Gelişmiş Arama
Ziyaret
14772
Güncellenme Tarihi: 2012/07/24
Soru Özeti
Oburluk nedir ve onun manevi açıdan ruhtaki etkileri nelerdir?
Soru
Oburluk nedir ve onun manevi açıdan ruhtaki etkileri nelerdir?
Kısa Cevap

Yaratılış düzeninde “beslenmek” yaşamak gayesiyle güç elde etmek ve yüce Allah’a kulluk etmek için bir araçtır. Genel olarak bir vesiledir. Yaşam beslenmek için bir araç değildir ve başka bir ifadeyle yaşamın araç olması ve beslenmenin hedef olması diye bir şey söz konusu olamaz. İslam’ın beslenmek hakkındaki kılavuzluklarından biri oburluktan yüz çevirmek ve az yemeye yönelmektir. Hadislerde oburluk sert bir şekilde yerilmiştir. Masumların rivayetlerinden elde edildiği kadarıyla oburluk, ihtiyaç haddinden fazla yemek ve içmeye denir. Hadisler esasınca bu oburluk şöyle açıklanabilir: Oburluk, insanın hem cisimsel ataletine ve hem de rahat bir şekilde nefes alamamasına ve de zor ve problemli bir şekilde bir iş veya ibadeti yapabileceği tarzda yemek yemesi veya su ve benzeri şeyleri içmesidir. Böyle bir şey insanda gerçekleştiği vakit insan aç olmadan yemek yer ve yemek yemeye veya içmeye başladığında da son merhaleye dek bu yemeyi ve içmeyi sürdürür ve karnını doldurur. Gerçekte oburluk olumsuz eserleri ve zararları kanalıyla tanınabilir ve tanımlanabilir. Hadisler açısından oburluk ibadette atalet, kalp nurunun yok olması ve az namaz kılmak gibi olumsuz eserler meydana getirir.  

Ayrıntılı Cevap

Yeme ve içmede sağlık kurallarına riayet etmek; sağlık, mutluluk ve ömrün uzun olmasının en önemli etkenlerinden sayılır. Eğer insanlar ne yemeleri, ne kadar yemeleri, nasıl yemeleri gerektiğini bilir ve bu bilgileri uygularlarsa, kuşkusuz toplumdaki hastalıkların çoğu ortadan kalkacak ve insan yaşam zevki ve mutluluğunu tadacaktır. Yaratılış düzeninde “beslenmek”, yaşamak gayesiyle güç elde etmek ve yüce Allah’a kulluk etmek için bir araçtır. Genel olarak bir vesiledir. Beslenmek, yemek için bir araç ve vesile değildir. İslam’ın bu husustaki tavsiyeleri önemli ve değerlidir. Bu konu hakkında iki noktaya dikkat etmek önem taşımaktadır:

A. İslam’ın yemek hakkındaki tavsiyeleri, sadece beden sağlığını güvenceye almaz, insan cisim ve ruhunun sağlığını da garantiler.

B. Akıl ve bilimin yaratılışın tüm sırlarını bilmemesi nedeniyle, bugünkü bilim açısından İslam’ın bazı tavsiyelerinin hikmetinin meçhul kalması doğaldır, ancak bu husus söz konusu tavsiyelerin delilsiz oluşu anlamına gelmez. Nitekim İslam hükümlerinin bazılarının felsefesi geçmişte bilinmiyordu, lakin bugün bilim onların sırrını keşfetmiştir. Tavsiyelerden biri oburluktan sakınmak ve az yemeye yönelmektir. Oburluk hadisler açısından sert bir şekilde yerilmiştir. Masumların rivayetlerinden anlaşıldığı kadarıyla oburluk, ihtiyaç haddinden fazla yemek ve içmek ve aşırılığa kaçmaktır. Hadisler esasınca, oburluk insanın hem cisimsel ataletine neden olacak ve hem de rahat bir şekilde nefes alamayacak şekilde yemek yemesi veya su ve benzeri şeyleri içmesi tarzında açıklanabilir. İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur: “Eğer oburluk yapılırsa nefes yolu tıkanır.”[1] İnsan oburluk ederse zorlukla ve problemli bir şekilde bir işi veya ibadeti yapar. Böyle bir şey insanda gerçekleştiğinde insan acıkmadan yer ve yemeye ve içmeye başladığında da son merhaleye dek yemek yemeyi ve içmeyi sürdürür ve karnını doldurur. Gerçekte oburluk olumsuz eserleri ve zararları kanalıyla tanınabilir ve tanımlanabilir. Burada hadisler esasınca oburluğun bazı manevi ve cismi olumsuz eserleri açıklanacaktır:

1. İmam Ali (a.s) bir hadiste şöyle buyurmaktadır: “Oburluk ve fazla uyumak insan bedenini bozar ve insan için zarar ve ziyan getirir.”[2]

2. Oburluk ağır ve çok harcamaları peşinden getirir. Bir hadiste şöyle buyrulmaktadır: “Oburun sağlığı bozuk ve işi ağır ve meşakkatlidir.”[3]

3. Oburluk kalbin katılaşması ve şehvetin harekete geçmesine neden olur. İmam Sadık’tan (a.s) nakledilen bir hadiste şöyle okumaktayız: “Müminin kalbi için oburluktan daha zararlı olan bir şey yoktur. Oburluk iki şeye neden olur: Kalbin katılaşması ve şehvetin harekete geçmesi.”[4]

4. Oburluk insanın az namaz kılmasına neden olur. Allah Resulü’nden (s.a.a) nakledilen bir hadiste Hz. İsa’nın (a.s) kavmi İsrail oğullarına şöyle buyurduğu belirtilmiştir: “Oburluk etmeyin. Her kim oburluk ederse çok uyur. Her kim çok uyursa namazı azalır ve her kimin namazı azalırsa, kendisi gafillerden yazılır.”[5]

5. Oburluk ibadetlerde atalet ve isteksizliğe neden olur. Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: “Oburluktan sakının. Oburluk bedeni bozar, hastalığı miras bırakır ve ibadette atalete neden olur.”[6]

6. Dolu karın Allah nezdinde menfurdur. Allah Resulü’nden (s.a.a) şöyle nakledilmiştir: “Allah nezdinde dolu karından daha menfur bir şey yoktur.”[7]

7. Oburluk kalbin nuraniyetini yok eder. Allah Resulü (s.a.a), İmam Ali’ye (a.s) verdiği bir nasihatte kalbin nuraniyetini gideren unsurlardan biri olarak oburluğu dile getirmiştir.[8]

Özetle oburluk hadislerde sert bir şekilde yerilmiştir. Oburluk sağlığı bozar ve değişik cisimsel ve ruhsal hastalıklar için bir altyapı oluşturur. Oburluk nefsin özünü tahrip eder, takvayı zedeler, zekânın hicabı olur ve kalbi katı ve siyah kılar.  

 


[1] MekarimŞirazi, Nasır, tercümeyi güya ve şerhi fişordeberNehcü’lBelağa, ba tercüme: Aştiyani, Muhammed Rıza, ve İmami, Muhammed Cafer, c. 3, s. 249, şumare 108, İntişaratıMetbuatiyi Hedef, Kum, çapı evvel.

[2] Muhaddis Nuri, Müstedrekü’lVesail, c. 5, s. 119, hadis sevvum, Müessese-i A’lulBeyt, Kum, 1408 h.k.

[3] Temimi Amedi, Abdu’lVahid bin Muhammed, Gureru’l Hikem, s. 360, hadis 8168, İntişaratı defteri tebligatı İslami Kum, 1366 h.ş.

[4] Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’lEnvar, c. 63, s. 337, hadis 33, Müessesetu El- Vefa Beyrut, Lübnan, 1404 h.k.

[5] Veram bin EbiFeras, Mecmuayı Veram, c. 1, s. 47, İntişaratıMektebetu’l Fakih, Kum.

[6] Biharu’lEnvar, c. 59, s. 266.

[7] Amuli, Hürr, Vesailu’ş Şia, c. 25, s. 24, hadis 31049, Müessese-i A’lulBeyt, Kum, 1409h.k.

[8] Vesailu’ş Şia, c. 24, s. 244, hadis 30447.

 

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Ölen ve cenazesi geç defnedilen bir ferdin ruhu nasıl bir duruma girer?
    31081 Eski Kelam İlmi 2012/01/18
    Kur’an-ı Kerim’den istifade edildiği kadarıyla, Yüce Allah ölenlerin ruhunu özel bir âlemde korumaktadır ve geç defnedilme durumunda ruha bir zarar gemlememektedir; bununla birlikte rivayetlere göre, cenazenin çabuk defnedilmesi icap eder. ...
  • Acaba Hz. Masume (s.a) mezarının ziyareti için özel bir gusül mevcut mudur?
    6150 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/20
     Bazı Taklit Mercileri İmamların Haremlerine girmek ve ziyaret etmek için gusül almayı müstehap bilmektedirler. Diğer bazı taklit mercileri ise bu ziyaretler için gusül’ün müstehap oluşunu rivayet açısından sabit bilmemekte şöyle buyurmaktalar: Eğer bir kimse ziyaret için gusül almak isterse bunu reca (sevap ümidi) ile ...
  • Miraç nedir? Hz. Muhammed’in (s.a.a) dışında da bir peygamber miraca gitmiş midir?
    22418 Eski Kelam İlmi 2011/12/10
    Miraç, Arapça’da göğe çıkmak için kullanılan vasıta demektir. Rivayet ve tefsirlerde ise Peygamberimizin (s.a.a) fiziki olarak Mekke’den Beytu’l-Mukaddes’e gitmesine, oradan göğe çıkmasına, sonrada tekrar Mekke’ye dönmesine miraç denmektedir. Rivayetlerden anlaşıldığı kadarıyla Resulullah’ın (s.a.a) dışında herhangi bir peygamber miraca gitmemiştir; sadece Hz. Süleyman, Hz. İdris ve Hz. İsa ...
  • Şia ile sünninin evlenmesi caiz midir?
    47244 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2009/02/28
    Continue... ...
  • Şia Hz. Ali(a.s)'ın faziletlerini ispatlamada Ehl-i Sünnet'in mütevatir hadislerine dayanabilir mi?
    7463 Masumların Siresi 2011/06/21
    Tevatür yalan üzere anlaşmaları mümkün olmayan büyük bir kalabalığın bir konuyu nakletmelerine denir. Biz inanıyoruz ki Hz. Ali'nin faziletleri ve onun imameti hakkındaki nas tevatürle sabittir. Bunu Şia'nın hadis ve tarih kaynaklarının yanı sıra Ehl-i sünnetin kitaplarından ve sahabilerin hadislerini nakleden eserlerden istifade ediyoruz. Buna göre bizim bu konuyla ilgili ...
  • hangi sınıra kadar kocasına itaat etmelidir? Erkek onu yolculuğa mecbur edebilir mi?
    10470 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/01/18
    Hz. Ayetullah Hadevi Tahrani’nin belirtilen soru hakkındaki cevabının açıklaması şudur:Kadın cinsel doyum konusunda erkeğe itaat etmelidir ve erkek evden çıkmayı yasaklarsa bu durumda kendisi evden çıkamaz. Elbette evlilik hayatının farz ve haramlarla yetinmeyle sorundan yoksun olmasının imkânsız olduğuna dikkat edilmelidir. Ama ahlaka riayet etmek evliliğin pekişmesi ve tatlılığını ...
  • Peygamber Efendimize (s.a.a) göre başkalarına hediye vermenin adabı nasıldır?
    17497 هدیه 2012/05/19
    Hediye vermek ve almak Peygamber Efendimizin (s.a.a) ameli siresinde vardı. Ama Peygamber Efendimizden (s.a.a) gelen rivayetler esasınca hediye verme işi kendi ve diğerlerine meşakkat ve zahmeti beraberinde getirmemelidir; zira bu işteki hedef ünsiyet ve ülfet oluşturmaktır ve eğer onun adap ve şartlarına riayet edilmezse uygun olan neticeye ...
  • Geçici evlilikte iddet beklemenin felsefesi nedir?
    8946 Hukuk ve Şer’I Hükümler Felsefesi 2009/10/18
    Kadın yaise ise iddet beklemesine gerek yoktur. Yaiseden kasıt Kureyişli ise altmış ve Kureyşli değilse elli yaşını doldurmuş olmasıdır. Kısır olan kadın yaise sayılmaz, bu yüzden evlendikten sonra iddet beklemesi gerekir.Bu hükmün felesefesine gelince ayet ve rivayetlerde hükümlerin bütün ...
  • İslam’la Hıristiyanlık arasındaki Allah’ın oğlunun olması ve olmaması meselesindeki tezat ve zıtlık nasıl giderilebilir?
    8453 Eski Kelam İlmi 2010/06/12
    Müslümanlar, Tevhid suresi gereğince Allah-u Teala’nın kimseyi doğurmadığına ve kimseden doğmadığına inanmaktalar. Bu inanç bütün tevhidi dinlerde vardır. Hz. İsa’nın (a.s) dinide bu kaidenin dışında değildir; zira bütün semavi dinler akıl ve fıtrat üzerine kuruludur. Allah-u Teala’nın varlık aleminin yaratıcısı ve hiçbir şeye muhtaç olmadığı konusu akıl ...
  • İslam’ın Tebliğ Yöntemi Nasıldı?
    12515 Masumların Siresi 2011/08/17
    Tebliğ mesaj iletmek anlamındadır. Tüm ilahî peygamberlerin ve özellikle de yüce İslam Peygamberinin misyonu insanları karanlıklardan nura yöneltmek olduğundan, İslam’da tebliğ Allah’ın mesajını kullarına ulaştıran bir vesile olarak çok önemlidir. İslam’da tebliğ yöntemleri sözlü, yazılı ve amelî olarak üç kısma ayrılabilir. Bu her üç kısmın da değişik türleri vardır. ...

En Çok Okunanlar