Gelişmiş Arama
Ziyaret
9895
Güncellenme Tarihi: 2010/04/24
Soru Özeti
Allah’ın hikmet sahibi olduğunu ispat edebilir misiniz?
Soru
Allah’ın hikmet sahibi olduğunu ispatlayınız. Allah muhtaç değildir veya Allah çirkin bir fiil işlemez gibi Allah’ın hiçbir sıfatından lütfen ön kabul sıfatıyla yararlanmayın. Yararlandığınız her sıfatı ilkönce tamamıyla mantıklı bir kanıt ile kanıtlayın.
Kısa Cevap

Bilgeler ve mütekellimler Allah’ı ispat etmek için bir takım yollar belirlemişlerdir. Akli deliller ve evreni incelemek bu yöntemlerden sayılır. Bu kanıtlarda yaratılışın beyhude olmasının reddedilmesi ve evrenin düzen içinde bir son hedefe doğru hareketi esasınca Allah’ın hikmet sahibi olduğu ispat edilmektedir.

Ayrıntılı Cevap

Bir noktaya dikkat etmek gerekir: Allah’ın sıfatlarını kavramak her ne kadar hissedilir şeyleri idrak etmeyle mukayese edilmese de onları öğrenmek imkânsız ve ulaşılmaz bir konu değildir. Bu nedenle, bilge ve mütekellimler Allah’ın sıfatlarını tanımak ve ispatlamak için bize bir takım yol ve yöntemler belirlemişlerdir. Bu yöntemlerden faydalanmak, kesinlikle bizi istenen neticeye ulaştıracaktır. Biz konuya değinirken bu yöntemlere işaret edeceğiz. Asıl konu olan Allah’ın hikmet sahibi olduğunu ispat etmeden önce, meseleyi daha iyi anlamada bize yardımcı olacak bir takım noktalara değinmemiz yerinde olacaktır. Birinci nokta, Allah’ın muhtaç olmamasıdır. Bildiğiniz gibi muhtaç olmak, mümkün varlıkların özelliklerindendir; zira mümkün varlıklar yaratılmada ve bekada nedene (yaratan neden ve bekayı sağlayan neden) ihtiyaç duyar. Lakin varlığın Allah için zorunlu olduğu ispatlandıktan ve O’ndan imkân hususunun reddinden sonra kendisi hakkında nakıslık ve eksiklik de geçersiz olur. İkinci nokta ise Allah’ın çirkin bir fiil işlemeyeceğidir. Bu hususu ispat etmek için birkaç delile işaret edilebilir:  

Birinci delil: Yüce Allah kötü fiil işlemek istemez ve kötü fiil işlemek istemeyen veya zorunlu bir şeyi ihlal etmek istemeyen her failin kötü fiil işlemesi imkânsız olur. O halde Allah’ın kötü fiil işlemesi veya zorunlu bir şeyi ihlal etmesi muhaldir.

Küçük önermenin kanıtlanması: Kötü fiil işleyen bir şahıs aşağıdaki istek ve dürtülerden birini taşır:

1. Eğer birey laubali ve korkusuz olursa; yani başkalarının kınamasından çekinmez, cehennem azabından korkmaz ve iyi bir insan olmaya kendini adamazsa bu gerçekleşir. Böyle bir istek yüce Allah’ın zatında bulunmaz; zira yüce Allah abes ile iştigal etmez.

2. Eğer bir insan cahil ve bilgisiz olursa; yani kötü işin çirkinlik ve kötülüğünden haberdar olmaz ise böyle bir işe girişebilir. Bu husus da Allah hakkında geçersizdir; zira yüce Allah mutlak bir şekilde ilim sahibidir ve hiçbir şey O’ndan saklı değildir. 

3. İnsan bazen işin kötü olduğunu bilir, lakin duyduğu bir ihtiyaç onu bu kötü işi yapmaya yönlendirir. Tıpkı şarap içmeye mecbur kalan bir şahıs gibi. Bu husus da yüce Allah hakkında geçerli değildir; zira yüce Allah mutlak anlamda ganidir ve O’nun hiçbir şeye ihtiyaç duyması söz konusu değildir.

4. Bazen insan kötü işi tanır ama bunu yapmaya mecbur kalır. Bir zalimin insanı mecbur kılması bunun bir örneğidir. Bu konu da Allah hakkında geçersizdir; zira ondan daha üstün bir güç ve kudret bulunmaz. Dolayısıyla hiçbir kimse O’nu mecbur kılamaz. Yüce Allah istediği ve dilediği her şeyi evrende gerçekleştirir. O halde yüce Allah kötü bir fiil işlemeyi veya zorunlu bir hususu ihlal etmeyi istemez.

Büyük önermenin Kanıtlanması: Yüce Allah özgür bir faildir ve özgür bir fail bir işi yapmaya güç taşımayana ve onu yapma isteği taşımayana dek tam neden sayılmaz ve tam neden sayılmadığı müddetçe onun fiili gerçekleştirmesi imkânsız olur. Kötü fiili gerçekleştirme bağlamında her ne kadar etkili olan güç hususu mevcut olsa da diğer bir husus olan isteme meselesi mevcut değildir. Bundan dolayı Allah’ın kötü fiilde bulunması muhaldir. Bu mesele kötü işlere yöneliktir, lakin iyi ve maslahat taşıyan işler bağlamında yüce Allah hem kudret hem de istek sahibidir.[1]

Hikmetin Manası

Hikmet sözlükte adalet ve yakin anlamlarında kullanılır. Sözlük açısından hikmet sahibi; işleri ve fiillerini yapmada üstün yakin sahibi olan kimseye denir.[2] Hikmet ıstılahta da iki anlamda kullanılır:

1. Eşyanın hakikatlerini olduğu şekilde bilmek.

2. Bir fiili en güzel, mükemmel ve tüm varlığın maslahatına uygun şekilde yapmaktır. Bu anlamda yüce Allah her iki anlamda da hikmet sahibidir; zira O’nun eşyaya dönük bilgisi en mükemmel bilgidir ve fiilleri de kesin ve yakinliğin zirvesindedir.[3]

Allah’ın hikmet sıfatı sahibi olduğunu ispat eden deliller birkaç türlüdür:

A. Akli Delil

Hikmetin anlamlarından biri, Allah’ın fiillerinin makul ve mantıklı bir gaye taşımasıdır.  Belirli bir maksat ve hedef için yapılmayan her fiil, tüm akıllı insanlar nezdinde abes ve beyhude sayılır. Abes fiil ise akıllı insanlar nezdinde çirkin sayılır ve daha önce de ispat edildiği üzere hikmet sahibi Allah’ın çirkin bir işte bulunması muhaldir. O halde yüce Allah’ın abes bir iş ile uğraşması mümkün değildir.[4] Yüce Allah’ın fiillerinin gayesi vardır dendiğinde, gayenin yüce Allah’ın zatına dönmesi kastedilmemektedir; zira belirtildiği gibi yüce Allah mükemmeldir ve bu fiillere muhtaç değildir. Gerçekte bu gayeler yaratıklara döner. Bunun daha detaylı açıklaması şudur: Bazen bir fail bir iş yaptığında gaye bizzat kendine döner ve bazen de fail başkalarına fayda sağlamak için bir işe girişir. Eğer gaye birinci türden olursa bu mükemmelleşme gayesi sayılır ve yüce Allah için olumsuz sayılır; zira bu failin eksikliğinin ve noksanlığının göstergesidir ve yüce Allah bundan münezzehtir. Lakin ikinci türden olursa bu mükemmelliktir ve failin mükemmelliğinden kaynaklanır.

2. Yüce Allah bir dizi sıfata sahiptir ve biz bu sıfatları cemal ve kemal sıfatları olarak biliriz. Âlim olmak, kadir olmak ve hayır istemek bu kabildendir. Bundan dolayı bu sıfatlar ile nitelenen bir varlıktan en üstün ve bilgece bir düzenin türemesi gerekir. Aksi takdirde yüce Allah’ın bu sıfatları taşımadığını söylemek gerekir. Oysaki mesele böyle değildir ve yüce Allah sürekli bu sıfatlar ile nitelenmektedir.

B. Dış Dünyada Ve Benliklerde Gözlemde Bulunmak

Yüce Allah her zaman insanları evren ve kendileri hakkında düşünmeye davet etmekte ve bu hususu idrak ve bilgi elde etmenin yollarından biri olarak değerlendirmektedir.[5] Bu hususta şöyle söylemek gerekir: Fiil faile delalet ettiği gibi onun özelliklerine de delalet eder; yani bir şeyin özelliklerini gözlemledikten sonra onun failinin sıfatlarına ulaşabiliriz. Gerçekte eserden eser sahibine ulaşmak imkân dâhilindedir. Evreni ve evrenin içindeki fenomenleri gözlemleyerek ve düşünerek onun tüm cüzleri arasındaki mükemmellik, düzen ve ince bağlantıları açıkça gözlemlemek mümkündür. Fenomenleri gözlemlemek ve değişik açılardan varlık mecmuasının cüzleri arasında bulunan farklılıklara rağmen onların gayeli bir şekilde mükemmelleşme seyrini izlemek[6], bizi güç ve hikmet sahibi âlim bir yaratıcıya yöneltir. Hayattaki çeşitlilik yüce Allah’ın hikmet, ilim ve kudretinin başka bir göstergedir. Hayatın tümünün hedef ve gayesi olan genel bir hedefin var olmasına karşın her şey de kendi için bir hedef taşır ve ona ulaşmak için gerçekte yaratılmıştır. Lakin diğer şeylerle birlikte mükemmelleşme yolunu kat eder. Örneğin yeryüzü yağmur ile dirilir. Su ve yeryüzü bilinen şeylerdir, lakin bu su vasıtasıyla yeryüzünde biten bitki belirli bir renk, tat ve fayda taşır ve de kendi yaratılışında takip ettiği hedef açısından da diğer bitkilerden farklılık arz eder. Her bitki belirli bir hedef için meydana gelir ve diğer bitki türleri ile mükemmelleşme yolunu kat eder.[7]  Bundan dolayı akli deliller ve diğer destekleyici hususları göz önünde bulundurarak şöyle söylemek gerekir: Yüce Allah’ın hikmeti, varlıkları layık oldukları yetkinliğe ulaştırmak anlamına gelir. Aynı şekilde Allah’ın hikmet sahibi olması da O’nun zatının değil, fiilinin gaye taşımasıdır. Gerçekte her yaratığın hikmeti kendi zatında taşıdığı gayedir ve Allah hikmet sahibidir dediğimiz vakit bunun anlamı O’nun varlıkları doğal gayelerine doğru sevk etmesidir.[8]

 


[1] Muhammedi Ali, Şerhi Keşfu’l Murad, s. 213, Daru’l Fikir, Kum, çapı çaharum, 1378 h.ş.

[2] İbniMenzur, Cemalu’d-Din, Lisanu’lArab, c. 12, s. 140, Daru Sadır, Beyrut, çapı evvel, 1410 h.k.

[3] Şerhi Keşfu’l Murad, s. 196.

[4] a.g.e, s. 216.

[5] En’am Suresi, 99. ayet; Casiye Suresi, 3. ayet.

[6] Rum Suresi, 22. ayet.

[7] Tefsiri Hidayet, c. 3, s. 130, Daru’lKutubu’l İslamiye, Tahran, çapı evvel, 1374 h.ş.

[8] Mutahhari, Murtaza, Mecmuayı Asar, c. 1, s. 194, İntişaratı Sadra, Tahran.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Berzahta veya kıyamette ezan okunacak mı?
    7481 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/03
    1- Berzah aleminde ezan okunması konusunda hadis kaynaklarında herhangi bir şey yoktur. 2- Bir rivayette İmam Bakır (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resul-i Ekrem (s.a.a) miraca gittiğinde geçmiş bütün Peygamberler Onun yanına geldiler. Cebrail, Allah’ın emriyle ezan okudu ve kamet getirdi.[1] 3- ...
  • Aşura günü oruç tutma hakkında Peygamberden (s.a.a) hadis var mı? Aşura günü oruç tutmak müstehap mıdır?
    10676 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/15
    Şianın muteber kaynaklarında Hz. Muhammed’den (s.a.a) aşura günü oruç tutmanın müstehap olduğunu gösteren herhangi bir hadise rastlanmamaktadır. Sadece O’nun (s.a.a) siretinde aşura günü oruç tuttuğunu gösteren hadisler vardır. Örneğin bir hadiste İmam Rıza (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Resulullah (s.a.a) aşura günü oruç tutardı.’ Ama böyle rivayetleri esas alarak ...
  • acaba hem Allah-ı sevmek ve hem de ondan korkmak mümkün müdür?
    9244 Pratik Ahlak 2010/12/18
    Allah u Teâlâ'ya yönelik, ümit ile korkunun birlikte ve beraber oluşları, bazı yerlerde ve zamanlarda da mehabetin oluşu hiç de hayret verici bir durum değildir. Zira bu durum yaşamımızın her tarafını kapsamış, ancak biz bu durumdan, bu durumun şiddetli bir şekilde açık olduğundan dolayı gafiliz. ...
  • Hz Zehra’nın şehadetinin kesin tarihi nedir?
    10332 تاريخ بزرگان 2012/04/15
    Hz Zehra’nın (a.s) şehadet günü hakkında tarih kitaplarında birkaç görüş vardır. Bazı tarihçiler bunun Hz Peygamberin vefatından 40 gün sonra bazıları 6 ay sonra ve bir grup da 8 ay sonra gerçekleştiğini belirtmiştir. Aynı şekilde imamlarımızdan (a.s) nakledilen rivayetlerde iki tarih belirtilmiştir ve birçok Şia âlimi Hz ...
  • Arafat’ta durmanın sır, fazilet ve adabı nedir?
    10983 Pratik Ahlak 2011/08/17
    Arafat’ta durmanın sırrı hakkında birçok rivayet bulunmakta ve hepsi bu mübarek günün azamet ve faziletini göstermektedir. Arafat günü insanın kendisini tanıdığı ve de dua ve yakarış ile Allah’ın kerem ve ihsan sofrasında yer edinebilmek için arı bir niyet ile Allah’ın misafirliğine kabul olduğu gündür. Şeytan bu günde ...
  • Yaşamımda sürekli sorun ve buhranlarla karşı karşıyayım, benim için bir çözüm yolu var mıdır?
    7409 Eski Kelam İlmi 2011/04/11
    İnsanlar sürekli değişik yollarla Allah’ın sınamasına tabi tutulur ve başarılı şahıslar ancak bu sınamalardan yüz akıyla çıkanlardır. Bu esas uyarınca Allah’ın rahmetinden meyus olmayın ve Allah’a dua etmeyle, O’ndan rızık talebinde bulunmayla ve sorunları gidermeyi istemeyle birlikte mevcut durumunuzun iyilileşmesi için çalışın. Her halükarda ...
  • Neden Allah boşanmadan çok nefret etmektedir?
    9671 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2012/03/12
    Boşanma ve evlilik arasında bir karşıtlık bulunduğundan, Allah’ın boşanmadan nefret etmesinin nedenini öğrenmek için, ilkönce evliliğin önemi açıklanmalıdır.[1] Yüce Allah Kur’an’da insanların çift yaratılmasını huzur ve sükûnet sağlayan ilahi ayet ve nişanelerden saymıştır.[2] Masumların (a.s) rivayetlerinde de evlilik büyük bir öneme ...
  • İslami düşüncenin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir proje sunmak mümkün müdür?
    8109 Eski Kelam İlmi 2007/08/23
    İslam, gönderilmiş olan son ve en mükemmel dindir. Bundan dolayı insan hayatını ilgilendiren bütün toplumsal ve ferdi alanlarda bu dinin yol gösterici olması beklentisi içerisindeyiz. “İslam’da sistematik düşünce teorisi “ İslam dininin kapsamlılığıyla ilgili dengeli bir teoridir. ...
  • Yezit İmam Hüseyin’i (a.s) neden öldürdü?
    14560 Eski Kelam İlmi 2011/08/03
    Birçok delil Yezit b.Muaviye’nin ahiret ve kıyamete hiçbir inancı olmadığını göstermektedir. O, üç yıllık yönetimi süresince İmam Hüseyin’i (a.s) şehit etmek, Medine’yi yağmalamak ve tahrip etmek, sahabelerden ve diğer kesimlerden[1] birçok ferdi öldürmek ve Allah’ın evini taşa tutmak ve ...
  • İlim ve ameli birleştirmek için uygun ve etkili çözüm nedir?
    6344 Pratik Ahlak 2012/01/18
    İslamî usuller esasınca, ancak salih ameli peşinden getiren bir ilim ve bilgi faydalı olabilir. Ama bununla birlikte bazı âlimlerin salih amel işlemekten geri kaldığını gözlemlemekteyiz. Bu konu değişik nedenlerden kaynaklanabilir. Mesela onlar sadece bir takım ıstılahları öğrenmiş, gerçek bilgin olmamış, bilgilerine önem vermemiş, dünya hayatını ahirete tercih etmiş, dinî ...

En Çok Okunanlar