Gelişmiş Arama
Ziyaret
11505
Güncellenme Tarihi: 2013/02/14
Soru Özeti
Bazı ayetlerde insanlara şefaat edilmeyeceği buyurulmuştur. Bundan maksat berzah alemi midir?
Soru
Bazı ayetlerde insanlara şefaat edilmeyeceği buyurulmuştur. Peygamberlerin buyurduğu gibi bundan maksat berzah mıdır?
Kısa Cevap
Şefaat Kur’an da üç gruba ayrılmıştır. Bu üç gruptaki ayetlerin hepsini birden ele aldığımızda Allah’ın dışında kimsenin kendi başına şefaat edemiyeceği, Allah’tan başkaları şefaat edeceklerse bu da Allah’ın izniyle olacağı anlaşılmaktadır.
Ayet ve hadislerden, şefaatin yalnızca kıyamette olmayacağı, berzahta da şefaat edileceği çıkmaktadır.
 
Ayrıntılı Cevap
Lügatte Şefaat
Şefaat kelimesinin aslı olan Şef’, bir şeyi bir şeye bağlamak demektir. Şefaat ise birinden yardım almak için birini birine bağlamaya denir. Genellikle makamı yüksek olan birinin makamı düşük olan birine bağlandığı yerlerde kullanılır.[1]
Istılahta Şefaat
Şefaat ıstılahta, bir yaratılmışın  başka bir yaratılmışla Allah arasında ona hayır ulaştırmak veya ondan bir şerri defetmek için -bu ister dünyada olsun ister ahirette- vasıta olması demektir.[2]
Şefaatçiye tevessül eden kimse, kendi gücü tek başına hedefine ulaşmaya yeterli olmayan kimsedir. Bu yüzden kendi gücünü şefaatiçinin gücüyle birleştirir. Sonuçta onu iki katına çıkararak isteğine ulaşır. Eğer böyle yapmaz ve kendi gücüyle yetinseydi amacına ulaşmayacaktı. Çünkü kendi gücü tek başına eksik, zayıf ve yetersizdir.[3]
Kur’an’da Şefaat
Şefaat Kur’an da genel olarak üç gruba ayrılır:
1. Bazı ayetlerde şefaat tümüyle reddedilir. Örneğin: ‘Korkun o günden ki hiç kimse, hiç kimse adına bir şey ödeyemez; kimsenin kimseye şefaati kabul edilmez, kimseden karşılık da alınmaz, onlara yardım da edilmez.’[4]
Bir başka ayette şöyle buyuruluyor: ‘Ne alış-verişin, ne dostluğun ne de hiç bir şefaatin olmadığı gün gelmeden sizi rızıklandırdığımız şeylerden infak edin.’[5]
2. Bazı ayetlerde şefaat edileceği, ama bunu yalnızca Allah’a ait olduğu buyurulmaktadır: ’(Mahşerde) Rablerinden başka ne bir dost, ne de bir şefaatçileri vardır.’[6]
‘De ki: 'Şefaat tümüyle Allah'ındır.’[7]
3. Bazı ayetlerde ise Allah’ın izin verdiği kimselerin şefaatlerinin kabul edileceği bildirilmektedir: ‘O gün rahmanın izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimsenin dışında hiç kimse şefaat edemez. O, önlerinde ve arkalarında ne varsa bilir. Onların bilgisi bunu kavrayıp kuşatamaz.’[8]
Bu üç grup ayeti bir arada göz önüne aldığımızda şu sonuca ulaşırız: Allah’tan başka kimse kendi başına şefaat edemez. Birisi böyle bir güce sahip olursa o gücü ona Allah vermiştir.
Buradan anlaşılmaktadır ki, şefaatin olmadığını bildiren ayetler kıyamet günündeki şefaat içinse Allah izin verse de vermese de kimse kendi başına şefaat edemeyecektir. Şefaat edileceğini buyuran ayetler ise öncelikle şefaatin Allah’a ait olduğu, ardından Allah’tan başka şefaat edeceklerin ancak O’nun izniyle şefaat edebilecekleri buyurulmaktadır. Demek ki Allah’tan başkalarıda Allah’ın izniyle şefaat edebilecekler.[9]
Bir rivayette İmam Sadık (a.s) Şiileri berzah azabından korkutarak şöyle buyuruyor: ‘Andolsun Allah’a Ben yalnızca sizin berzahınızdan korkuyorum. İş bize düştüğünde biz sizden daha öncelikliyiz.’[10]
Rivayet demek istiyor ki, berzah alemi, bazı Şiiler için zorluklar alemidir. Öyle ki İmam (a.s) Şiileri için endişe duymaktadır. Ancak bu, orada şefaatin olmadığı anlamına gelmez. Mümin kimse şefaat şartlarına sahip olursa berzahta bile Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt (a.s) imdada yetişecekler.
Burada dikkatlerinizi birkaç noktaya çekmek istiyoruz:
1. Bedaiu’l-Kelam Fi-Tefsir-i Ayati’l-Ahkam[11] adlı eserde yukarıdaki rivayetin sağlıklı olmadığını söylüyor. Ayrıca rivayetin senedi de mürseledir. Böyle rivayetlerin alimlerin nezdinde pek itibarı yoktur.
2. Şefaat hakkındaki rivayetlerden, şefaatin yalnızca kıyametle sınırlı olmadığı, şefaat şartlarına sahip olanların berzahta bile Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) şefaatine nail olacakları anlaşılmaktadır.
Çeşitli rivayetlerde muhtazar halinde veya öldükten sonra bazıları için, Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) istiğfar edecekleri ve Onların (a.s) duasıyla azaptan kurtulacakları buyurulmuştur. Resul-i Ekrem (s.a.a) ve Ehl-i Beyt’in (a.s) istiğfarı, merhameti, ölüm meleğinden istekleri, insanların cenazesinin başında bulunmaları, Onların (a.s) berzahta da şefaat edeceklerini gösterir.[12]
Resul-i Ekrem (s.a.a), Hz. Ali (a.s)’a şöyle buyurmuştur: ‘...Seni sevenler öldüklerinde seni görecekler. Sen onlara şefaat edeceksin ve gözlerinin nuru olacaksın.’[13]
Son olarak diyoruz ki, berzahta şefaati reddeden bir rivayet görmedik. Bu konudaki ayet ve rivayetlere baktığımızda berzahta da şefaatin olacağı anlaşılmaktadır.
İlgili dizinler:
-Kıyamette Şefaat, 5303 (Site:470)
-İslamda Şefaat Kavramı, 5010 (Site:350)
 

[1] -Ragıb İsfahani, Hasan b. Muhammed, el-Müfredat Fi Garibi’l-Kur’an, s.457, Daru’l-İlm ed-Daru’ş-Şamiyye, Dimeşk, Beyrut, HK.1412.
[2] -Porsiman Yazılımı-2
[3] -Tabatabai, Muhammed Hüseyin, el-Mizan (Farsça çevirisi, Musavi Hemedani, Seyyid Muhammed Bakır) c.1, s.238, Defter-i İntişarat-ı İslami, Kum, 5. Baskı, HŞ.1374.
[4] -Bakara/48
[5] -Bakara/254
[6] -En’am/51
[7] -Zümer/44
[8] -Taha/109-110
[9] -el-Mizan (Farsça çevirisi) c.1, s.238,
[10] -Meclisi, Muhammed Bakır, Biharu’l-Envar, c.6, s.214, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, HK.1404
[11] -Meliki Meyaneci, Muhammed Bakır, Bedaiu’l-Kelam Fi-Tefsir-i Ayati’l-Ahkam, s.158, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, HK.1400.
[12] -Bu konuda daha fazla bilgi için Bedaiu’l-Kelam Fi-Tefsir-i Ayati’l-Ahkam, s.158’e bakınız.
[13] -Biharu’l-Envar, c.6, s.194.
Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    12371 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Daha fazla ücret vererek taksitle araba satın almanın bir sakıncası var mıdır? Peşin olarak araba satın almak için kar ile borç almanın da bir sakıncası var mıdır?
    8181 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Borç şekliyle peşin fiyatından daha fazla bir fiyatla otomobil gibi bir malı satın almak ve satmak doğrudur. Ama sizin ikinci sorunuzdaki husus borç faizi olup haramdır. ...
  • İran İslam Cumhuriyetinin dışındaki Ülkelerde oy kollanmanın hükmü nedir?
    6912 Diğer Konular 2012/05/19
    Diğer ülkelerin seçimlerine iştirak etmek eğer Müslümanların maslahatına ters ise veya İslam düşmanlarının güçlenmesine neden oluyor ise caiz değildir. İslam ve Müslümanların maslaha­tını ardında getiriyor ve onların güçlenmesine neden oluyor ise seçimlere iştirak edip oy kol­lanmak uygundur. Bu durum dışında oy kollan­mak mubahtır. Mükellefin ihtiyarine bağlıdır. ...
  • Ojeli tırnakla cenabet guslü alınabilir mi?
    11546 Suyun Ulaşmasını Engelleyen Şeyler 2012/06/09
    Abdest ve guslün şartlarından biri suyun abdest ve gusül azalarına ulaşmasına engel olacak bir şeyin olmamasıdır.[1] Bu açıdan abdestle gusül arasında bir fark yoktur. Buna göre engel teşkil edecek şeyi gusülden önce gidermek gerekir. Giderildiğine emin olmadan gusül alınırsa o gusül batıldır.
  • erkek ve kızların gelecekteki evlilikleriyle ilişkin konuları onlara nasıl öğretebiliriz?
    7513 Pratik Ahlak 2011/04/13
    Çocuklar tarafından bağımsız ve yeni bir yaşam yuvasının kurulmasıyla ilişkin meseleler, duygusal, sosyal ve cinsel meseleler ile irtibatlı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır, dolaysıyla bu bağlamda var olan meseleler iki bölümde ele alınmalı ve tahkik edilmelidir. Ailenin başarılı veya ta sorunlara kadar varan vücuda gelen ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    3563 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Kur’an ayetleriyle mukayese ettiğimizde hadislerin itibar derecesi ne ölçüdedir?
    9299 Kur’anî İlimler 2009/06/06
    Kur’an-ı Kerim ve muteber hadislerin her ikisi dini kaynaklardan sayılırlar ve her ikisi de şer’i hüccettirler. Kur’an hakkında senet yönünden inceleme yapılmaz Çünkü Kur’an’ın tümünün Allah katından indiğinde ve aynı şekilde Peygamber (s.a.a) tarafından bize ulaştığında bir şüphe yoktur. Sadece Kur’an ayetleri ifade ettikleri mana bakımından ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    38335 Abdest Şekli 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ayet ve rivayetlere göre salih amellerin yok olmasına neden olan ameller hangileridir?
    12376 Pratik Ahlak 2012/02/04
    Ayet ve rivayetlerde, Allah’a iman, şirke düşmemek ve mürted olmamak amellerin kabul olunmasının ilk şartları olduğu, bunlar olmadan hiç bir salih amel kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Namazı terketmek, minnet ederek salih amel yapmak, başa gelen işlere razı olmamak vb. gibi amellerin yok olmasına neden olan şeyler -ayrıntılı cevap ...
  • Niçin Abdulmuttalib oğlunun adını Abduluzza koymuştur?
    23883 تاريخ بزرگان 2008/07/22
    Abdulmuttalibin oğlu Ebu leheb (Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Abduluzza) künyesi Ebu utbe’dir, Peygamber (s.a.a) efendimizin amcası ve aynı zamanda onun en katı düşmanlarından biridir. Annesi Beni Huzae kabilesinden Lubna ve eşi Harb ibn-i Umeyye’nin kızı ve Ebu süfyanın kız kardeşi, Ümm-i cemil adıyla tanınan Arvi veya Avra’dır. ...

En Çok Okunanlar