Gelişmiş Arama
Ziyaret
5992
Güncellenme Tarihi: 2012/04/07
Soru Özeti
Acaba tarihte sadece imamların bakışıyla batini hidayet bulmuş olan kimseler olmuş mudur?
Soru
Acaba tarihte sadece imamların bakışıyla batini hidayet bulmuş olan kimseler olmuş mudur?
Kısa Cevap

İmamet makamı, mezhebin makamını ve mezhebin hedefini hayata geçirmek ve hidayette, maksat olan yere ve makama ulaştırmak anlamında olduğuna dikkatle sadece yol gösterme ve kılavuzluk yapmak imamet makamının vazifesi değildir, bilakis bunun yanı sıra tekvini hidayete de şamil geliyor. Yani imamın batini nüfuzu ve batini tesiri ve vücudundaki parıltıları kalplerini amade etmiş ve manevi hidayet olma duruma getirmiş olan kimselerin kalplerine yansıyor ve onları etkiliyor hidayet bulmalarına neden olur. Masum imamın manevi makamından etkilenerek hidayet bulmuş insanlar tarihte örneği çok olmuştur.

Ayrıntılı Cevap

İmamet makamı, mezhebin makamını ve mezhebin hedefini hayata geçirmek ve hidayette, maksat olan yere ve makama ulaştırmak anlamında olduğuna dikkatle sadece yol gösterme ve kılavuzluk yapmak imamet makamının vazifesi değildir, bilakis bunun yanı sıra tekvini hidayete de şamil geliyor. Yani imamın batini nüfuzu ve batini tesiri ve vücudundaki parıltıları kalplerini amade etmiş ve manevi hidayet olma duruma getirmiş olan kimselerin kalplerine yansıyor ve onları etkiliyor hidayet bulmalarına neden olur. Şöyle ki: peygamberlerin ve resullerin (s.a.a) gönderilişlerinden maksat insanlık camiasını hidayet etmektir. Bu hidayet iki boyutta gerçekleşir:

  1. Hidayet her peygamberin vazifesi olan “yol göstermek ve kılavuzluk yapmak” anlamındadır.
  2. Matluba ulaştırmak ve maksada kavuşturmanın da iki şıkı vardır:
  1. Teşrii hidayet ve dini programları hayata geçirmek, ister hükümeti kurmakla yani ilahi hükümlerini ve ilahi had ve hudutlarını icra etmekle olsun ister pratik ve ameli olarak insanları ve nefisleri terbiye ve eğiterek olsun, bunların her ikisi de peygamberlerin peşinde oldukları hedefin gerçekleşmesine ve tahakkuk bulmasına neden olur. Elbette bunun kendisi çok zor bir programdır. Bunun icra edilmesi için ilim, takva, yiğitlik ve müdüriyet bakımında birçok niteliklere ve özelliklere gerek duyulmaktadır. 
  2. Tekvini hidayet ve maksada kavuşturmak manevi ve ruhani tesir ve nüfuz, hazır durumda olan insanların kalplerine hidayet şualarının yansımasıyla gerçekleşir. İşte bu deruni ve içsel bir seyirdir. Kesinlikle böyleli bir programın daha fazla özellikler ve daha fazla hazırlık ister.[1]

İmamın hidayetteki rolüne dikkatle birçok insan vardır ki masum imamın (a.s.) manevi makamından etkilenerek hidayet bulmuşlardır. Örnek babında burada birisine işaret edeceğiz:

Hasan b. Ali b. Fuzal şöyle diyor: Ben mezhebi vakifi olan bir kimse idim. Bu akideyle Mekke’ye gittim. Mekke’ye girer girmez içimde bir fikir oluştu. Mültezem[2] denilen yere sarıldım ve şöyle dedim: Allah’ım sen benim düşüncemin ve anlayışımın ne olduğunu iyi biliyorsun!. Beni yolların en güzeline ve en iyisine hidayet et. Bir an hazreti imam Rızaya gitmek kalbimden geçti. Medine’ye gittim ve imam rızanı kapısının önünde durdum ve hizmetçiye (köleye) şöyle dedim: Mevlandan içeri girmem için izin iste. Ona Iraktan olan birisi kapının önünde bekliyor de. Bu esnada İmamın sesini duydum ve içeri girmemi istedi. İçeri girdim gözü bana takılır takılmaz şöyle buyurdu: Allah senin duanı kabul etti ve seni kendi dinine hidayet etti. Şöyle dedim: Allah için şahitlik ederim ki sen insanlar içinde Allahın güvenilir kimsesi (emin) ve hüccetisin.[3]

 


[1] Bir grup yazar (doktor Yedi Mutlak gözetiminde), “İmamet Pejohi (beresi didgahayi İmamiye, Mutezile, ve Aşaire”, baskı, 1, Meşhet: danışgahi ulumi İslami rezevi, 1381, h.ş., s. 80.

[2] Kabenin kapısı ile hacerul-esvat arasında olan yere deniliyor. Bu isimle isimlendirilmesinin nedeni oraya yapışmanı müstahap oluşundan dolayıdır.

[3] Şeyh Saduk, “uyunu’l ahbar-i er-rza (a.s.”, baskı, 1, Tahran: intişarati ilmiye islamiye, c. 2, s. 219.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden felsefî ikinci makuller tür ve ayıraca sahip değildir? Mantıkî ikinci makuller de böyle midir?
    10086 İslam Felsefesi 2011/10/23
    Makul, felsefî bir terim olup zihne gelen şey anlamındadır ve hissedilenin yani hisle duyumsananın karşısında yer alır. Makul terimi bazen aklî suretler için, bazen dışarıda bir varlığı olmayan hususlar için ve bazen de hissedilmeyen ve soyut olan şeyler için kullanılır ki bu durumda makulden kasıt akıldır. Bizim konumuzda makulden ...
  • Bozgunculuğun bahsedildiği Kur’an ayetleri hangileridir?
    13595 Tefsir 2011/01/20
    Bozgunculuk ıslah karşısında olup her tahripkâr işe denir. Bundan dolayı noksanlık ve tahrip cihetinde yer alan her iş veya bireysel ve toplumsal meselelerdeki ifrat ve tefrit bozgunculuk sıfatıyla anılır. Kur’an-ı Kerim’in hedef ve misyonu insanları her türlü bozgunculuktan kurtarmaktır. Bu yüzden Kur’an-ı Kerim’in birçok ...
  • Hayız kanın özelliklerini görmedim diye kendi adet dönemimin içinde namaz kılabilir miyim?
    49297 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/05/19
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Masum olmayan bir kimse Allah’ın halifeliğinin örneği olabilir mi?
    7124 Eski Kelam İlmi 2011/01/20
    Allah’ın halifeliğinin örneklerine değinmeden önce Allah’ın halifesinin kim ve vasıflarının ne olduğunu açıklamak gerekir. Hilafet ve halifelik kavramının batınında halife kılanın halifede zuhur etmesi manası saklıdır ve halife ise halife kılan özneye kimliği bağlı olan kimsedir. Halifenin ondan ayrı bir mana ve hakikati yoktur. ...
  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8484 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • İyi ve kötülerin birbirlerine karşı olan sevgi ve kini nasıldır?
    6393 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/11/12
    Sorunun açıklığa kavuşması için İmam Askeri’nin (a.s) hadisinin metnini hatırlatacağız. İmam Hasan Askeri (a.s) şöyle buyurmuşlardır: “İyilerin, iyilerle dostluğu, iyiler için sevaptır, kötülerin, iyilere muhabbeti, iyiler için büyüklüktür; kötülerin, iyilerle düşmanlığı, iyiler için süstür (ziynettir) ve iyilerin, kötülerle düşmanlığı, kütüler için rüsvalıktır.”[1] Buna ...
  • Zırar mescidinin anlamı nedir? Onun inşa edilme hikâyesi nedir?
    12235 tarihi Yerler 2012/03/12
    “Zırar” Arapçada mufaale babından olup bilerek[1] zarar verme[2] anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim’de Tövbe suresinde Zırar mescidi macerasına işaret edilmiştir. Zırar mescidinin bu adla adlandırılmasının nedeni, bir grup münafığın İslam ve Müslümanlar aleyhine olan kendi kirli emellerini hayata geçirmek ve Hz. Peygamber ...
  • Melekler Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bilmekteydiler?
    12817 Tefsir 2011/06/20
    Meleklerin Âdem’in yaratılmasından önce Âdem’in bozgunculuk çıkaracağını nerden bildiği hususunda bir takım ihtimaller beyan edilmiştir:1. Lavh-i Mahfuz kanalıyla Âdem’in zürriyetinin yeryüzünde bozgunculuk çıkaracağı ve kan akıtacağı öğrenilmiştir. 2. İlahi haberler yoluyla öğrenilmiştir.3. Bu konu gerçekte meleklerin öngörüsüydü; çünkü onlar insanın bir takım tabii çelişkiler taşıyan toprak ...
  • Kur’an’ın nüzulu hangi yılda tamamlandı?
    15341 Kur’anî İlimler 2011/04/28
    Peygambere nazil olan son ayet ve son sure hakkındaki rivayetler farklıdır. Bazı rivayetlerde Peygambere (s.a.a) nazil olan son surenin Nasr suresi olduğunu söylenirken bazılarında da Beraet suresinin son sure olduğunu söylenmektedir. Yine bazı rivayetlerde Bakara suresinin 281. ayetinin son ayet olduğunu söylenirken bazılarında da ‘Bugün dininizi size ikmale ...
  • Bir mercii taklit etmede kendisinin rızası gerekli midir?
    5648 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/30
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu husustaki görüşü şudur:Eğer şerî muteber yollardan (açık delil, şöhret ve vicdanî ilim) bir şahsın taklit için salahiyeti olduğu tespit edilirse, onu taklit etmek caiz olur ve kendisinin onayına gerek duyulmaz. Daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki adrese müracaat ediniz:

En Çok Okunanlar