Gelişmiş Arama
Ziyaret
22189
Güncellenme Tarihi: 2012/03/11
Soru Özeti
Namazın sonunda verilen üç selamın hikmeti nedir? ikinci ve üçüncü selamın muhatapları kimlerdir?
Soru
Namazlarda neden selam veriyoruz? Üç selam olan ‘Eyyuhe’n-Nebiy, Ala İbadillahi’s-Salihin ve Aleykum’dan maksat kimlerdir? Birinci selamın Peygamber Efendimize (s.a.a) verildiği bellidir. Ama ikinci selam olan ‘Aleyna ve Ala İbadillahi’s-Salihin’ ve üçüncü selam olam ‘Aleykum’un manası nedir?
Kısa Cevap

Selam, Arapçada iyilik ve esenlik demek olup hem görüşürken, hem de ayrılırken kullanılır. Bu üç selam hadislerde gelmiştir. Ama kimse üçününde farz olduğunu söylememiştir.

Bu selamların manasını anlayabilmek için önce tercümelerine bakmak gerekir:

Selam olsun sana ey Peygamber! Allah’ın rahmet ve berketi senin üzerine olsun.

Selam olsun biz namaz kılanlara ve Allah’ın tüm iyi kullarına.

Allah’ın selam, rahmet ve bereketi siz müminlerin üzerine olsun.

Tercümeler dikkate alındığında zamirlerin kimlere ait olduğu anlaşılmaktadır.

İmam Sadık (a.s) selam hakkında şöyle buyurmaktadır: ‘Namazın sonundaki selamın manası güvencedir. Yani Allah’ın emrini ve Peygamberin sünnetini ihlas ve huşu ile yerine getiren kimse için dünya belasından güvende olmak ve ahiret azabından kurtuluş vardır. Selam Allah’ın isimlerinden biridir.’

Ayrıntılı Cevap

İlk sorunun cevabı için bkz: Dizin: 13141 (Site:12808)

Bildiğiniz üzere namazda üç selam vardır:

Esselamu aleyke eyyuhe’n-nebiyyu ve rahmetullahi ve berekatuhu.

Esselamu aleyna ve ala ibadillahi’s-salihin.

Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berekatuhu.[1]

Büyük taklit mercileri selamların üçününde namazda okumanın farz olmadığını söylüyorlar. Onlardan hangisinin farz, hangisinin ihtiyat ve hangisinin müstehap olduğu konusunda fakihlerin görüşleri farklıdır.

Selam, Arapçada iyilik ve esenlik demek olup hem görüşürken, hem de ayrılırken kullanılır ve belli bir yerle sınırlı değildir. Bundan dolayı bu kelimenin namazın sonunda gelmesinin şaşılacak bir tarafı yoktur ve Arap edebiyatında çokca kullanılmaktadır.

Birinci, ikinci ve üçüncü selamın kimlere verildiğini anlamak için onların manalarının üzerinde düşünmek gerekir.

Tevzihu’l-Mesail’ler de yapılan tercümelere baktığımızda bu selamların hedef ve maksadı anlaşılmaktadır:

Birinci Selam: Selam olsun sana ey Peygamber! Allah’ın rahmet ve berketi senin üzerine olsun.

ikinci Selam: Selam olsun biz namaz kılanlara ve Allah’ın tüm iyi kullarına.

Üçüncü Selam: Allah’ın selam, rahmet ve bereketi siz müminlerin üzerine olsun.[2]

Bu tercümeler dikkate alındığında zamirlerin kimlere ait olduğu anlaşılmaktadır.

Rivayetlerde üçüncü selamdaki ‘Aleykum’dan maksadın belli kimseler olduğu söylenmiş, zamirin en belirgin örneğinin müminler olduğu belirtilmiştir.

İmam Sadık (a.s) ise selam hakkında şöyle buyurmaktadır: ‘Namazın sonundaki selamın manası güvencedir. Yani Allah’ın emrini ve Peygamberin sünnetini ihlas ve huşu ile yerine getiren kimse için dünya belasından güvende olmak ve ahiret azabından kurtuluş vardır. Selam Allah’ın isimlerinden biridir.’[3]

Selam zikrinin hikmeti hakkında çeşitli ihtimaller verilmiştir. Namaz kul ile yaratıcısı arasında bir konuşma olduğu için namazdan sonra edilen dua kabul olunur. Bizim bu selamlarla Allah’ın selam ve rahmetini Peygamberimize, kendimize ve bütün namaz kılanlara göndermemizin kendisi değerli bir şey olup namazı onlarla yüce bir şekilde bitirmekteyiz. İnsan bu selamlarla namazdan çıkar. İmam Sadık’ın (a.s) namazın selamını güvence diye nitelemesi bu manayla uyuşmaktadır.

Son olarak belirtmek gerekir ki bu selamlar için birçok irfani tefsirler de yapılmıştır. Faydalı olabileceğini düşündüğümüz o tefsirlerden biri İmam Humeyni’nin (r.a) namazın selamı hakkında buyurduğu şu sözüdür: ‘Bil ki, salih kul fena makamı olan secdelerden baş kaldırdırıp kendine geldiğinde, dalgınlık ve uyanıklık haline geçtiğinde ve insanlardan gaybet durumundan huzur durumuna geldiğinde bütün varlıklara seferden, gaybetten dönen kimsenin selamı gibi selam versin. Seferden döndüğünden ilk önce Resul-i Ekrem’e selam vermelidir... Sonra varlıkların diğer büyüklerine ayrıntılı ve toplu olarak teveccüh etmelidir.’[4]

 

      

 


[1] -Şeyh Tusi, et-Tehzib, c.2, s.93, Daru’l-Kutubi’l-İslamiyye, Tahran, HŞ.1365.

[2] -Hüseyni Sistani, Seyyid Ali, Tevzihu’l-Mesail, s.218, İntişarat-ı Sürur, Kum, HK.1418.

[3] -Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c.82, s.308, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, Lübnan, HK.1404. 

[4] -İmam Humeyni, Adab-ı Namaz, s.366, Müessese-i Tanzim ve Neşr-i Asar-ı İmam Humeyni, HŞ.1370.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8763 Kâfir 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12671 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Hz. Peygamber, Ebu Leheb’e ile sıla-i rahimde bulunuyor muydu?
    15366 Masumların Siresi 2012/02/18
    Sıla-i rahim, akrabalar ile irtibatı sağlayan amele denir. Bunun İslam açısından önemi, kâfir akrabalar ile dahi irtibatın kesilmesinin yasaklanmış olması derecesindedir. Elbette kâfir akrabalar inatçı olur ve İslam’a darbe vurma niyeti taşırsa, İslam onlara sıla-i rahimde bulunmayı yasaklamıştır. Bu yüzden Tebbet suresi, Ebu Lehep ve eşi hakkında nazil olmuş ...
  • Niçin Saffat suresinde Muhlesin kelimesi ism-i meful şeklinde kullanılmıştır? Bu kelimenin ism-i meful kipi ism-i fail kipinden daha üstün bir anlamı ifade ediyor mu? Bundan Allah’ın, sadece bizzat kendisinin ihlâslı kıldığı kimseleri mi helak etmeyeceği anlaşılır?
    10746 Tefsir 2009/06/06
    Saffat suresindeki ayetlerin akışı geçmiş ümmetlerin başlarından geçen olaylarla ilgilidir. Bu ayetler Allah’ın onların çoğunu -yalnız Allah ihlaslı kıldığı az bir grup hariç- şirklerinden dolayı azap ettiğini açıklamaktadır.Muhlesler sadece peygamberleri içermiyor. Peygamberler olmayan pak insanları da kapsamına alır. Çünkü bizzat bu ...
  • Neden-Sonuç Konusunda Mutezile İle Şia’nın Bakışı Arasındaki Fark
    7761 Eski Kelam İlmi 2011/04/21
    Allame Tabatabai insanların filleri ve Yüce Allah ile olan irtibatı konusunda Mutezile mensuplarının görüşüne işaret etmiştir. Onlara göre insan muhayyerdir. Bundan ötürü insan fiillerinin öznesi sadece kendidir ve başka bir ilk neden yoktur. Bu grup, insan fillerinin öznesini Allah bilmemiz durumunda bunun cebri gerektireceğini düşünmüştür. Allame ...
  • İnsanın saadet ve kamalı neye bağlıdır?
    8158 Pratik Ahlak 2010/03/09
    Bu soruya cevap verebilmek için şu iki soruyu cevaplandırmamız gerekir:1) Saadet nedir? Kemalden ayrı bir şey midir? 2) İnsan nasıl bir varlıktır? Acaba sırf maddi bir varlık mı yoksa böyle değil mi?
  • Kur’an’daki yedi göğün manası nedir?
    39561 Tefsir 2010/09/22
    Gök ve galaksiler hakkında bilimsel açıdan müphemlikler olması nedeniyle Kur’an’daki yedi göğün manası hakkında kesin bir görüş ileri sürülemez. Sadece ihtimal ve sanı düzeyinde birkaç teori dile getirilebilir. Ama Kur’an’ın hedefinin insanlığın manevî ve terbiye eksenli hidayeti olduğu noktasından gafil olmamalıyız. Kur’an’ın yedi gök ve yer ...
  • Humus yılının sonunda kalan harcama kalemleri humusunun hesap şekli nasıldır?
    6841 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Yüce rehberlik makamı bu husustaki bir sorunun cevabında şöyle buyurmuştur: “Pirinç, yağ vb. günlük kullanılan ihtiyaçlardan artı kalan ve humus yılının başına kadar duran her şeyin humusu vardır.”[1] Humus bizzat kalemlere düşer; mesela humus yılının başında beş kilogram pirinç ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7321 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7882 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...

En Çok Okunanlar