Gelişmiş Arama
Ziyaret
53319
Güncellenme Tarihi: 2010/04/07
Soru Özeti
İbn-i Arabi’nin Zamanın İmamı Hz. Mehdi (a.s) hakkında ki görüşü nedir?
Soru
Muhyiddin Arabi’nin Hz. Mehdi’ye (a.s) inandığı şeklinde yaygın bir görüş var. Bu konuda bilgi verebilir misiniz?
Kısa Cevap

İbn-i Arabi’nin eserlerini incelediğimizde onun Hz. Mehdi (a.s) hakkındaki inancı ortaya çıkar. Ahir-uz zamanda zuhur edecek Hz. Mehdi’nin (a.s) asker ve komutanları hakkında Fütuhat-ı Mekkiyye’nin 366. babında şöyle yazar: “Allah’ın yeryüzünde yaşayan ve zuhur edecek halifesi vardır. Onun zuhuru dünya zulüm ve kötülükle dolduğu zaman gerçekleşecek ve O dünyayı adaletle dolduracaktır. Dünyanın ömründen bir günden fazla kalmasa da Allah o günü öyle uzatacak ki o halife hüküm sürecektir. O, Resulullah’ın (s.a.a) öz soyundan ve İmam Hüseyin b. Ali b. Ebi Talib’in (a.s) torunlarındandır.”

İbn-i Arabi’nin el-Via-ul Mahtum Ala’s Sırr-il Mektum adlı kitabı İmam Mehdi’nin (a.s) mutlak velayeti hakkında olup Onun (a.s) zuhur şeklini anlatmaktadır.

İbn-i Arabi’nin Hz. Mehdi (a.s) hakkındaki görüşü Şianın görüşü gibidir. O diyor ki: ‘Mehdi (a.s), İmam Hasan Askeri’nin (a.s) oğludur. Hicri 255 yılının Şaban ayının yarsında (15’inde) dünyaya gelmiştir. İsa b. Meryem Onunla buluşuncaya kadar baki kalacaktır.’

İbn-i Arabi, İmam Mehdi’nin (a.s) ismetini ve ilmini ilahi tenzilden (Kur’an’dan) aldığına inanır.

Ayrıntılı Cevap

Asıl adı Muhammed b. Ali. b. Muhammed b. Ahmed b. Abdullah Hatem Tai olan İbn-i Arabi (h.k. 560-638) Muhyiddin diye meşhur olmuş, künyesi İbn-i Arabi, lakabı Şeyh-i Ekber’dir.

Muhyiddin Arabi, büyük ariflerdendir. İrfani ilimlerin ve teorik irfanın temellerini atmıştır. İslam dünyasının en çalışkan bilginlerinden biridir. O irfancıların içinde eşsiz biridir. İrfanla uğraşanların içinde şimdiye kadar kimse onun gibi olamamıştır. Eserlerinin asıl konuları irfan, haller, kazanımlar ve kalbi tecrübelerdir. Aynı zamanda hadis, tefsir, siret, fıkıh, simya, cifr, astronomi, hesap, cümel ve şiir alanlarında da eserleri vardır. Şimdiye kadar beş yüzden fazla eseri belirlenmiştir.[1]

Çok boyutlu kişiliği ve derin düşünceleriyle asırlarca bir çok ilim ve din adamını kendine çekmiştir.

Mihrap şehidi Ayetullah Kadı, Enis-ul Muvahhidin adlı eserinin dip notunda şöyle yazar: Şii ve Sünni alimlerinin içinde onun hakkında üç görüş vardır. Bazıları -Allame Taftazani gibi- onu tekfir ettiler, bazıları evliyanın büyüklerinden hatta kamillerin arifi ve müçtehitlerin a’zamı sayıyor, bazıları da onun veli olduğuna inanmış, ama kitaplarını okumayı haram etmişlerdir.[2]

Ayetullah Cevadi Amuli şöyle diyor: İbn-i Arabi meşhur olduğu zamandan günümüze kadar muhtelif mezhep ve fırkalar tarafından hakkında çeşitli hükümler verilmiştir. Herkes kendi zannına dayanarak onu sevmiş ya da reddetmiştir… Kimileri onu en üst derecede ve ismet haddinde görürken, kimileride zındık olduğunu söylüyor.[3]

Allame Şehid Mutahhari’de şöyle yazıyor: Muhyiddin Arabi, Endülüs’lüdür. Endülüs halkı Sünni’ydi ve Şia’ya karşı inatları vardı. Onlardan nasibi kokusu geliyor. Ehl-i Sünnet alimlerinden nasibi olanlar Endülüslüdürler. Endülüs’te Şia yoktur, olsa da çok azdır. Muhyiddin, Endülüslüdür, ama irfani yönü olduğu için yeryüzünün veli ve hüccetsiz olamayacağı inancına sahiptir. O Şianın görüşünü kabul ediyor. Masum İmamlarla (a.s) Hz. Zehra’nın isimlerini saygı ile anmış ve on iki İmam’ı Hz. Mehdi’ye (a.s) kadar saymıştır ve altı yüz küsur senesinde Onu (a.s) gördüğünü iddia ediyor.[4]

Allame Hasanzade Amuli şöyle yazar: İbn-i Arabi, ed-Dürr-ül Meknun ve’s Sırrul Mektum adlı kitabında yazıyor ki: ‘Kur’an’ın sırları Peygamberden sonra Emir-ul Müminin’de idi.’ Sonra Masum İmamların (a.s) isimlerini tek tek sayarak Hz. Mehdi Bakiyetullah’a kadar geliyor.[5]

İbn-i Arabi, Ankau Mağribin Fi Hatmi-l Evliya ve Şems-ul Mağrib adlı eserinde Hatem-ul Velayet’in özellik, şart ve kemallerini anlatmaktadır; bunlar Hz. Hüccet ve Şiilerin on ikinci imamının (a.f) dışında kimsede yoktur. O bu kitabın sonlarında Hatem-ul Evliya’yı açıkça belirleyerek şöyle diyor: ‘Kuşkusuz İmam Mehdi, Resul-u Ekremin soyundandır.’[6]

Fütuhat-ı Mekkiyye’nin 366. babında ahir-uz zamanda gelecek olan Hz. Mehdi’nin (a.s) asker ve komutanları hakkında da şöyle diyor: ‘Allah’ın sonradan zuhur edecek yeryüzünde yaşayan halifesi vardır. Onun zuhuru, dünya zulüm ve kötülükle dolduğu zaman gerçekleşecek ve O dünyayı adaletle dolduracaktır. Dünyanın ömründen bir günden fazla kalmasa da Allah o günü öyle uzatacak ki o halife veli ve yönetici olacak. Mehdi, Resulullah’ın (s.a.a) ıtratından ve İmam Hüseyin b. Ali b. Ebi Talib’in (a.s) soyundandır.’

Şeyh-i Ekber İbn-i Arabi’nin el-Via-ul Mahtum Ala’s Sırr-il Mektum adlı risalesi vaat edilmiş Mehdi’nin (a.f) mutlak velayetinin işleri ve zuhurunun ne şekilde olacağı hakkındadır.[7]

İbn-i Arabi’nin Hz. Mehdi (a.s) hakkındaki görüşü Şianın görüşü gibidir. O bu konuda diyor ki: ‘Mehdi (a.s), İmam Hasan Askeri’nin (a.s) oğludur. Hicri 255 yılının Şaban ayının yarısında (15’inde) dünyaya gelmiştir. İsa b. Meryem Onunla buluşuncaya kadar baki kalacaktır.’[8]

Yine O, İmam Mehdi’nin (a.s) ismetine ve ilmini ilahi tenzilden (Kur’an’dan) aldığına inanır.[9]

Hatırlatmak gerekir ki birçok büyük Şii alimi kitaplarında Muhyiddin Arabi’nin sözlerinden deliller getirmiştir. Örneğin, Allame Emini el-Gadir adlı eserinde Nebevi hadisler başlığı altında İmam Ali’nin (a.s) faziletleri bölümünde Ehl-i Sünnet kaynaklarında gelen ‘Ben ilmin şehriyim Ali’de kapısıdır.’ hadisini İbn-i Arabi’nin ed-Dürr-ül Meknun kitabından nakletmiştir.[10]



[1] - Bkz: Muhyiddin Arabi, s.572-576

[2] - Mehdi Neraki, Enis-ul Muvahhidin, (Dipnot), s.170

[3] - Abdullah Cevadi Amuli, Avay-ı Tevhid, s.83-84

[4] - Murtaza Mutahhari, Mecmuay-ı Asar, c.4, s.944

[5] - Muhammed Bedii, Goftegu Ba Allame Hasanzade, s.202

[6] - Muhyiddin Arabi, Hidayet-ul Ümem, Mukaddime, s.25

[7] - Seyyid Celaluddin Aştiyani, Tefsir-u Fatihat-il Kitap, Mukaddime.

[8] - Muhyiddin Arabi, Hidayet-ul Ümem, Mukaddime, s.24

[9] - Muhyiddin Arabi, Futuhat-il Mekkiyye, c.6, s.50-66

[10] - Allame Emini, el-Gadir, c.6, s.93

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar