Gelişmiş Arama
Ziyaret
74895
Güncellenme Tarihi: 2011/05/21
Soru Özeti
Mümin karı ve koca ölümden sonra da birlikte yaşayacaklar mıdır?
Soru
Karı ve kocanın ölümden sonra da birlikte yaşayabilmeleri mümkün müdür? Eğer mümkünse şartları nedir?
Kısa Cevap

İnsanın ahiretteki yaşam şeklinin tüm detayları, masum zatlar (a.s) dışında hiç kimse için malum değildir. Bununla birlikte erkek ve kadın arasındaki evlilik ilişki ve sözleşmesi dünya hayatıyla ilgilidir ve mümin kadınlar ahirette de dünyadaki eşleriyle yaşama mecburiyetinde değildir. Elbette isterlerse onlarla yaşayabilirler. Aynı şekilde bu dünyada kocası bulunmayan veya kocası salih olmayan ve Firavun’un eşi Asiye gibi kocası cehennem ehli olan kadınlar için cennette her türlü lezzet ve cümleden olmak üzere cennetlik salih eşler hazırdır.

Ayrıntılı Cevap

Ayet ve rivayetlerde ahiretteki yaşam şekli hakkında çok az bahsedilmiştir. İnsanın ölümden sonraki yaşamının tüm detayları, masum zatlar (a.s) dışında hiç kimse için malum değildir. Ama erkek ve kadın arasındaki evlilik ilişki ve sözleşmesinin bu dünyayla ilgili olduğu ve bu dünyada eşleri olan kadınların ahirette de aynı eşler ile yaşamaya mecbur olmayacakları kesin bir husustur; çünkü onların evlilik akitleri bu dünya hayatıyla ilgilidir, ahirette ise herkes kendi ameline tabidir ve kendi amellerinin cevabını vermelidir. Elbette bazı rivayetlerde Allah’ın ahirette mümin kadınları huri şekline sokacağı ve onların salih eşleriyle cennette birlikte yaşayacağı belirtilmiştir.[1] Ama bu, mümin kadınların ahirette de dünyadaki eşleriyle yaşamaya mecbur olacakları manasında değildir. Elbette kendileri isterlerse onlarla yaşayabilirler. Aynı şekilde Mecmeu’l-Beyan tefsirinde şöyle belirtilmiştir: “Cennette müminlerin eşleri olacak kadınların huri şekline sokulmuş kendilerinin bu dünyadaki eşleri olması ve onların cennette kendi eşleriyle yaşaması ihtimal dâhilindedir.”[2] Elbette bu dünyada kocası bulunmayan veya Firavun’un eşi Asiye gibi kocası cehennem ehli olan kadınlar için cennette her türlü lezzet ve bu cümleden olmak üzere cennetlik salih eşler hazırdır; zira Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur: “Cennette kalbin istediği ve gözün görmekten lezzet duyduğu her şey mevcuttur.”[3] Bu ayet her tür lezzeti ve bu cümleden olmak üzere cennetlik salih eşleri kapsamaktadır. Bir başka ayette de özellikle cennetlik eşlere değinilerek şöyle buyrulmuştur: “Cennetlikler için orada temiz ve pak eşler mevcuttur.”[4] Ayetler mecmuasından cennetlik kadınların tıpkı cennetlik erkekler gibi gönüllerinin istediği her türlü lezzetten yararlanacakları ve bu cümleden olmak üzere cennetlik salih ve gönüllerinin istediği eşlerden faydalanacakları iyice anlaşılmaktadır. Kur’an-ı Kerim bazı ayetlerde “iri gözlü güzel hurileri” cennetlik eşler olarak tanıtmaktadır. Nitekim şöyle buyurmaktadır: “Biz, kendilerini iri gözlü güzel eşlerle evlendiririz.”[5] Bu ayetler cennetlik kadın ve erkekleri kapsamaktadır; çünkü bu ilahi vaatlerin sadece erkeklere özgü olduğunun hiçbir delili yoktur. Özellikle de “hur” ve “ayn” kavramlarının sözlük manalarına dikkat edildiği takdirde iri gözlü güzel eş nimetinin erkeklere özgü olmadığı ve kadınların da bundan nasipleneceği anlaşılacaktır. Doğal olarak bu, hiç kimsenin onlara katılmayacağı anlamında değildir. Nitekim müfessirler şöyle demişlerdir: Kur’an ayetleri açıkça babalar, anneler ve onların salih evlatlarının cennet ehline katılacağını belirtmektedir. Gerçekte bu, ilahi nimetlerin onlar için tamamlanması ve ilgi duydukları fertlerden ayrılma da dahil olmak üzere hiçbir eksiklik hissetmemeleri içindir. Orası yeni ve mükemmel bir yer olması sebebiyle her şey yeni ve taptaze olacaktır. Onlar da yeni ve taptaze çehreler ve de daha samimi ve sıcak bir samimiyet ve sevgi ile oraya gireceklerdir. Bu sevgi cennet nimetlerinin değerini daha artıracaktır. Elbette Rad suresinin 23. ayetinde sadece babalar, evlatlar ve anneler zikredilmiştir, ama gerçekte tüm yakınlar bu toplulukta bir araya gelecektir. Çünkü erkek ve kız kardeşler ve hatta diğer yakınlar olmaksızın evlatlar ve babaların hazır olması mümkün değildir. Bu husus, azıcık bir dikkatle belli olacaktır; zira herkim cennetlik olursa onun salih babası da kendisine katılacaktır ve salih baba cennetlik olması hasebiyle de tüm evlatlar ona katılacak ve bu şekilde kardeşler bir araya gelecektir. Bu hesapla diğer yakınlar da onların topluluğunda yer alacaktır.[6]



[1] Suyuti, Daru’l-Mansur, c. 7, s. 633.

[2] Mecmeu’l-Beyan, Fi Tefsiri’l-Kur’an, c. 1, s. 163.

[3] وَ فیها ما تَشْتَهیهِ الْأَنْفُسُ وَ تَلَذُّ الْأَعْیُنُ وَ أَنْتُمْ فیها خالِدُون‏ (Zuhruf, 71).

[4] وَ لَهُمْ فیها أَزْواجٌ مُطَهَّرَةٌ وَ هُمْ فیها خالِدُونَ (Bakara, 25)

[5] وَ زَوَّجْناهُمْ بِحُورٍ عینٍ (Tur, 20).

[6] Tefsir-i Numune, c. 10, s. 195.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cemaat namazında saf nasıl tutulur? Hareket etmek namazı batıl eder mi?
    12279 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/03/07
    Karşılaştığınız olay (cemaat namazında saf oluşturmak) fıkıh kitaplarındaşöyle anlatılır:  1- Me’mum imamdan önde olmamalıdır.[1]2- Me’mum bir erkek ise imamın ...
  • Beyin ölümünden sonra organ bağışı hakkında taklit mercilerinin görüşünün ne olduğunu öğrenmek istiyorum.
    5981 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/12
    Aşağıdaki cevaplar taklit mercilerinin bürolarından alınmıştır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (Ömrü uzun olsun) Bürosu:Eğer diğer hastaları tedavi etmek için söz konusu hastaların beden organlarından istifade etmek kendilerinin ölümlerini çabuklaştırır ve hayatlarının noktalanmasına neden olursa, caiz değildir. Bu ...
  • Allah bir işi yapamayacak kadar güçsüz müdür ve bir başkasının O’nun işini yapması gerekir mi?
    7555 Eski Kelam İlmi 2012/06/23
    Bu soruda dile getirilen iddia ve varsayım şudur: Her nerede Allah’ın zatı bir işi yapmaya güç yetirebiliyorsa O’nun kendisi bu işi yapar ve eğer buna güç yetiremezse sebeplerden istifade eder. Allah’ın her işe güç yetirebildiğini bildiğimizden dolayı O’nun fillinin nedenler kanalıyla gerçekleşmesi muhaldir ve her kim bir ...
  • Öldürmenin çeşitlerini ayrıntılarıyla anlatınız.
    6619 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/03/03
    Öldürme, çeşitli yönlerden kısımlara ayrılabilir. Aşağıda kısaca onlara değiniyoruz:1- Haklı ve haksız olarak öldürme.2- Öldürmenin ne zaman yapıldığı3- Öldürmenin idamla, silahla veya sopayla olması, yine taşlanmak ve diğer şekillerde cezaları yönünden gerçekleşmesi. 4- Öldürmenin kasıtlı, kasıtlıya ...
  • İnsanın üstünlüğünü tehdit eden amiller nelerdir?
    7493 Pratik Ahlak 2012/01/23
    Kur’an-ı Kerim’in bakışında gerçekte insanın insanî makam ve üstünlükten düşmesine neden olan ahlakî düşüş, değişik etkenlere bağlıdır: Bir grup Kur’an ayeti, insanların gaflet, akıl ve düşünceyi kullanmama ve bunların gerekleriyle amel etmeme nedeniyle insanî üstünlüklerini yitirdiğini beyan etmektedir. Başka Kur’an ayetleri ise nefis hevesi ve dünya sevgisini ...
  • Kur’an’da Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı kaç defa zikredilmiştir?
    17590 Kur’anî İlimler 2011/05/21
    Yüce İslam Peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.a) adı Kur’an’da dört defa gelmiş ve aşağıdaki surelerde zikredilmiştir:1. Ali İmran, 144. Ayet: “Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim gerisin geriye dönerse, Allah’a hiçbir zarar ...
  • Hazreti Muhsin Kimdir ve nasıl şehit edildi, onun katili kimdir?
    33885 تاريخ بزرگان 2012/09/20
    Şia ve ehlisünnetin rivayet ve tarihi kaynaklara göre hazreti Muhsin (a.s.) Hz. Ali ve hazreti Fatma’nın çocuklarındandır. Ömer veya Kunfüz hazreti Fatma’yı (a.s.) duvar ile kapı arasına sıkıştırdı ve onun bu işi o kadar şiddetli ve baskısı o denli bastırıcı idi ki o hazretin kaburgalarının kırılmasına ve ...
  • Şüphesine itina etmemesi gereken kesirü’ş-şekk, şüphelerinin hiç birisine mi itina etmemelidir?
    7487 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/02/15
    ‘Kesirü’ş-Şekk’in (Çok Şüphe Edenin) şüphesi yoktur.’ kaidesine göre çok şüphe eden kimse şüphesine itina etmemelidir. Fakihlerin çoğuna göre bu kaide sadece namaza özgü olmayıp, abdest, gusül ve teyemmüm gibi namazın mukeddamatını da kapsarken hac, muameleler, itikatlar gibi terkipli ibadetleri de içine almaktadır. Bu görüşte olanlar ‘Kesirü’ş-Şekkin şüphesi ...
  • Bidat ve onun İslam’daki ölçüsü nedir?
    9155 Eski Kelam İlmi 2010/11/08
    “Bidat” sözlükte yeni ve geçmişi olmayan iş manasındadır. Istılahta ise “dinde olmayan bir şeyi dine sokmak” anlamındadır; yani din ve şeraitin bir cüzü olmayan ve de hiçbir İslam kanun ve buyruklarıyla uyuşmayan bir şeyi dine isnat etmektir. Bu yüzden İslam’ın tümel buyruklarını yeni ve modern hususlara ...
  • Peygamberden (s.a.a) gelen kırk hadis ezberleme hakkındaki rivayetler sahih midir? Bu kırk hadisin ölçütlerini söyleyiniz.
    12558 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2012/02/15
    Şii[1] ve bazı sünni[2] kaynaklarda çeşitli ibarelerle İslam Peygamberinden (s.a.a) ‘Erbain’ diye meşhur olan hadiste, kırk hadis ezberlemeye önemle tavsiye edilmiştir. Örneğin: ‘Ümmetimdem kim, halkın ihtiyaç duyduğu hadislerimden kırkını ezberlerse Allah ...

En Çok Okunanlar