Gelişmiş Arama
Ziyaret
15034
Güncellenme Tarihi: 2011/06/21
Soru Özeti
Eğer birisi kuranla yemin eder ve sonra yeminine uymazsa günah işlemiş olur mu?
Soru
Birisi falan kes (hanımla) ile irtibat kurmayacağım diye kuran ile yemin eder ama daha sonra geçici nikâhla o hanımla irtibat kurarsa bu kişi günah işlemiş oluyor mu?
Kısa Cevap

Yemin etmenin bir takım şartları vardır. Bütün bu şartlar tahakkuk bulduğu zaman yemin eden kişi ettiği yeminine amal etmekle yükümlüdür. Bu durumda yeminine amel etmezse kefaret gerekecektir. Ama söz konusu olan şartlardan her hangi birisi tahakkuk bulmazsa yemin gerçekleşmemiş oluyor ve dolayısıyla yerine getirme yükümlüğü ve sorumluluğu da söz konusu olmuyor dolayısıyla günahkâr olmaz. Yeminin nasıllığı, gerçekleşmesi için gerekli şartlar ve … hakkında detaylı bilgiler detaylı cevapta gelecektir. Sorduğunuz sorunun cevabı bağlamında şunu demek lazım: Falan kadınla artık irtibat kurmayacağım diye yemin etmeniz kendi başına güzel bir iştir. Ama bu yemin hak Teâlâ'nın celal ismiyle yani "Allah" kelimesiyle olmadığı için şer'i yemin sayılmıyor. Ama sorudaki geçici nikâh kısmıyla ilgili kısmın cevap şu: Yeminin kendisi kadını sizin için haram kılmıyor ve netice itibariyle yemini bozmak kefareti gerektirmez. Bu bağlamda daha fazla bilgi edinmek için detaylı cevapta verilen adreslere müracaat edebilirsiniz.

Ayrıntılı Cevap

Her hangi bir işi yapmak ve terk etmek için kişi yemin ederse; örneğin oruç tutmaya veya sigara içmemeye yemin ederse kasti olarak bu yeminine bağlı kalmazsa kefaret vermelidir. Yani ya bir köleyi azat etmeli, ya on fakiri duyurmalı veya giydirmeli, bunlardan hiçbirisini yapamazsa üç gün oruç tutmalıdır.[1] Elbette kefaret durumu aşağıdaki şartların tahakkuku dâhilinde söz konusu olacaktır.

Yemin Etmenin Şartları:

Bir: Yemin eden kişi akıllı ve erginlik çağına girmiş olmalı. (kendi malına yönelik yemin etmek istiyorsa erginlik çağına girmesinin yanı sıra sefih olmamalı ve hâkimi şer'i onu kendi malında tasarruf etmekten alı koymuş bir durum olmamalı). İsteyerek ve bilerek yemin etmelidir. Buna binaen çocuğun, zihinsel özürlünün (delinin), sarhoş ve her hangi bir dayatma doğrultusunda yemin yapmaya mecbur kılınmış kimselerin yemini doğru ve şer'i değildir. Hakeza; kızgın ve asabi durumlarda istemeyerek yapılan yeminde doğru ve şer'i değildir.

İki: Yemin yaparak yerine getirmek istediği işler haram ve mekruh şeylerden olmamalı. Hakeza; yemin yaparak terk etmek istediği şeyler vacip ve müstahap şeylerden olmamalıdır. Yerine getirmek istediği iş toplumun nezdinde yerine getirilmesi daha iyi olan şeylerden olmamalı. Hakeza; terk etmek istediği iş toplumun nezdinde yerine getirilmesi daha iyi olan işlerden olmamalıdır. Aksi takdirde onun bu yemini şer'i yemin kapsamına giremez.

Üç: Yemin hak Teâlâ'nın isimlerinden birisiyle yapılmalıdır ki bu isimler Ondan başka kimse için kullanılmayacaktır. Farsçada "huda" ve "Allah" gibi. Veya başkası için kullanılıyor ama Allah için kullanılması daha çok dolayısıyla bu isim kullanıldığında zihinler başkasına değil Allaha yöneliyor şeklinde olan isimlerden olmalıdır. Razık ve yaratıcı anlamında olan "halık" gibi isimler bu türden olan isimlerdir ki onlarla yemin edile bilinir. Hatta eğer bir isim Allah'ın ismidir olduğu anlaşılması için karineye ihtiyaç duyuyor şeklinde olsa bile Allahın ismidir kastiyle yemin ederse ihtiyat gereğince bu yemine amel edilmelidir.

Dört: Yemin dile getirilmelidir. Dolaysıyla eğer kalemle yazar veya kalbinde onu kast ederse sahih değildir. Ama eğer kişi dilsel özürlü ise işaret ederek yemin ederse yemini sahihtir.

Beş: Yemin amel edilmesi mümkün olan bir iş için yapılmalıdır. Dolayısıyla eğer yemin ettiği esnada emel edilmesi mümkün ama daha sonra mümkün halden çıkmış veya birçok zorluklara neden olur duruma gelmiş ve belirtmiş olduğu vakit gelip dolarsa bu yemin yeminine amel edemediği durum gerçekleştiği vakitten itibaren bozulmuş olur.[2]

İstisnai Durular:

Kendini veya başka bir Müslüman kimseyi zalim olan bir kimsenin şerrinden kurtarmak için yalandan yapılan yeminin bir işkallı yok ve sakıncalı değil. Hatta bezen bu yalan yemin vacip olur. Bu türden olan yemin yukarıda anlatılan konulardan istisna edilmiştir.[3]

Netice:

Buna binaen eğer Allahın isimlerinden her hangi birisiyle yemin eder ve yukarıda anlatılan şartlara haizse yeminine amel etmelidir. Aksi taktirde günahkar ve yukarıda anlatıldığı şekilde kefaret vermelidir.

Ama sizin sormuş olduğunuz soru hakkında şöyle denilmeli: Yapılan bu yemin Allahın herhangi bir ismiyle olmadığı için (zira kuranla yemin edilmiş) şer'i açıdan bu yemin sahih ve doğru yemin sayılmaz ve dolayısıyla her hangi bir sorumluluk getirmiyor. Ama falan hanımla ilişki kurmayacağım diye yapıldığı için haddizatında çok güzel ve iyi bir iştir. Ama bu yemin Allahın isimlerinden her hangi bir ismiyle olmadı için şer'i yemin sayılmaz.

Ama geçici nikâh kısmıyla ilgili cevaba gelince yanıt şu: Yeminin kendisi kadını sizin için haram kılmıyor ve netice itibariyle yemini bozmak kefareti gerektirmez. Bu bağlamda daha fazla bilgi edinmek için aşağıdaki linklere bakabilirsiniz.

1-   Nemaye: Şert-i sihat der izdivaji muvakat, sual no: 1290 (sayt: 1275).

2-   Nemaya: Felsefeyi niyazmendi bı izni peder der izdivaj muvakat-i dohter, sual no: 2074 (sayt: 2125).

3-   Nemaye: İzdivaji muvakat ba dohteri bakire, sual no: 610 (sayt: 667).

4-   Nemaye: Arabi buden der sıgayı izdivaj muvakat, sual no: 1098 (sayt: 1150).

5-   Nemaye: Avakıbı kesem-i duruğ, sual no: 2724 (sayt: 2981).



[1] İMAM HUMEYNİ "tevziu'l-mesail (el-muhaşi)" , c. 2, s. 623.

[2] A.g.e. s. 624.

[3] A.g.e. s. 628.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Şia’daki adaletin Mutezile ile farkı nedir?
    9337 Eski Kelam İlmi 2012/01/23
    Şia ve Mutezile’den ibaret her iki okul da adaleti kendi mezhep usullerinden biri olarak ilan etmekte ve her ikisi de aklî iyi ve çirkine inanmaktadır; yani bir takım konular hakkında hatta mukaddes şeriat tarafından bir hüküm belirtilmemişse dahi, insan aklı yalnız başına onların iyi veya kötü olduğunu ...
  • Ölümden sonra ruhun, dünyanın işleri ve olaylarından haberi olabilir mi?
    36812 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Kur’an-ı Kerim’den ve Masum İmamların (a.s) rivayetlerinden, öldükten sonra ruhların dünyaya gelebildikleri, yakınlarının, eş ve dostlarının vs. durumlarından haberdar oldukları anlaşılmaktadır. Meleklerinde bu işteki rolü reddedilmediği gibi buna açıkca değinilmiştirde.Rivayetlerde bu konuda şöyle buyurulmaktadır:1- ‘Şüphe yok ...
  • Peygamber'den sonraki dönem için Şia'nın görüşü nedir?
    9512 Eski Kelam İlmi 2011/02/14
    Şia inanıyor ki:1-Hilafet Allah'ın tayini ile gerçekleşen bir görevdir. Peygamber (s.a.a) defalarca Allah'ın emriyle Hz. Ali a.s)'ı Müslümanlara kendi halifesi olarak tanıtmışlardır.2. Peygamber'in halifeleri on iki kişidirler. Onların ilki Hz. Ali (a.s)'dır ve sonu Hz. Mehdi b. Hasan Al-Askari'dir.3. Hz. Ali (a.s) Allah ve Peygamber (s.a.a) ...
  • Namazı terk etmek orucu bozar mı?
    4852 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/12/19
    İslam’ın tüm hüküm ve buyrukları insanın gelişmesi ve erginleşmesi için teşrii edilmiştir ve onlara göre amel edilmesi durumunda da bunun fayda ve yararı insana dönecektir. Bu hükümlerin tümü bir külliyattır ve ancak bütün buyruklarla amel edilmesi durumunda kâmil neticeye ulaşılır. Netice itibariyle oruçsuz namaz veya namazsız orucun hiçbiri, ideal ...
  • Diriliş cisimsel mi yoksa ruhani midir?
    14579 معاد و قیامت 2012/05/27
    Her ne kadar akli deliller ahiret ve bu dünyevi hayat dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de ahretin nitelik ve keyfiyeti, ahiretin sadece ruhani olup olmayacağı veya hem ruhani ve hem cismani olup olmayacağı ve de cisimsel dirilişi kabul etme durumunda bu cismin maddi mi yoksa ...
  • Zaman nedir? İnsan tarafından kontrol edilebilir mi?
    12290 İslam Felsefesi 2011/11/22
    Filozofların önemsedikleri ve görüş ayrılığına düştükleri felsefî önemli konulardan birisi zaman meselesidir. Zaman hakkında değişik teoriler öne sürülmüştür. Meşhur filozoflar şöyle demektedir: Zaman hareketin miktarıdır, müstakar olmayan bir varlıktır ve hareketle vardır. Hareket onu taşır. Molla Sadra şöyle der: Zaman hareketin miktarıdır ve hareket etmeleri açısından hareket eden şeylerin ...
  • Hz. Ali’nin (a.s) halifeliği neden Gadir-i Hum’da iblağ edildi?
    7298 Eski Kelam İlmi 2011/01/17
    Şam tarafından gelen Rum tehdidi İslam ülkesinin kuzey sınırlarını tehdit edip, Rumların gücü herkesi dehşete düşürdüğünde Allah Resulü (s.a.a), bütün İslam şehirlerinden ağır bir orduyu kuzey sınırlarına göndermek için hazırladı. Belirlenen zaman gelip çattığında Peygamber (s.a.a) ordunun hareket etmesi için emir verdi. Ancak bu sefer geçmişin aksine Ali’yi ...
  • Şerî mesafe miktarı ne kadardır?
    4945 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/23
    A. Şerî mesafenin miktarı hakkında birkaç görüş vardır: Bazıları mesafe miktarının 22/5 km olduğu görüşündedir.[1] Bazıları şerî mesafenin 21/5 km olduğu fikrini taşımaktadır.[2] Bir grup da şerî mesafenin 22 ...
  • Namazda âmin söylemenin yasaklanmasının felsefesi nedir?
    8281 وضو، اذان و نماز 2012/05/16
    Ehlibeyt rivayetleri esasınca namazda âmin sözünü söylemek caiz değildir ve bunu söylemek namazın geçersiz olmasına neden olur. Artı, caiz olmaması delile ihtiyaç duymaz; yani namaz ibadetsel bir fiil olduğundan ve insanın kendi tarafından namaza bir şey eklenemeyeceğinden, eğer şeriat tarafından bir şeyin caiz oluşu ispatlanmazsa, bunun kendi ...
  • Toprağa verildiğimiz vakit, kabirde kendimiz için uygun bir ikametgâh seçebilmemiz için bir yol var mıdır?
    8231 کهنسالی و مرگ 2012/08/21
    Kabre girme esnasında insanın hisleri, kendisi için gözetilmiş yere bağlıdır ve bu yer de insanın dünyada iken yapmış olduğu davranış ve hareketlerine tabidir. Doğal olarak bu değişik durumlarda farklı olacaktır. Yanı sıra öldükten sonra ölen şahsın artık iyi bir davranış sergileme imkânı bulunmaması nedeniyle, tabii olarak onun ...

En Çok Okunanlar