Gelişmiş Arama
Ziyaret
8988
Güncellenme Tarihi: 2011/05/23
Soru Özeti
Ramazan ayında göreve çıkan kimselerin orucunun hükmü nedir?
Soru
Ben ile birlikte bir grup arkadaş ve meslektaşlarım için görev çıktı. Bu görev gereğince her birimiz bir Eyalete gidip bazı yerleri kontrol edip bize verilmiş olan görevi yerine getirmemiz gerekiyordu. Soru şu: Görev süresi her Eyalet için iki gündür. Büyük ihtimalle görev gereğince uzak köylere ve mıntıkalara gitmek ve oralara da başvurmamızda gerekecektir. Hal böyle olunca orucumuzun hükmü nedir? Özellikle (buna değinmenizi istiyorum ki) nezir niyetiyle oruç tutabiliniyor mu? Yolculuk uçak veya otomobil ile gerçekleşir ve öğleden önce gidilecek yere ulaşılırsa kasır yapma ruhsatının sınırı nasıl oluyor?
Kısa Cevap

Böyleli kimselerin namazı kasır şeklinde olmalı ve bu kimseler oruçlarını bozmalı ve ramazan ayından sonra oruçlarını kaza etmeliler. Nezir yaparak yolculuk esnasında ramazan ayının orucu tutulamaz. Öğleden önce ikamet edilen yere veya on gün kalınacak yere varılırsa eğer yolculuk esnasında orucu bozacak her hangi bir iş yapılmamışsa o günün orucu vacip, dolayısıyla tutulmalıdır. Tutulan bu oruç da sahihtir.

Ayrıntılı Cevap

Namazınız kasır şeklindedir ve orucunuzu da ramazan ayından sonra kaza etmelisiniz. Zira - mesleği gereğince sürekli yolculukta olan (devecilik, şoförcülük, hayvancılık ve kaptancılık yapan) kimselerin namazı ve oruçları sahihtir diyen- imam Humeyni[1] gibi bazı taklidi mercilerin fetvasına göre bile siz namazınızı kasır şeklinde kılmalısınız, orucunuzu da kaza etmelisiniz. Hatta kendi işine ve iş yerine gitmek için yolculuk yapmak zorunda kalan kimselerin yolculuk esnasında kıldıkları namazı ve tutukları orucu sahih bilen bazı mercilerin fetvasına göre bile sizin namazınız ve orucunuz bu bir aylık görev süresinde sahih değildir. Zira yolculuk süresinin çok olup olmamasının ölçüsü şudur ki (senede) en az üç ay aralıksız yolculukta (gidiş ve gelişte) olmak gerekir.[2] Oysaki sizin görev süreniz üç aydan daha azdır.

Yolculukta nezir ile oruç tutulması hakkında imam Humeyni şöyle demiş: “…has ve belli bir günde yolculukta oruç tutmayı nezrederse o orucu yolculukta olsa bile o günde tutması gerekir. Hakeza bir günü belirterek ister yolculukta olsun ister yolculukta olmasın o günde oruç tutmayı nezrederse o günde yolculuğa denk gelse bile o orucu tutması gerekir”.[3] Ama ramazan ayının orucu zaten kendiliğinden vaciptir dolayısıyla nezre gerek duymuyor. (vacip olan bir amel nezir yapılmaya gelemiyor) ve ramazan ayında başka bir orucun tutulması da nezir edilemez.

Ama öğleden önce ikamet edeceğiniz vatanınıza ulaşırsanız imam Humeyni ve diğer taklidi mercilerin fetvasına göre hükmü şöyledir:

Yolcu öğleden önce vatanına veya on gün ikamet edecek mekana ulaşırsa eğer yolculuk esnasında orucu bozacak bir iş yapmamışsa o gün oruç tutmalıdır. Ama eğer orucu bozar bir iş yapmışsa o günün orucu üzerinde vacip değildir.[4]             



[1] “Tevzihu’l - mesail, (el-muhaşi lil imam Humeyni)”, c. 1, s. 701. Yedinci şart: Onun işi ve mesleği yolculuk olmayacak. Dolayısıyla devecilik, şoförlük, hayvancılık, kaptancılık yapan ve bunlara benzer meslek sahibi bir kimse, kendi evinin eşyasını taşımak için bile olsa (ilk yolculuk hariç) yolculuk yaparsa namazını tam kılmalıdır. Ama ilk yolculukta bu yolculuk uzun sürse bile namazı kasır şeklinde kılmalıdır.  

[2]Tevzihu’l - mesail, (el-muhaşi lil imam Humeyni)”, c. 1, s. 701, mesele: 1310. Senenin bir kısmı işi yolculuğu gerektiren bir iş olursa örneğin yaz veya kış mevsimlerinde kendi aracıyla yolcu veya yük taşıyor, kendi işiyle meşgul olduğu yolculuklarda namazını tam kılmalıdır. Müstahap gereğince hem tam hem kasır şeklinde kılınsın.

[3]Tevzihu’l - mesail, (el-muhaşi lil imam Humeyni)”, c. 1, s. 952, mesele: 1717.

[4]Tevzihu’l - mesail, (el-muhaşi lil imam Humeyni)”, c. 1, s. 954, mesele: 1722.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar