Gelişmiş Arama
Ziyaret
10651
Güncellenme Tarihi: 2009/06/01
Soru Özeti
Musa (a.s.) Kısasının Kuranda Tekrar Edilmesinin hikmeti nedir?
Soru
Neden hazreti Musa’nın (a.s.) ismi, diğer nebilerin (a.s.) isminden daha fazla kur’anı kerimde zikir edilmiştir?
Kısa Cevap
Hazreti Musa’nın (a.s.) kur’anı kerimde tekrar edilmesinin hikmeti için hatırlatmalıyız; evvelen; Anlamsız ve lağviyete (boş) neden olacak kâmilen bir tekrar söz konusu değildir. Belki her surede, o surede zikir edilenin muhteva ve içeriğe uygun olan kıssanın kısmına işaret edilmiştir. Saniyen; kuranı kerimde hazreti Musa’nın (a.s.) hayatının diğer nebilere oranla daha fazla zikir edilmesinin hikmeti, şayet İsrail oğullarının sahip oldukları olumsuz özellik ve niteliklerdir. İsrail oğullarının taşıdıkları olumsuz nitelikler şunlardır: inatçılık, düşmanlık, materyalistlik, (hissiyatlık) zahiricilik. Elbette bu özellikler peygamber dönemindeki kâfirlerin ve günümüz dünyasındaki toplumların da taşıdıkları ve sahip oldukları özellikleridir. Kur’an’ı kerim İsrail oğullarının kıssasını zikir etmiş, ta ki günümüzdeki insanlar onlardan ibret alsın ve onların müptela oldukları musibetlere duçar ve müptela olmasınlar. Başka bir beyanla; şöyle denilmesi mümkündür; kur’an’ı kerimin tekrar tekrar hazreti Musa’nın ve İsrail oğullarının tarihine ve yaşantılarına bu denli teveccüh edilmesinin illeti, söz konusu kavmin düşüp kalkmaları, yenilgi, galibiyetleri ve yaşamlarındaki dönemin, Müslümanların hayatıyla benzerliği oldukça fazla olmasıdır.
 
Ayrıntılı Cevap
Hazreti Musa’nın yaşamı, kur’anı kerimde diğer peygamberlerden daha fazla zikir edilmiş ve yaklaşık otuz surede, belki daha fazla surede yüz defadan daha fazla hazreti Musa, Firavun ve İsrail oğullarına işaret edilmiştir. Eğer her surenin ayetlerini ayrı ayrı incelersek bu tekrarın anlamsız ve lagiv olmadığını, belki her surede, söz konusu surenin içeriği ve muhtevasına uygun bir şahit, delil ve bir örnek bazında getirmiş olduğunu göreceğiz. Bunun yanı sıra mısır ülkesi deha geniş ve insanları daha fazla ilerici medeniyete sahip ve firavun aykırı asi idi. Bu nedenle hazreti Musa’nın kıyamı çok önem arz ediyor ve ibret verici çok dersler içeriyor.[1]
Başka bir beyanla şöyle açıklanması mümkündür: kur’anı kerim ağır ve derin öğretilerini kolaylaştırmak için kıssa ve misellerden istifade etmiş ve gerçek kıssaları seçerek en iyi bir yöntemle öğrenme ve ibret alma hedefi doğrultusunda  beyan etmiş. Daha fazla dersler ve ibretler içeren kıssayı tekrar etmiş. Bu bakımdan hazreti Musa’nın kıssaları (a.s.) daha fazla tekrar edilmiştir.
Burada ibret verici birkaç kısmına işaret edeceğiz.
  1. Hazreti Musa (a.s.) ve Firavun:
Bu ikisi bir birinin karşısında bir birine ters komunda idiler. Birisi saf hak, diğeri saf batıl idi. Musa (a.s.) “ilahi kelime” makamına sahip idi ama firavun küfrün son noktasında yer almış idi. Öyle ki “ena rebbukumul ala= bensizin en yüce rabbinizim” diyordu. Oysaki başka peygamberlerin dönemlerindeki kâfirler böyle bir iddiada bulunmamışlardı. Ama nihayet olarak hazreti Musa (a.s.) ona galip geldi ki bunun tekrarı müminler için sabır kaynağı kafirler için ibret verici.
  1. İsrail oğulları
Düşmanlık, inatçılık, materyalistlik ve hissiyatçılık İsrail oğullarının haslet ve özelliklerindendir. Bu hasletler nebiyi ekremin (s.a.a.) döneminde (s.a.a.) ve günümüz toplumlarda da vardı ve var olmakta. Kuranı kerim onların kıssalarını tekrar etmiş ki insanlar ibret alsınlar ve böyleli bedbahtlığa duçar olmasınlar.  Şöyle denilmesi mümkün: kuranda hazreti Musa’nın (a.s.) ve İsrail oğullarının yaşamına mükerrer teveccüh edilmesi onların yaşamındaki düşüşler, kalkmalar, yenilmeler ve galibiyetleri ve onların yaşantılarının büyük bir kısmının Müslümanların yaşamların benzerliğin var olmasıdır. Örneğin: bedir savaşı Talut (a.s.) ile birlikte olanların alın yazısına çok benziyor. Tarihi verilere göre her iki ordunun asker sayısı aynı idi. Hem peygamberle birlikte savaşan erlerin sayısı 313 kişiydi hem Talutla birlikte savaşan erlerin sayısı 313 kişiydi. Her ikisi de, sayısı çok olan müşriklerin karşısında savaşmışlar ve nihayet her ikisi de savaşı kazanmışlar.[2] Kur’anı kerim Talut’un kıssasına ve onunla birlikte olanların kıssasına işaret ediyor ki bu azıcık toplumun, sayısı çok olan müşrik ve kâfir olan toplum karşısında göstermiş oldukları direniş ve sabırlarını övüyor ki Müslümanlar için örnek teşkil etsin.
Birçok rivayette masum imamlar (a.s.) bu benzerliğe işaret etmişlerdir. Rivayetlerin birisinde ümmeti muhatap alarak şöyle deniliyor: “siz de İsrail oğulları gibisiniz. Onların işlerini yapacaksınız”.[3]
  1. Samirri Meselesi:
Altından tosunun yapılması, münafık olan Samiri tarafından yapıldı. İsrail oğulları tarafından tapıldı ve hazreti Musa’nın vasisi olan Harun’a (a.s.) itina ememişlerdi. Müslümanların uyarılması ve uyanıp münafıkların oyununa gelmemeleri için bu kıssa kur’an’ın dört suresinde tekrar edilmiştir.[4]
Netice şu ki; ders ve ibret verici şekilde olan olayların çoğunu hazreti Musa ve kavminde bulunabiliniyor. Zira İsrail oğulları çok asi, isyancı ve dolayısıyla ibret ve ders verici olayların çoğu bu toplumun hayatında mevcuttur. Allah u Teâlâ kur’an’ın farklı yerlerinde bu toplumun tarihine değinmiş hayatlarını anlatıyor. Buna binaen kuranın kıssalarının her bir bölümüne dikkatle her bir kısmın kendisine has hikmet ve felsefesi var ve tekrar edilmesi boş ve anlamsız değildir.
 

[1] Mekarim Şirazi, Nasır, “Kıssahayi Kuran”, baskı, 5, Tahran: darul kutubil İslamiye, 1385.
[2] Merkezu es-sekafetu ve el-meariful İslamiye, “Ulumu’l  - Kuran indel Müfessirin”, baskı, 1, Kum: defteri tebligati islami, 1375, c. 3, s. 399.
[3] Quest site, 897.sorudan istifade edilmiştir.  
[4] Muhammed İştihardi, Muhamed, “Kıssahayi Kuran bı Kalem-i Revan”, baskı, 1, Tahran: Nevevi, 1378, s. 268 – 269. 
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar