Gelişmiş Arama
Ziyaret
9964
Güncellenme Tarihi: 2012/04/07
Soru Özeti
Acaba; ““Allah, seni affetsin! Doğru söyleyenler sana iyice belli olup, yalancıları bilinceye kadar beklemeden niçin onlara izin verdin”? Ve ““Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” şeklindeki ayetler İslam Peygaber\'inin (a.s.s) masum olmadığına delalet etmiyor mu?
Soru
Tevbe süresinin 43 ayetinde şöyle buyrulmakta: “Allah, seni affetsin! Doğru söyleyenler sana iyice belli olup, yalancıları bilinceye kadar beklemeden niçin onlara izin verdin”? Keza Tahrim süresinin birinci ayetinde şöyle buyrulmaktadır: “Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah’ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir”. Bu iki ayeti açıklıyor musunuz? Zira Vehabiler bu iki ayete dayanarak yüce Peygamber\'in (a.s.s) risaletini tebliğ etme dışındaki durumlarda masum olmadığını ve hata yapabileceğini söylemektedirler. Birinci ayetin, Peygamber\'in (a.s.s) günah işlediğine ve ikinci ayetin ise eşlerine itaat ederek Allah\'ın helalini haram kıldığına delalet ettiğini savunmaktadır.
Kısa Cevap

Tevbe suresinin 43. Ayetin tefsiri hakkında detaylı cevapta zikredilen indekslerde beyan edilen açıklamalara müracaat ediniz.

Tahrim süresinin birinci ayetinde geçen haramdan maksat şer'i haram değildir. Zira ''Lime tuharrimu (neden haram kılıyorsun?)" şeklindeki cümle i'tab ve kınama anlamında değil, belki bir anlamda peygamber (s.a.) için bir şafkat ve onun için şekillenen bir üzülme durumunu ibraz etme anlamındadır. Şöyle ki: Neden yemine bağlı kalarak kendini o nimetten ve helal olan şeylerden mahrum ediyorsun. Hanımlarının rızasını kazanmak için kendini bazı helal ve caiz olan şeylerden mahrum ediyor ve kendini zor duruma sokuyorsun? Tıpkı gelir sağlamak için birçok zahmete katlanıp kayda değer bir fayda kendisine iade etmeyen bir kimseye karşı,  neden o kadar kendine zahmet veriyorsun oysaki çekeceğin bu zahmet karşılığında kayda değer bir şey size iade edilmiyor dediğimiz gibi?

Ayrıntılı Cevap

"Ey peygamber! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah'ın sana helâl kıldığı şeyi niçin sen kendine haram ediyorsun? Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir"[1]

Bu ayetin nuzul sebebi hakkında meşhur ve uygun olan nakil şudur: Peygamber, (a.s.s) eşlerinden Zeynep binti Cahş'ın yanına giderdi. Zeynep Efendimizi uzun muddet yanında tutarak tedarük ettiği baldan ikram ederdi. Peygamberin diğer hanımı Aişe bundan haberdar olunca rahatsız olur ve derki: Ben ile (Efendimizin eşlerinden biri olan) Hafsa'yla birlikte kendi aramızda şöyle anlaştık: Her ne zaman Peygamber (a.s.s) ikimizden hangisinin yanına gelirse hemen ona,  acaba "magafir" samğını[2] mı" (sakızını) yemişsin? diyelim. ("Magafir", Hicaz'ın ''urfet'' isimli ağaçlarından çıkan ve nahoş kokusu olan bir tür sıvının adıdır). Peygamber Efendimiz (a.s.s) ise elbisesinden veya ağzından münasip ve uygun olmayan her hangi bir kokunun gelmemesine ve aksine sürekli güzel kokunun kendisinden ve elbiselerinden gelmesine dikkat eder ve bu bağlamda oldukça titiz idi. Derken Peygamber bir gün Hafsa'nın yanına geldi. Hafsa Aişe ile birlikte kararlaştırdıkları sözü kendisine söyledi. Peygamber (a.s.s) buyurdu: '' Ben mağafir yemedim. Zeyneb'in yanında bal şerbetinden içtim. Allah'a yemin olsun! Bir daha o baldan yemem. (Çünkü o balı yapan arı nahoş kokulu bir çiçekten ve ihtimalen mağafirden, balını yaparken istifade etmiş olabilir). Lakin sende bu dediğimi kimseye söyleme.'' (Taki halk; neden Peygamber helal bir yiyeceği kendisine haram kılmış? demesin. Veya Peygamber'in bu hususta yada benzeri durumlarda yaptığını örnek almasınlar veya Zeynep bunu işitip kalbi kırılmasın)

Ancak Hafsa, nihayet bu sırrı ifşa etmiş ve sonradan bunun bir hile olduğu ortaya çıktı. Peygamber Efendimiz, son derece rahatsızlık duymuş ve bu munasebetle söz konusu olan ayet nazil oldu. Efendimiz bu meseleye, artık bir daha bu tür durumların evlerinde yaşanmayacak şekilde son noktayı koymuşlardı.[3]

Şüpesiz İslam Peygamber'i gibi yüce bir insan sadece kendisine ait değildir. Belki bütün islam toplumuna ve insanlık âlemine aittir. Bu nedenle eğer evinde onun aleyhine bazı tuzaklar, her ne kadar küçük ve naçiz de olsa kuruluyorsa bunu hafife alıp kenarından geçmemek gerekir. O mubarek insanın haysiyetinin, onun şunun ve bunun oyuncağı haline gelmesine izin verilmemelidir. Böyle bir tezgâh ortaya çıkarsa kararlı bir biçimde karşısında durulması gerekir.

