Gelişmiş Arama
Ziyaret
12579
Güncellenme Tarihi: 2007/08/23
Soru Özeti
İmam Mehdi’nin (a.c.f) kıyam etmesinden sonra evrensel adalet devleti ne zaman kurulacaktır? Devletin kurulmasından sonra fakirlik ve zulüm ortadan kalkacak mıdır?
Soru
Hz. Mehdi’nin (a.c.f) gelmesinden sonra adalet devletinin kurulması ne kadar zaman çekecektir? Hz. Mehdi’nin (a.c.f) devletinin kurulmasından sonra toplumda bir fakir veya zalim bulunacak mıdır? Eğer bulunmayacaksa, herhangi bir günah gerçekleşmeyecek midir?
Kısa Cevap

Rivayetlerden istifade edildiği kadarıyla Hz. Mehdi’nin (a.c.f) zalimler ve zorbalar ile yapacağı savaş sekiz ay sürecektir. Hz. Mehdi’nin (a.c.f) ortaya çıkmasından sekiz ay geçtikten sonra değişik ülkeler onun tarafından fethedilecek, tüm dünyada adalet devleti kurulacak ve küfür, şirk ve nifakın kökü kurutulacaktır. Bu yüzden hiçbir zalim topluma egemen olmayacak ve başta toplumsal günahlar olmak üzere günahın alt yapısı ortadan kalkacaktır. Yeryüzü maden kaynaklarını ve  potansiyel ürünlerini dışarıya vuracak, fakirlerin hakları zalim ve servet sahiplerinden alınacak ve fakir ve yoksullar arasında taksim edilecektir. Öyle ki sadaka ve zekât vermek için bir yer kalmayacaktır; zira herkes zengin olacak ve hiç kimseye ihtiyaç duymayacaktır.

Ayrıntılı Cevap

İmam Mehdi’nin (a.c.f) zuhur etmesine ve ondan sonra gerçekleşecek olan hadiselere iman etmek gayba iman etmenin örneklerinden sayılır. Bu konuyu kabullenmek ve özelliklerini öğrenmek taabbud yolunu kat etmeksizin ve muteber nakli metinlerden yararlanmaksızın müyesser değildir.[1]Lakin hadis ve rivayetlerin çoğu zamanın geçmesiyle Şiaların takiye yapması veya düşmanlar tarafından hadis uydurulması ve tahrif yapılması, unutkanlık veya hadis aktarıcıları tarafından kaydetmede dikkatsizlik gösterilmesi gibi belalara maruz kaldığından ve baskı ve arşivleme imkânlarını olmaması nedeniyle çürümeleri ve yok olmaları sebebiyle Şiaların ve intizar içinde olanların hakikat arayışı içindeki özlerinin istediği şekilde zuhur öncesi ve sonrası hadislerin detaylarını tamamıyla öğrenmenin imkânı bulunmamaktadır. Özellikle bu doğrultuda rivayetlerde bir araya getirilmesi mümkün olmayan bir takım çelişkilere de rastlamaktayız. Bu yüzden yukarıdaki soruyu yanıtlamak ve özellikle ilk bölümü cevaplandırmak sanı ve zan düzeyinde kalacaktır. Soruyu yanıtlandırmak için onu birkaç ayrı bölüme ayırmak gerekmektedir. Bu yüzden her bölümün yanıtı ayrı bir şekilde aşağıda belirtilecektir:

Hz. Mehdi’nin (a.c.f) ortaya çıkmasından sonra adalet devletinin kurulması ne kadar zaman çekecektir? İmam Bakır (a.s) şöyle buyurmaktadır: “On ikinci İmam tam sekiz ay kılıcını beline takacak ve Allah sevinene dek onun düşmanlarını öldürecektir.”[2] Elimizde bulunan rivayetler esasınca Hz. Mehdi (a.c.f) Mekke’de ortaya çıkacak ve kendisinin yaren ve özel yardımcıları yanına geldikten sonra Irak’a ve ardından da Şam’a (Suriye’ye) ve sonra da Beytü’l Mukaddes’e doğru hareket edecektir. Bunun ardından diğer ülkelere Avrupa, Türkiye, Çin, Afganistan ve diğer memleketleri fethedecektir. Sekiz ay sürekli devam eden çatışmaların ardından adalet devleti kurulacak ve dünya barış ve güvenliği sağlanacaktır.[3] İmam Mehdi’nin (a.c.f) hâkimiyet müddeti hakkında da rivayetlerde birçok ihtilaf gözlemlenmektedir: On dokuz yıl ve birkaç ay, yedi yıl, kırk yıl, on yıl ve her yılı yirmi veya kırk yıla denk gelen üç yüz dokuz yıl zikredilmiş rakamlardır. İmam Mehdi’nin (a.c.f) şehadet veya vefatının ardından kıyametin gerçekleşmesi[4], yeryüzü ve göğün sarsılması ve kıyametin kopması için hazır hale gelmesi kırk günü bulacaktır.

İmam Mehdi’nin (a.c.f) devletinin kurulmasından sonra bir fakir görülecek midir? Hz. Mehdi (a.c.f) kıyam ettikten ve adalet devleti kurulduktan sonra yeryüzü maden yataklarını ve potansiyel ürünlerini onun tasarrufuna bırakacak, mustazaf ve fakirlerin hakları da servet sahipleri ve zalimlerden alınacak ve adil bir şekilde herkes arasında paylaştırılacaktır. Böylece hiçbir fakir kalmayacak ve sadaka ve zekât vermek için hiçbir kimse bulunmayacaktır. İmam Sadık (a.s) şöyle buyurmaktadır: “Dünya adaletin uygulanmasıyla bayındır olacak, gök yağmurunu gönderecek, ağaçlar meyvelerini dışa vuracak, yeryüzü bitkilerini çıkaracak ve yeryüzünde iskan edenler için yeryüzünü süsleyecektir.”[5] İmam Mehdi (a.c.f) memuruna halk arasında her kimin mala ihtiyacı varsa gelmesini ilan etmesi için emredecektir. Halk arasında bir şahıs dışında hiç kimse ayağa kalkmayacaktır. Bu şahıs ben muhtacım diyecek ve İmam Mehdi (a.c.f)  de ona hazine memurunun yanına git ve Mehdi bana mal vermen için sana emrediyor diye söyle diyecektir. Hazine memuru elbiseni getir diyecektir. Şahıs elbisesini açacak ve içini dolduracaktır. Onu omuzuna aldığı vakit pişman olacak ve şöyle diyecektir: Neden Muhammed (s.a.a) ümmeti arasında ben herkesten daha ihtiraslı olayım?! Neden herkeste bulunan onur bende olmasın?! Böylece aldığı malı hazine memuruna teslim edecek; ama hazine memuru bunu kabul etmeyecektir. Hz. Mehdi (a.c.f) şöyle buyuracaktır: Biz bahşettiğimiz şeyi geri almayız.[6] Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: İnsanlar kendilerinden bir sadaka ve hediye kabul edecek birini ararlar. Mallarının zekâtını ayırırlar, lakin onu almayı kabul edecek kimseyi bulmazlar; zira herkes ilahi fazlın vesilesiyle müstağni olmuştur.”[7]

Hz. Mehdi’nin (a.c.f) devletinin kurulmasından sonra herhangi bir zalim mevcut olacak mıdır?

Hz. Mehdi’nin (a.c.f) evrensel devletinin göstergesi tüm dünyada barışın, emniyetin ve adaletin tesis edilmesi, bozgunculuğun, fesadın, zulmün, zorbalığın, cinayetin ve dayatmanın kökünün kurutulmasıdır. Nitekim tüm peygamberlerin temel hedefi de buydu. Lakin bu büyük şahsiyetlerin kendi zamanlarındaki başarısı ve onlardan sonra vasilerin başarısı pek göz alıcı değildi. Ancak evrensel barış ve emniyetin temin edilmesi, onların hepsinin vaatlerinin bir bölümünü teşkil etmekteydi. Tarih boyunca tüm insanların temiz fıtratı da bu yüce özellik ile bu günü beklemekteydi. O halde Allah Tebarek ve Teâlâ, peygamberler ve vasiler masum olmaları nedeniyle ve hiçbir zaman sözlerini çiğnememeleri, halkı boş yere ümitsiz kılmamaları ve bekletmemeleri nedeniyle, kesinlikle bu vaat gerçekleşecektir. Bu vaat, bu muhteşem olağanüstü özellikle gerçekleşecektir. Hatta bugünlerin gerçekleşmesi, insanın yaratılışının hedefi olarak değerlendirilebilir. Bugünde herkes ilahi rahmet ile ortak bir ümmeti oluşturacak, tevhit bayrağı altında toplanacak ve küfür, şirk ve nifakın kökü kurutulacaktır.[8] Direkt ve en direkt olarak bu konuya işaret eden birçok hadis mevcuttur; bu cümleden olmak üzere İmam Askeri (a.s) evladına şöyle buyurmaktadır: “Ey evladım! Seni Allah’ın yardımının sana geldiği, ferecin vuku bulduğu ve ihtişam ve azametinin zirveye çıktığı anda görür gibiyim… Bu esnada hak devleti doğacak ve batıl karanlığı dünya sahnesinden yok olacaktır. Allah senin elinle zalimlerin belini kıracak, dini şiarları ihya edecek, dünya ufkunu aydınlatacak ve huzur ve barışı dünyanın bir ucundan diğer ucuna kadar tesis edecektir… Düşmanların zelil ve aşağılık, dostların ise onurlu ve galip olacaktır. Yeryüzünde tuğyan eden cani ve inkârcılar, mütecaviz düşmanlar ve inatçı muhaliflerden hiç kimse kalmayacaktır; zira her kim Allah’a tevekkül ederse Allah ona yeter. Allah kendi emrini son gayesine ulaştırır ve kesin vaat ve kazasını gerçekleştirir. Şüphesiz Allah her şey için bir takdir öngörmüştür.”[9],[10]

Hz. Mehdi’nin (a.c.f) devletinin kurulmasından sonra günah işlenecek midir?

İnsanın günah işlemesinin en önemli nedeni onun dünya malını toplamaya dönük tamah ve hırsı ve insanın dünya metasına yönelik ihtiyaç hissidir. İnsan yeterli derecede mal ve servete sahip olduğunda, toplumsal onur ve haysiyet elde ettiğinde, ilahi bakışa sahip olduğunda, dünya ve metaı kendisi için değersiz olduğunda, ilahi vaatlerin tümünün hak olduğuna yakin ettiğinde, her ne kadar başkaları istemese ve kabul etmese ve Allah yolunda engel çıkarsalar da ilahi vaatlerin neticede gerçekleşeceğine kesin olarak inanırsa, ahiretin, hesabın ve kitabın olacağına iman ederse, cennet ve içindekilerin dünya ömrü ve dünya içinde olan şeyler ile mukayese edilemeyeceğine iman ederse, onun artık günah işlemek için bir dürtüsü kalmaz. Ayrıca bazı rivayetler ve bazı değerli araştırmacıların kanıtı esasınca iblisin ömrü Hz. Mehdi’nin (a.c.f) kıyamıyla birlikte sona erecektir. Bazı rivayetlere istinaden iblis, Hz. Peygamberin (s.a.a) eliyle Beytü’l-Mukaddes’te öldürülecek ve onun vesvese, aldatma ve süslemeleri de bitecektir.[11] Öte taraftan dairesinden çıkmanın imkânsız olacağı kuşatıcı adalet devleti ve emniyetli, güvenlikli ve sağlıklı bir ortam ve de halkın geneli tarafından bozgunculuk, kanunsuzluk ve günahın kabul görmemesi gibi birçok etken de günah işlenmesine engel olacaktır. O halde günah dürtüsü ortadan kalkacak ve onu engelleyici unsurlar ortaya çıkacaktır. Bunun için günah işlenmeyecektir. Bu hususta da birçok hadis mevcuttur. Bu hadislerden bazıları şunlardır: İmam Sadık (a.s) belirtilen dönemi şöyle nitelemektedir: “Meşru olmayan ilişkiler, alkollü içecekler ve faiz yemek ortadan kalkacaktır. Halk ibadet ve tapmaya yönelecektir. Emanetlere bin bir şekilde riayet edilecek, eşkıyalar yok edilecek ve alanda salih bireyler yer alacaktır.”[12] Hakeza Hz. Peygamber (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: “Allah Mehdi’nin vesilesi ile ümmetin problemini giderecek, kulların gönüllerini ibadet ve tapma hissi ile dolduracak ve adaletini her yere egemen kılacaktır. Yüce Allah onun vesilesi ile yalanı ve yalancıyı ortadan kaldıracaktır. Çatışma ve savaş ruhu ortadan kalkacak ve ümmetin boynundaki zilletli kölelik zincirini kıracaktır.”[13]

Kaynaklar:

1. Kur’an-ı Kerim

2. Emini, İbrahim, Dadgosteri cihan, s. 388, 447.

3. HayderiKaşani, Hüseyin, HukumetiAdlgoster, s. 225, 301.

4. Horasani, Muhammed Cevad, Mehdi Muntezer (a.c.f), s. 188, 273.

5. Kurani, Ali, Asr-ı Zuhur, s. 351, 370.

6. Cem’i ez nivisandegan, Adlı Muntazar, Goftar 1, 11.

7. Safi Gulpeygani, Lutfullah, Muntehabu’l-Eser.

8. Safi Gulpeygani, Lutfullah, İmamet ve Mehdeviyet, c. 3.

9. Kamil Süleyman, Ruzugarhai, Tercüme Ali Ekber Mehdi Pur, c. 1 ve 2.

10. Meclisi, Bihar, c. 51 ve 52.

11. Tabatabai, Muhammed Hüseyin, Tefsiri el-Mizan, c. 14, s. 160, 175.

 


[1] Safi Gulpeygani, Lutfullah,NevidEmn ve Eman (İmamet ve Mehdeviyet), c. 3, s. 28 – 42.

[2] İlzamu’n-Nasib, s. 189; GaybetiNumani, s. 165; Beşaretu’l-İslam, s. 199, mengul ez Ruzugarhai, c. 1, s. 478, hadis 585.

[3] Ruzugarhai, c. 2, s. 536, 470; Biharu’l-Envar, c. 52, s. 309, 392.

[4] Ruzugarhai, c. 2, s. 601, 658; Bihar, c. 2, s. 279 ve 392.

[5] Beşaretu’l-İslam, s. 71, mengul ez Ruzugarhai, s. 639, hadis 882.

[6] Muntehabu’l-Eser, s. 147; Müsnedi Ahmet, c. 3, s. 37; es-Secaiku’lMuhrika, s. 164; Yenabiu’l-Mevedde, s. 135, c. 3, nakl ez Ruzugarhai, s. 642, hadis 894; a.g.e, s. 596 ve 598.

[7] İlzamu’n-Nasib, s. 230; Beşaretu’l-İslam, s. 256; Ruzugarhai, s. 598, hadis 780.

[8] Hud Suresi, 113, 118. Ayet.

[9] Bihar, c. 5, s. 35; Vefatu’l-Askeri, s. 49; mengul ez Ruzugarhai, c. 1, s. 530, 531; a.g.e, s. 73, hadis 8; s. 625, hadis 844.

[10] Talak Suresi, 3. ayet.

[11] el-Mizan, arabi, c. 14, 36. ayetin altında, Hicr Suresi, s. 160, 161 ve 175. 

[12]Muntehabu’l-Eser, s.474; İlzamu’n-Nasib, s. 228; el-Melahimuve’l-Fiten, s. 54, mengul ez Ruzugarhai, c. 2, s. 600.

[13]Bihar, c. 51, s. 75; el-Melahimuve’l-Fiten, s. 56; Gaybeti Şeyh Tusi, s. 114 ve…

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar