Gelişmiş Arama
Ziyaret
17080
Güncellenme Tarihi: 2010/07/28
Soru Özeti
Tathir ayeti Kur’an’ın hangi suresindedir?
Soru
Tathir ayeti Kur’an’ın hangi suresindedir?
Kısa Cevap

 Tathir ayeti olarak bilinen ayet Ahzap suresinin 33. ayetidir. Yüce Allah, bu ayette Ehl-i Beyt olarak bilinen belli kişileri tekvini iradesi ile pak kılacağını beyan etmiştir.

Bu ayetin nüzul sebebi (iniş sebebi) hakkında Ehl-i sünnet ve Şia kaynaklarında yetmişe aşkın hadis nakledilmiştir. Bu hadislerin çokluğu o derecededir ki ayetin anlamı hakkındaki her türlü şüpheyi ortadan kaldırır, özellikle bu hadislerden ayette geçen Ehl-i Beyt kavramından maksadın yalnızca Hz. Peygamber, Hz. Fatıma, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin olduğu anlaşılır. Tathir ayeti peygamberin hanımlarıyla ilgili ayetlerin arasında yer almış olmasına rağmen ancak hadislerden ve diğer bir takım karinelerden anlaşılacağı üzere bu ayetteki hüküm kadınları içermez. Ayetlerde konuların bu şekilde iç içe olması ve özel dizilişi başka hükümlerde uygulanan bir yöntemdir. Nitekim Maide suresinin 3. ayeti hakkında da müfessirlerin de belirttiği üzere bir takım sebeplerden dolayı aynı durum söz konusudur.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an’ın bazı ayetleri taşıdıkları özelliklerden dolayı özel bir adla anılmaktalar. Bu cümleden olmak üzere Ahzap suresinin 33. ayetini sayabiliriz, bu ayet, tathir ayeti olarak anılır. Bu da söz konusu ayette Allah’ın, Ehl-i Beyt’i tekvini iradesiyle temiz ve pak kılacağını açıkladığı içindir.

Bu ayetin nüzul sebebi hakkında Şia ve Ehl-i sünnet kaynaklarında birçok hadis nakledilmiştir. Peygamber’in eşi Umm-i Seleme şöyle der: “Bu ayet benim evimde nazıl oldu. O gün benim evimde Fatıma, Ali, Hasan ve Hüseyin bulunuyorlardı, Peygamber ayetin inmesi üzerine onları bir abanın altına alarak şöyle dedi Allah, işte bunlar benim EHl-i Beytim’dir bunları her türlü pislikten uzak eyle ve pak kıl.[1]

Burada tathir ayetiyle ilgili bazı konulara kısaca değinmekte yarar var:

1- Arapça anlatım kurallarına bakılırsa bu ayette iki sınırlama (hasr) ifade edilmiştir, birincisi ilahi iradenin her türlü pisliği gidermek ve pak kılmakta sınırlandırılışı ve ikincisi de bu paklık ve temizliğin Ehl-i Beyt’e sınırlandırılışı. [2]

2- Bu ayette geçen Allah’ın iradesinden maksat tekvini iradedir, teşrii irade değildir. Çünkü insanların hidayet ve pak olmaları hakkındaki teşrii irade yalnız Ehl-i beytle sınırlı değildir.

3- Bu ayette Ehl-i Beyt’tan maksadın kimler olduğuna gelince bazıları maksadın Peygamber’in eşleri olduğu noktasında ısrarlıdırlar. Bunlar ayetin öncesinin ve sonrasının akışını nazara aldığımızda ayetin bu bölümünün de Peygamberin hanımları hakkında indiği anlaşılır, diyorlar.

Şia ve Ehl-i Sünnt’ten birçok müfessirler bu eleştiriye cevap vermişlerdir. Bu cevap tefsir kitaplarında genişçe işlenmiştir. Biz kısaca şöyle diyebiliriz:

 1-  Söz konusu ayette zamir muzakker zamiri (erkek kipi) olarak gelmiştir. Oysa ki Peygamber’in hanımlarıyla ilgili zamir muannes zamiri (kadın kipi) olarak kullanılır.

2- Ayetlerde konuların bu şekilde iç içe gelişi var olan bir durumdur. Örneğin Maide suresinin 3. ayetinde, dinin kamil kılınışını bildiren bölüm, yenilmesi haram olan şeyleri bildiren bölümün içinde yer almıştır.

Tabersi şöyle diyor: “Bu şekilde açıklama yalnız buraya mahsus değildir. Kur’an’da değişik konular bu şekilde iç içe  gelmiştir. Fasih Arapçanın şiir ve nesirlerinde de bunun bir çok örneği bulunmaktadır.[3]

Diğer yandan bu ayetle ilgili olarak Ehl-i Sünnet’te Umm-i Seleme, Aişe, Ebu Said Hudri, İbn-i Abbas, Sevban, Vaile b. Eska’, Abdullah b. Ca’fer, Ali (a.s), Hasan b. Ali (a.s) yoluyla  ve Şia’da da Ali (a.s), İmam Zeynelabidin (a.s), İmam Bakır (a.s) İmam Sadık (a.s) İmam Rıza (a.s) Umm-i Seleme, Ebu Zer, Ebu Leyla, Ebu’l-Esved Dueli, Amr b. Maymun, Sa’d b. Vekkas yoluyla nakledilen yetmiş hadis hep aynı gerçeği ifade eder ve bu hadisler içinde bir hadis bile bu ayetin Peygamber’in hanımları ile ilgili olarak indiğini bildirmemektedir. Hatta Urve ve İkrime gibi bu ayetin peygamber’in hanımları ile ilgili olduğunu iddia eden kimseler de ayetin bu bölümünün kadınlarla ilgili bölümlerle birlikte indiğini söylememişlerdir.[4]

Hakim Nişaburi (Ehl-i Sünnet’in muhaddis önderlerinden) el-Mustadrek alessahihayn adlı eserinde Abdullah b. Ca’fer’den bu ayetin bilinen nüzul sebebi hakkındaki hadis naklettikten sonra şöyle der: Bu hadisin sendi sahihtir. Yine Muslim kendi Sahih’inde ve Beyhaki Sünen-i Kubra’da Taberi, İbn-i Kesir ve Suyuti kendi tefsirlerinde Tirmizi Süneninde ve Tahavi Müşkilu’l-Asar’da Heysemi Mecmu’z-Zevaitte ve Ahmet Hanbel kendi Müsnesinde Umm-i Seleme, Vaile , Ebi Seleme, Aişe ve diğerlerinden bu ayetin nüzul sebebini nakletmişlerdir. Bu nakillere göre Peygamber (s.a.a) Ehl-i Beyt’in kimler olduklarını belirlemiş yani kendisi ile birlikte Ali, Fatıma, Hasan ve Hüseyin’i abanın altına almış ve bunların Ehl-i Beyt olduklarını açıklamıştır.[5] Hatta Tirmizi, Suyuti ve Tahavi şöyle nakletmişlerdir: Umm-i Seleme diyor ki Ehl-i Beyt abanın altına girdikten sonra ben de bunlardan mıyım diye Peygamber’e sordum, Peygamber: “Sen kendi konumdasın seni sonun da hayır olur, (yani sen Ehl-i Beyt’ten değilsin) dedi.    

Diğer bir noktada şu ki ayette rics sözcüğü eliflam’la birlikte gelmiştir. Bu da her türlü ricsin yani kötülük ve pisliğin Ehl-i Beyt’ten uzak kılındığını bildirir ve masumiyeti gerektirir[6] oysa kimse Peygameber’in hanımlarının masum olduklarını iddia etmemiş yani onların her türlü günah ve yanılmadan uzak olduklarını söylememiştir.

İşte bu açıklamalara dayanarak bu ayet Ehl-i Beyt İmamlarının masumluğuna delil sayılır. [7]

Buna göre bu ayette geçen Ehl-i Beyt kelimesinden maksat aba altına alınan beş kişidir ve ayetteki hüküm de onlara mahsustur.

Daha fazla bilgi için bk soru no: 898 Dizin: Ehl-i Beyt.


[1] Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, c. 16, s. 475

[2] Ade s. 462

[3] Tabersi, Mecmeu’l-Beyan, c. 7 s. 560

[4] Ade s. 466

[5] Tathir ayeti iki mektebin kaynaklarında, Seyyit Murtaza Askeri s. 12-20

[6] Tercüme-i Tefsir-i el-Mizan, c. 16, s. 467

[7] Ade

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar