Gelişmiş Arama
Ziyaret
6786
Güncellenme Tarihi: 2011/07/12
Soru Özeti
Size göre inkârcıların İslam dini ve diğer dinlere karşı tavır almasının nedenleri ne olabilir?
Soru
İnkârcıların, İslam dinine karsı veya dinlere karsı olmalarının sebepleri ne olabilir sizce hocam? Neden sizce Allah’ı (cc) inkâr edebilirler? Bunun delilleri veya nedenleri sizce nedir ve neden olur veya neyden kaynaklanabilir?
Kısa Cevap

İnkârcılar dinler ve özellikle de İslam karşısında tavır almaları değişik siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenler taşıyabilir. Bu dört neden hakkında bilgilenmek için lütfen ayrıntılı cevaba müracaat ediniz.

Ayrıntılı Cevap

İnkârcıların dinler ve özellikle İslam aleyhine olan tavrı yerinde incelenmesi gereken değişik siyasal, toplumsal, ekonomik ve kültürel nedenler taşımaktadır. Ama detaylı bir şekilde bu nedenleri ayrı ayrı olarak tahlil etmeden önce iki noktayı hatırlatmamız önemlidir. Birincisi, İnkârcılar ve dindarların birbiri aleyhine tavır almaları yeni bir mesele değildir ve değişik şekil ve tarzlarla insanlık tarihinde bu her iki kesim tarafından olağan karşılanmıştır. Bu yüzden bu tavır almanın sadece İnkârcılar tarafından olmadığına dikkat edilmelidir. Lakin bugün teknoloji, medya ve militarizmin yıkıcı gücünü elinde bulundurmaları nedeniyle İnkârcıların sesinin daha yüksek çıktığı hissedilmektedir. Diğer bir nokta da şudur: Bütün durumlarda bu tür tavırların din ve İslam hakikati karşıtlığından kaynaklandığı düşünülmemelidir, bilakis bu tavırların dindarların dini yanlış algılamaları veya dini yanlış tebliğ etmeleri karşısında meydana gelmiş olması da muhtemeldir. Aşağıda ilahi en kâmil ve ergin din sıfatıyla İslam’ı göz önünde bulundurarak bu meselenin dört nedenine değineceğiz.

A) Siyasal Nedenler:

Tarih boyunca ve Hıristiyanlığın ortaçağında din iddiası güden bazı devletlerin Hıristiyanlık dünyasındaki acı tecrübesi, halifeler dönemi, Safaviler, Talibanizm, İslam dünyasındaki İslam devletleri ve Yahudi dünyasındaki Siyonist rejim ve yanı sıra dinler içindeki mezhepsel ve fırkasal çatışma ve savaşlar, dini en azından kamu alanında (siyaset ve toplum) işlevsiz göstermek ve hatta bazen bu işlevsizliği özel alana da sirayet ettirerek esasen dinleri şiddet ve kan akıtma etkeni olarak tanıtmak için İnkârcıların eline bahane vermiştir. Özellikle İslam bağlamında ifade etmek gerekirse sapık ve İslam’a müntesip siyasî grupların işbaşına gelmesi ve Taliban ve el-Kaide gibi selefi hareketler ve özellikle doğru veya yanlış olarak el-Kaide’ye isnat edilen 11 Eylül hadisesi, İslam karşıtlığının artması ve İslam aleyhine medya ve propaganda eksenli saldırıların gerçekleşmesinde önemli bir rol oynamıştır.

B) Toplumsal Nedenler:

Kent toplumlarının ve modern yaşamın yaygınlık kazanması, Kur’an ve İslamî hadislerde betimlenen gerçek cennet karşısında yer edinen yeni bir toplumsal yaşam meydana getirmiş ve bu konu da İslam ve modernitenin karşı karşıya gelmesine neden olmuştur. Müslüman aydınların İslam ve moderniteyi barıştırmak için gösterdikleri düşünsel tüm çabalara rağmen bu karşıtlık henüz sürmektedir. Müslüman aydınların bu karşıtlığı gidermede başarısız olmaları, onların genellikle modernite perspektif ve çerçevesinden İslam’a bakmalarından kaynaklanmaktadır. Şöyle ki; onlar ilkönce modernitenin hakkaniyetini kabul etmekte ve sonra İslam öğretilerini modernite değerlerine uyarlamaya çalışmaktadırlar. Bu akim çaba neticede bu aydınların revizyona gitmeleri ve İslam’dan ayrılmalarıyla sonuçlanmaktadır. Yanı sıra hem görünüşte İslam’ı korumaya ve hem de yorgun ve cansız bedenlerine modernitenin ruhunu yerleştirmeğe matuf İslam toplumundaki mevcut davranış bozuklukları, ilerici İslam dininin mürteci olduğunu ve an azından bugünkü toplumun işine yaramayacağını ifade eden yanlış görüşü takviye etmiştir. Bu yanlış bakış kavram kargaşasından kaynaklanmaktadır; öyle ki modernite değerlerine yöneltilen her eleştiri ve soru irtica ve geri kalmışlık ile yaftalanmaya neden olmaktadır.

C) Ekonomik Nedenler:

İslam ülkelerinde kapitalist ekonominin kabul edilmesi, Müslümanların inançlarını zayıflatmak için yeni sömürgeciliğe kapı aralamıştır. Hatta bu ülkelerdeki azim bir sermaye olan petrol ilerlemeye neden olmamakla birlikte, Müslüman toplumlarda tüketim kültürünü ve tüketim mihverli ekonomiyi yaygınlaştırmak suretiyle Müslümanların ekonomik olarak aşırı derecede Batı devletlerine bağımlı olmasını beraberinde getirmiştir. Batı eşyaları ve teknolojisi Müslümanların hoşuna gidince kendileri tedricen bu tür ekonominin Müslüman olmayla uyuşmadığı neticesini almışlardır. Bu yüzden ya bu tür ekonomiyi terk edip üretim eksenli ekonomiye geçmekte ya da zahmete katlanmayıp İslam’dan el çekerek Batı hegemonyasını tamamen kabul etmektedirler.

D) Kültürel Nedenler:

Bu hususta değişik kültürel nedenler belirtilebilir. Bunlardan bir tanesi, bazı din âlimleri tarafından dinin sathî anlaşılması ve neticede dinin sathî ve dogmatik bir şekilde savunulmasıdır. Dinî savunma iddiası güdenlerin İslam öğretilerine olan yabancılıkları ve hatta düşmanlıkları, bu gibi fertlerin konumunu İslam’ın tek resmi temsilcileri sıfatıyla yüksek göstererek Batının medya imparatorluğuna İslam ve İslam kültürü hakkında haşin, gayriinsanî, hurafeye dayalı ve makul olmayan bir portre çizmesine imkân vermiştir.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Hafızayı takviye etmenin yolları nelerdir?
    8761 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/04/04
    Peygamber efendimiz ve masum İmamlardan bizlere ulaşan rivayetlerin bir kısmı bazı bitkilerin özellikleri, ilaçlar ve yiyecekler hakkındadır. Birçok rivayette hafızayı takviye etmenin yolları ve hangi yiyecekler ve ilaçların kullanılması gerektiği açıklanmıştır. Zikri geçen rivayette İmam Ali (a.s) şöyle buyuruyor: “Her kim biraz halis safranı, ayak otu ve ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3207 Hadis 2020/01/20
  • Hz. Fatıma Zehra (a.s) nerede toprağa verildi?
    47421 تاريخ کلام 2011/10/23
    Fatıma Zehra (a.s), İslam Peygamberinin (s.a.a) elçiliğe seçilmesinden sonra[1] ve hicretten sekiz yıl önce (peygamberliğin beşinci yılında) Mekke’de doğmuş[2] ve dokuz yaşındayken İmam Ali (a.s) ile evlenmiştir.[3] Peygamberden (s.a.a) sonra Hz. Fatıma’ya (a.s) zulüm ...
  • İslamın beşer medeniyetinin ilerlemesindeki rolü nedir?
    10791 Fıkıh Tarihi 2012/02/15
    Medeniyet her milletin yücelişi ve ilerlediğinin göstergesidir. İslami ülkelerdeki medeniyetin icat edilişinin geçmişi şu anlamdadır: Müslümanlar fikir, düşünce, servet, sermaye ve hakeza kudret üretmiş olmalarıdır. Eğer böyle bir durum olmamış olsaydı hiç bir medeniyet şekillenmezdi.Medeniyet şu anlamdadır: Şehirleşmeyi, düzen ve kanunu, ...
  • Hac ve umre giderlerini hayırlı işlerde kullanmak hac ve umrenin sevabını taşır mı?
    14834 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/06/14
    Tüm ömür boyunca bir defalığına Allah’ın evini ziyaret etmek gerekli şartları taşıyan herkese farzdır ve bu farzdan yüz çevirmek diğer farzlarda olduğu gibi hiçbir bahaneyle caiz değildir. Ama müstehap hac ve umre gibi müstehap amellerin tümüyle ilgili olarak genel bir kaide vardır ve bu kaide esasınca içinde ...
  • Ehlisünnetin kadınları kabirleri ziyaret etmekten men etmesinin nedeni nedir?
    8975 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/21
    Ehlisünnet kitaplarında kadınların kabir ziyaretinde bulunmasının mekruh veya haram olduğunu yansıtan bir takım rivayetler mevcuttur. Lakin böyle ziyaretlerin caiz olduğunu belirten daha güçlü hadislerin varlığı ve birinci grup hadislerin senet ve muhtevasındaki zayıflık, birçok Ehlisünnet âlimini şer’i şart ve durumlara riayet etmesi halinde kadınların da erkekler gibi ...
  • Namazda kırattan sonra rükû’a gitmeden önce azıcık beklemek gerekiyor mu? Rükû’a bitişik kıyamın hükmü nedir?
    11569 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Namazda kırattan sonra biraz bekleme ve rüku’a bitişik kıyamın hükmü konusunda büyük taklit mercilerinin görüşleri şöyledir: Ayetullah Uzma Hamanei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Cevap 1: Durmak vacip değildir ve tekbirin söylenmesi de farz değil, müstehaptır. Cevap 2: Rükün olan ...
  • Hz. Ali’ye (a.s.) göre vacip nedir? Vacipten daha vacip nedir? Zor nedir? Daha zor nedir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Yakın nedir? Yakından daha yakın olan nedir?
    13965 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/14
    Allame Meclisi’nin “Biharu’l Envar” adlı kitabında da naklettiği bir rivayette: Şahsın birisi Hz Ali’den (a.s) şu sorularına cevap vermesini istedi; vacip nedir? Vacipten daha vacip hangisidir? Acayip nedir? Acayipten daha acayip nedir? Zor olan hangisidir? Zordan daha zor olan nedir? Yakın nedir? Yakından daha ...
  • Güvercin oynatmanın İslamdaki hükmü nedir?
    10378 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/29
    Bu işin kendiliğinden şer’i bir sakıncası yoktur, ancak genel olarak başkalarını ve komşuları rahatsız ve eziyet edecekse ve bazı bölgelerede bunu yapan ciddiye alınmayacaksa sakıncalı olduğu söylenebilir. Bütün bunları göz önüne alan büyük taklit merciileri şöyle fetva vermişlerdir:Hz. Ayetullah Hamanei’nin Bürosu:
  • Anne rızası olmadan Müslüman olmayan bir kızla evlenmenin hükmü nedir?
    9048 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/09/22
    İslam dini insanların bozulması ve yozlaşmasını önlemek ve ahlakî yozlaşmalardan kaynaklanan problemlerden birey ve toplumu korumak ve aynı şekilde aile müessesesini güçlendirmek için evlenmeyi çok tavsiye etmiştir. Elbette gencin hayatı ve geleceği için karar alabileceği bir erginlik ve rüşt yaşına ermesi de İslam dini tarafından önemsenen ...

En Çok Okunanlar