Gelişmiş Arama
Ziyaret
8218
Güncellenme Tarihi: 2007/06/22
Soru Özeti
Müslüman olmayan bir bayanla evlenmenin şartları nelerdir?
Soru
bir senedir ki Almanlı bir kızla tanışmışım. Bu kızı çok seviyorum. Ama benim sorunum şu ki bu kız bazı vakitlerde içki içiyor, bazen diskoya veya yüzmeye gitmek istiyor. Elbette belirtmek gerekiyor ki buradaki yüzme havuzları umumi ve erkek ile bayanlar karışıktır. Ben bu bayanla her ne kadar konuştumsa kendisinde hiçbir değişiklik gerçekleşmedi. O bu söz konusu amellerin kendi dininde haram olmadığını söylüyor. İstedikleri her eylemi kendi ülkesinin kanunları çerçevesinde yapabilirler. Lütfen bu bayanla ne yapmam gerekiyor noktasında bana kılavuzluk yapınız. Zira söylediğim gibi ben bu bayanı çok seviyorum. Elbette hatırlatmam gerekiyor ki buradaki Müslümanlar da söylediklerim amellerin hepsini yapıyorlar; yani içki içiyor, diskoya ve yüzmeye gidiyorlar.
Kısa Cevap
Fakihlerin çoğu şöyle diyor: Müslüman olmayan bayanlarla hata eğer ehli kitap olsa, ahlaki meselelere rivayet etse ve şeriata muhalif işler yapmazsa bile, evlenmek caiz değildir. Böyleli bayanlarla evlenebilmek için ilkin İslam’ı kabul etmeleri lazım. Buna binaen eğer siz bu bayanı seviyorsanız ve onunla evlenmek istiyorsanız ilkin onu Müslüman yapmanız gerekiyor.
Elbette eğer bayan ehli kitaptan ise çoğu fakihlerin fetvasına göre onunla geçici evlilik yapabilirsiniz.
Her halükarda onu işaret ettiğiniz ahlaka ters işlerden caydırmak için onunla burhan, güçlü ve sarsılmaz mantıklı delillerle konuşmanız gerekir. Bu da bu bağlamda yazılmış yararlı kitapları mütalaa etmekle mümkündür. Böyleli işlerin kendisi için zararlı olduğunu deliller ile ispatlayıp açıklaman gerekiyor.
 
Ayrıntılı Cevap
İslam fıtrat dinidir. Her kim gerçekten bu dine girerse hakikatte kendi pak fıtratını yararlı hale getirmiş olur. Böyleli bir şahıs kendi fıtratını İslam dışı başka bir mesire ayarlamış bir kimseyle psikolojik ve kişilik olmak üzere bütün boyutlarıyla uyumlu kılabilmesi ve ona karşı gerçek şefkat ve muhabbet bağlaması mümkün değildir.[1]
Bu esas ve başka fıkh-i deliller ki ilgili konularda beyan edilmiş, gereğince fakihlerin çoğu şöyle diyor: Eğer Müslüman bir erkek gayri müslüm bir bayanla evlenmek istiyorsa kendisiyle evlenmek istediği bayan İslam’ı kabul etmesi gerekiyor, aksi taktirde sadece onunla geçici evlilik yapabilir.[2] Hakeza buyurmuşlardır: ehli kitaptan, yani Yahudi ve Hıristiyan’dan kâfir olan bayanlarla daimi evlenmek caiz değildir.
İmam Humeyni (Allah rahmet etsin) hazretleri bu bağlamda şöyle buyuruyor: “…Müslüman erkek ehli kitap olmayan kafir bayanla daimi evlilik yapamaz ve hakeza ehli kitaptan kafir olan bayanla ihtiyati vacip gereğince daimi evlilik yapması caiz değildir”.[3]  
Buna binaen eğer söz konusu hanımı seviyor ve onunla evlenmek istiyorsanız ilkin onu Müslüman yapmanız gerekiyor, sonra onunla evleniniz. Açıktır ki İslam’ı kabul ettikten ve İslam’ın kurallarına bağlı kalırsa saydığınız gayri ahlaki ve gayri meşru şeylerden kendiliğinden uzak duracak. Ama eğer onunla geçici evlilik yapmak isterseniz eğer ehli kitaptan ise fakihlerin çoğunun fetvasına göre işkâlı yoktur.
Onu, işaret ettiğiniz gayri ahlaki işlerden vazgeçirmek için onunla güçlü ve sarsılmaz mantıklı delillerle ki söz konusu mantıklı deliller bu bağlamda yazılmış kitapları mütalaa etmekle kazanılması mümkündür, konuşun ve mezkûr amellerin zararlı olduğunu kendisi için açıklayınız ve onu kani ediniz, ta ki kendisi kendi isteğiyle bu çirkin amellerden vazgeçsin. Böyleli kişilerle konuşurken şu noktayı kendilerine hatırlatmak gerekir ki, Allah u Teâlâ merhametlidir, bütün kullarını seviyor. Dolayısıyla eğer bizim için içkinin içilmesini, diskoya gidilmesini veya erkek ve bayanın karışık olduğu bir yerde yüzmeyi haram kılmışsa kesinlikle bizim menfaatimiz içindir. Mezkûr amellerin terk edilmesi kesinlikle bizim menfaatimizi içeriyor. Bunu yaparken kesinlikle gafil olmayınız ki Allah her zaman sizinle, yardımcınız ve destekleyicinizdir.
Zahiren bu bayanın asıl sorunu onun dinindedir. Eğer İslam dinini kabul ederse içki içmek, disko veya erkek ve bayanın karışık olduğu havuzlarda yüzme gibi saydığınız gayri ahlaki meselelerdeki sorunu çözülür. Doğrudur ki bazı Müslümanların bu tip yerlere gitmeleri ve bu tür amellerde bulunmaları mümkündür. Ama bu onların imanlarının zaafından kaynaklanılıyor. Müslümanlar yapıyor diye başkası da bunu yapmaya mücazdır denilmesine delil olamaz. Ama gerçek bir Müslüman kesinlikle böyleli işlere bulaşmaz. Veya eğer bu gibi şeylere bulaşsa da kesinlikle çok çabuk pişman olacak ve tövbe eder. Allah da bunların tövbelerini kabul ve onları affedeceklerine dair söz vermiş.     
 

[1] Allame Caferi, “Resail-i Fıkhi; Tefavuthayi Hukuk Beşer ez Didgah-i İslam ve Garb”, s. 168.
[2] (Behcet); Müslüman kadın Müslüman olmayan bir erkekle evlenemez. Müslüman erkek de ehli kitap olmayan kâfirle evlenemez. Ama Yahudi veya Hıristiyan olan bayanlarla geçici olarak sıga (muta) yaparak evlenebiliyor.
Zencani; Müslüman bir bayan kâfirin aktine giremez. Müslüman bir erkek de ehli kitap ve Mecus olmayan bir bayanla ne geçici olarak ve ne daimi olarak evlenemez. Zahiren daimi veya geçici olarak Yahudi veya Hıristiyan ile velilik batıl değildir, belki mekruh ve ihtiyati müstahaba terstir ve özellikle daimi evlilik mekruh ve ihtiyati müstahaba aykırıdır. Eğer kâfir bir erkek kâfir bir bayanla evlenir sonra erkek Müslüman olur ve hanımı Hıristiyanlık ya Yahudilik veya Mecusilikte baki kalırsa evlilikleri batıl olmuyor. Koca ve eşi için farklı hükümler vardır ki detaylı yazılmış fıkıh kitaplarında beyan edilmiştir.
Sistani; Müslüman bir bayan kâfir bir kişinin aktine giremez. İster daimi, ister geçici olsun, ister ehli kitaptan, ister ehli kitap olmasın. Müslüman erkek de ehli kitaptan olmayan kâfir bir bayanla evlenemez. Ama Yahudi ve Hıristiyan olan bayanlarla geçici ve sıga (muta) yapabilir. İhtiyati lazım gereğince onlarla daimi evlilik yapılmamalı. Ama Mecusi olan bir bayanla ihtiyati vacip gereğince hatta geçici olsa bile Müslüman olan bir kimse onunla evlenmemelidir. Nasibiler gibi bazı fırkalar ki kendilerini Müslüman biliyor ama kâfir hükmündeler, Müslüman erkek ve Müslüman bayan onlarla hiçbir şekilde; ne geçici ne daimi, evlenemiyor.
Mekarım: Müslüman bayan kâfirin aktine giremez. Aynı şekilde Müslüman erkek de ihtiyat gereğince kâfir bayanla daimi evlilik yapamaz. Ama geçici evlilik Yahudi ve Hıristiyan gibi ehli kitapla yapabilir. (Tevdihu’l – Mesail (el – Muhaşi lil İmam Humeyni) c. 2, s. 468, Mesele; 2397.
[3] Bkz. “Tevdihu’l – Mesail”, (el – Muhaşi lil İmam Humeyni) c. 2, s. 468, Mesele; 2397, 842 numaralı cevaptan iktibas edilmiştir.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar