Gelişmiş Arama
Ziyaret
12830
Güncellenme Tarihi: 2010/08/14
Soru Özeti
Usul-u Kafi-i Şerif kitabının hadisleri, Kur’an-ı Kerim’i tesfir edebilirler mi?
Soru
(Şiiler) Usul-u Kafi’deki hadislerin çoğusunun zayıf olduğunu Kur’an’ın dışında sahih bir şey olmadığını söylemiyorlar mı? Öyleyse neden ‘Kafi, Kur’an’ın tefsiridir’ yalanını söylüyorlar? Halbuki kendi itiraflarına göre Kafi’nin rivayetlerinin çoğu zayıftır.
Kısa Cevap

Usul-u Kafi-i Şerif kitabının yazarı olan muhaddis Muhammed b. Kuleyni (r.a) Şianın büyük fakihlerinden, İmamiyyenin muvassak muhaddisleriden ve İmam Mehdi’nin (a.s) Ğaybet-i Suğra döneminde yaşamış biridir. Diğer hadis kitaplarında olduğu gibi onda da bazı itibarı düşük hadisler olsa da ondaki rivayetlerin çoğu sahihtir.

Şia ve Ehl-i Sünnet’e göre Allah Resulü (s.a.a) ve Masum İmamlar’dan (a.s) hadis kitaplarında gelen bir çok sahih hadis Kur’an’ın tefsir ve açıklamasını yapmaktadırlar. Kafi’de de gelen değerli hadislerin çoğu Kur’an’ı tefsir eden bu tür hadis kitaplarındandır.

Ayrıntılı Cevap

Sorunun cevabına geçmeden önce Usul-u Kafi hakkında kısaca bilgi verecek, sonra onun hadislerinin itibarı hakkında açıklama yapacağız.

 

Usul-u Kafi’nin Özellikleri ve Şii Kaynaklarındaki Önemi

Bu kitabın yazarı olan değerli mühaddis Muhammed b.Yakup Kuleyni (r.a) Şianın büyük fakihlerinden ve İmamiyyenin muvassak muhaddisleriden olup İmam Mehdi’nin (a.s) Ğaybet-i Suğra döneminde yaşamış, İmamın (a.s) son naibinin vefatından önce H.K. 328 yılında dünyaya gözlerini yummuştur. Bu kitap bir kaç ciltten oluşmuş ve kendi çapında bir ansiklopedidir. Şianın en önemli hadis kitabı olup, kütüb-ü erbaa’dan (Kafi, Tehzib, İstibsar ve Men La Yahduruh-ul Fakih) biridir. Merhum Kuleyni onun hadislerini yirmi yılda toplayıp bir araya getirmiştir. Peygamber (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’ten (a.s) bir çok hadisin bir araya getirildiği bu kitap İslami ilim ve öğretileri kendi içinde toplamış ve güzel bir şekilde düzenlenmiştir.

Bu kitap üç bölümden oluşmaktadır: Usul-u Kafi, Für-u Kafi ve Ravzat-ul Kafi. Merhum Kuleyni’nin bu kitaptada ki metodu hadislerin bütün senetlerini getirmesidir. Eğer bazı senetlerin baş taraflarını getirmemişse bunun nedeni onları önceki hadislerin senetlerinde getrimesinden dolayıdır.

Usul-u Kafi, Şia’nın ilk ve muteber kaynaklarına yakın olması, direkt olarak onlardan alınması ve çok dikkatli bir şekilde yazıldığı için özel bir öneme sahiptir. Şii alim ve fakihleri bin yıldır yazdıkları eserlerinde ondan hep faydalanmışlardır.

Şehid-i Sani (r.a) şöyle diyor: ‘Usul-u Kafi’nin hadisleri Ehl-i Sünnetin Sihah-i Sitte’sinin hadislerinden daha çoktur; zira Kafi’nin hadisleri 16199 tane iken, Sihah-ı Sitte’nin hadislerinin toplamı 9483 tanedir.’[1]

Şia alim ve bilginlerinin Kafi ve hadislerinin itibarı hakkındaki söz ve görüşleri bu kısa makaleye sığmayacak kadar uzundur. Bu yüzden sadece bir kaç alimin görüşünü getiriyoruz:

Şeyh Müfid: ‘Kafi, Şia’nın en önemli ve en faydalı kitaplarındandır.’[2]

Muhammed b. Mekki (Şehid-i Evvel): ‘Bir hadis kitabı olan Kafi’nin Şia’da bir eşi daha yoktur.’[3]

Allame Feyz-i Kaşani: ‘Kafi, Şia’nın en değerli, en güvenilir ve en kapsamlı kitabıdır; çünkü bütün usulu içermekte ve onda fazlalık yoktur.’[4]

Allame Meclisi: ‘Kafi, hadis usulu kitaplarının en kamil ve kapsamlısıdır ve Şiadaki en büyük ve en iyi kitaplardandır.[5]

Netice şu ki, Şiiler, diğer hadis kitaplarında olduğu gibi Kafi’de de bazı itibarı düşük hadisler olduğunu kabul etseler bile Kafi’nin hadislerinin çoğunun yüksek itibarda olduğuna inanmaktalar.

Ve Şia inanıyor ki, bütün sözlerine tam olarak güveneceğimiz tek kitap Kur’an’dır.

Ancak Rical ilminin kanunlarıyla tesbit edelebilecek bazı zayıf rivayetlerden dolayıda muteber rivayetlerden de vazgeçilemez. Değerli Kafi kitabı, hadislerinin çoğu sahih olan kitaplardandır. Bu sahih rivayetlerin çoğu Kur’an’ı tefsir edip, onu açıklıyorlar, dersek sakıncası mı var? Şii ve Sünnilere göre hadis kitaplarında Allah Resulü (s.a.a) ve Masum İmamlardan (a.s) rivayet edilen daha başka bir çok sahih hadis var ki onların çoğu Kur’an’ı açıklayıp tefsir etmekteler.

Bu sahih hadislerin, Kur’an-ı Kerim’in tefsirinin en iyi yolu olduğundan kimsenin şüphesi yoktur. Zira Allah Resulü (s.a.a) ve Itratı Allah’ın kitabını ve öğretilerini en iyi bilen kimselerdir.


[1] -el-Medhal İla İlm-ir Rical ve’d Diraye, s.138

[2] -Dirayet-i Nur Yazılımı

[3] -Bihar-ul Envar, c.25, s.67

[4] -a.g.e. c.25, s.67

[5] -Mir’at-ul Ukul, c.1, s.3

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar