Gelişmiş Arama
Ziyaret
87411
Güncellenme Tarihi: 2009/11/10
Soru Özeti
Allah-u Teala neden Kabe’nin yapılmasını emretmiştir?
Soru
Allah-u Teala niçin Kabe’nin yapılmasını emretmiştir? Ve bundaki asıl hedef nedir?
Kısa Cevap

Kur’an’ın ayetlerinde, rivayetler ve tarihi belgelerde Kabe ve Mekke ilahi bereketin tecellisi, insanların hidayeti ve Allah’a ibadet için toplanma yeri olarak anılmıştır. Allah-u Teala, daha önce çöl olan ve ekin yapılmayan bu mekana bir çok dünyevi hayırlar vererek, rızık verenin kendisi olduğunu ortaya koymuştur. Allah’a yakın olmak için bir vesile olan bu yer, bütün insanların hidayeti için kulluk yolunun nasıl olacağını da gösterir. Nitekim belli günler için belirlenen ibadet ve merasimler ubudiyet seyrinin şeklini insanlara öğretmektedir. Böylece insan kendi nefsinden hicret edecek, her türlü günah, dünyaya bağlılıktan ve ilahi olmayan renklerden kurtulacak ihlas, ve tövbeyle ilahi kurb makamına ulaşır.

Yine bu ev Hz. İbrahim’in makamı gibi önemli mukaddes anıları içerir. Güvenli harem olarak tanıtılması da buranın Yüce Allah’a manevi mensubiyetini gösterir. Her yıl yüz binlerce kişi bu mekanda ibadet için toplanması ve Allah’ın karşısında ki kulluklarının gereğini yerine getirmeleri bütün insanlık aleminde Allah’a kulluk çağrısını yükseltmekte bu da herkes için uyarıcı olmakta ve onlarda değişiklik meydana getirmektedir.

 

Allah-u Teala’nın bu evin yapılmasını emretmesinin bir başka sebebi de insanların ibadetlerinde bir eksen ve namazlarında kıble olması içindir; ayrıca kurban kesildiğinde ve insan öldüğü zaman insanların kendisini hatırlamasını sağlamsı içindir. Ayrıca Ka’be dağınık olan kalpleri bir noktaya toplamakta tevhid ve birlik olma ruhunu onlarda uyandırmaktadır ve bunun vasıtasıyla dinini canlı tutmaktır.

Demek ki, böyle şerefli bir mekanın yapılmasından maksat tevhidin nişanesi Allah’a kulluk ve ibadetin simgesi ve ekseni olmasıdır.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an’ın ayetleri, rivayetler ve tarihi belgelerde Kabe ve Mekke ilahi bereketin tecellisi, insanların hidayet vesilesi[1] ve Allah’a ibadet için toplanma yeri[2] olarak anılmıştır. Allah-u Teala, daha önce çöl olan ve ekin yapılmayan bu mekana bir çok dünyevi hayırların merkezi durumuna getirerek, rızık verenin kendisi olduğunu ortaya koymuştur.[3] Allah’a yakın olmak için bir vesile olan bu yer, bütün insanların hidayeti için kulluk yolunun nasıl olacağını da gösterir. Nitekim belli günler için belirlenen ibadet ve merasimler ubudiyet seyrinin şeklini insanlara öğretmektedir. Böylece insan kendi nefsinden hicret edecek, her türlü günah, dünyaya bağlılıktan ve ilahi olmayan renklerden kurtulacak ihlas, ve tövbeyle ilahi kurb makamına ulaşır.[4]

Yine bu ev Hz. İbrahim’in makamı gibi önemli mukaddes anıları içerir. Güvenli harem olarak tanıtılması da buranın Yüce Allah’a manevi mensubiyetini gösterir. Her yıl yüz binlerce kişi bu mekanda ibadet için toplanması ve Allah’ın karşısında ki kulluklarının gereğini yerine getirmeleri bütün insanlık aleminde Allah’a kulluk çağrısını yükseltmekte bu da herkes için uyarıcı olmakta ve onlarda değişiklik meydana getirmektedir.[5]

 

Allah-u Teala’nın bu evin yapılmasını emretmesinin bir başka sebebi de insanların ibadetlerinde bir eksen ve namazlarında kıble olması içindir; ayrıca kurban kesildiğinde ve insan öldüğü zaman insanların kendisini hatırlamasını sağlamsı içindir. Ayrıca Ka’be dağınık olan kalpleri bir noktaya toplamakta tevhid ve birlik olma ruhunu onlarda uyandırmaktadır ve bunun vasıtasıyla dinini canlı tutmaktır.[6]

 

Demek ki, böyle şerefli bir mekanın yapılmasından maksat tevhidin nişanesi Allah’a kulluk ve ibadetin simgesi ve ekseni olmasıdır.

Kur’an-ı Kerim bu binanın yapılış hedefine ve geçmişine işaret ederek şöyle buyuruyor: ‘Şüphe yok ki ilk kurulan ev, Mekke’deki evdir. Kutludur ve alemlere doğru yolu gösterir.’[7]

 

Aşağıda Kabe’nin yapılış hedef ve faydalarına kısaca işaret ediyoruz:

 

1- İslam’ın iktidar merkezini oluşturmak

Bir rivayette İmam Sadık (a.s)’ın şöyle buyurduğu naklediliyor:

‘Şüphesiz Allah Teala insanları yarattı, onlara dinin emirlerini yerine getirmelerini emretti, dünyevi menfaatlerini düzenledi. Bu amaç doğrultusunda Kabe’yi, dünyanın her tarafından gelip toplansınlar diye Müslümanların toplanma ve iktidar merkezi yaptı.’[8]

Bir başka rivayette ise şöyle buyuruyor: ‘Eğer kavimler kendi bölgelerine, orada olanlara kendi varlıklarına yetinseler memleketler harap olur, ticaret biter ve o ülke kültürel bozguna uğrar.’[9]

 

2- Saygınlığı olan bir merkezin olması

Küresel bir mektebin saygın ve sağlam bir merkezinin olması gerekir. Allah-u Teala bu doğrultuda bu küresel mekanı peygamberlerinin vasıtasıyla temelini attı ve günden güne değerinin hürmetinin artmasını irade etti. Kur’an, Hz. İbrahim (a.s)’ın züriyesine mesken arama işini anlatırken bu evin değer ve hürmetini de vurgulamıştır: ‘Rabbimiz, soyumun bir kısmını ekin bitmez bir yere, hürmeti vacip olan evinin yanına yerleştirdim...’[10]

 

Hz.Ali (a.s)’da Kasıa hutbesinde Kabe’nin saygınlığına şöyle değiniyor: ‘Allah’ın insanları, Adem’den günümüze kadar şu taş parçalarıyla (ki acaba emirlere uyuyorlar mı uyuyorlar mı diye) imtihan ettiğini görmüyor musunuz? Onu kendi saygın evi yaptı, sonra Adem ve oğullarına onu tavaf etmeleri için emir verdi.’[11]

 

3- Güvenlik Merkezi

Kur’an’ın ayetlerine göre Kabe insanların toplanma yeri ve güvenlik mekandır.[12]

Tarih boyunca düşmanlar bu merkezi yok etmek için çok uğraştılar, ama Allah onların bu uğraşılarını boşa çıkardı. Ebrehe ve fillerinin yenilgiye uğratılması ve firar etmeleri Allah’ın iradesini göstermektedir.

 

4- Hac Amellerinin Yerine Getirilmesi

Kur’an-ı Kerim ahlaki, iktisadi, siyasi, eğitim gibi birçok faydası olan bu azametli merasime işaret ediyor ve ‘menfaatlar’ kelimesiyle bu faydalara açıkça değiniyor: ‘Gelsinler de kendilerine ait olan menfaatleri elde etsinler ve muayyen günlerde Allah’ın adını anarak...’[13]

 

5- Bunlardan başka bir çok fayda ve hedefler de var ki, sözün uzamaması için onlara sadece işaret edeceğiz:

a- Müslümanlara için bir ticaret merkezi oluşturmak ve ekonomilerini ilerletmek

b- Kültürün gelişmesi ve görüş alış verişi için uygun bir yerin oluşması.

c- Şirkle mücedele etmek için bir üs olması

d- İslam düşmanlarını korkutmak ve müstekbirlerden beraat için bir merkez olması.

e- Ümmetin, imam ve rehberine bağlanmasını itaatini sağlayan bir merkez oluşu



[1] - Al-i İmran/96

[2] - Bakara/125

[3] - İbrahim/37

[4] - Seyyid Muhammed Hüseyin Tabatabai, el-Mizan, c.1, s.289

[5] - a.g.e. c.3, s.354

[6] - a.g.e. c.6, s.142

[7] - Al-i İmran/96

[8] - Vesail-uş Şia, c.11, s.14

[9] - a.g.e. c.15

[10] - İbrahim/37

[11] - Nehc-ül Belağa, 183. hutbe

[12] - Bakara/125

[13] - Hac/28

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Vaktin başında namaz kılmak mı iyidir yoksa iki doğuş arasında yatmamak mı?
    5640 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/04/11
    Her şeyden önce bir noktaya dikkat etmeniz lazımdır:Kerahete neden olan uyku ister sabah namazından sonra olsun, ister ondan önce olsun iki doğuş arasındaki uykudur. Bu yüzden sorunuza göre siz iki doğuş arasında uyuduğunuzdan dolayı her iki durumda da kerahete mürtekip olmuş bulunmaktasınız. ...
  • Ahmet ismi İncil’in neresinde gelmiştir?
    26742 Eski Kelam İlmi 2011/11/12
    Bu konuda dikkat edilmesi gereken önemli nokta şudur: Kur’an, İncil’de İslam Peygamber’inin (s.a.a) müjdeleyici olduğunu söylüyorsa, tahrif edilmiş İncil’i değil, Hz. İsa’nın (a.s) getirdiği incili kastetmektedir. Elbette tahrif edilmiş hali hazırdaki İncil’de de, bu meseleye işaret edilmesi dikkate değer bir konudur.Hz. Mesih (a.s), “Farkilit”ın geleceği müjdesini vermişti. Bu kelime ...
  • Bazen kıbleye doğru oturuyor ve temiz imamlar (a.s) ile sohbet ediyorum ve bu esnada bedenimde özel bir hal hissediyorum ve deyim yerindeyse tüm tüylerim ürperiyor. Bu hal neyin işaretidir?
    10283 Pratik Ahlak 2012/01/18
    Bildiğiniz gibi masum hazretler (a.s) bizim amellerimizi gözetlemektedir ve rivayetlerde de bu konuya işaret edilmiştir. Kesinlikle bu ilgi onların haremindeyken veya dikkatle kendilerine sevgi ifadesinde bulunduğumuzda daha çok ve belirgindir. Öte taraftan bedenin heyecanlıyken ve manevi hallerde reaksiyon göstermesi, hepimiz için vuku bulmuştur ve ayet ve rivayetlerde de bunun ...
  • Bankanın halktan geciken taksitten dolayı aldığı “gecikme parası” faiz sayılıyor mu?
    5983 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/09/09
    Banka aracılığıyla gecikmiş taksitten dolayı alınan gecikme parasın hükümü hakkında bazı mercilerin görüşleri aşağıda açıklandığı şekildedir: Ayetullah Uzma Hamenei’nin (Allah onun ömrünü uzun etsin) Defteri: Çalışmalarını “İslami Şura Meclisi’nin” tasvip ettiği kanunlar esasına göre yapan ve “Gözetleme Şurası’nın” teyit ettiği bankanın uygulamasında bir ...
  • İlahi yaşam nasıl bir yaşamdır? Şu andaki yaşamla bir tezaddı var mı?
    7834 Pratik Ahlak 2012/01/05
    Kur’an’a baksak ve ‘’Neden yaratıldık? sorusunu ona sorsak şu cevabı verecektir: ‘Ben, cinleri ve insanları, sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.’ İbadet nedir? İbadet yani Allah’a kulluk etmektir. Yani yaptığımız bütün işler, hatta yemek içmek gibi günlük ve çok normal işlerimiz bile ilahi ve ibadi ...
  • Acaba Şia mezhebinden Sünni mezhebine geçmek caiz mi?
    4784 Diğer Konular 2018/12/08
    Esasen din ve inanç insanın akıl ve mantık yoluyla hakikati araştırması ve araması sonucu kendi seçimiyledir. İnsan temel inançlarında araştırma yapmalı ve hakikate ulaştıktan sonra onu seçmelidir. Din ve mezhep insana büyüklerinden miras kalmaz. Buna binaen dinin temel inançlarında taklit caiz değildir.[1] Zira din, ...
  • Rivayetlere göre iyi bir ortağın taşıması gereken özellikler nelerdir?
    3561 Şirket 2020/01/20
  • Anne (kadınlar) yoluyla da seyitli intikal eder mi?
    16105 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/06/20
    Hz. Zehra’nın (a.s) tüm evlatlarının Peygamberin (s.a.a) evlatları olduğu hususunda hiçbir şüphe yoktur. Ama Allah Resulü’nün (s.a.a) evladı olmak sıfatı ile seyit ve Haşimi olmak sıfatı arasında fark bulunduğuna dikkat etmek gerekir. Soyu Fatıma Zehra’ya (a.s) ulaşan herkes İslam Peygamberinin (s.a.a) neslindendir, ama seyitlerden değildir; zira seyit ve Haşimî ...
  • Bilal-i Habeşî Ve Hilafet Meselesi
    9683 تاريخ بزرگان 2011/08/03
    Tarihten anlaşıldığı kadarıyla Bilal-i Habeşî halifeler biat etmemiş, bazı yerlerde onlara itiraz etmiş ve hilafet sistemi için ezan okumaktan uzak durmuştur. Bu yüzden Şam’a sürgüne gönderilmiş ve orada vefat etmiştir. ...
  • “Farz” ve “vacip” hangi manaya gelmektedir? Bu iki kelime arasındaki fark nedir?
    10232 مبانی فقهی و اصولی 2014/01/21
    Farz ve vacip eğer değişik durumlarda ve özellikle ayrı (birlikte değil) bir şekilde kullanılırsa, kesinlik ve belirleme anlamına gelir[1] ve ıstılahtaki manası ise mütealliklerinin zorunlu olmasıdır. Ama bu iki kelime arasında bir farkın olduğu bazı lügat kitaplarında zikredilmiştir. Farz ve vacip arasındaki fark, farzın ...

En Çok Okunanlar