Gelişmiş Arama
Ziyaret
11189
Güncellenme Tarihi: 2012/02/22
Soru Özeti
Ona ihtiyaçları olduğu halde yemeklerini yoksula, yetime ve esire yedirirler.’ ayeti ne zaman nazil oldu?
Soru
‘Ona ihtiyaçları olduğu halde yemeklerini yoksula, yetime ve esire yedirirler.’ ayeti ne zaman nazil oldu?
Kısa Cevap

Şia ve Ehl-i Sünnet tarihçi, muhaddis ve müfessirlerinin çoğuna göre İnsan suresinin Ona ihtiyaçları olduğu halde...’ ayeti ve arkasından gelen birkaç ayet Resulullah’ın (s.a.a) İtret’i, yani İmam Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’in (a.s) hakkında nazil olmuştur. Ayet, İmam Ali (a.s) ve Hz. Fatıma’nın (s.a) iki oğlu Hasan ve Hüseyin’in (a.s) şifa bulmaları için adadıkları adağı yerine getirdikten sonra zilhicce ayında nazil olmuştur.

İbn-i Abbas bu konuda şöyle diyor: İmam Hasan ve Hüseyin (a.s) öylesine ağır hastalanmışlardı ki aralarında Ebu Bekr ve Ömer’inde olduğu Peygamberin bütün ashabı onların ziyaretine gitmiş ve ‘Ey Ebu’l-Hasan! Allah için adak adarsan iyi olur.’ dediler. İmam Ali’de (a.s) dedi ki: ‘Nezrediyorum, eğer Allah, peygamberi Muhammed’in (s.a.a) iki torununa şifa verirse üç gün oruç tutacağım.’ Bunu duyan Fatıma da: ‘Allah için benim üzerime olsun senin dediğin şey.’ dedi. Hasan ve Hüseyin’de bunu duyunca dediler ki: ‘Ey baba! Allah için bizim üzerimize olsun senin dediğin şey.’ Allah onlara şifa verdi. Onlarda adaklarını yerine getirmek için üç gün oruç tuttular. İftar için temin ettikleri az miktardaki ekmeği birinci gün, kapılarına gelip yiyecek isteyen fakire, ikinci gün yetime, üçüncü gün de esire verdiler. Bu üç günde iftarlarını suyla açtılar. Ayetler bu olay üzerine nazil oldular.

Ayrıntılı Cevap

Şia ve Ehl-i Sünnet tarihçi, muhaddis ve müfessirlerinin çoğuna göre[1] İnsan suresinin Ona ihtiyaçları olduğu halde...’ ayeti ve arkasından gelen birkaç ayet Resulullah’ın (s.a.a) İtret’i, yani İmam Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin (a.s) hakkında nazil olmuştur. Ayet, İmam Ali (a.s), Hz. Fatıma’nın (s.a) iki oğlu Hasan ve Hüseyin’in (a.s) şifa bulmaları için adadıkları adağı yerine getirdikten sonra zilhicce ayında nazil olmuştur.

Adağın nasıl yapıldığı ve Ehl-i Beyt’in yiyeceklerini fakire, yetime ve esire nasıl verdiği hakkında iki nakil vardır:

1- Meşhur Nakil

İbn-i Abbas Ona ihtiyaçları olduğu halde...’[2] ayeti hakkında şöyle diyor: İmam Hasan ve Hüseyin (a.s) öylesine ağır hastalanmışlardı ki aralarında Ebu Bekr ve Ömer’inde olduğu Peygamberin bütün ashabı onların ziyaretine gitmiş ve ‘Ey Ebu’l-Hasan! Allah için adak adarsan iyi olur.’ dediler. İmam Ali’de (a.s) dedi ki: ‘Nezrediyorum, eğer Allah, peygamberi Muhammed’in (s.a.a) iki torununa şifa verirse üç gün oruç tutacağım.’ Bunu duyan Fatıma da: ‘Allah için benim üzerime olsun senin dediğin şey.’ dedi. Hasan ve Hüseyin’de bunu duyunca dediler ki: ‘Ey baba! Allah için bizim üzerimize olsun senin dediğin şey.’ Allah onlara şifa verdi. Onlarda üç gün oruç tuttular.[3] Hasan ve Hüseyin (a.s) şifa bulduktan sonra Hz. Ali (a.s), Yahudi komşusu Şem’un’un evine gitti. Şem’un ona bir miktar yünü eğirmesi karşılığında üç sa’ (yaklaşık 9 kg.-Çeviren) arpa borç olarak verdi. Hz. Zehra (s.a) arpayı öğütüp beş kişinin iftarı için ekmek hazırladı.[4] Hz. Ali (a.s) akşam namazından sonra eve geldi. Daha iftara başlamamıştıki bir fakir geldi ve ‘Ben Müslüman fakirlerden biriyim! Bana yiyecek verin, Allah’da size cennet yiyeceklerinden versin.’ diye seslendi. İmam Ali (a.s) ekmeğini ona verdi. Fatıma (s.a), Hasan ve Hüseyin (a.s) ve Fizze de Ona bakıp ekmeklerini fakire verdiler ve iftarlarını suyla açtılar. ikinci gün oruç tutmaya devam ettiler. Hz Fatıma (s.a) iftar için yine ekmek hazırladı. İftar zamanı kapı çalındı: ‘Selam olun size ey Peygamberin Ehl-i Beyti ve risaletin madeni! Ben Müslüman bir yetimim. Bana yiyecek verin.’ Herkes kendi ekmeğini verdi ve suyla iftarlarını açtılar. Üçüncü gün de iftar edecekleri zaman kapı çalındı ve bir esir: ‘Ben bir esirim, açım, bana yiyecek verin.’ diye onlardan yiyecek istedi.[5] Yine hepsi (beş kişi) ekmeklerini verdiler ve açlığa sabrettiler.

Dördüncü gün İmam Ali, Hasan ve Hüseyin’in elinden tutarak, açlığın verdiği zaaftan titredikleri halde Allah Resulü’nün (s.a.a) yanına vardılar. Allah Resulü (s.a.a) onların bu halini görünce çok üzüldü. Onlara: ‘Kalkın Fatıma’nın evine gidelim.’ diye buyurdu. Eve geldiklerinde Fatıma’nın (s.a) mihrabında ibadetle meşgul olduğunu, açlıktan titrediğini, mübarek karnının beline yapıştığını ve gözlerinin çöktüğünü gördüler. Resulullah, İtret’inin bu durumunu görünce ‘Allahım! İtretim açlıktan ölüyorlar.’ diyerek yardım istedi. Cebrail geldi ve ‘Adaklarını yerine getirirler’ ayetiyle başlayıp ‘Şüphesiz bu size bir mükafattır ve çabanız makbuldür.’e[6] kadar olan ayetleri nazil etti.[7]

 

2- Meşhur Olmayan Nakil

Diğer bir nakile göre Hz. Zehra (s.a) iftar için bir miktar yemek hazırlamıştı. İftar zamanı bir fakir gelip yemek istedi. Ali (a.s) yemeğin üçte birini ona verdi. Sonra yetim geldi. Ona da yemeğin bir kısmını verdi. Ardından esir geldi. Yemeğin geri kalan kısmını da ona verdi. Onların üçüde aynı akşam geldi. Yemek üçe bölünerek onlara verildi.  İmam Ali ve ailesi de suyla iftar ettiler. Bunun üzerine Şüphesiz bu size bir mükafattır ve çabanız makbuldür.’ ayetleri nazil oldu.

Belirtmek gerekir ki bu büyük mükafatlar, çaba, mücadele ve takvanın neticesidir. Müminlerde ihlasla, yalnızca Allah rızası için iş yaparlarsa çabaları ve zahmetleri Allah katında korunacaktır.[8]

Şii ve Ehl-i Sünnet alimlerinin çoğuna göre söz konusu ayetler Resulün (s.a.a) Itratı, yani Hz. Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin (a.s) hakkında nazil olmuştur. Ayetler, İmam Ali (a.s) ve Hz. Zehra’nın (a.s) Hasan ve Hüseyin’in (a.s) şifa bulmaları için adadıkları adaklarını yerine getirdikten sonra zilhicce ayında nazil olmuştur.         

 



[1] -Tabersi, Mecmau’l-Beyan Fi-Tefsiri’l-Kur’an, c.26, s.147-148, Ferahani, Tahran, 1. Baskı, HŞ.1360.

[2] -İnsan/8

[3] -Caferi, Yakup, Simay-ı Ali (a.s) Der Kur’an, Kum, 1. Baskı, HŞ.1381.

[4] -Bir nakile göre Fizze’de onlar gibi adak adamıştı.

[5] -Nüzul sebebine göre iftar zamanı bir esir de Ali’nin (a.s) kapısına geldi. Burada: ‘O dönemde esirler hapiste değiller miydi?’ diye bir soru akla gelebilir. Cevap şudur: Peygamberin (s.a.a) zamanında kesinlikle zindan yoktu. Peygamberimiz esirleri Müslümanların arasında bölüştürür, onlara teslim eder ve: ‘Onlara sahip olun ve iyilikte bulunun.’ diye buyururdu. Onları doyuracak bir şeyleri olmadığında başka Müslümanlardan yardım ister, yardım almak için onları kendileriyle beraber hatta yalnız başlarına diğer Müslümanların yanına gönderirlerdi. Çünkü Müslümanlar o dönemde maddi olarak sıkıntı içindeydiler. İslam

devleti büyüdüğünde esirler, hatta suçlular çoğalınca zindanlar yapılmaya başlandı. Esirlerin ve suçluların geçimi de beytul maldan karşılanıyordu. (Mekarim Şirazi, Nasir, Tefsir-i Nümune, c.25, s.354, Daru’l-Kütübü’l İslamiyye, Tahran, HŞ.1374.)   

[6] -İnsan/7-22

[7] -Emin, Seyyide Nusret, Mahzenu’l-İrfan Der Tefsir-i Kur’an, c.14, s.237-239, Nehzet-i Zenan-ı Müselman, Tahran, HŞ.1361.

[8] -Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c.35, s.243, Bab:25, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, HK.1409.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hz. Mehdi’nin (Allah zuhurunu yakın eylesin) zuhurunun alametleri nelerdir?
    18624 Eski Kelam İlmi 2007/09/18
    Zuhur alametleri konusu girift ve zor bir konudur ve bu konu ile ilgili tüm rivayetlerin bir arada irdelenip eleştiriye tabi tutulması gerekir.Hadislerinden anlaşılan şu ki zuhur alametleri iki asıl kısma ayrılırlar:1- Gerçekleşeceği kesin olan alametler: Bunlar Süfyani’nin ayaklanması, Yemani’nin ...
  • Hazreti Şuayip’in biyografisi; doğumu ve ölümü ne zamandı?
    8086 Eski Kelam İlmi 2019/11/24
    İsmi Kuran’ı Kerim’de on defa geçmiş olan bir peygamberdir Şuayip (a.s).[1] Arap toplumuna gönderilmiş ve Arapça konuşan bir peygamberdi.[2] Hz. Hud ve Hz. Salih (a.s)’dan sonra dünyaya gelmiştir. Hz. Musa (a.s)’in annesiyle aynı asrın insanıydı. Doğum tarihi ile ilgili tarihsel bir veri bulunamamıştır.
  • Orucun başlama anı sabah ezanının ilk vakti mi yoksa ezanın sona ermesiyle mi başlar?
    3420 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/10/02
    Sabah ezanına az bir vakit kala doğu tarafında bir ışık demeti yükselir. Bu ışık demetine ilk fecr veya fecri kazip denir. Bu ışık demetinin yayılmasıyla fecri sadık dediğimiz ikinci fecr zamanı başlar. İşte bu an Sabah namazının ilk vaktidir.[1]Buna binaen oruç tutan ...
  • Yahudilerin Hz. İsa’nın dönmesi veya vaat edilen Mesih’in gelmesine yönelik inanç ve imanı nedir?
    11766 Eski Kelam İlmi 2011/12/19
    Yahudiler de kavim ve mezheplerin çoğu gibi, kesin bir şekilde, son zamanda bir kurtarıcının geleceğine inanmaktadır. Mevcut Tevrat kitabında dünya kurtarıcısının geleceği ve zuhur edeceği hakkında birçok müjde mevcuttur. Bugün Yahudiler tarafından İsrail adında bir Yahudi devletinin kurulması, bu Yahudi ülküsünden kötü şekilde istifade edilerek gerçekleşmiştir. Hem Yahudiler ve ...
  • Mukaddes Zebur hangi peygamberin ve hangi dinin kitabıdır?
    120412 Tefsir 2014/06/23
    Zebur Hazreti Davut’un (a.s.) kitabıdır. Allame Tabatabai “Andolsun, Zikir'den (Tevrat'tan) sonra Zebûr'da da, "Yere muhakkak benim iyi kullarım varis olacaktır" diye yazmıştık”[1] ayeti kerimenin tefsirinde şöyle diyor: zahiren Zebur’dan maksat Hazreti Davut’a verilen kitaptır. Zira kur’an’nın başka bir yerinde Allah Teala şöyle buyuruyor: “Davut’a ...
  • İnsan hem dünya ve hem ahirette refah ve huzurda içinde olabilir mi?
    14440 Eski Kelam İlmi 2011/04/12
    Bu dünya özel mahiyeti ve ontolojik mertebesi nedeniyle mutluluk ve mutsuzluğu, üzüntü ve sevinci ve zorluk ve rahatlığı kendi içinde katışık halde bulunduran bir takım yasa ve kanunlara sahiptir. Hiçbir zaman refah, huzur ve mutluluk mutlak bir şekilde burda bulunmaz. İnsanın dünyada taşıdığı bazı zorluklar, mümin ...
  • Kur'an-i Kerim "Açık kitap nazil ettik. Bu ayetteki açık kelimesinden maksat nedir?
    9327 Tefsir 2011/07/23
    Açık (mübin) Kur'an'ın bir sıfatıdır. Kur'an'ı bu şekilde vasıflandırmakla onu halka daha fazla tanıtmayı hedef almaktadır. Onun diğer semavi olan ve olmayan kitaplara olan üstünlüğünü açıklıyor. Çünkü hiçbir kitabın emir ve programları Kur'an gibi açık değildir.Kur'an'da sürekli çeşitli ayetlerde bu Kur'an'ı nazil ettiğini açıklaması hidayet nimetini insanlara hatırlatmak içindir.
  • İnsanın saadet ve kamalı neye bağlıdır?
    7948 Pratik Ahlak 2010/03/09
    Bu soruya cevap verebilmek için şu iki soruyu cevaplandırmamız gerekir:1) Saadet nedir? Kemalden ayrı bir şey midir? 2) İnsan nasıl bir varlıktır? Acaba sırf maddi bir varlık mı yoksa böyle değil mi?
  • Banyoya götürüp yıkamak ve elbise giydirmek gibi hususlarda karşı cinsiyetten engelli insanlara yardım etmenin sakıncası var mıdır?
    6248 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Mezkûr soruyla ilgili mevcut fıkhî hükmü istemeniz nedeniyle, mercilerin bürolarından bunu sormayı gerekli gördük. Alınan cevaplar aşağıda yer almaktadır:Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Başka bir şahsın avretine bakmak ve dokunmak haramdır.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu:Aynı cinsiyetten birine ulaşılamadığı durumda ...
  • Eğer erkek karısıyla cinsel ilişkiye girmeden önce ölürse, onun mehriyyesi yarı mı olur?
    5931 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/18
    Mezkûr soruyu Ayetullahların bürosuna yolladık ve aşağıda onlardan bir grubun elimize şimdiye dek ulaşan fetva yanıtını size takdim ediyoruz: Hz. Ayetullah Hamaney’in (Allah ömrünü uzun kılsın) Bürosu:Mehriyye yarı olur.Hz. Ayetullah Mekarim Şirazi’nin (Allah ömrünü uzun kılsın) Bürosu:Mehriyyenin kâmil olarak ödenmesi gerekir. Hz. Ayetullah Mehdi ...

En Çok Okunanlar