Mezkûr ayet aslında yüce Allah'ın bu tür bir olay karşısında, Peygamber'i Ekremin (a.s.s) haysiyetini korumak için gösterdiği ciddiyetin ifadesidir. Bu nedenle açıktır ki, ayeti celiledeki haramlılık şer'i bir haram değildir. Belki ayetlerden de anlaşıldığı üzere Peygamber Efendimiz tarafından edilen yeminle alakalıdır ve bildiğimiz üzere bazı mubahların terki yönünde içilen yeminlerin bir günahı yoktur. Buna binaen ''Lime tuherrimu (neden haram kılıyorsun?)" cümlesi, ayıplayan ve kınayan bir cümle olmayıp tersine Peygamber için şefkati ve teselliyi ifade eden bir cümledir. Çünkü içtikleri yemine bağlı kalarak kendilerini o nimetten ve helal olandan mahrum etmişlerdi. Hâlbuki eşin rızayetini kazanmak amacıyla bazı helal ve caiz şeylerden kendini mahrum edip kendine zorluk çıkarmanın bir gereği yoktur. Tıpkı gelir sağlamak amacıyla birçok zahmete katlanıp ancak zahmetinden kayda değer bir fayda kendisine kavuşmayan bir kimseye karşı, bir fayda elde etmediğin halde neden bu kadar zahmete katlanıyorsun? dememiz gibidir bu. Bu deyişimiz bu insanda bir kusur olduğunu ifade etmediği gibi söz konusu "Lime tuherrimu" cümlesinde de kendisine hitap ettiği şahısta bir kusurun varlığını ifade etmemektedir.

Sonra ayetin sonunda geçen aff ve rahmet, bu olayın çıkmasına zemin hazırlayan eşlere yöneliktir. Ki eğer gerçekten tevbe ederlerse aff edilip rahmete mazhar olacaklardır.Yada bu aff ve rahmet şuna yöneliktir; evla olan,Peygamber Efendimizin, (a.s.s) bazı eşlerini cesaretlendirecek böyle bir yemini içmemiş olmasıydı.[4]

Tevbe süresinin kırk üçüncü ayetiyle ilgili olarakta aşağıdaki indekslere bakabilirsiniz. Bu ve bu benzer ayetler detaylıca incelenmiştir.

1. ''Kur'anda Embiyanın İsmeti'' Soru 129(Site:1069)

2. ''Kur'an Bakışıyla Embiyanın İsmeti''Soru 1706 (Site: 1824)

3. ''Peyganber'in (a.s.s)İsmeti Ve Terki Evla''Soru 10718 (Site: 10555)

4. ''Embiyanın İsmeti'' Soru 7564(Site:8522)

 

[1] Tahrim, 1.

[2] Ağaçtan çıkan ve gövdesi ve dalları üzerinde koruyan bir tür sıvı.(Bkz.İbni Manzur,Muhammed b.Mukrim ''Lisanu'l Arab'' Lübnan/Beyrut: Daru Sadır,Üçüncü baskı,1414 h.k. c.8, s.441 Mehyar,Rıza, ''Ferheng'i Ebced'i Farisi-Arabi'' ,s.559

[3] Elbağavi (Muh'yissünne), Ebu Muhammed Elhüseyin b. Mes'ud, ''Maalim'u Ttenzil Fi Tefsiru'l Kur'an'' (Tefsiru'l Bağavi), Darun Tayyibe Linneşri Ve'Ttevzii, Dördüncü Baskı,1417 h.k. , c.5, s.116    El'ensariyi'l-Hazreci (Şemsuddin Kurtubi),Ebu Abdullah Muhammed b.Ahmed, ''El'cami'u Liehkami'l Kur'an'',(Kurtubi Tevsiri),Mısır/Kahire, Daru'l Kutubi'l Mısriyye,1384h.k. , İkinci Baskı, c.18, s.116    Fahruddin Razi,Ebu Abdullah Muhammed b. Ömer, ''Mefatihu'l Gayb'' , Lübnan/Beyrut, Daru İhya-u Tturasi'l Arabiyye,Üçüncü Baskı,1420 h.k. c.30,s.568   ''Sahihi Buhari'',c.6,s.194, şu kaynaktan alıntı yapılmıştır: Mekarim Şirazi,Nasır,  ''Tefsiri Numune'' , İran/Tahran, Daru'l Kutubi'l İslamiyye, 1374 h.ş. , Birinci Baskı, c.24, s.271,272

Ayrıyeten parantez arası  verdiğimiz açıklamalar başka kitablardan alınmıştır.

[4]  ''Tefsiri Numune'' , c.24, s.272,273,

Tabatabai,Seyyid Muhammed Hüseyin, ''El'mizan Fi Tefsiri'l Kur'an'', İran/Kum, Defter-i İntişarat-i İslami, 1417 h.k. , Beşinci Baskı, c.19, s.330

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar