Gelişmiş Arama
Ziyaret
9525
Güncellenme Tarihi: 2012/05/03
Soru Özeti
Hac’da kurban kesmenin felsefi nedir?
Soru
Bakara suresinin 190. ayetinden 196 ayetine kadar temettü umresinden hacca dönen kimselerin edebildikleri kadar ve güçleri ölçüsünde deve, sığır ve koyun cinsinden kurban kesmeleri söylenmiştir. Bütün bu hayvanları kurban etmek halkın hangi sorununu çözüyordu. Halkın bir sorununu çözmeyen ibadetsel gelenekler hangi işe yarar? Bu gelenek bir sorunu çözmemekle kalmamakta, hatta talihsiz Araplar için temizlik açısından %100 bir takım sorunlar yaratmamakta mıydı?
Kısa Cevap

İslam’ın tüm buyruk ve kanunları hikmet veya yaratıkların durumunu göz önünde bulunduran çok hesaplı ve faydalı hikmetler esasınca oluşturulmuştur. İslam kanun ve hükümlerinden birisi de kurban bayramı gününde Mina bölgesinde hacılara kurban kesmenin farz oluşudur. Hacda kurban kesmenin hikmetlerinin bazıları şunlardan ibarettir: Hacıların nefsanî heveslerini kurban etmeye, kötülüğü emreden nefsi ortadan kaldırmaya, takva edinmeye ve Allah’a yaklaşmaya ve yoksullara yardım etmeye dikkat etmeleri. Hatta kurban etlerinden hiçbir istifade edilmese dahi bu hikmetlerin bazıları yine hâsıl olabilir. Son birkaç yılda Mekke mezbahalarında iyi birçok imkân oluşturulmuş ve bu etlerin dondurularak yoksullara ulaştırılmasıyla büyük ölçüde israfın önü alınmıştır. Her ne kadar bu başarı henüz % 100’lük bir merhaleye ulaşmasa da bu yolda elde edilen başarıyla % 100’lük bir sonuç elde etmeye çok az bir mesafe kalmıştır. 

Ayrıntılı Cevap

İslam’ın kanun koyucusu ve hükümlerinin oluşturucusu hekim olan Allah olduğundan, İslam’ın tüm buyruk ve kanunları hikmet veya yaratıklar için çok ince ve faydalı hikmetler esasınca meydana getirilmiştir. Elbette bizim bunların birçok neden ve hikmetinden habersiz olmamız mümkündür. İslam kanun ve hükümlerinin birisi de temettü haccını yerine getiren bireyler için kurban bayramı gününde Mina bölgesinde kurban kesmelerinin farz oluşudur.[1] İslam dünyasının bilginleri ayet ve rivayetlerden istifade ederek hacda kurban kesmenin değişik bir takım hikmet ve felsefelerini beyan etmişlerdir. Burada onların bazılarına işaret ediyoruz:

1. Kurban kesmek nefsanî bağımlılıklar ile mücadele etmenin sembolüdür:

Kurban bayramı gününde hacıların kurban kesmesi, nefsanî heveslerin kurban edilmesi ve kötülüğü emreden nefsin ortadan kaldırılmasını sembolize eder. Nitekim yüce Allah’ın Hz İsmail’i kurban etmesine dönük Hz İbrahim’e vermiş olduğu emir de bunu hedeflemekteydi. Böylece Hz İbrahim’in bu amel sayesinde evlat sevgisinden ibaret olan nefse bağımlılığın en köklü ve zor etkeniyle mücadele etmesi ve Allah’a itaat ederek nefsanî bağımlılığın kökünü kurutması hedeflenmiştir. Bundan dolayı bu buyruğa itaat etmek, Hz İbrahim ve Hz İsmail’in nefis ve bağımlılıklar zindanından kurtulması yönünde büyük bir terbiyesel rol oynamış ve onların Allah nezdinde makam ve konumunu yükseltmiştir. Bu esas uyarınca hacıların kurban kesmesi gerçekte dünyevi ve maddi bağımlılıkları ortadan kaldırmak, mala bağımlılık ve dünya istemi zindanından kurtulma yönünde nefis ile bir çeşit cihattır.[2]

2. Takva edinmek ve Allah’a yakınlaşmak:

Kur’an-ı Kerim bu hususta şöyle buyurmaktadır: Onların etleri ve kanları asla Allah’a ulaşmaz. Fakat O’na sizin takvanız (Allah’a karşı gelmekten sakınmanız) ulaşır.[3] Zira esasen yüce Allah’ın kurban etine bir ihtiyacı yoktur. Çünkü O ne cisim ve ne de muhtaçtır. O kâmil ve her yönden sonsuz bir varlıktır. Başka bir ifadeyle, yüce Allah’ın kurban kesmeyi farz kılmasındaki hedefi, insanların takva derecelerini kat ederek kâmil insan olma yolunda ilerlemesi ve gün be gün Allah’a daha yakınlaşmasıdır. Tüm ibadetler terbiye kurslarıdır. Kurban kesmek özveri, fedakârlık, kendinden geçme ve Allah yolunda şehit olmak için hazırlanma dersini insanlara verir. Hakeza yoksul ve muhtaçlara yardım etme dersidir.[4] Eğer sadece belirtilen hikmetleri göz önünde bulundurursak, hatta kurban etlerinden hiçbir istifade edilmese dahi yine de hikmetler hâsıl olabilir.

3. Yoksullara yardım etmek:

Kur’an ayetlerinden istifade edildiği üzere kurban kesmenin hedeflerinden birisi, kurban etinin gerekli yerlere ulaştırılması ve hem kurban kesenin ondan istifade etmesi ve hem de onun bir kısmının ihtiyaç sahibi yoksullara ulaştırılmasıdır.[5]

Bu değerli hedef esasınca, Müslümanların kurban etlerini Mina bölgesinde kokmaya veya toprak altına gömmeye vesile olacak şekilde ortada bırakmaya hakları yoktur. Onların kutsal Mina topraklarındaki kurban etlerini birinci derecede o bölgedeki yoksul fertlere ulaştırmaları gerekir. Eğer o gün o topraklarda yoksul bulunmazsa, onu başka bölgelere göndermeleri ve fakirlere vermeleri gerekir. Hatta bu hikmet esasınca bile eğer bu etler zamanında ihtiyaç sahibi bireylerin eline ulaşmaz ve bozulursa artık kurban kesmek gerekli değildir diye bir şey söylenmemelidir. Müslümanlar gelişmiş imkânlardan istifade ederek bu azim serveti korumaya ve en kısa sürede ihtiyaç sahiplerine ulaştırmaya çalışmalıdır. Başka bir ifadeyle, fakirlerin eline ulaşmamaktadır o halde kurban kesmeyin diye bir şey söylenmemelidir. Kurban kesmek farzdır ve onun hikmetlerinden birisi de bu etten fakirlerin istifade etmesidir. O halde gerekli imkânlar hazırlanmalıdır, tavrı takınılmalıdır. Son birkaç yıldır Mekke’deki mezbahalarda çok iyi imkânlar hazırlanmış ve hac sorumluları bu etleri dondurarak israfın önünü almada ve onları yoksullara ulaştırmada büyük ölçüde başarı elde etmiştir. Her ne kadar bu başarı henüz % 100’lük bir merhaleye ulaşmasa da bu alanda elde edilen başarılar % 100’lük bir başarı elde etmek için çok az bir mesafe bırakmıştır.   

 


[1] Menasiki Hac, (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni),  s: 100; Menasiki Hac, (Li’l Hamane’i), s: 16.

[2]  Porseman-ı Kur’an sitesinden alıntıdır.

[3] Hac suresi, 37. ayet: “لَنْ يَنَالَ اللّٰهَ لُحُومُهَا وَلَا دِمَاؤُهَا وَلٰـكِنْ يَنَالُهُ التَّقْوٰى مِنْكُمْ

[4] Tefsiri Numune, c: 14, s: 107.

[5] Tefsiri Numune, c: 14, s: 18.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Göğe ne kadar çok çıkılsa oksijenin o oranda azaldığı bilimsel bir gerçektir. Kur’an’da bu gerçeğe işaret eden bir ayet var mı?
    13874 Tefsir 2010/12/28
    ‘Kur’an’ın kapsamlılığı’ hakkında görüş bildiren alim ve müfessirler, Kur’an’ın, pozitif bilimlerin bütün mesele ve ayrıntılarını ele alıp almadığı konusunda aralarında görüş birliği yoktur.Kimileri Kur’an’ın -bir ansiklopedi gibi- bilimsel konuların bütün detaylarını içerdiğini söylemekte, kimileri Kur’an, hiç bir bilimsel konuya değinmemiştir demekte, ...
  • Hazreti Muhammed’in (s.a.a) dokuz yaşında eşimi vardı?
    3807 پیامبر اکرم ص 2018/11/14
    İslam peygamberinin hayatını, eşlerinin özeliklerini ve peygamberin onlar ile olan ilişkilerini incelemek şu noktayı açığa çıkarır: Eğer Peygamber müteaddit eş edinmiş ise bu eylemin çeşitli hikmetleri bulunmaktadır. Burada onlardan bazılarına işaret edeceğiz. Öncelikle Peygamberin Ayşe ile olan evliliğinde şunu bilmemiz gerekir ki bu evlilik Ayşe’nin ...
  • Acaba din bir tane midir yoksa çeşitli midir?
    7115 Yeni Kelam İlmi 2010/01/02
    Dinden kasıt, Allah tarafından gönderilen ve Peygamberler (a.s.)'ın vasıtasıyla tebliğ edilen akaid, ahlak, kanunlar topluluğu ise bu durumda din tektir. Dinler arasında ki fark sadece hükümler arasında ki küçük ayrıntılardır ki, bireysel ...
  • Yüksek düzeyde kârla muzarebe yapmak doğru mudur?
    5646 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/29
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Peygamberin buyruğuna göre Kur’an’ın batın ve tefsirini açıklayan kimdir?
    9396 Eski Kelam İlmi 2011/08/17
    Bu içerik değişik tabirlerle imamlar (a.s) hakkında zikredilmiştir. Oların imanın temsilcileri, Kur’an’ın gerçek müfessirleri, konuşan Kur’an ve Kur’an’ın emirlerini aşikâr kılanlar oldukları ve başlarında da İmam Ali’nin (a.s) yer aldığı belirtilmiştir. Elbette bu hususun İslam inançlarında kanıtsal bir desteği de mevcuttur. Buna örnek teşkil edecek rivayetler vardır. Bu cümleden ...
  • Ehl-i kitap, meadın cismani olduğuna inanıyor mu? Lütfen bu alanda bir kaç kitap tanıtır mısınız?
    7999 Tefsir 2010/12/28
    Cevabın daha iyi anlaşılabilmesi için birkaç noktaya dikkat çekmek gerekiyor:1-Ehl-i kitabın (ister Yahudi olsun, ister Hıristiyan, ister Zerdüşt) öğretilerinde cismani mead adı altında bir konudan özel olarak bahsedilmemiştir. Bu yüzden bu konuda söyleyeceğimiz şeyler Ehl-i kitabın dini kitaplarından mead inancı hakkında anladıklarımızdır.
  • Berzah âleminde ilmî tekâmül gerçekleşebilmektedir, ama amelî tekâmül mümkün değildir. Bu konu felsefî açıdan ispat edilebilir mİ?
    11767 İslam Felsefesi 2012/01/23
    Kur’an ve rivayet açısından berzah eksenli tekâmül kabul edilmiş bir konudur. Felsefe de buna değinmiş ve onun hakkında değişik bahisler dile getirilmiştir. İnsanın berzah âleminde farzları yerine getirerek ve haramlardan sakınarak daha yüksek bir tekâmüle ulaşması anlamında olan ilmî tekâmülün mümkün olmadığını ilkönce hatırlatmak gerekir; çünkü berzah âlemi yükümlülük ...
  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    10518 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    39809 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • İkinci Halife, Hz. Ali (a.s)’ın damadı mıydı?
    12708 تاريخ بزرگان 2010/01/16
    İkinci halifenin Hz. Ali (a.s)’ın kızı Ümmü Kulsümle evlendiği konusu hem Şii, hem de Sünni rivayetlerde gelmiştir. Ama bu olayı anlatan rivayetler aynı olmayıp, birbirlerinden farklıdırlar. Sünni ve Şii rivayetlerde ortak olan nokta ikinci halifenin Ümmü Kulsüm’ü istediği, ama ...

En Çok Okunanlar