Gelişmiş Arama
Ziyaret
22786
Güncellenme Tarihi: 2010/12/04
Soru Özeti
Huzurun hakikatı nedir ve ona hangi yollarla ulaşılır?
Soru
Huzurlu olmak: Hayal mi, gerçek mi? Yaşamda huzurlu olmak mümkün mü? Bu sadece bir hayal değil mi?
Kısa Cevap

Yaşamda sakinlik ve düşüncenin rahatlığı demek olan huzur, İslam’ın övdüğü güzel bir hakikattır. İslam ona ulaşmak için yollar koymuştur. İslamın öngördüğü huzura ulaşmanın yollarından bazıları şunlardır: Allah’ı anmak, hüsn-ü zan, kendine güven, uzun arzulara kapılmamak, evlenmek, yaşamda ve işlerde programlı olmak, geceden istirahat etmek için faydalanmak, siyah üzüm gibi sağlıklı ve doğal yiyecekler yemek, başı ve elbiseleri yıkamak gibi temizlikler yapmak vs. Buna karşılık huzura engel olan nedenlerde vardır: Dünyaya düşkünlük, kıskançlık, şüphe ve ikilemde olmak, tamah vb. bunlardandır.

Kısacası dini kaynaklarda huzura kavuşmak için yollar gösterilmiştir. Bu da, ona ulaşmanın mümkün olduğunu gösteren en iyi delildir. Ayrıca dinin buyruklarına amel ederek huzura ulaşan büyüklerin yaşamına bakarsak huzura ulaşmanın bir hayal olmadığı gerçeğini görürüz. Biz de dinimizin buyruklarını yerine getirirsek bunu kendimizde görür ve yaşarız.

Ayrıntılı Cevap

Huzur, yani sakinlik, teskin ve düşünce rahatlığı demek olup,[1] tedirginlik, endişe ve ıztırabın karşıt manasınıdır.

İslam’a göre huzur ve sakinlik gerçektir ve ulaşılabilir bir şeydir. Dini kaynaklarımızda huzura ulaşmanın yolları beyan edilimiştir. Bu da ona ulaşmanın mümkün olduğuna en güzel delildir. Ayrıca dinin buyruklarına amel eden ve huzura ulaşan büyüklerin yaşamını incelediğimizde huzurun ulaşılmayan bir hayal olmadığı gerçeğini görebiliriz. Bizlerde dinin buyruklarını yerine getirirsek onu yakından görür ve yaşarız.

Huzura Ulaşmanın Yolları

Kur’an ve rivayetlerde huzura ulaşmak için zikredilen çeşitli yolların bazılarını aşağıda getiriyoruz:

1-Allah’ı Anmak: Kur’an buyuruyor: ‘İyice bilin ki gönüller, Allah'ı anmakla yatışır, kuvvet bulur.’[2] Allah’ı anmaktan maksat, insanın her zaman, alemde hiçbir varlığın, Allah’tan özgür ve ayrı olarak varolamayacağına yakin etmesidir, nerede kaldıki herhangi bir etkinin kaynağı olabilsinler: ‘Şüphe yok ki bütün yücelik ve kudret Allah'ındır.’[3] Ve bütün mülk ve varlık onundur. Kulların izzet ve zilleti O’nun elindedir. O her şeye kadirdir.[4]

Böyle bir insanın hiçbir endişe, korku ve hüznü olmaz. Nitekim Kur’an buyuruyor: ‘Kim benim hidayetime uyarsa, onlara ne korku var ve ne de mahzun olacaklardır.’[5] Evet, insan tüm varlığıyla, alemdeki bütün değişim ve güçlerin gerçekten yalnızca yüce Allah’a bağlı olduğuna inanırsa ve ardından ‘La Havle ve La Kuvvete İlla Billah-il Aliyy-il Azim’ zikrini söylerse, artık hiç bir endişe ve ıztırabı kalmaz. Resul-ü Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘La Havle ve La Kuvvete İlla Billah-il Aliyy-il Azim, zikri 99 derdin şifasıdır ki, o dertlerin en düşüğü dert ve kederdir.’[6]

2-Allah’a Tevekkül Etmek: Tevekkül, insanın üzerine düşen vazifesini gücü ölçüsünde yerine getirmesi ve sonra sonucu Allah’a havale etmesi demektir. Kur’an-ı Kerim şöyle buyuruyor: ‘Kim Allah'a dayanırsa O, yeter ona’[7]     

 3-Allah’ın Rızasına Razı Olmak: İnsan, Allah-u Teala’nın her zaman kullarının hayırını istediğine inanır ve ilahi isteğe razı olursa asla tasası olmayacaktır.

4-İlahi İnsalarla İlişki ve Onlara İtaat: Allah-u Teala peygamberine şöyle buyuruyor: ‘Mallarından sadaka al da temizle, onları o sadakayla arıt ve dua et onlara. Şüphe yok ki senin duan, onlara bir sükun, bir huzur verir’[8]

5-Mümin ve Salih Bir Eşle Evlenmek: Kur’an şöyle buyuruyor: ‘Ve delillerindendir ki kendi cinsinizden eşler yaratmıştır size, sükun bulup durulasınız diye.’[9]

6-Gece İstirahat Etmek: Allah-u Teala, şöyle buyuruyor: ‘Öyle bir mabuttur ki geceyi dinlenmeniz için yaratmıştır.’[10]

7- Sağlıklı ve Doğal Yiyecekler Yemek: Rivayetlerde siyah üzüm[11] yemenin üzüntüyü giderdiği buyurulmuştur.

8 –Temizlik: Elbise,[12] baş[13] vb. uzuvları yıkamanın üzüntü ve kederi giderdiği hakkında bir çok rivayet gelmiştir.

Bunlar huzura ulaşmanın yollarını gösteren bazı ayet ve rivayetlerdir.

Öte yandan insanın huzuruna engel olacak ve düşüncesini perişan edecek şeylerden uzak durulursa bunlarda huzura ulaşmanın ortamını hazırlar.

                                                                
Rivayetlerde huzura engel olan nedenler de zikredimiştir ki, bazıları şunlardır:

1-Dünyaya Bağlılık: Resul-ü Ekrem (s.a.a) şöyle buyuruyor: ‘Dünyaya bağlılık, gam ve hüzüne neden olur; zühd ve rağbetsizlik ise kalbin ve bedenin rahatlığının nedenidir.’[14]

İmam Humeyni’de (r.a) oğlu Hacı Seyyid Ahmed’e rivayetlere dayanarak şöyle buyurdu: ‘...Çeşitli kesimler üzerinde yaptığım incelemelerden sonra vardığım sonuç şudur: Güçlü ve zengin kimselerin iç ve ruhsal sıkıntıları diğerlerine göre daha fazladır. Ulaşamadıkları arzu ve emelleri ise daha çok acı vericidir... İnsanların kurtuluş nedeni ve kalplerin sükuneti olan şey dünya bağlarından kurtulmak, onlardan temizlenmektir. Bu da ancak Allah’ı daima zikretmekle elde edilir.’[15]  

2-Halkın Malında Gözü Olmak: Resulü-ü Ekrem buyuruyor: ‘Başkasının malında gözü olanın hüzün ve kederi uzun olacaktır.’[16]

3-Haset: Emir-ul Müminin Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Hasetçinin dışında mazluma en çok benzeyen bir mazlum görmedim; zira hep kederli ve hüzünlü bir kalbi vardır.’[17]

4- Şüphede olma ve Rızasızlık: Allah Resulü (s.a.a) şöyle buyuruyor: Şüphe yok ki Allah, hikmet ve faziletiyle rahatlık ve sevinci yakin ve rızasında, keder ve gamı ise şüphe ve rızasızlığında bırakmıştır.’[18]

Demek ki, huzura ulaşmak bir hayal değildir, aksine ulaşılabilecek bir hakikattır. Dini kaynaklarda ona ulaşmak için bir çok ameli yollar zikredilmiştir.


[1] -el-Misbah-ul Münir, ‘ط’ harfi, Tume’n kelimesi.

[2] -Rad/28

[3] -Nisa/139

[4] -Al-i İmran/26

[5] -Bakara/38

[6] -Bihar-ul Envar, c.74, s.88.

[7] -Talak/3.

[8] -Tevbe/103

[9] -Rum/21

[10] -Yunus/67

[11] -(el-Mahasin), Bekr b. Salih’ten, o da İmam Cafer-i Sadık’ın (a.s) şöyle buyurduğunu rivayet eder: ‘Peygamberlerden biri gamdan Allah’a şikayet edince Allah Ona üzüm yemesini emretti.’ (Bihar-ul Envar, c.73, s.323).

[12] -Hz. Ali (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Elbisenin yıkanması üzüntü ve hüznü giderir.’ (Bihar-ul Envar, c.76, s.84).

[13] -İmam Sadık (a.s) şöyle buyuruyor: ‘Birinin üzüntüsü olsa ve onun neden dolayı olduğunu bilmezse başını yıkasın.’ (Bihar-ul Envar, c.73, s.323).

[14] -Bihar-ul Envar, c.73, s.91.

[15] -Vade-i Didar, h.ş. 26/4/1363 tarihli name, Müessesse-i Tanzim-i Neşr ve Asar-ı İmam.

[16] -a.g.e, c.77, s.172.

[17] -a.g.e, c.73, s.256.

[18] -a.g.e, c.77, s.61 ve Tuhef-ul Ukul.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Gayri Müslüman Olan bir kimse bize “esselamu Aleykum” şeklinde Selam verse bizim ona karşı cevabımız nasıl olmalıdır?
    9463 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/07
    Dini öğretilerde çok dikkate alınmış ve kendisine çok tekit edilmiş olan konulardan birisi Müminlerin birbirine selam vermeleridir. Bu düsturdan istisna edilen bazı konular ve yerler var olmaktadır. Onlardan bir tanesi gayri Müslüman olan kimselere selam vermektir. Fıkıh kitaplarında Müslüman olmayanlara selam vermek mekruhtur denilmektedir: Kâfirlerin vermiş olduğu ...
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    11620 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...
  • Savunma hedeflerinin gerçekleşmesinde kadın ve kızların rolü nedir?
    7246 زن و حکومت اسلامی 2012/06/14
    Düşman karşısında savunma yapmak insan ve tüm diri varlıkların fıtri ve zati bir özelliğidir. İslam’ın hayat bahşedici mektebi de bunu değerli ve kutsal bir husus olarak değerlendirmiş ve takipçilerini buna çağırmıştır. Hatta savunma ve öncüllerini Müslümanlara farz kılmıştır. Bu, özel bir grubu özgü değildir. Kadın ve erkek ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8501 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • Sami kavimlerinden olmayıp Avrupa, Hindistan vs. kavimlerden de peygamber gelmiş midir?
    17280 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    İnsan sorumlu bir varlıktır. Bu sorumlulukların hangi sorumluluklar olduğunun bilinmesi için Allah tarafından peygamberlerin gönderilmesi gerekir. Yoksa sorumluluğun manası olmaz.  Kur'an-ı Kerim, çeşitli ayetlerde nerede ...
  • Ben bir miktar çeyizimi kendi maaşımla hazırlayabilir miyim? Kocam, buna muhaliftir ve tüm çeyizi ailen hazırlamalıdır ve ben razı değilim demektedir! Ben onun görüşünün aksine davranabilir miyim?
    6029 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaşınızın tasarruf hakkı kendi elinizdedir ve eşinizin rızası şart değildir.Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaş size aittir ve her türlü tasarruf sizin için caizdir.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Herkesin kendi malında tasarruf ...
  • Garanık efsanesi nedir?
    11106 Tefsir 2011/04/11
    Garanık efsanesi, Kur'an ve Peygamber'in (s.a.a) mevkisini düşürmek için çalışan düşmanlar tarafından uydurulan bir efsanedir. Onlar şöyle demişlerdir: Peygamber (s.a.a) Mekke'de en-Necm suresini okurken müşriklerin putlarının isimlerinin anıldığı ayete yani: "أَ فَرَءَیْتُمُ اللَّاتَ وَ الْعُزَّى‏ وَ مَنَوةَ الثَّالِثَةَ الْأُخْرَى"
  • İslam’ın telepati hakkındaki görüşü nedir?
    77921 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/03/15
    Telepati deyimi Yunanca bir deyim olup,uzaklık anlamında tele ve duygu anlamında patus sözcüklerinden oluşmuştur. Telepati kendi duygu organlarından yararlanmadan esrarengiz bir şekilde başkalarının hislerini bilmesi veya duymasını ifade eder. Telepati yanlıları şöyle diyorlar: Normal insanlar için bile yüzlerce kilometre uzakta bulunan dost ve akrabalarının ölümü zamanında tevehhüm ...
  • Tekvini velayet nedir? Tekvini velayet ile Masum İmamlar arasındaki irtibat nedir?
    5763 ولایت، برترین عبادت 2019/02/20
    “Velayet” kelimesi arapça bir kavram olup kök anlam olarak sözlükte “birbirini takip etmek,bir şey diğerinin ardı sıra gelmek ,aralarında mesafe olmaksızın bir şeye yakın olmak” anlamındadır. Bu bağlamda sevgi, bağlılık, yardım, nusret, uyum, egemenlik, rehberlik ve sorumlu anlamlarında kullanılmıştır. “Tekvini velayet” ise varlık alemindeki mahlukat üzerinde egemenlik ...
  • Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı?
    9267 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin ...

En Çok Okunanlar