Gelişmiş Arama
Ziyaret
8333
Güncellenme Tarihi: 2011/12/18
Soru Özeti
Tuvalet yerini mescide dönüştürmek mümkün müdür?
Soru
Mescidi büyütmek için mescidin tuvalet ve lavabosu mescide eklenebilir mi? Orası hangi durumda mescit hükmünü kazanır?
Kısa Cevap

Eğer tuvaletin bulunduğu arsa tuvalet hizmetini karşılamak hedefiyle vakfedilmemişse, onu mescide eklemek mümkündür. Ama tuvalet hizmeti doğrultusunda kullanılmak üzere vakfedilmişse, onu mescide dönüştürmek olanaksızdır. Lakin orada namaz kılmanın bir sakıncası olmaz. Merhum Ayetullah Uzma Gülpaygani (r.a)’dan şöyle bir soru sorulmuştur: “Mescidin genişletilmesi neticesinde onun eski tuvaleti mescidin hayatına eklenmiş, şimdi yeri ortadan kalkmış, mahalline mozaik döşenmiş ve temizlenmiştir. Bazı müminler, eskiden tuvalet yeri olan bu yerde namaz kılma hususunda ihtiyat etmektedir. Lütfen bunun hükmünü beyan eder misiniz? Kendisi cevaben şöyle buyurmuştur: “Sorudaki varsayıma göre arsa özel bir hizmet için kullanılmak üzere tahsis edilmiştir ve böyle bir durumda onu mescidin bir bölümüne dönüştürmek tahsis edilen gayeyle çelişmesi hasebiyle caiz değildir ve orası mescit hükmünde değildir. Lakin orada namaz kılmanın bir sakıncası bulunmamaktadır.”[1] Eğer sadece alt kat tuvalet ve lavabo hizmeti için tahsis edilmişse, onun üst katı mescit yapılabilir veya orası mescide eklenebilir.[2] Aynı şekilde bir yer hüseyni sıfatıyla şerî doğru şekilde vakfedilmişse, mescide eklenemez ve mescit sıfatıyla ondan yararlanılamaz. Bu hususta sorulan bir soru üzerine yüce rehberlik makamı şöyle demiştir: “Eğer hüseyniye, hüseyniye olarak şerî doğru şekilde vakfedilmişse, onu mescide dönüştürmek ve aynı şekilde mescit sıfatıyla mescide eklemek caiz değildir.”[3] Bu esasla, hüseyniye veya tuvalet olarak kullanılıp şerî doğru şekilde vakfedilmeyen yerler mescide dönüştürülebilir. Ama bir arsa veya binanın nasıl mescit hükmünü kazandığı hakkında bunun iki şekilde olabileceğini belirtmek gerekir. Birincisi, vakıf sözüdür; örneğin mülk sahibinin ben bu mekân veya binayı mescit kıldım demesidir. İkincisi, mekânı mescit karar kılma niyetiyle iki rekât namaz kılması gibi bir amelde bulunması ve bu amelin ona delalet etmesi yeterlidir.[4]  



[1] Mecmeu’l-Mesail (lil-Gülpaygani), c. 1, s. 157.

[2] Mecmeu’l-Mesail (lil-Gülpaygani), c. 1, s. 138, s. 45 “… Eğer mezkur arsayı mescit niyetiyle vakfetmemişlerse veya alt katın mescit olmasını niyet etmemişlerse ve sadece kadınlar bölümüne eklenmiş alt katın üstündeki katı mescide eklemişlerse, mescit olmayan alt katta kanalizasyon inşa etmek ve tuvalet yapmak caizdir….”  

[3] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 518.

[4] Tahrirü’l-Vesile, c. 2, s. 62; Hz. Ayetullah Uzma Behçet bu hususta şöyle demektedir: “Bir mekânı mescit karar kılmak için vakıf sözü söylemeye gerek yoktur, iki rekât namaz kılmak gibi buna delalet eden herhangi bir amelde bulunmak yeterlidir. (Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 502, mesele. 742, Mecmeu’l-Mesail (lil-Gülpaygani), c. 1, s. 139, s. 48” Mezkûr arsada mescit sıfatıyla namaz kılınırsa ve aynı şekilde arsayı mescit yapıp Müslümanlara verirlerse ve onlar mescit sıfatıyla onun etrafına duvar örerlerse, onun mescit olması uzak değildir.”

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Zaman nedir? İnsan tarafından kontrol edilebilir mi?
    12984 İslam Felsefesi 2011/11/22
    Filozofların önemsedikleri ve görüş ayrılığına düştükleri felsefî önemli konulardan birisi zaman meselesidir. Zaman hakkında değişik teoriler öne sürülmüştür. Meşhur filozoflar şöyle demektedir: Zaman hareketin miktarıdır, müstakar olmayan bir varlıktır ve hareketle vardır. Hareket onu taşır. Molla Sadra şöyle der: Zaman hareketin miktarıdır ve hareket etmeleri açısından hareket eden şeylerin ...
  • Bahaîlerin düşüncelerinin yanlış oluşu, necis olmalarının nedeni ve onların inançlarını saflıkla kabul edenlerin durumu hakkında açıklamada bulununuz.
    11042 Eski Kelam İlmi 2008/02/17
    Bab adıyla tanınan Alimuhammed, ilk olarak 1847 yıllarında çok farklı inanç ve kurallar ortaya çıkarmaya başlamıştır. Sonraları onun düşüncelerini kabul eden ve daha da genişleterek Bahaîliği kuran Mirza Hüseyinali Baha'dır. Bu şahıs kitaplarında; kendisinin ve Alimuhammed Bab'ın gelmesiyle İslam dinin geçerliliğini yitirdiğini, İslami hükümlerin yürürlükten kalktığını ve Hz. Muhammed'in risaletinin ...
  • Neden Kur’an surelerinin başında dünyadaki muteber diğer metinlerin başında yer alan konu özeti bulunmamaktadır?
    6233 Kur’anî İlimler 2012/05/27
    Bir metnin itibarını onun başında yer alan bir özetle ölçmemek gerekir. Elbette büyük ölçekli bilimsel bazı araştırmalarda bu yöntem uygun görülebilir, ama şimdi dahi birçok muteber ansiklopedi böyle bir yöntemden istifade etmemektedir ve bu onların itibarını zedelememektedir. Kur’an da Müslümanların en önemli dinsel ansiklopedisidir. Kur’an belirli bir ...
  • Cafer Kezzab'ın geçmişi neydi ve kimler ona uydular?
    10876 تاريخ بزرگان 2011/07/26
     Cafer Kezzab olarak meşhur olan Cafer b. Ali, Hz. İmam Ali Naki'nin oğludur. 226 yılında dünyaya geldi o ayyaş ve içkici birisiydi. İmam Ali Naki (a.s) onun hakkında şöyle demiştir: "Oğlum Cafer'den uzak durun, onun bana nisbeti Ken'an'ın Hz. Nuh'a olan konumu gibidir." Cafer babasının şehit olmasından sonra imamet iddiasında ...
  • Yabancı şirketlere yapılan yatırımların kazançının hükmü nedir?
    9173 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/24
    Yabancı şirketlerde yatırım yapmak eğer müslümanların izzetine, bağımsızlığına zarar vermiyor ve Müslümanların onlara bağlanmalarına ve derin bağlar kurmalarına yol açmıyorsa sakıncası yoktur. Bu bağlamda Müslüman olmayan birinden faiz almak Taklit Mercilerin kahir çoğunluğunun fetvasına göre caizdir. ...
  • Huzurun hakikatı nedir ve ona hangi yollarla ulaşılır?
    21175 Pratik Ahlak 2010/12/04
    Yaşamda sakinlik ve düşüncenin rahatlığı demek olan huzur, İslam’ın övdüğü güzel bir hakikattır. İslam ona ulaşmak için yollar koymuştur. İslamın öngördüğü huzura ulaşmanın yollarından bazıları şunlardır: Allah’ı anmak, hüsn-ü zan, kendine güven, uzun arzulara kapılmamak, evlenmek, yaşamda ve işlerde programlı olmak, geceden istirahat etmek için faydalanmak, siyah üzüm ...
  • İstiğfar nedir? İstiğfarın adap ve şartları nelerdir? İstiğfarın tövbeden farkı nedir?
    2956 انسان و خدا 2020/01/19
  • Başkasının bostanından izinsiz meyve ve bitki toplamanın hükmü nedir?
    14068 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
    Söz konusu sorunun cevabında ilk önce fakihlerin bu konu hakkında görüşlerini genel olarak açıkladıktan sonra Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tehrani nin görüşünü takdim edeceğiz.  Fakihlerin genel görüşleri:Bir başkasının malından faydalanmak her şekilde olursa olsun mutlaka bu tasarruf o malın sahibinin izni ile olmalıdır. Yalnızca ...
  • Peygamber (s.a.a) hasta olduğu müddet boyunca neden Ali (a.s) bir namazda dahi halka cemaat imamlığı yapmamıştır?
    8394 Kelam İmi 2010/09/22
    Birincisi: Ebubekir’in Ğadir Hum’dan sonra ve Peygamber (s.a.a) hastayken ve de onun emriyle cemaat namazına imamlık yaptığına dair hiçbir muteber delil mevcut değildir. İkincisi: İmametin sıfat ve şartları ilim, masumiyet ve de ilim ve amelde günah ve hatadan korunmadan ibarettir. Halkın cemaat namazına imam olmak da ...
  • Niçin Hz. Muhammed’e Emin diyorlardı?
    29882 تاريخ بزرگان 2012/02/14
    Emin, hainin karşısında yer alır; yani emanete hıyanet etmeyen ve halkın güvendiği ve itimat ettiği anlamına gelir.Halk arasında Peygamber (s.a.a)’in gençlik dönemindeki ferdi ve toplumsal ahlaki temelleri Emin ve güvenilir unvanında tanınmasından ötürü ona “Emin” diyorlardı.İslam Peygamberi (s.a.a)’nin, hem vahiy konusunda Allah-u Teâlâ’nın itimat etmesi hem de halkın ...

En Çok Okunanlar