Gelişmiş Arama
Ziyaret
16154
Güncellenme Tarihi: 2009/02/04
Soru Özeti
Hz. Hüseyin’ni oğlu Ali Asğer’in Kerbela’da şehit olduğu söylenir bunu tarihi kaynaklarda yer aldığı şekilde açıklar mısınız?
Soru
Hz. Hüseyin’ni oğlu Ali Asğer’in Kerbela’da şehit olduğu söylenir bunu tarihi kaynaklarda yer aldığı şekilde açıklar mısınız? Çünkü bu konuda çeşitli rivayetler nakledilir.
Kısa Cevap

. Kaynaklarda sadece şunlar yazılıdır: İmam Hüseyin (a.s), kardeşi Ümmü Külsüm’ün yanına gelerek şöyle buyurdu: ‘Kardeşim, oğlum hakkında sana vasiyyet ediyorum. Zira o, altı aylık küçük bir yavrudur.’[1] Ümmü Külsüm: ‘Bu çocuk üç gündür su içmedi, ona biraz su getir.’ diye arzetti. İmam (a.s)’da çocuğu alıp o kavmin yanına gitti ve şöyle buyurdu: ‘Kardeşlerimi, evlatlarımı ve ashabımı öldürdünüz, bu çocuktan başka kimse kalmadı. O da, susuzluktan ağzını açıp kapatıyor. Ona bir yudum su verin.’ Bir başka yerde şöyle yazıyor: Çocuğu eline alarak şöyle buyurdu: ‘Ey insanlar! Bana merhamet etmiyorsanız, bu çocuğa merthamet edin.!’ İmam (a.s), onlarla konuştuğu sırada, zalimin biri, bir ok attı. Ok çocuğun yüzünü hedef almış ve bir yandan diğer yana onun küçük yüzünü parçalamıştı. İmam Hüseyin (a.s), Ondan akan kanı eline alarak göğe attı ve şöyle buyurdu: ‘Allah’ım! Seni bu kavime şahit tutuyorum. Bunlar, Peygamberinin ailesinin tümden yok etmek istiyorlar...’[2]



[1] - Maktel kitaplarında bu altı aylık çocuğun isminin genellikle, Abdullah b. Hüseyin, olduğu yazılıdır. Abdullah’ın, Ali Asğer olup olmadığı hakkında iki görüş vardır:

a) Ali Asker, Abdullah’ın lakabıdır; o ikisi aynı çocuklardır.

b) O ikisi aynı çocuk değiller. Çünkü, Abdullah’ın annesinin adı, Ummu İshak Talha b. Abdullah’tır. Ali Asğer’in annesinin adı ise Rubab binti İmru’ul Kays’tır. (Bkz: Muhammed Mehdi İştihardi, Al-i Muhammed’in Yası).

[2] - Ebi Mahnef, Maktel-il Hüseyin, Kerbela’nın İlk Tarihi, Ensari’nin tercümesi, s.130; Seyyid İbn-i Tavus, Luhuf, Doktor Akiki Bahşayişi tercümesi, s.143, Şeyh Abbas Kummi, Rumuz-uş Şehadet ve Nefes-ul Mehmum ve Nefeset-ul Mesdur, Ayetullah Kemerei’nin tercümesi, s.161; Munteha’l A’mal (Şeyh Abbas Kummi); Allame Meclisi, Biharu’l Envar, c.45; Şeyh Müfid, el-İrşad; Muhammed Habibullah Kaşani, Tezkiret-ul Şüheda

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar