Gelişmiş Arama
Ziyaret
5494
Güncellenme Tarihi: 2012/11/11
Soru Özeti
Nasıl Resulü Ekrem (s.a.a)’i rüyada görebiliriz?
Soru
Resulü Ekrem (s.a.a)’ı rüyamda görmek ve hayatımda ki en büyük aşkı tatmak istiyorum bunun için ne yapmam gerekir?
Kısa Cevap
Mefatih’ul-Cenan adlı eserde evliyayı rüyada görmek için tavsiye edilen ameller ve zikirler beyan edilmiştir. Ama teveccüh etmek gerekir bu yollar tek başına istediğimiz şahsı görmek için yeterli sebep değildir. Yani bu amelleri ve zikirleri yerine getiren herkes Resulü Ekrem’i (s.a.a) rüyasında görecek diye bir şey yoktur. Bu hadise insanın günahı terk etmesine, farzları yerine getirmesine ve gönül sefasına da bağlıdır. İşte bütün bu etmenler bir araya geldiğinde Resulü Ekrem’i (s.a.a) rüyada görmek mümkün olacaktır.
Ayrıntılı Cevap
 Sorunuzun cevabına geçmeden önce rüyanın ne olduğuna ve çeşitlerine kısaca değinmemiz gerinde olacaktır.
Bilim insanları rüyanın mahiyeti üzerine uzun ve ayrıntılı araştırmalar yapmışlardır. Bir kısmı, rüyayı insanın beyninden bedenin diğer organlarına kanın intikali bilmektedir. Sonuçta bu eylemi fiziksel etmenlerle bağlamaktadırlar.
Bir kısım, diğer bilim insanlarına göre ise bedenimizin gerçekleştirdiği aşırı fiziksel faaliyetler bedenimizde bir çeşit toksin birikmesine yol açmaktadır. Bu toksin sinir sistemimiz üzerinde etki ederek rüya halinin insanda meydan gelmesine yol açtığına inanmaktadır. Bu toksinin ayrışıp bedende cezp olana kadar rüya haletinin sürdüğünü savunmaktadır. Sonuçta bu eylemi kimyasal etmenlere bağlı bilmektedirler.
Bazı bilim insanları ise rüya için sinirsel etmenleri sebep görmektedir. Bu görüşe göre beynin içinde özel bir sinir sistemi mevcuttur ve insan hareketlerinin kaynağı konumundadır. Aşırı yorgunluk yüzünden bu sistem devre dışı kalmakta ve rüya haleti meydana gelmektedir diye açıklama yapmışlardır.
Elbette bu etmenlerin rüya üzerinde icmali bir etkisi olduğunu inkâr etmemekle birlikte bu görüşlerin hiçbirinin rüya hakkında tatmin edici bir cevap veremedikleri aşikârdır.
Günümüz bilim insanlarının rüya hakkında kabul görecek bir açıklama yapmaktan aciz kalmalarının sebebi maddeci düşüncedir. Maalesef ruhun asaletini ve istiklalini kabul etmeden bu konuyu açıklamaya çalışmaktadırlar. Oysaki rüya cismi bir olay olmadan önce ruhani bir vakıadır. Ruhun sahih olarak tanınması gerçekleşmeden bu konuyu açıklamak mümkün değildir.
Kuran’ı Kerim rüya konusunda en dakik açıklamayı yapmıştır. Öyle ki rüyayı  “kabzı ruh” yani bir çeşit ruhun bedenden ayrılması olarak açıklamıştır. Elbette bu tam bir ayrılma değildir.
Bu bağlamda Allah Teâlâ’nın emriyle ruhun ışığı beden üzerinden kaldırılmakta sadece az bir ışın demeti cisme etki etmektedir. Şuur ve idrak işlem dışı kalır. İnsan his ve hareket gücünü kaybeder. Sadece hayatın devamı için zaruri olan kalp atışı, kan dolaşımı, sindirim sistemi ve solunum sistemi faaliyetini sürdürür.[1]
Öyleyse uyku halinde insan beyninin bütün fonksiyonları değil bazı fonksiyonları tatil olur.[2] İşte bu sebepten ötürü rivayetlerde uykudan ölümün kardeşi olarak tabir edilir.[3]
Muvahhitlerin önderi İmam Ali (a.s)’dan nakledilen bir hadiste hazret şöyle buyuruyor: “Uyku, ölüm cinsinden olup dertlerden ve açılardan rahata kavuşma kaynağıdır.”[4]
Rüya çeşitli kısımlara ayrılır. Genel olarak üç bölüme ayırabiliriz. İlki net ve açık olan tabire ihtiyacı olmayan rüyalar. İkincisi karmaşık rüyalar, zor veya imkânsız olduğu için tabiri yapılamayan rüyalar. Üçüncüsü ise nefsin temsil ve hikâye ile tasarrufta bulunduğu rüyalar. İşte bu rüyaların tabiri yapılır.[5]
Bu mukaddemeden sonra ifade etmemiz gerekir ki insan uykusunda misal âleminde ve akıl âleminde seyir ederek aziz zatların huzuruna müşerref olursa. Yani uykuya saldıktan sonra misal âlemi ve akıl âlemine teveccüh ederse zira uyku onların türündendir. Kendi kapasitesi ve yeteneği ölçüsünde bu âlemlerin hakikatini müşahede eder.[6]  Eğer şehit Mutahhari gibi büyüklerin hatıratında böyle şereflere nail olduğunu görmekteysek[7] bunda şaşılacak bir şey yoktur.
Ama birkaç noktaya dikkatinizi çekmek isteriz:
Evvela insanların hepsi rüyada kendi istediklerini rüya âleminde görme yetisine sahip değildir.
Saniyen Mefatih’ul-Cenan[8] adlı eserde Resulü Ekrem’i (s.a.a) rüyada görmek için tavsiye edilen ameller[9] ve zikirlerin etkisi olmakla birlikte teveccüh etmek gerekir bu yollar tek başına istediğimiz şahsı görmek için yeterli sebep değildir. Yani bu amelleri ve zikirleri yerine getiren herkes Resulü Ekrem’i (s.a.a) rüyasında görecek diye bir şey yoktur. Bu hadise insanın günahı terk etmesine, farzları yerine getirmesine ve gönül sefasına da bağlıdır. İşte bütün bu etmenler bir araya geldiğinde Resulü Ekrem’i (s.a.a) rüyada görmek mümkün olacaktır.
Belki de siz bütün bu amelleri yerine getirip maksadınıza ulaşamayabilirsiniz de. Allah Teâlâ başka mükâfatlar size verebilir.  Zira Allah Resulünü görme arzusu da bunun için yapılan amellerde genellikle sünnet zikirlerdir. Allah katında mükâfatı olan şeylerdir.
Son olarak Resulü Ekrem (s.a.a)’ı rüyada görmek bu amellere ve zikirlere has değildir. Başka yollarla bunu başarmak mümkündür. Örneğin Evliyaya tevessül etmek gibi. Ayetullah Maraşi Necefi ’nin hatıratlarında şöyle buyurduğu yazılmaktadır:  “ Bir gece uykuya dalmadan önce evliyayı rüyamda görebilmek için tevessül ettim.” Muvahhitlerin önderi İmam Ali (a.s)’ı rüyasında görür. Şehriyarın meşhur şiiri “Ali Ey Rabbin Rahmeti” olayı bu geçe yaşanmıştır.[10]
 
 

[1] Tefsir numune, 19.c, 482-483.s.
[2] Mekarim Şirazi, Nasır, Mead ve Cehan pes ez merg, 385.s.
[3] "النوم اخو الموت", Evali’lil-Ala, 4.h, 73.s.
[4] "النوم راحة من الم و ملائمة الموت", Gurer’ul-Hikem, 1461.h.
[5] Tercüme El’mizan, 11.c, 372.s.
İslam Peygamberinden nakledilen hadiste şöyle geçer: “ Rüya üç çeşittir: Allah Teâlâ’dan bir müjde; Nefsin konuşması; Şeytanın meydana getirdiği korku.”, Kenz’ul-Ummal, 41385.
"الرویا الثلاثه: فبشری من الله و حدیث النفس و تخویف الشیطان"
İmam Sadık (a.s)’dan nakledilen bir rivayette hazretin şöyle buyurduğu nakledilir: “Ne zaman Kul günah işlemeye heveslenirse Allah Teâla kulun hayrını isterse ona korkunç bir rüya gösterir ki heveslendiği günahtan vazgeçsin. İhtisas, 24.s,
"اذ كان العبد علی معصیه الله عز و جل و اراد الله به خیرا اراه فی منامه رویا تروعه و فینزجرها عن تلك المعصیه"
[6] Daha fazla bilgi için müracaat ediniz: Tercüme El’Mizan, 11.c, 366-373.s.
[7] Üstat Mutahhari ’nin eşi naklediyor: Bir gece üstat yataktan fırladı ve hızlı hızlı nefes alıyordu. Ben ne olduğunu sordum. Şöyle dedi: “Rüyamda İmam Humeyni hazretleriyle birlikte Allah Resulü ’nün huzuruna gidiyorduk. Allah Resulüne, İmam Humeyni’ sizin torununuz Ey Resulullah dedim. Daha sonra Allah Resulü İmam Humeyni’yle kucaklaştı ve yüzünü bana döndü. Beni Kucağına aldı ve dudaklarını dudaklarımın üzerinde koydu. Henüz dudaklarım o sıcaklığı hissediyor. Zannedersem hayatımda önemli bir olay olacak.” Bu olaydan üç gün sonra Üstat Mutahhari şehit edildi.
[8] Haşiye Mefatih’ul-Cenan, Bagiha’tus-Salihat.
[9] Şems, Leyl, Kadir, Kafirun, İhlas, Nas, Felak surelerini okumak.  Daha sonra 100 defa İhlas suresini okuyup 100 defa salavat getirip sağ tarafa uzanmak.
[10] Seburi, Hüseyin, Şehriyarma, 1381.bk.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar