Gelişmiş Arama
Ziyaret
18517
Güncellenme Tarihi: 2012/04/04
Soru Özeti
Allah’ın şeytana kıyamete kadar mühlet vermesi sebebiyle şeytan ezeli ve ebedi olmada Allah gibimidir?
Soru
Şeytan ezeli ve ebedi olmada kendisini Allah’a ortak mı görüyor? Çünkü Allah’tan kıyamete kadar süre istemişti ve Allah’ta kabul etmişti.
Kısa Cevap

Ebedi olmak gelecekte yok olmamak anlamındadır. Şeytansa Allah’ın yarattığı bir yaratık ve her mahlûk yaratanın idaresinde olduğu için kendini Allah’ın işlerinde ihtiyari olarak ortak göremez, o da bütün varlığını diğer yaratılmışlar gibi Allah’a borçludur. Allah’ın şeytana mühlet vermesi ise kıyamete kadar değildir “malum” vakte kadardır. Eğer “malum” vakti kıyamet olarak tefsir etsek bile onun Allah’ın izni ve iradesiyle kıyamete kadar yok olmaması ebedi olduğu anlamında değildir.

Ayrıntılı Cevap

Ezeli olmak “geçmişte hiç yok olmamak” anlamındadır.[1] Yani başlangıçta ve geçmişte yokluğu tasavvur edilemez. Ebedi olmak ise gelecekte yok olmaması anlamındadır,[2] öyleyse ezeli ve ebedi olmaktan söz ettiğimizde bu terimlerin manalarına dikkat etmemiz gerekir. Bu terimlerin manalarına dikkat ettiğimizde Allah’ın şeytana kıyamete kadar mühlet vermesi onun ezeli ve ebedi olduğu manasına gelmeyeceği konusu açıklığa kavuşacaktır.

Şeytanın mühlet istemesi: Şeytan Allah’ın yarattığı bir yaratık olduğu ve her mahluk yaratanın idaresinde olduğu için kendini Allah’ın işlerinde ihtiyari olarak ortak göremez,o da bütün varlığını diğer yaratılmışlar gibi Allah’a borçludur.Şeytan hatası ve kibri yüzünden Allah’ın dergahından kovulduktan sonra Allah’tan haset ettiği insan neslini doğru yoldan ayırmak için mühlet istedi.Allah’ta onun bu isteğini insanlığın imtihanı için kabul etti.Şeytanın ilahi dergahtan kovulma olayı kuranda birçok ayette gelmiştir, biz konunun aydınlığa kavuşması için bunlardan birini inceleyeceğiz.

Hicr süresinin 38-42 ayetlerinde bu noktalara işaret edilmiştir. Allah şeytanın kovulmasından sonra ona şöyle buyurmuştur: Kıyamete kadar lanet senin üstüne olsun[3].Şeytan bu sırada saygısız bir şekilde Allah’ın huzurunda bazı konuları beyan ediyor ve bunlar Allah tarafından kesin bir şekilde kabul edilemez şeylerdir.

1)Diyor ki: bana kıyamet gününe kadar(herkesin dirileceği gün) mühlet ver ve diri tut.[4]

2)İblis Allah’ın kullarını ihlaslı kılınanlardan ibaret olarak görmüştür ve onların üzerinde hükümran olamayacağını ilan etmiştir. Etki edebildiği insanlığın geri kalanını ise Allah’ın kulu olarak saymamıştır.[5]

3) Lanetlenmiş olan şeytan insanlığı saptırma yolunda kendisi için özgürlük talep etmiştir.(ayetin zahirinde لاغوينهم Allah’la hısımlaşmanın devamında intikam için kullanılmıştır.) Münezzeh olan Allah ise onun bu talebini geri çevirip düşüncesini ise batıl saymıştır.[6] Allah’ın birinci talebi karşısında cevabı: Allah ona mühlet veriyor ama onun istediği vakte kadar değil. Şöyle buyuruyor:”sen mühlet verilmişlerdensin”(ama kıyamete kadar değil) belirlenmiş bir süreye kadar.[7]

Merhum Allame tabatabai bu konuda şöyle buyuruyor: bu cümle Allah Teala’nın iblise cevabıdır,ve bu kabul ediş isteklerinin bir bölümünü ve reddettiklerinin bir bölümünü içerir.İcabet mühlet vermenin aslınadır ret ise onun kelamında şart olarak sunduklarınadır ve oda kıyamete kadar mühlet istemesidir ama Allah şöyle buyurmuştur:mühlet veriyorum ama kıyamet gününe kadar değil belirlenmiş bir vakte kadar.Bu iki ayetin devamını göz önünde bulundurduğumuzda çok açıkça görülüyor ki belirlenmiş süre kıyamet günü değildir.

Malumdur ki Allah Teala kıyamet gününe kadar mühlet vermekten imtina etmiştir ve başka bir zamana kadar mühlet vermiştir ki oda kıyametten öncedir.[8]

Bazı rivayetlerde belirlenmiş vakit İmam Zaman(a.s.) ‘ın zuhuru şeklinde tefsir edilmiştir.[9]

İkinci iddianın karşısında ise Allah Teâla bütün insanlığı kendi kulu olarak gördüğü şeklinde cevaplamıştır. İblis saltanatını bazı kulları için nefiy ve bazı kulları için sabit görmüştü.[10]

Üçüncü iddianın karşısında ise: Onun düşmanlığı ve intikamı Allah’ın kaza sın dan kaynaklıdır ve onun insanlığa tasallutu ondan kaynaklanır.Onlar ihtiyarını kötüye kullanarak  onun takipçiliğini yaparlarsa Allah şeytanı onlara musallat edeceğini buyurmuştur.[11]

Netice olarak Allah’ın mühlet vermesi kıyamete kadar değildir eğer belirlenmiş vakti kıyamet olarak tefsir etsek bile onun kıyamete kadar canlı kalması Allah’ın izni ve iradesiyledir yani ebedi olduğu manasına gelmez.

 


[1] Muhammed Taki Misbah Yezdi, akait dersleri. s:66.

[2] Aynı s:66.

[3] Hicr:35.

[4] Hicr:36.

[5] Hicr 39-40, Muhammed Hüseyin Tabatabai, Mizan tefsiri, c:12.s:245.

[6] Mizan, c:12 s:245.

[7] Hicr: 37-38.

[8] Mizan tefsiri c:12 s:234.

[9] Seyyid Haşim Buhrani, el buhran fi tefsir il kuran,c:3 s:366.

[10] Hicr:42.

[11] Hicr: 42.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar