Gelişmiş Arama
Ziyaret
7805
Güncellenme Tarihi: 2009/05/15
Soru Özeti
vahiy dışındaki işlerde Peygamber’in (s.a.a) masum oluşu hakkındaki Ehl-i Sünnet’in görüşü nedir?
Soru
Peygamber’in (s.a.a) vahyi ulaştırma konusu dışındaki işlerde masum olduğunu ispatlayan akli ve nakli deliller nedir? (Ehl-i Sünnet kaynaklarından)
Kısa Cevap

Vahyi ulaştırma konusunda Peygamber’in (s.a.a) masum oluşu bütün İslam mezheplerinin ittifak ettiği bir konudur. Ancak Peygamber’in bütün ömrü boyunca masum olduğu konusu ihtilaf konusudur. Ehl-i sünnet’in muteber kaynaklarına baktığımızda sizin sorunuza kısaca şöyle cevap verebiliriz: Ehl-i sünnet’e göre Peygamber (s.a.a) vahyi almak ve iletmek konusu dışındaki işlerde masum değildi. Bu yüzden buna delil de onlardan istemenin bir anlamı kalmaz. Onlar sadece Peygamber’in vahyi alma ve iletmede masumluğuna inanırlar. Bunun delilini de Peygamber’in bize ilettiği şeyleri gerçekten Allah’tan doğru şekilde alıp doğru şekilde ilettiğine güvenebilmemiz için bu alanda masum olması gerekiyor, şeklinde açıklamışladır. [i]

Elbette Ehl-i Sünnet’en bazıları ister peygamberliğe görevlendirilmeden önde ister görevlendirildikten sonra halkın eleştirisine yol açacak büyük ve küçük günahlardan Peygamber’in masum olması gerektiğine inanırlar.



[i] İsmail eş-Şerebeyni, İmad es-Seyyid Muhammed, Kitabat Adau’l-İslam ve Munakeşatuha, s. 57 1. Baskı 1422

Ayrıntılı Cevap

Bu konunun cevabına geçmeden önce bir mukaddime sunmamız gerekir: Peygamber’in masumluğu konusu Ehl-i sünnet kitaplarında örneğin Fahr-i Razi’nin Tenzihu’l-Enbiya[1] adlı eserinde dört yerde söz konusu edilmiştir.

1-             Peygamber’in inançları konusu. Bu konuda bütün İslam mezhepleri Peygamber’in inanç ve akidesinde masum olduğunda ittifak içindedirler.

2-             İslami hüküm ve şeraitlerle ilgili olan konularda. Bu konularda da İslam mezheplerinin ittifakı gereği Peygamber (s.a.a) ister bilerek ister de bilmeden hata etmez. Bunun sebebi de açıktır. Eğer bu konularda Peygamer’in hata ihtimali olursa halkın Peygamber’e güveni kalmaz. Biz gönül rahatlığı ile itaate yönelmemiz için getirilen emirlerin Allah’a ait olduğunu bilmemiz ve buna kanaat getirmemiz gerekir.

3-             Peygamber’in (s.a.a) fetvalarına gelince bu konuda da bilerek hata etmediği konusunda ittifak vardır. Ancak bilmeden yanılması konusunda ihtilaf vardır.

4-             Peygamber’in vahyi almak ve iletmek konusu dışında olan hallerinde ve işlerindeki masumluğu konusunda beş görüş vardır:

A: Haşviye’den olan Aş’arilerin görüşü: Bunlar Peygamber’in büyük ve küçük günah işlemesini mümkün biliyorlar. Küfür ve yalan dışında kalan günahlardan masum olmasını gerekli bilmiyorlar.

B: Mutezile’nin görüşü: Bilerek işlenen büyük günahı işlemesini mümkün bilmiyor ancak küçük günah işlemesini halkta nefret icat etmeyecek şekilde olması kaydıyla mümkün biliyorlar.

C. Ebu Ali Cebai: Hata ve yanlışlıkla yapılan her türlü günahı irtikap etmesin caiz biliyorlar.

D. Nezzam: Hiçbir günah işlemesi mümkün değil ancak hata ve unutkanlığa duçar olması mümkündür.

H. Şia Mezhebi: Hiçbir günah ve hata işlemesi mutlak surette Peygamber ve imam için mümkün değildir.

Fahri Razi bu görüşleri açıkladıktan sonra Peygamber’in masum oluşu hakkında 15 delil getirir. Bu delillerden bazıları sırf akli delillerdir; bazıları da Kur’an ayetlerine istinat etmektedir. Biz bu delilleri burada aktarmayı gerekli görmüyoruz. İsteyenler mezkur kaynaklara başvursunlar.[2]

Bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere Ehl-i sünnet’in muteber kaynakları esasınca onlar Peygamber’i vahyi alıp iletmek konusu dışında olan işlerde masum bilmemekteler. Buna göre onlardan bu konuda delil beklemek de yersizdir. Onlar sadece Peygamber’in vahyi alma ve iletmede masumluğuna inanırlar. Bunun delilini de Peygamber’in bize ilettiği şeyleri gerçekten Allah’tan doğru şekilde alıp doğru şekilde ilettiğine güvenebilmemiz için bu alanda masum olması gerekir diye açıklıyorlar.[3]

Elbette Ehl-i Sünnet’en bazıları ister peygamberliğe görevlendirilmeden olsun ister görevlendirildikten sonra halkın eleştirisine yol açacak büyük ve küçük günahlardan Peygamber’in masum olması gerektiğine inanırlar.[4]

Sadece Şia mezhebi Peygamber’in mutlak surette her türlü günah ve hatadan bütün ömrü boyunca masum olduğuna inanmaktadır.

Daha geniş inceleme için şu kitaplara başvurun:

1-             Ezvau’l-Beyan Muhammed el-Emin eş-Şenkiti c. 4 s. 188

2-             Şerh-i Mevakif İci, Kazi Azud İci



[1] İmam Fahri Razi İsmatu’l-Enbiya s. 40-50 1. Baskı Mektebetu’l-Hanci, Mısır, 1406

[2] Ade

[3] İsmail eş-Şerebeyni, İmad es-Seyyid Muhammed, Kitabat Adau’l-İslam ve Munakeşatuha, s. 57 1. Baskı 1422

