaz ve hakeza ehli kitaptan kafir olan bayanla ihtiyati vacip gereğince daimi evlilik yapması caiz değildir”.[3]  
Buna binaen eğer söz konusu hanımı seviyor ve onunla evlenmek istiyorsanız ilkin onu Müslüman yapmanız gerekiyor, sonra onunla evleniniz. Açıktır ki İslam’ı kabul ettikten ve İslam’ın kurallarına bağlı kalırsa saydığınız gayri ahlaki ve gayri meşru şeylerden kendiliğinden uzak duracak. Ama eğer onunla geçici evlilik yapmak isterseniz eğer ehli kitaptan ise fakihlerin çoğunun fetvasına göre işkâlı yoktur.
Onu, işaret ettiğiniz gayri ahlaki işlerden vazgeçirmek için onunla güçlü ve sarsılmaz mantıklı delillerle ki söz konusu mantıklı deliller bu bağlamda yazılmış kitapları mütalaa etmekle kazanılması mümkündür, konuşun ve mezkûr amellerin zararlı olduğunu kendisi için açıklayınız ve onu kani ediniz, ta ki kendisi kendi isteğiyle bu çirkin amellerden vazgeçsin. Böyleli kişilerle konuşurken şu noktayı kendilerine hatırlatmak gerekir ki, Allah u Teâlâ merhametlidir, bütün kullarını seviyor. Dolayısıyla eğer bizim için içkinin içilmesini, diskoya gidilmesini veya erkek ve bayanın karışık olduğu bir yerde yüzmeyi haram kılmışsa kesinlikle bizim menfaatimiz içindir. Mezkûr amellerin terk edilmesi kesinlikle bizim menfaatimizi içeriyor. Bunu yaparken kesinlikle gafil olmayınız ki Allah her zaman sizinle, yardımcınız ve destekleyicinizdir.
Zahiren bu bayanın asıl sorunu onun dinindedir. Eğer İslam dinini kabul ederse içki içmek, disko veya erkek ve bayanın karışık olduğu havuzlarda yüzme gibi saydığınız gayri ahlaki meselelerdeki sorunu çözülür. Doğrudur ki bazı Müslümanların bu tip yerlere gitmeleri ve bu tür amellerde bulunmaları mümkündür. Ama bu onların imanlarının zaafından kaynaklanılıyor. Müslümanlar yapıyor diye başkası da bunu yapmaya mücazdır denilmesine delil olamaz. Ama gerçek bir Müslüman kesinlikle böyleli işlere bulaşmaz. Veya eğer bu gibi şeylere bulaşsa da kesinlikle çok çabuk pişman olacak ve tövbe eder. Allah da bunların tövbelerini kabul ve onları affedeceklerine dair söz vermiş.     
 

[1] Allame Caferi, “Resail-i Fıkhi; Tefavuthayi Hukuk Beşer ez Didgah-i İslam ve Garb”, s. 168.
[2] (Behcet); Müslüman kadın Müslüman olmayan bir erkekle evlenemez. Müslüman erkek de ehli kitap olmayan kâfirle evlenemez. Ama Yahudi veya Hıristiyan olan bayanlarla geçici olarak sıga (muta) yaparak evlenebiliyor.
Zencani; Müslüman bir bayan kâfirin aktine giremez. Müslüman bir erkek de ehli kitap ve Mecus olmayan bir bayanla ne geçici olarak ve ne daimi olarak evlenemez. Zahiren daimi veya geçici olarak Yahudi veya Hıristiyan ile velilik batıl değildir, belki mekruh ve ihtiyati müstahaba terstir ve özellikle daimi evlilik mekruh ve ihtiyati müstahaba aykırıdır. Eğer kâfir bir erkek kâfir bir bayanla evlenir sonra erkek Müslüman olur ve hanımı Hıristiyanlık ya Yahudilik veya Mecusilikte baki kalırsa evlilikleri batıl olmuyor. Koca ve eşi için farklı hükümler vardır ki detaylı yazılmış fıkıh kitaplarında beyan edilmiştir.
Sistani; Müslüman bir bayan kâfir bir kişinin aktine giremez. İster daimi, ister geçici olsun, ister ehli kitaptan, ister ehli kitap olmasın. Müslüman erkek de ehli kitaptan olmayan kâfir bir bayanla evlenemez. Ama Yahudi ve Hıristiyan olan bayanlarla geçici ve sıga (muta) yapabilir. İhtiyati lazım gereğince onlarla daimi evlilik yapılmamalı. Ama Mecusi olan bir bayanla ihtiyati vacip gereğince hatta geçici olsa bile Müslüman olan bir kimse onunla evlenmemelidir. Nasibiler gibi bazı fırkalar ki kendilerini Müslüman biliyor ama kâfir hükmündeler, Müslüman erkek ve Müslüman bayan onlarla hiçbir şekilde; ne geçici ne daimi, evlenemiyor.
Mekarım: Müslüman bayan kâfirin aktine giremez. Aynı şekilde Müslüman erkek de ihtiyat gereğince kâfir bayanla daimi evlilik yapamaz. Ama geçici evlilik Yahudi ve Hıristiyan gibi ehli kitapla yapabilir. (Tevdihu’l – Mesail (el – Muhaşi lil İmam Humeyni) c. 2, s. 468, Mesele; 2397.
[3] Bkz. “Tevdihu’l – Mesail”, (el – Muhaşi lil İmam Humeyni) c. 2, s. 468, Mesele; 2397, 842 numaralı cevaptan iktibas edilmiştir.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar