Gelişmiş Arama
Ziyaret
19101
Güncellenme Tarihi: 2012/02/18
Soru Özeti
Eğer ben vakit yokluğu nedeniyle gusül veya abdest almak yerine teyemmüm alırsam, bu yeterli olacak mıdır?
Soru
Eğer ben vakit yokluğu nedeniyle gusül veya abdest almak yerine teyemmüm alırsam, bu yeterli olacak mıdır? Yoksa bu halde (vaktin az olması durumunda) bile gusül veya abdest mi almalıyım? Örneğin, şimdi akşama yakın olursa ve ben de öğle ve ikindi namazını eda etmemişsem, teyemmüm ile temiz ve pak olur muyum? Böyle bir durumda akşamdan sonra da temiz olur muyum? Belirtilen tüm varsayımları binaen namazımı yeniden iade etmem gerekir mi?
Kısa Cevap

Teyemmüm durumlarından birisi abdest veya gusül almak için fırsatın bulunmayışıdır.

1. Her ne zaman abdest veya gusül alırken namazın tümü veya onun bir miktarı vakit sonrasına sarkacak derecede zaman darlığıyla karşılaşılırsa, teyemmüm almak gerekir.[1]

2. Eğer insan bilerek abdest veya gusül vakti kalmayacak kadar namazı geciktirse, günah işlemiş olur. Ama onun namazı teyemmüm ile sahihtir. Elbette müstehap ihtiyat, o namazın kazasını kılmasıdır.

3. Bir kimse abdest veya gusül aldığı takdirde namaz için kendisine bir zaman kalıp kalmayacağı yönünde bir şüpheye düşerse, teyemmüm almalıdır.[2]

Bundan dolayı, bu durumlarda teyemmüm yeterlidir ve kılınmış namazın kazası yoktur. Ama sonraki namaz için, suyun olması durumunda teyemmüm yeterli olmayacaktır. Abdest veya gusül alınmalıdır. Elbette İmam Humeyni’nin (r.a) bakışında eğer bu geciktirme bilerek gerçekleşmişse, şahıs müstehap ihtiyat gereğince namazın kazasını kılmalıdır. Hatırlatılmalıdır ki eğer bu konu Ramazan ayında sabah ezanından önce cenabet sebebince olursa, teyemmüm sadece oruç için yeterlilik arz eder, ama namaz için şahsın vazifesi gusül almaktır.[3]    



[1] Ayetullah Behçet: Eğer tüm namaz vakit sonrasına sarkacak olursa, teyemmüm almalıdır. Eğer abdest alması durumunda namazın bir rekâtını vakit içinde ve diğer rekâtları ise vakit dışında kılacak olursa ve teyemmüm alması durumunda tüm namazı vakit içinde kılacak ise, kendi teşhisine göre istediği her ikisinden birini yapabilir. Ama müstehap ihtiyat teyemmüm ve tüm namazı vakit içinde kılmadadır. Eğer teyemmüm ile de tüm namazı vakit içinde kılamıyorsa, en ihtiyatlı ve yakın görüş esasınca abdest alması ve bir rekât namazı vakit içinde abdest ile kılması gerekir.

[2] Tevzihü’l-Mesail (el-Mahşi lil-İmami’l-Humeyni), c. 1, s. 377 – 378, m. 678 – 670.

[3] İmam Humeyni, Tahrirü’l-Vesile, c. 1, s. 283.

Ayrıntılı Cevap
Bu sorunun ayrıntılı cevabı yoktur.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Gayri Müslüman Olan bir kimse bize “esselamu Aleykum” şeklinde Selam verse bizim ona karşı cevabımız nasıl olmalıdır?
    9463 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/04/07
    Dini öğretilerde çok dikkate alınmış ve kendisine çok tekit edilmiş olan konulardan birisi Müminlerin birbirine selam vermeleridir. Bu düsturdan istisna edilen bazı konular ve yerler var olmaktadır. Onlardan bir tanesi gayri Müslüman olan kimselere selam vermektir. Fıkıh kitaplarında Müslüman olmayanlara selam vermek mekruhtur denilmektedir: Kâfirlerin vermiş olduğu ...
  • Kur’an’da ‘Leyl’ (gece) kelimesi neden hep ‘Nehar’ (gündüz) kelimesinden önce gelmiştir?
    11620 Tefsir 2012/04/04
    Kur’an’da ‘gece’ kelimesinin ‘gündüz’ kelimesinden önce gelmesi konusunda müfessirlerin öne sürdüğü görüşlerin önemlileri şunlardır: 1- Bazılarına göre gecenin gündüzden önce gelmesinin nedeni Hak Teala’nın geceyi gündüzden önce yaratmasından dolayıdır.[1] 2- Bazılarına göre ‘gece’ kelimesinden sonra ve ‘gündüz’ kelimesinden önce gelen ...
  • Savunma hedeflerinin gerçekleşmesinde kadın ve kızların rolü nedir?
    7246 زن و حکومت اسلامی 2012/06/14
    Düşman karşısında savunma yapmak insan ve tüm diri varlıkların fıtri ve zati bir özelliğidir. İslam’ın hayat bahşedici mektebi de bunu değerli ve kutsal bir husus olarak değerlendirmiş ve takipçilerini buna çağırmıştır. Hatta savunma ve öncüllerini Müslümanlara farz kılmıştır. Bu, özel bir grubu özgü değildir. Kadın ve erkek ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8501 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • Sami kavimlerinden olmayıp Avrupa, Hindistan vs. kavimlerden de peygamber gelmiş midir?
    17280 Eski Kelam İlmi 2010/01/02
    İnsan sorumlu bir varlıktır. Bu sorumlulukların hangi sorumluluklar olduğunun bilinmesi için Allah tarafından peygamberlerin gönderilmesi gerekir. Yoksa sorumluluğun manası olmaz.  Kur'an-ı Kerim, çeşitli ayetlerde nerede ...
  • Ben bir miktar çeyizimi kendi maaşımla hazırlayabilir miyim? Kocam, buna muhaliftir ve tüm çeyizi ailen hazırlamalıdır ve ben razı değilim demektedir! Ben onun görüşünün aksine davranabilir miyim?
    6029 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaşınızın tasarruf hakkı kendi elinizdedir ve eşinizin rızası şart değildir.Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Maaş size aittir ve her türlü tasarruf sizin için caizdir.Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin Bürosu (ömrü uzun olsun):Herkesin kendi malında tasarruf ...
  • Garanık efsanesi nedir?
    11106 Tefsir 2011/04/11
    Garanık efsanesi, Kur'an ve Peygamber'in (s.a.a) mevkisini düşürmek için çalışan düşmanlar tarafından uydurulan bir efsanedir. Onlar şöyle demişlerdir: Peygamber (s.a.a) Mekke'de en-Necm suresini okurken müşriklerin putlarının isimlerinin anıldığı ayete yani: "أَ فَرَءَیْتُمُ اللَّاتَ وَ الْعُزَّى‏ وَ مَنَوةَ الثَّالِثَةَ الْأُخْرَى"
  • İslam’ın telepati hakkındaki görüşü nedir?
    77921 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2008/03/15
    Telepati deyimi Yunanca bir deyim olup,uzaklık anlamında tele ve duygu anlamında patus sözcüklerinden oluşmuştur. Telepati kendi duygu organlarından yararlanmadan esrarengiz bir şekilde başkalarının hislerini bilmesi veya duymasını ifade eder. Telepati yanlıları şöyle diyorlar: Normal insanlar için bile yüzlerce kilometre uzakta bulunan dost ve akrabalarının ölümü zamanında tevehhüm ...
  • Tekvini velayet nedir? Tekvini velayet ile Masum İmamlar arasındaki irtibat nedir?
    5763 ولایت، برترین عبادت 2019/02/20
    “Velayet” kelimesi arapça bir kavram olup kök anlam olarak sözlükte “birbirini takip etmek,bir şey diğerinin ardı sıra gelmek ,aralarında mesafe olmaksızın bir şeye yakın olmak” anlamındadır. Bu bağlamda sevgi, bağlılık, yardım, nusret, uyum, egemenlik, rehberlik ve sorumlu anlamlarında kullanılmıştır. “Tekvini velayet” ise varlık alemindeki mahlukat üzerinde egemenlik ...
  • Cebrail sadece vahiy esnasında mı Peygamber-i Ekrem’e nazil oluyordu yoksa sürekli Peygamberin yanında mıydı?
    9267 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Cebrail Peygamber-i Ekrem’e sadece vahiy indirme esnasında gelmekteydi; çünkü rivayetlerde mesela Peygamber-i Ekrem (s.a.a) filan işle meşgulken Cebrail kendisine nazil oldu diye ifade edilen birçok örnek mevcuttur. Bu, Cebrail’in her zaman Peygamberle birlikte olmadığını yansıtıyor. Eğer Cebrail sürekli Peygamberin yanında olsaydı, artık nüzulün bir anlamı kalmazdı; zira nüzul mertebenin ...

En Çok Okunanlar