Gelişmiş Arama
Ziyaret
10430
Güncellenme Tarihi: 2008/05/04
Soru Özeti
Teorik İrfan ile Pratik İrfanın farkı nedir?
Soru
Teorik İrfan ile Pratik İrfanın farkı nedir?
Kısa Cevap

Pratik irfanın iki manası söz konusudur:

1- Sulûkun bizzat kendisi ve davranış.

2-Sulûk yöntemini içeren öğretiler.

Pratik irfan bazen birinci anlamın karşısında kullanılırken bazen de ikinci anlamın karşısında; yani pratik irfan, salikin bulgularını veya varlık felsefesi ve bilgi felsefesi konularını araştırmaktadır.

Ayrıntılı Cevap

Teorik irfan ve pratik irfanın aydınlığa kavuşması ve bu ikisi arasındaki farkın ortaya çıkması için, uzmanların çeşitli tabirleri vardır:

Birinci açıklama:

İrfanın iki yönü vardır:

1-Toplumsal yönü (tasavvuf): Bu yönde arifler, toplumsal bir fırka unvanıyla özel vasıflarıyla inceleme konusu olurlar.[1]

2- İlmi ve kültürel yönü:

Buda iki kısımdır:

A)- Pratik yönü, bu yönüyle irfan, insanı değiştirmek ister ve özetle insanın kendisiyle, dünyayla ve Allah ile ilişki ve görevlerini açıklar.

B)- Teorik yönü, bu yönüyle irfan, varlığı açıklamak ister; yani Allah, dünya ve insanını yorumlar.[2]

İkinci açıklama:

İnsanı tanıma, kâmil insan, tevhit, isimler, Allah’ın sıfatları ve varlık felsefesi gibi yönlendirici konular pratik irfanın söylemi olup, züht, muhabbet, riyazet, zikir, ihsan, ibadet ve… gibi konular ise tamamen pratik irfanın söylemidir.[3]

Üçüncü açıklama:

Teorik irfanda arif, kalp gözü ile müşahede ettiği şeyleri, akıl diliyle açıklar.[4]

Dördüncü açıklama:

“İrfan i Nazari” kitabının sahibi, İslam İrfanının en temel konusu (İrfan esaslarının temeli); vahdet, şuhut, fena, riyazet ve aşk konularından ibarettir dedikten sonra, pratik irfan ile teorik irfanın farkı konusunda şöyle der:

“Pratik irfan; çok ince ve meşakkatli bir programın uygulanmasıyla merhale ve menzilleri geçmek ve yoldaki makam ve hallere ulaşarak, irfani bir bilinç elde etmek ve tarikat olarak tabir edilen tevhit ve fenaya ulaşmaktır.

Pratik irfan ise, ariflerin dünya ve insanın hakikati konusunda kendi bilinç ve şuhudi bulgularının tamamının yorumlanmasıdır.[5]

Beşinci açıklama:

Temhidu’l-Kavait kitabında “Kamil insanın varlığının zorunluluğu” ilkesiyle ilgili eleştirileri açıkladıktan sonra, - kevni cami makamına ulaşmak için tavsiye edilen- pratik irfan ilkesiyle ilgili eleştirileri söz konusu ederek şöyle der: “ Önceki eleştiriler, irfanın teorik kısmıyla alakalıdır, bu eleştiriler ise, pratik ile alakalıdır…

Ayetullah Cevadi, bu kısmın açıklamasında şöyle der: “ Burada pratik irfandan kastedilen; suluk ve davranış yöntemini kapsayan öğretilerdir ve bunun için, burada zikredilen pratik irfan ile suluk ve davranışın özünü oluşturan ve lafız ve önermeler ile sınırlandırılamayan pratik irfan arasında fark vardır.”[6] O şöyle devam eder: “ İrfanda mesele ve önermelerden bir iz ve bir eser olmaz irfanda merhaleler söz konusu edilir; yani arif merhaleleri geçerek aynü l- yakine ulaşmak için çaba gösterir, aynü l- yakin ise, kavramların aracılığı ile bilgi elde edilmesinden farklıdır. Gerçeğin özünü müşahede etmektir.”

Gerçeği kavramlar aracılığıyla algılayan kimse, ateşin dumanını uzaktan seyredip, ateş konusunda konuşan kimse gibidir. Ama Hariset b. Malik gibi vasıtaları aradan kaldıran bir şahıs, aynü l yakin ile doğrudan ateşin hünerini müşahede etmeyi elde edebilir.

Ateşi görmeyi hüner bil

Dumanı görmek hüner değil

Teorik irfana gelince, kavramlar üzerine kurulu olan bu ilim, bir ilim olarak önermeleri ve burhanı vardır.

Sonuç:

Peş peşine gelen bu açıklamalarda görünürde bir aykırılığın olduğu göze çarpmaktadır, ama söz konusu edilen açıklamalardan, teorik irfan kavramının anlamının genişleyip darlaşması, zihnimizde var olan pratik irfanın anlamlarına bağlı olduğu anlaşılır.

Buna göre

Pratik irfanın iki manası olduğu söz konusu edildi:

1- Suluk’un bizzat kendisi ve arifin Allah’a doğru seyri.

2-Suluk yöntemini içeren öğretiler.

İlk iki açıklama, teorik irfan ikinci mananın karşısında yer alması hasebiyle teorik irfan ile pratik irfanın farkıyla alakalıdır. Ama son üç açıklamada ise teorik irfanı birinci mananın karşısında değerlendirmişlerdir ve bu ikinci anlayış gereğince Esfar-ı Erbea’nın bütün konularının, seyr ü suluk merhalelerinin açıklanmasının, kavs ı suut, züht, muhabbet, riyazet ve benzeri konuların, teorik irfanda söz konusu edilmesinin bir sakıncası yoktur.



[1] Bu yönüyle bu fırkaya sufiyye diyorlar. Doktor Kasım Ensari, Mebaniy i İrfan kıtabının birinci dersinde bu fırkanın sufiyye fırkası olarak isimlendirilmesi yönleri açıklanmıştır.

[2] Şehit Mutahhari, İslam İlimleriyle Tanışma, İrfan bölümü, s 70–75.

[3] Nazım Zade Kummi, İrfan Aynasında Ali (a.s), s 40–41.

[4] Şehit Mutahhari, İslami İlimlerle Tanışma, İrfan bölümü, s 76–77

[5] Doktor Yesribi, İrfani Nazari, s 38–53.

[6] Ayetullah Cevadi Amuli, Tahrir i Temhidu l Kavait, s 598–601.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar