Gelişmiş Arama
Ziyaret
10880
Güncellenme Tarihi: 2011/07/26
Soru Özeti
Cafer Kezzab'ın geçmişi neydi ve kimler ona uydular?
Soru
Cafer b. Ali (Kezzab) niçin imamet iddia etti? Onun geçmişi neydi ve kimler ona bağlandılar.
Kısa Cevap

 Cafer Kezzab olarak meşhur olan Cafer b. Ali, Hz. İmam Ali Naki'nin oğludur. 226 yılında dünyaya geldi o ayyaş ve içkici birisiydi. İmam Ali Naki (a.s) onun hakkında şöyle demiştir: "Oğlum Cafer'den uzak durun, onun bana nisbeti Ken'an'ın Hz. Nuh'a olan konumu gibidir." Cafer babasının şehit olmasından sonra imamet iddiasında bulundu. Ancak İmam Hasan Askeri (a.s) ona tezahür ve faaliyet fırsatı vermedi. Fakat İmam Hasan Askeri'nin (a.s) şehadetinden ve gayebet-i suğra'nın başlamasından sonra tekrar imamlık iddiasında bulunmak fırsatını ele geçirdi ve bir grup insanı kendi etrafında toplayarak saptırdı. Bu yüzden Şia arasında Cafer-i kezzap lakabını aldı. Tarihçiler onun akıbeti hakkında iki görüşe sahiptirler. Bazıları onun ömrünün sonuna kadar kendi yalan iddiası üzerinde ısrarlı olduğunu söylerken diğer bir grup araştırmacı, onun kendi iddiasından vazgeçtiğini ve tövbe ettiğini bu yüzden bunu bilen Şiiler ona Cafer-i Kezzap yerine Cafer-i taip (tövbe eden Cafer) lakabını verdiğini yazarlar.

Ayrıntılı Cevap

Cafer Kezzab olarak meşhur olan Cafer b. Ali Hz. İmam Ali Naki'nin oğludur. 226 yılında dünyaya geldi, o ayyaş ve içkici birisiydi. İmam Ali Naki (a.s) onun hakkında şöyle demiştir: "Oğlum Cafer'den uzak durun, onun bana nisbeti Ken'an'ın Hz. Nuh'a olan konumu gibidir."[1] İmam Hasan Askeri'nin yaranından biri olan Ebu'l-edyan Cafer-i Kezzap hakkında şöyle diyor: "O şarap içen, kumar oynayan ve çalgı çalan biriydi."[2]

Cafer babasının şehit düşmesi üzerine imamlık iddiasında bulundu. O: "Halkın imamı, kardeşim Hasan Askeri değil benim" diyordu. Bu yüzden dönemin halifesinin yanına giderek ona şöyle demiştir: "Sana yirmi bin altın sikke vereceğim kardeşimin değil de benim imam olduğumu dair emir yayınlayasın."[3] Ancak İmam Hasan Askeri (a.s) ona her türlü tezahür fırsatı vermedi. Fakat İmam Hasan Askeri (a.s) şehit düşüp gaybet-i suğra dönemi başlayınca o tekrar imamlık iddiasını yenilemek için fırsat buldu ve böylece halktan bir grubu saptırmayı başardı. İşte bu yüzden ona Cafer-i Kezzap (yalancı Cafer) ismini verdiler. İmam Zeynelabidin altıncı İmam olan Cafer-i Sadık'ın (a.s) Sadık lakabını alması hakkında şöyle demiştir. "Bunun sebebi onun beşinci soyundan Cafer isimli bir kişinin dünyaya geleceği ve onun yalan olarak imamlık iddiasında bulunacağıdır."[4]

İbn-i Babeveyh muteber bir senetle Ebu'l-edayan'dan şöyle nakleder: Ben İmam Hasan Askeri'nin huzuruna gelir ve onun mektuplarını şehirlere ulaştırırdım. Vefatıyla sonuçlanan hastalığı döneminde İmam beni çağırdılar ve Medain'e birkaç mektup yazdılar, mektupları Medain şehrine götürmemi emrettiler ve şöyle buyurdular: "On beş gün sonra sen tekrar bu şehre (Samira'ya) döneceksin. O zaman benim evimden ağlamak sesinin duyulduğunu göreceksin. Ebu'l-adyan diyor ki ben böyle bir olay olursa İmamlık görevini kim üstlenecek, diye sordum İmam şöyle buyurdu: "Mektupların cevabını senden isteyen kişi benden sonra İmamdır." Ben: "Başka bir alamet de buyurun", dedim. İmam şöyle buyurdu: "Kim bana namaz kılarsa o benim halifemdir." Ben: Başka bir alamet de buyurun, dedim. İmam: Kim keselerde ne olduğunu derse o sizin İmamınızdır", dedi. Ebu'l-edyan diyor ki İmam'ın heybeti hangi keselerden söz ettiğini sormama engel oldu. Oradan dışarı çıktım ve mektupları Medain'deki adamlara ulaştırdım ve cevaplarını aldım İmam'ın dediği üzere geri döndüm. On beşinci gün Samira'ya vardım. Ağlama ve figan sesi İmam'ın evinden duyuluyordu. Oraya varınca Cafer-i Kezzab'ın evin kapısında oturduğunu ve Şiilerin onun etrafına toplanıp ona taziyette bulunduklarını ve İmametini tebrik ettiklerini gördüm. Ben kendi kendime şöyle dedim "Eğer bu adam imam ise artık imamlık da değişmiş demek, dedim; çünkü ben bu adamı tanıyordum o şarap içer, kumar oynar ve çalgı çalardı. Ben ileri gidip ona taziyette bulundum. Bu durumda Akıd isimli hizmetçi dışarıya çıktı ve Cafer-i Kezzab'a "Kardeşini kefenlediler gel ona namaz kıl" dedi Cafer kalktı ve şiiler de onunla birlikte kalktılar evin avlusuna varınca İmam Hasan Askeri'nin mübarek bedenini kefene sardıklarını ve tabuta bırakmış olduklarını gördük. Cafer öne geçip cenaze namaz kılmak istedi tekbir almak istediğinde buğday tenli, saçları kıvırcık ve dişleri hafif aralı bir çocuk çıka geldi onun yüzü ay gibi parlıyordu. Cafer'in abasında tutup çekti ve "Ey amca! arkaya çekil, ben babamın cenazesine namaz kılmada senden daha evlayım," dedi. Bunu üzerine Cafer geri çekildi ve yüzünün rengi değişti. O çocuk önde durup babasının cenaze namazı kıldırdı. Sonra bana dönerek "Ey Basralı yanında mektupların cevaplarını ver" dedi. Ben de ona teslim ettim. ve Kendi kendime: "Bu iki alamet dedim. Kaldı keseler," dedim…  

   Ebu'l-Edyan yine şöyle diyor: "Ertesi gün Kum'lulardan bir grubun İmam Hasan Askeri'yle görüşmek için Samira'ya geldiklerini gördüm. Onlar İmam'ın dünyadan gittiğini öğrenince "Bugün yeryüzünün İmam'ı ve hücceti kimdir?" diye sordular. Bir grup Cafer-i Kezzab'ı gösterdiler. Kumlular Cafer'in yanına gelip ona selam verdiler ve: "Yanımızda İmam'a vermek için getirdiğimiz büyük bir meblağ vardır, dediler onu size getirdik." O paraların alınması için emir verdi. Onlar şöyle dediler: "Biz İmam Askeri'nin yanın vardığımızda ve nakit para getirdiğimizde o paraların sahiplerinin ismini söyler ve meblağın miktarını da dirhem ve dinar olarak bize açıklardı siz de İmam iseniz ve kardeşinizin halifesi iseniz paraların miktarını ve sahiplerinin isimlerini söyle, dediler" Cafer: (sinirlenerek) "Halk bizden gayb ilmini istiyor, kardeşim gayb ilmini mi biliyordu", dedi. Kumlular: "O zaman biz paraları sana veremeyiz", dediler. Onlar şehirden ayrılmak istediklerinde on ikinci İmam'ın hizmetçisi onlarla görüşüp onları İmam Mehdi'nin huzuruna çıkmaları için davet etti…[5]

İmam Hasan Askeri'nin şehadetinden sonra Cafer zalim Abbasi Devletinin memurlarını İmam Mehdi'yi bulup yakalamaları için İmam'ın evine getirtmiş ama Allah'ın iradesiyle İmam'ı bulamamışlardır.

 

Tarihçiler Cafer b. Ali'nin sonu hakkında farklı görüşler ortaya atmışlardır. Bazıları onun ömrünün sonuna kadar kendi yalan iddiası üzerinde ısrarlı olduğunu söylerken, diğer bir grup onun kendi iddiasından vazgeçtiğini, tövbe ettiğini ve bunu bilen şiilerin ona Cafer-i Kezzap yerine Cafer-i taip (tövbe eden Cafer) lakabını verdiğini yazmışlardır.

Hz. Mehdi'nin (Allah zuhurunu yakın eylesin) özel naiplerinden olan Muhammed b. Osman'nın naklettiği bir rivayet göre, Hz. Mehdi bir tevki'inde onun tövbe ettiğine işaret ederek şöyle buyurmuştur: "Cafer'in durumu Yusuf'un kardeşlerinin durumu gibidir. O sonunda tövbe etmiştir".

Cafer'in yaşayışı kısa sürmüş ve o 271 yılında Samira'da dünyadan gitmiştir.[6]



[1] Muhammedi İştihardi, Muhammed, Hz. Mehdi, Furuğ-i Tavan-i velayet, Mescid-i Mukaddes-i Cemkeran yay. 2. baskı

[2] Kemalu'd-din ve tamau'n-nime, tashih Ali Ekber Gaffari, s. 476

[3] Kummi, H. Şeyh Abbas, Munteha'l-A'mal, c. 2 s. 261

[4] Dairetu'l-Mearif teşeyyu, c. 5

[5] Kemalu'd-din ve tamau'n-nime, tashih Ali Ekber Gaffari, s. 476

[6] Dairetu'l-Mearif teşeyyu, c. 5; Kamusu'r-Rical, c. 2; el-Maarif ve Maariif c. 2; Dairetu'l-Maarif eş-Şia el –amme c. 7

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Rastgele Sorular

  • Cansız varlıklar ve bitkiler Allah’ı nasıl tespih ederler?
    10341 Eski Kelam İlmi 2012/07/24
    İnsanların âlemdeki varlıklara yönelik ilmi çok az ve naçizdir. Varlıkların yüce Allah’ı nasıl tespih ettikleri meselesi de henüz beşerin niteliğini kavramadığı konulardan biridir. Değişik ayet ve rivayetlerde varlığın tüm cüzlerinin yüce Allah’ı tespih ettiği beyan edilmiştir. Varlığın cüzlerinin tespih şekli hakkında müfessirler arasında iki görüş vardır:
  • neden namaz kılmalıyız?
    8360 Din Felsefesi 2010/12/18
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Nikâh sözünün felsefesini açıklar mısınız?
    6127 Ahlak 2010/07/24
    İslam açısından evlilik aile ve ardınca toplum teşkil etmek için kutsal bir sözleşme olup cinsel güdüyü gidermek, nesli çoğaltmak ve korumak, insanın tekâmülü, huzur ve sükûnet, iffet ve edep, duyguların pekişmesi ve birçok başka güzel özellik gibi eser ve neticeler taşır. Bu kutsal sözleşmenin sağlanması sadece ...
  • Acaba tarihte sadece imamların bakışıyla batini hidayet bulmuş olan kimseler olmuş mudur?
    5386 Eski Kelam İlmi 2012/04/07
    İmamet makamı, mezhebin makamını ve mezhebin hedefini hayata geçirmek ve hidayette, maksat olan yere ve makama ulaştırmak anlamında olduğuna dikkatle sadece yol gösterme ve kılavuzluk yapmak imamet makamının vazifesi değildir, bilakis bunun yanı sıra tekvini hidayete de şamil geliyor. Yani imamın batini nüfuzu ve batini tesiri ve ...
  • Tembelliği gidermek için bir dua var mıdır?
    14849 Pratik Ahlak 2012/03/12
    Dinî öğretilerde reddedilen hususlardan birisi tembellik ve atalettir. İmamlar (a.s) bu yerilmiş hasletten Allah’a sığınmıştır. İmamlardan (a.s) bu konuda ulaşan duaların bazıları şunlardan ibarettir: 1. Sadaka’nın oğlu Mas’ada şöyle demektedir: İmam Sadık’tan (a.s) önemli isteklerde Allah’a kendisiyle yöneleceğim bir dua istedim. İmam (a.s) büyük babam ...
  • Safeviyye, Şeyh Safiyuddin tarafından Erdebil'de kurulmuş bir tarikat mıdır?
    11288 تاريخ بزرگان 2009/04/08
    Tarihi kaynaklar, Şeyh Safiyuddin, oğlu Cüneyt ve torunu Haydar'ın Şii olduğunu göstermektedir. Ancak o dönemin şartları, onların, inançlarını diğer Safevi sultanları gibi açıkça ortaya koymalarına izin vermiyordu. Onların ya da başka Şiilerin, geçmişte bu mezhebin mensupları olup olmamaları, bizim onlara olan bakış açımızı değiştirmeyecektir. Kim, Şia'nın ...
  • İslam’a göre tazim (saygı) secdesi caiz midir?
    14944 Tefsir 2010/05/19
    Secde, İslam’a veEhl-i Beyt mektebine göre yalnızca Allah-u Teâlâ’ya mahsus olup en kamil ve en güzel ibadet şeklidir ve Allah’tan başkasına secde etmek yasaktır. Hz. Yusuf’a yapılan secde ibadet secdesi değildi, o gerçekte Allah’a karşı yapılan bir ibadetti. Tıpkı bizim Kabe’ye ...
  • Cırlak sıçanının idrar ve dışkısı necis midir?
    8980 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/03
    Bütün büyük taklit mercilerinin görüşüne göre insan ve kanı fırlar nitelikte olup damarı kesildiğinde fışkıran eti haram her hayvanın idrar ve dışkısı necistir. Ama sivrisinek ve sinek gibi eti olmayan küçük hayvanların dışkısı temizdir.[1] Bundan dolayı cırlak sıçanı eti ...
  • Nusayrilerin temel inançları nedir? Onların İmamiye Şiası hakkında görüşleri nedir? Şia'nın bu mektep hakkındaki görüşü nedir?
    26858 Eski Kelam İlmi 2010/09/12
    Bugün Suriye ve diğer bazı Müslüman ülkelerde yaşamakta olan Müslüman fırkalardan biri Nusayriye fırkasıdır. Bunlara "Aleviler" de denir. İran'da "Alevilik" hakkında bağımsız bir araştırma yapılmış değildir. Genelde milel ve nihal yazarlarının görüşleri bu hususta kaynak alınır. Ancak bize göre genelde "Aleviler" on iki imam Şiasıdırlar ve Şia'nın inanç temelleri ...
  • Ölüm tehlikesi olduğunda kutsal türbelere gitmek haram olmaz mı?
    6176 Fıkıh 2010/07/17
    Masum İmamların (a.s) pak ve nurlu kabirlerini ziyaret etmek için o kutsal mekanlara gitmek güzel ve Masum İmamlarında (a.s) tavsiyeleridir. Zira bu ziyaretlere gitmek, Masum İmamların (a.s) adını, hatırasını ve eserlerini yaşatmak demek olup, insan bundan sevapta almaktadır. Böyle ziyaretlere gidildiğinde can tehlikesi söz ...

En Çok Okunanlar