[4] Zimahşeri, Mahmud b. Ömer, Keşşaf Tefsiri, c. 4, s. 235 Edeb-i Havza Yay.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Niçin Hz. Mehdi (a.s) gaybet döneminde insanların hidayeti için bir kitap te'lif etmiyor?
    10828 Eski Kelam İlmi 2011/05/23
    Şimdi gaybet döneminde yaşıyoruz; bu dönem genel naiplerin dönemidir. Bu dönemde Şia'nın hidayeti gerekli şartları haiz Şia'nın büyük fakih ve alimlerinin üzerinedir. Ama bu dönemde Hz. Mehdi'nin insanların yararlanmaları için niçin bir kitap telif etmediği konusuna gelince bunun çeşitli nedenleri olabilir. Örneğin:
  • Allah kelimesinin lügatteki anlamı ndedir?
    12909 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    Farçada "huda" kelimesiyle karşılık bulmuş olan mübarek "Allah" kelimesi has isim ve Allahın en kapsamlı isimlerindendir. Hz Ali (a.s.) "Allah" kelimesinin anlamı hakkında şöyle buyurmuş: "Allah yaratıkların kendisinde şaşkılıkta kaldığı ve kendisine aşık oldukları bir mabud anlamını veriyor. Gözlerden gizli olan ve akılların (künhi zatiını) derk edemedikleri ...
  • Yoga-Zen konsantrasyonu (meditation) hakkında görüşünüz nedir?
    10228 Pratik Ahlak 2010/10/12
    Bu tekniği yapanların iddiasına göre konsantrasyon egzesizi yapmak, bizi şaşırtıcı bir şekilde düşüncelerimizin arasında yolculuk yapmamızı sağlıyor. Onun, daha sağlıklı, ıztrapsız, endişesiz bir yaşam sağlaması, yorgunluğu gidermesi gibi birçok faydalar vardır. Ve bizi zihnin çeşitli safhalarına ve farkındalığa ulaştırıyor.Konsantrasyon, ...
  • “Allah dilediğini saptırır, dilediğini hidayete erdirir” şeklindeki ayetin anlamı nedir?
    34702 Tefsir 2015/06/18
    Kelam ilminde insanın kendiişlerinde ihtiyar sahibi olduğu gerçeği kesin delillerle ispat edilmiştir. Kuranın öğretileri de bu hakikatten farklı değil ve bu hakikati teyit ediyor. Ancak şu var ki kuranın bazı ayetleri diğer bazılarını tefsir ediyor konumda olduğunu bilmek lazım. Dolayısıyla ayetlerin gerçek anlamlarını elde edebilmek için konuyla ...
  • Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamının önemli bölümlerini Kur’an ve rivayetler esasınca açıklar mısınız?
    14536 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Hazreti İbrahim (a.s)’in yaşamı üç belirgin aşamada söz konusu edilebilir: 1. Nübüvvetten önceki dönem. 2. Nübüvvet ve putperest Babil kavmiyle mücadele dönemi. 3. Babil’den hicret edip Mısır, Filistin ve Mekke topraklarında faaliyet gösterdiği dönem.1. İbrahim (a.s)’in doğduğu yer ve çocukluğuİbrahim (a.s), “Babil” topraklarında dünyaya geldi. İbrahim (a.s)’in doğumundan ...
  • Neden İslam dininde evlat boşanma durumunda erkeğe verilir?
    3787 Koruma 2019/06/15
    Öncelikle bu soruda kast edilen ifadenin incelenmesi gerekir. Eğer kastınız evladın intisabı ise İslam dininde evladın intisabı erkeğe olduğu gibi kadınadırda. Bu konu tamamen açık ve nettir. Örneğin mahremiyet, miras, akrabalık,... erkeğe özgü değildir. Bütün bu bağlar kadın içinde söz konusudur.[1] Ama eğer kastınız ...
  • Dinin usul ve fürû’u Masum İmamların (a.s) hadislerinden mi alınmıştır? Eğer böyle ise lütfen kaynak gösteriniz. Değilse ne zaman ve kimin tarafından böyle bir ayırım yapılmıştır?
    9700 Eski Kelam İlmi 2011/03/03
    Dinin usul ve fürû’unun şu anda ki şekli Masum İmamların (a.s) hadislerinden alınmamıştır. Din ilimleri alimleri, dini öğretileri bu şekilde bölümlere ayırmışlardır. Bu iki asıl’ın geçmişi hicri birinci yüzyılın ikinci yarısına dayanmaktadır. Ama bu ismi (usul-u din) kimin verdiği tam olarak belli değildir. Böyle ilmi konular genellikle alimlerin ...
  • ben kasetlerden ve has şirketlere ait sd.lerden kopyalama yapıyordum. Şirketleri tanımadığımı dikkate alarak onların hakkını nasıl eda edebiliyorum?
    6249 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/06/18
    Kopyalama ve manevi haklar noktasında değerli mercilerin görüşleri farklıdır. Ayetullah, İmam Humeyni, Tebrizi, Sistani, ve Safi hazretleri şuna inanmaktadırlar: yazılım türü bir şeyi icat etmek usulen üretkenine hak icat etmiyor ve dolayısıyla sahiplerinden izin almaksızın kopyalamaları ve çoğaltması caizdir. Ayetullah Hamenei, Behcet, ve Vahit hazretleri şöyle diyorlar: ...
  • Dine dayalı ahlakın manası nedir?
    11239 Yeni Kelam İlmi 2012/06/16
    Din ve ahlak arasındaki ilişki bağlamında ahlaki değerlerin temelleri hususunda iki genel bakış vardır: 1. Ahlak dinden bağımsız bir disiplindir ve din bir ile ilişkisi yoktur. 2. Ahlak din, iman ve Allah’a inanmayla bağlantı kurmaksızın gerçekleşmez. Batı toplumlarında bu konu geniş ...
  • Acaba Kuran-ı Kerim'de sırat köprüsüne işaret edilmiş midir?
    50484 Kur’anî İlimler 2009/05/13
    “Sırat köprüsü” kelimesi Kuran-ı Kerim'de geçmemesine rağmen bazı rivayetlerde bu kelime açıklanmıştır; örneğin İmam Sadık (a.s), Fecir Suresi’nin 14. ayetindeki “Mirsad” kelimesinin tefsirinde, onu cehennemden geçen bir köprü olarak beyan etmiştir.Konunun açıklığa kavuşması için, “sırat” kelimesi hakkında bazı noktaları açıklayacağız. “Sırat” yol anlamına gelmektedir ve bazı ayetlerde geçen “sırat-ı ...

En Çok Okunanlar