Gelişmiş Arama
Ziyaret
11703
Güncellenme Tarihi: 2008/03/26
Soru Özeti
Nehc’ül Belağa’nın altıncı mektubuna göre üç halifenin hilafeti resmilik kazanaz mı?
Soru
Nehc’ül Belağa’da, İmam Ali (a.s.)’ın, Muaviye’ye yazdığı mektupta (altıncı mektup) şöyle buyurmaktadır: “Şüphesiz Ebu Bekir’e, Ömer’e ve Osman’a biat edenler, onlara biat ettikleri şekilde bana da biat ettiler. Orada bulunanların (başkasını) seçme hakkı olmadığı gibi, bulunmayanların da reddetme hakkı yoktur. Şura, ancak Muhacirler’e ve Ensar’a aittir; onlar toplanıp birisine uyar ve imam olarak nitelendirirse, bu Allah’ın da hoşnut olduğu bir iştir. Kim onların hükümetine razı olmayıp, kınayarak veya bidate uyarak onların işlerini terk ederse, onu geri çevirirler. Kabul etmezse, müminlerin yoluna tabi olmadığı için onunla savaşırlar ve döndüğü şeyin vebalini de Allah, onun boynuna yükler.”
Bu mektup hakkında size birkaç soru sormak istiyorum:
Eğer, şura sadece Muhacirler’e ve Ensar’a aitse ve bu şuranın seçtiği kişiden Allah razı ise, buna göre üç halifenin hilafeti resmiyet kazanmıyor mu?
Mektupta bahsedilen Muhacir ve Ensar’dan kastedilen, onların tamamı mıdır?
“Kim onların hükümetine razı olmayıp,…” şeklinde başlayan cümle, üç halifeye razı olunduğu anlamına gelmiyor mu?
Kısa Cevap
Continue...
Ayrıntılı Cevap

Bu rivayet, senet ve itibar açısından incelenmesine ilave olarak, anlam ve içerik açısından da incelenmelidir. Buna göre, birkaç noktayı göz önünde bulundurmamız gerekmektedir:

1. Bu rivayet, çeşitli kısımlardan oluşmaktadır. Mektubun baş kısımları; örneğin “Şüphesiz Ebu Bekir’e, Ömer’e ve Osman’a biat edenler, onlara biat ettikleri şekilde bana da biat ettiler. Orada bulunanların (başkasını) seçme hakkı olmadığı gibi, bulunmayanların da reddetme hakkı yoktur.” cümleleri, Muaviye ile olan mücadele sırasında, Emiru’l-Müminin Ali’nin (a.s.) hilafetinin gasp edilmesinden yirmi beş yıl sonra ve yanlış halife seçimi şeklinin, müslümanların özellikle Muaviye’nin propaganda araçlarının etkisi altında olan yeni müslümanların zihnine yer ettiği bir zamanda yazılmıştır. Muaviye’nin bütün taraftarlarının; üç halifenin, müslümanlar tarafından seçildiğinden dolayı, hak olduklarına inandıkları ve bütün siyasi ve dini görüşlerini bu esasa göre beyan ettikleri bir ortamda, onların hak olmadıklarını iddia etmek, oldukça anlamsız ve faydasızdır. Özellikle Hz. Ali (a.s.) bu mektupta kısaca Muaviye’yi, kendisine uymaya mecbur kılma çabasındadır. Bütün bunlara göre, Hz. Ali (a.s.), Muaviye’nin inançlarına göre bahsetmek ve mektubun bütün delillerini, Muaviye’nin ve onun taraftarlarının inançlarına göre sıralamak zorundaydı.[1]

Ancak mektubun diğer kısmında; “Şura, ancak Muhacirler’e ve Ensar’a aittir; onlar toplanıp birisine uyar ve imam olarak nitelendirirse, bu Allah’ın da hoşnut olduğu bir iştir. Kim onların hükümetine razı olmayıp, kınayarak veya bidate uyarak onların işlerini terk ederse, onu geri çevirirler. Kabul etmezse, müminlerin yoluna tabi olmadığı için onunla savaşırlar ve döndüğü şeyin vebalini de Allah, onun boynuna yükler.” Hz. Ali’nin (a.s.) kastetmek istediği şey şudur: Şüphesiz, Muhacirler ve Ensar arasında masum imam da bulunmaktadır. Onların bir kişiye olan görüş birliği, onların arasında bir imamın var olduğunun göstergesidir ve sonuç olarak bu seçim, ilahi bir seçim olmaktadır. Peygamber’in (s.a.a.) vefatından sonra, İmam’ın (a.s.) razı olduğu görüş birliğinin, sadece bütün Muhacirler ve Ensar’ın İmam (a.s.) hakkında vardıkları görüş birliği olduğu çok açıktır. Buna göre, görünüşe bakılırsa, Hz. Ali (a.s.) bu açıklamalarında tevriye yapmış ve konuyu, muhaliflerin inançlarına uygun görünecek bir biçimde beyan etmiş olsa da yukarıda da açıkladığı gibi, İmam’ın sözlerine dikkat edilecek olursa, bu mektubun delillerinin, hak ve doğruyla hiçbir uyuşmazlığı yoktur.[2]

2. Bu rivayetin görünürdeki anlamının, diğer ayet ve rivayetlerle karşılaştırılması:

Eğer kimse bu açıklamaları kabul etmez ve bu rivayetin zahiri ilk manasının üç halifenin hak olduğuna işaret ettiği hususunda ısrar ederse, cevap olarak şunları söylemek gerekmektedir: Eğer bir hadis; hatta senet ve delalet açısından sahih bile olsa, ancak, birçok ayet ve mutevatir hadislerle çelişirse, böyle bir hadis hiçbir geçerliliğe sahip değildir ve delil olarak kabul edilmez. Yukarıdaki hadisin ilk bakışta karşımıza çıkan zahiri anlamı da, Peygamber’in (s.a.a.) vefatından sonra, hilafetin sadece Emirü’l-Müminin Ali (a.s.) ve onun masum evlatlarına ait olduğuna işaret eden, birçok ayet ve rivayetlerle çeliştiği için akide ve amel açısından geçersiz sayılır.[3]



[1] Eş-Şubber, Seyyit Abdullah, Nuhbet-uş Şerheyn, s: 1471, En-Nehze, 1425 (h.k.) ve Huyi, Habibullah, Minhac-ul Beraat fi şerh-i Nehc’ul Belağa, c: 17, s: 203, İslamiyye kitapçısı, 1324    

[2] El-Hüseyini, Eş-Şirazi, Es-Seyyit Muhammet, Tevzih-u Nehc’ul Belağa, c: 3–4, s: 436, Müessese’tul-Fikr-il İslami

[3] Daha fazla bilgi için, 1011, 1289(site:1273) ve 1351(site:1450) numaralı sorulara başvurunuz.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar