Gelişmiş Arama
Ziyaret
9915
Güncellenme Tarihi: 2010/02/25
Soru Özeti
Hz. İsa’nın (a.s) henüz hayatta olmasına rağmen niçin Kur’an’da onun hakkında “hayatına son vereceğim (müteveffike)” tabiri kullanılmıştır?
Soru
Allah-u Teâlâ Ali İmran Suresi’nin 55. Ayetinde şöyle buyurur: “Hani Allah şöyle buyurmuştu: "Ey İsa! Şüphesiz, senin hayatına ben son vereceğim. Seni kendime yükselteceğim. Seni inkâr edenlerden kurtararak temizleyeceğim ve sana uyanları kıyamete kadar küfre sapanların üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz yalnızca banadır. Ayrılığa düştüğünüz şeyler hakkında aranızda ben hükmedeceğim.” Bu ayet gereğince Hz. İsa (a.s) ölmüştür. Acaba ruhun kabzedilmesinin ölmekten başka manası olabilir mi? Siz onun ölmediğini ve Allah’ın yanında olduğunu söylüyorsunuz. Bu ayeti nasıl yorumluyorsunuz?
Kısa Cevap

Bu ayetin bazı yanlış tercümeleri bu sorunun söz konusu edilmesine vesile olmuştur. Bu sebeple ayetin doğru anlamı aydınlığa kavuşursa sorun da halledilmiş olacaktır. Bu konuda çeşitli Kur’an ayetlerinde her ne kadar “teveffi” kelimesi ölmek anlamında kullanılsa da Kur’an ayetlerinin çeşitli yerlerinde bu kelimenin başka manaya da geldiği söz konusudur. Bu sebeple söz konusu ayeti İsa’nın (a.s) öldüğünün kesin alameti olarak bilemeyiz ve bunun muhalifinde olan çeşitli rivayetlerle bu anlam nefyedilebilir. Ayetin doğru anlamı bu olabilir: “Allah’ın İsa’ya seni alıp katıma yükselteceğim dediğini hatırlayın.”

“Teveffi” kelimesinin bu şekilde mana edilmesi, masumların (a.s) rivayetlerinde de tekit konusu olmuştur ve bu anlamda Hz. İsa’nın (a.s) hayatta olmasıyla hiçbir çelişir tarafı olmayacaktır.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an mütercimlerinin bazılarının ayette geçen “müteveffike” kelimesini “öldürmek” şeklinde mana etmeleri böyle bir soruya sebebiyet vermiştir. Elbette mütercimlerin çoğu Hz. İsa’nın hayatta olmasıyla çelişmeyecek şekilde tercüme etmişlerdir. Bu tercümelerden birisini örnek verecek olursak: “(Hatırlayınız) Allah şöyle buyurmuştu: Ey İsa! Ben seni (yeryüzünden ve insanların arasından) alacağım ve kendi katıma yükselteceğim ve kirlenmiş kâfirler topluluğu içinden temizleyeceğim”.[1]

Bilinmesi gerekir ki “tevevvi” “v-f-y” kökünden türetilmiş olup “ölmek”, “almak”, “tamamlamak”[2] ve… gibi çeşitli anlamlarda kullanılır. Bu doğrultuda tamamlamak ve yerine getirmek anlamında verilen söze amel edilmesine de vefa derler. Bu sebeple başkasından alacaklı olan kimse, alacağını tamamen alırsa buna Arap dilinde “teveffa deynehü (borcunu aldı)” derler. Lügat kitaplarından birisi olan “Mecmeu’l Bahreyn” de bu ayetin açıklanmasında şöyle gelmiştir: Yani (ey İsa) ben senin ecelini istifa’ ederim yani seni kâfirlerin daracına çıkartıp zarar vermelerinden korurum ve senin tabii şekilde yazılmış ecelini ertelerim.[3]

Dolayısıyla “teveffa” kelimesi her ne kadar ölmek anlamında kullanılsa da ki bazı ayetlerde bu anlamda gelmiştir. Ama zorunlu olarak bu anlamı taşımaz ve bu kelimeyi başka anlamda sunan ayetlerin varlığı söz konusudur. Örneğin:[4] “O, geceleyin sizi ölü gibi kendinizden geçirip alan (uyutan) ve gündüzün kazandıklarınızı bilen, sonra da belirlenmiş eceliniz tamamlanıncaya kadar gündüzleri sizi tekrar diriltendir (uyandırandır). Sonra dönüşünüz yalnız O'nadır. Sonra O, işlemekte olduklarınızı size haber verecektir.”[5]

Bu ayette “tevaffaküm” ibaretinin ölüm olmadığı, bilakis her gün tekrarlanan gece uykusu anlamına geldiği apaçıktır. Uykuda başka bir şekilde ruhun kabzedilmesini müşahede etmek mümkündür ve bu esasa göre soruda yer alan ayet, Hz. İsa’nın (a.s) kesin ölüm alameti olarak telakki edilemez. Hz. İsa’nın (a.s) sonunun ne olduğu konusunda aşağıda yer alan noktaların mütalaa edilmesi gerekir:

1. Mesihiler, İsa’nın (a.s) daracına asıldığına ve düşmanları tarafından öldürüldüğüne inanırlar. Ama Kur’an açıkça onun bu şekilde öldürüldüğünü reddeder: “Oysa onu öldürmediler ve asmadılar. Fakat onlara öyle gibi gösterildi. Onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, bu konuda kesin bir şüphe içindedirler. O hususta hiçbir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Onu kesin olarak öldürmediler”.[6]

2. Kur’an her ne kadar İsa’nın (a.s) öldürülmesini inkâr etmiştir ama onu başka bir şekilde öldürüldüğünü veya hayatta olduğunu açıkça ortaya koyan bir ayete rastlayamıyoruz.

3. Âli İmran Suresinin 55. Ayeti ve Maide Suresinin 117. Ayeti örneklerinde olduğu gibi her ne kadar kati surette bu büyük peygamberin ölümüne delalet edecek birer delil olarak gösterilemez.  Ama bu ayetler İsa’nın (a.s) şimdiki haliyle madde âlemiyle olan irtibatı kendi takipçileri arasındayken doğrudan irtibatlı olduğundan farklı olduğunu göstermektedir.

4. Şia ve Ehli Sünnetin muteber kaynaklarında yer alan birçok rivayetler Hz. İsa ‘nın (a.s) hayatta olduğunu ilan etmektedir ve biz, bu konuyu açıkça ortaya koyan Kur’an ayeti bulamasak bile bu rivayetlerden yararlanarak onun hayatta olduğunu anlayabiliriz.

Bu rivayetlerden iki tanesine dikkat ediniz:

4-1. Peygamber Ekrem (s.a.a) Yahudilere hitap ederek şöyle buyurmuştur: “İsa ölmedi ve kıyamet gününden önce sizin aranıza dönecektir.”[7]

4-2. Peygamber Ekrem (s.a.a) buyuruyor: Mehdi benim soyumdandır ve zuhur ettiğinde Meryem Oğlu İsa ona yardım edecek ve arkasında namaz kılacaktır.[8]

5. Var olan rivayetlerin aksine ve “teveffi” kelimesinin başka manasını da göz ardı ederek işaret edilen ayetler esasına göre kesinlikle İsa’nın (a.s) öldüğüne inansak bile yinede bu konuyla İsa’nın (a.s) hayatta olmasının çelişik bir yanı yoktur. Çünkü Kur’an ayetleri esasına göre ölümünden yüz yıl geçtikten sonra dirilen şahsın varlığı söz konusudur.[9] Dolayısıyla böyle bir şeyin İsa (a.s) için de olması mümkündür.

 

 


[1] Âli İmran Suresi, 54, Ensariyan’ın tercümesi.

[2] İbni Manzur, Lisanü’l Arap, Kum Havzası: Edep Yayınları, Birinci baskı 1405, c. 15, s. 398 ve 399.

[3] Mecmeu’l Bahreyn, Tahran 1375, Murtazavi Kitabevi, “v-f-y” maddesi, c. 1, s. 444.

[4] Nisa Suresi, 97; Muhammed Suresi, 27; Yunus Suresi, 46; Secde Suresi, 11.

[5] En’am Suresi, 60.

[6] Nisa Suresi, 157.

[7] İbni Ebi Hatem, “Tefsiru’l Kur’an’i’l azim”, Suudi Arabistan 1419 h. K, Mektebetü nezaru’s-tafa el-baz, c. 4, s. 1110, hadis no: 6232.

[8] Şeyh Saduk, “El-emali”, Tahran h. K, Kitaphaneyi İslamiye Yayınları, c. 1, s. 218.

[9] Bakara Suresi 259: Allah onu öldürüp yüzyıl ölü bıraktı, sonra diriltti.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hangi ayet tevhidin kısımlarını içermektedir? Tevhidin kısımları nelerdir?
    16882 Eski Kelam İlmi 2011/08/14
     Tevhit konusu, Kuranî ve dinî kavramlar içinde en derin ve geniş konulardandır. Çünkü tevhidin çeşitleri ve mertebeleri vardır. Bu yüzden Kuran’da tevhit konusu birçok sure ve ayette genişçe ve derin olarak işlenmiştir. Kuran’ın bu üslup ve tarzı temel kavramlardadır. Bugün bu üslup, Kuran’ın konusal ...
  • Genetik düzeltmenin hükmü ve bu yöntemle dünyaya gelen çocuğun hükmü nedir?
    7251 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/07/11
    Genetik düzeltmeler yapmanın birçok çeşidi söz konusudur bu yüzden tabii olarak hükümleri de farklıdır.Ancak genel olarak söylemek gerekir ki genetik düzeltme karı kocanın (eşlerin) sperm ve yumurtalığı üzerinde yapılır ve maksat dünyaya gelecek çocuğun genler ve kalıtımla geçen hastalıklara karşı bağışıklık kazanması olursa ...
  • Niçin bizim mektepte imamlık makamı babadan oğla irsi olarak geçmektedir?
    8827 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    İmamet makamı masum olmak ve bol ilim gibi vasıflara sahip olan kişiye verilir. Bu vasıflara kimin sahip olduğunu yalnız Allah Teala bilir. Bu yüzden imamlar dünyaya gelmeden önce onların isimleri ve özellikleri Allah tarafından Peygambere bildirilmiştir. Ama imamlık veya peygamberlik makamının gereken liyakati taşıdığı için önceki peygamberin soyunda yer ...
  • Acaba İmam Hüseyin(a.s) bir hadisinde, Arap ve Acem arasında fark koymuş ve Acemleri kınamış mıdır?
    9935 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2010/09/04
    Dile getirdiğiniz rivayet Ebu Ebdillah (a.s)'dandır. Yani İmam Sadık (a.s)'tan, İmam Hüseyin (a.s)'den değildir. Şöyle buyurmuşlardır: “Biz Kureyşteniz ve bizim Şialarımız da Araptırlar, acem değil”. Bu rivayetin zahir anlamı dikkate alındığında Arap, acem ve Kureyş'ten maksat bilinen meşhur ırklardır. Ama bu rivayet senet açısından zayıftır. ...
  • Müslüman kadınlar camiasından ilmi havzalarda içtihat derecesine ulaşanlar var mı?
    10122 تاريخ بزرگان 2010/06/08
    İslam’ın ilime önem vermesi ve ilimi kadın erkek herkese farz kılması sonucu bazı kadınlar ilim öğrenimine iştigal edip sonunda içtihat derecesine ulaşmışlardır.Örneğin, H. K. 1403 yılında vefat etmiş olan Bayan Müçtehit Emin ve şimdi kadınların ilmi havzalarının değerli üstatlarından ...
  • Ailenin duyarsılığından dolayı tutumadığım oruçları kaza etmek zorunda mıyım?
    5608 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/14
    Hz. Ayetullahi’l-uzma Sistaninin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Eğer itminanla orucun vacip olmadığına inanarak oruç tutmamışsa (kefaret yoktur ve) kaza yeterlidir.Hz. Ayetullahi’l-uzma Mekarım-i Şirazinin (allah yüce gölgesini dahada uaztsın) defteri:Namaz ve oruçları tedrici bir şekilde kaza ediniz. Kefaretin ile ilgili (niteliği hakkında) tevzihu’l-mesailimizdeki 1301-1402 numaralı meselelerdeki ...
  • Ağzı temizleyen maddelerin içinde genellikle az miktarda alkol bulunur. Bunun hükmü nedir?
    6519 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sarhoş edici[1] sıvılardan olup olmadığı belli olmayan alkoller temiz hükmündedirler. Onların karıştırıldığı sıvıların alınıp satılması ve kullanılmasının herhangi bir sakıncası yoktur.[2]
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    27338 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • el-Muttali ve el-Mulakkan sıfatlar kemaliye mi yoksa veya cemaliye sıfatlardan mıdırlar?
    7183 Eski Kelam İlmi 2012/05/15
    İster Allah’ın lütfunu, ister kahrını vs. yansıtsın bir sıfatın Allah’ta olduğunu ispat eden bütün sübuti sıfatlar kelam ilminde cemal sıfatları diye bilinmekte ve varlık açısından aralarında herhangi bir fark yoktur. Soruda gelen el-Muttali (Telkin edici) ve el-Mulakkan (Bilen)’da bunlardandır. ...
  • Şia imamlarının Son Peygamber Hz. Muhammed dışında diğer peygamberlerden daha faziletli ve üstün oluşunun sebebi nedir?
    17757 Eski Kelam İlmi 2010/10/05
    Bizim dini öğretilerimizde geldiğine göre Hz. Muhammed dışında hiçbir peygamber, peygamberlik vasfı dışında imamlardan üstün değildir.Yine bazı hadislere göre ism-i azam 73 harften ibarettir ki önceki peygamberler bu harflerin hepsine vakıf değildiler. Örneğin Hz. İbrahim'e yalnız sekiz harf verilmiştir ancak İslam Peygamberi Hz. Muhammed (s.a.a)'e 72 harf verilmiştir ...

En Çok Okunanlar