Gelişmiş Arama
Ziyaret
11862
Güncellenme Tarihi: 2011/10/30
Soru Özeti
Allah’ın ilim, kudret, adalet ve hayat sıfatları ile insanın aynı sıfatları arasında ne gibi bir fark vardır?
Soru
Allah’ın ilim, kudret, adalet ve hayat sıfatları ile insanın aynı sıfatları arasında ne gibi bir fark vardır?
Kısa Cevap

Yüce Allah, zatında kemali yansıtan sıfatlar ile nitelenir. İlim, kudret ve hayat bu kabildendir. İnsan da bu sıfatlarla nitelenir ve o Allah’ın izniyle bilen, güçlü ve diridir. Ama Allah’ın bu sıfatlarla nitelenmesi ile diğer varlıkların bu sıfatlarla nitelenmesi arasında iki açıdan fark vardır:

1. Bu sıfatlar (ilim, kudret ve hayat) değişik mefhumlara sahiptir, ama varlık ve gerçekleşme açısından Yüce Allah’ta birdirler. Allah’ın zatında ilim özelliği kudret özelliğinden ve bu ikisi de hayat özelliğinden ayrı değildir. Yüce Allah’ın zatının tümü ilim, kudret ve hayattır. İnsanda ise bunun tersine bu sıfatların mefhumları farklıdır. İnsandaki ilim ve şuur gerçekliği, kudret gerçekliğinden farklıdır ve insanın bilgi ve gücü de diri olmasından başka bir şeydir.

2. Allah’ın sıfatlarının gerçekliği birbiriyle farklı olmadığı gibi, O’nun sıfatları ve zatı da birbirinden ayrı değildir. Allah’ın sıfatları, O’nun zatının aynısıdır, Hak Teâlâ’nın zatına bir ek ve ilave değildir. Oysaki insanın sıfatları zatına eklenmiştir; zira insan başta insandır, ama âlim ve kadir değildir. Bilakis ilim ve kudreti sonradan elde etmiştir. Artı, insan mümkün bir varlık olduğundan ve mümkün varlıklar da varlık açısından sınırlı olduklarından, insanın sıfatları da zatı gibi sınırlıdır. Bunun tersine Yüce Allah salt ve sınırsız varlık olduğundan, sıfatları da sınırsızdır. Örneğin Yüce Allah’ın kudret ve iradesinin sonsuz olması ve yarattığı düzenin esiri olmamasıyla birlikte, kendisi hikmet ve maslahat sahibidir de. Hak Teâlâ’nın hikmetinin manası, eşyayı varlık gaye ve kemaline ulaştırmasıdır. İnsanın işlerindeki hikmetin manası ise onun bir işi bir gaye ve kemale ulaşmak için yapmasıdır; çünkü müsebbibin varlığı ve onun sebebe isnadı ve onunla irtibatı bir şey olduğundan ve onda ayrı olduğunu düşündürmeye neden olacak iki şey olmadığından, Yüce Allah’ın onu irade etmesi, onun özel sebebiyle irtibat kurmayı irade etmesinden ibarettir ve o sebebi irade etmek de onun kendi özel sebebiyle irtibat kurmasını irade etmekle eşittir. Böylece bu, Zat-ı Hak ile irtibat kurmakla eşit olan bir sebebi irade etmeye ulaşır. Hakk’ın onu irade etmesi de tüm eşyayı, irtibatları ve düzenleri irade etmesiyle eşittir. Hikmet sahibi olmak anlamındaki hikmet sıfatı, Yüce Allah hakkında ve insan hakkında olmak üzere iki şekilde tezahür eder. İnsanın hikmet sahibi olması, onun her işte makul bir gaye taşıması ve işlerinde en üstün ve yüce hedefleri ve de hedefe ulaşmak için en üstün ve en yüce araçları seçmesi manasındadır. Oysaki Yüce Allah mutlak olarak ganidir. O, bir gayenin peşinden gitmez ve O’nun yoksun olup kavuşmak isteyebileceği bir yetkinlik düşünülemez. O’nun hikmet sahibi olması, varlıkları mümkün olan kapasitelerine göre yetkinliklerine ulaştırmak veya eşyayı ikincil yetkinliklerine doğru yönetmek, mükemmelleştirmek ve yönlendirmek anlamındadır. Bu da eşyayı yetkinliklerine ulaştırmanın bir başka türüdür.

Bu hususta aşağıdaki kaynaklara benzer kelam ve felsefe kitaplarına müracaat edebilirisiniz.

1. Akaid-i İslamî, Cafer Sübhani

2. Amezeş-i Akaid, Muhammed Taki Misbah.      

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Kadının sebebî mahremleri kimlerdir?
    7505 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Münafıklar ruhları çağırarak Müslümanlara sorun çıkarabilirler mi?
    6598 Eski Kelam İlmi 2009/09/22
    Ruh çağırmak ve ruhlarla irtibata geçmek mümkün bir şeydir; yani akli yönden imkansız değildir ve ruhla irtibat kuranlar olabilir. Evliyalar ve nefislerine çok riyazet çektiren kimseler dışında galiba kimse bu işi yapamaz. Münafıklar kibirli, kendilerini beğenmiş ve nefislerinin esiri insanlar olduklarından riyazet çekmeye de güçleri yoktur. ...
  • Müslüman olmayan birisinin kesmiş olduğu hayvandan yararlanıla bilinir mi?
    8719 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/05/13
    Ehl-i Beyt mektebinin fakihlerine göre, İslamî usullere göre kesilmemiş olan hayvanların etleri mundar (leş) hükmündedir. Bu hayvanların etleri haramdır ve yenmesi de caiz değildir. ...
  • Alışverişte sahtekârlık nedir?
    2667 Alış-Veriş 2018/12/17
    Alışverişte sahtekârlık haramdır ve alışverişin geçersiz olmasına yol açar.[1] Alışverişte sahtekârlıktan kasıt: Bir ürüne belli olmayan başka bir şey karışmış olması ve satıcının da bunu alıcıya söylememesidir. Örneğin su karıştırılmış sütün, saf süt olarak satılması. İslam Peygamberi (s.a.a) şöyle buyuruyor: “Müslümanla alışverişte sahtekârlık yapan ...
  • Bizzat varlığı mümkün olan şey ve bizzat yokluğu mümkün olan şey ile bizzat mümkün olan şey arasındaki ilişki nedir?
    10570 İslam Felsefesi 2011/11/22
    Bizzat varlığı mümkün olan şey ve bizzat yokluğu mümkün olan şey, bizzat mümkün olan şeyin ta kendisidir. Başka bir tabirle, bizzat mümkün olan her şey, bizzat yokluğu ve bizzat varlığı mümkün olan şeydir. Yani bizzat varlığı ve yokluğu mümkün olan şeyler, bizzat mümkün olan şey için bir sikkenin iki ...
  • Aşırılık nedir ve ondan nasıl uzak kalınabilir?
    16279 Eski Kelam İlmi 2011/03/01
    “Ğuluv” (aşırılık) sözlükte fazlalık ve uzamak anlamındadır; başka bir ifadeyle had ve ölçüyü aşmaktır veya daha iyi bir tabirle her şeydeki ölçü ve konumdan çıkmak ve öteye geçmek aşırılıktır. Yüce Allah Kur’an-ı Kerim’de aşırılığa şöyle işaret etmektedir: “Ey Kitap ehli! Hakkın dışına çıkarak dininizde aşırı gitmeyin.” ...
  • Niçin Kuran’ı kerimde şöyle bir ibaret: «فبشّرهم بعذاب الیم» bulunmaktadır. Zira müjde olumlu bir mana içermektedir?
    5792 ثواب و عقاب 2012/08/15
    Kuran da ve sözlükte «بشارت» kelimesi hem mutluluk verici ve hemde üzüntü verici haber için kullanılmıştır. Karineler sayesinde hangi manada kullanıldığı anlaşılır. Kuran’ı kerimde bu kelimenin hayırda ve şerde kullanılması kinaye ve kesinlik içindir. Azaptan başka hiçbir şey onları beklememektedir. Zira nasihat, öğüt kâfirlerin ve putperestlerin kalplerinde ...
  • Beyaz yüzlü olanların derisinin sarı, kırmızı, kahverengi veya siyah olanlardan üstün olduğu hususuna Kur’an işaret ediyor mu?
    25228 Tefsir 2012/02/18
    Tıpkı benzer diğer ayetler gibi, Âli İmran suresinin 106. ayeti de beyaz ırkın diğer ırklardan daha değerli ve üstün olduğunu ilan etme gayesinde değildir. Esasen bu ayetler insanların deri renkleriyle hiçbir şekilde irtibatlı değildir ve sadece Arap dilinde alışagelmiş ıstılahlardan istifade edilmiştir. Tıpkı diğer dillerde olduğu gibi ...
  • Oğlanları sünnet ederken sünnet bölgesinden alınan derinin yaratılış nedeni nedir?
    42766 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/05/27
    Sünnet, taşıdığı bir takım olumlu fayda ve eserler nedeniyle İslam gibi bazı dinlerde farz kılınmıştır. Erkeklerin sünnet edilmesinin bazı eser ve faydaları şunlardan ibarettir: Yeni doğmuş ve süt emen çocukların idrar sisteminin iltihaplanmasını önlemek, kansere müptela olmanın önüne geçmek ve AİDS hastalığını önlemek. Bu azanın ...
  • İnsanlara rahmet ve azap etmeyi Allah-u Teâlâ’nın istemesiyle alakalandırılmasının anlamı nedir?
    9326 ثواب و عقاب 2012/06/11
    Çeşitli ayetlerde Allah'ın iradesi kulların izzet, zillet, bağışlama, azap ve ödül sebebi olarak tanıtılmış ve başka ayetlerde hidayete erme, izzet, mutluluk ve rızık, takva ve ihlâsla birlikte çalışma ve ceht koşuluna bağlı kılınmıştır. Bu iki gurupta yer alan ayetlerin birbirleriyle hiçbir çelişir tarafı yoktur ve birbirlerini ...

En Çok Okunanlar