Gelişmiş Arama
Ziyaret
6392
Güncellenme Tarihi: 2011/04/12
Soru Özeti
Malların fiyatını belirlemek İslam yöneticisinin görevlerinden midir?
Soru
Üretim ve ticaret mallarının fiyatını İslam yöneticisi mi belirler, yoksa arz talep ilkesi mi?
Kısa Cevap

İslam'ın iktisadi düzeninde fiyatları arz talep belirler. Ancak çarşı, şer'i olan sabit ve devletin koyduğu değişken hüküm ve kanunlar vasıtasıyla kontrol edilir. Elbette eğer hükümet bazı durumlarda belli bir malın fiyatının belirlenmesinin İslam ve Müslümanların çıkarlarını temin edeceğini teşhis ederse o malın fiyatını belirleyebilir.

Ayrıntılı Cevap

 İslam ekonomisinin ilkelerinden biri iktisadi hürriyettir. Her şahıs İslam'ın belirlediği çerçeve ve sınırları riayet etmek kaydıyla her türlü iktisadi faaliyet yapmakta serbesttir. İslam'a göre iktisadi faaliyetlerde temel ilke hürriyet olmasına rağmen insanın gerçek saadet ve kemale varması için bu özgürlüğün belli bir çerçeve ve sınırları olması gerekir.

Bu tamamen mantıklı ve akıllıca bir tutumdur. Çünkü insan hürriyet sayesinde gereken olgunluğa erişir ve kendisinde olan yetenekleri olduğu gibi ortaya koyabilir. Ancak insanın kendi gerçek çıkarlarını teşhis etmedeki aczi, yalnız yakın geleceğini görmesine ve işin akıbetini unutmasına sebep olan açgözlülüğü yüzünden onun özgürlüğü ilahi hidayetler ve ilkelerle sınırlanmazsa saadeti için gerekli olan yetenek ve imkanlarını yok eder, başkalarına sulta kurmaya çalışır ve dini ve manevi yönlerine darbe vurur. Bu yüzden İslam ne sosyalizm gibi tamamen iktisadi özgürlüğü reddeder ne de kapitalizm gibi kayıtsız şartsız hürriyetle insanın fesat ve yokluğuna sebep olur. Şehit Sadr'ın ifadesiyle İslam orta yolu takip ederek insanın hürriyetine yön vermekte, kötülüklerden arındırarak özgürlüğünü onun hayrı ve maslahatı için vesile kılmaktadır. [1]

Kapitalizm iktisadında fiyatları arz talep sistemi belirlemektedir. Kapitalist ekonomistlere göre, insanlar hiçbir dış gücün hatta devletin denetim ve etkisi olmadan alışveriş yapsalar çarşıdaki arz talep sisteminin etkisi sonucu alıcının beğenisi ve sunucunun kârı en yüksek noktaya çıkar. Kapitalizmin hedefi de en fazla kazanım olduğuna göre bu tür fiyatlar hedefi temin edici olarak tanıtılmaktadır.

İslam'ın iktisadi düzeninde fiyatın belirleyen unsur arz talep güçleri olmasına rağmen bu sistemde çarşı şer'i sabit kanunlar ve devletin koyduğu değişken kanunlar aracılığıyla denetlenmektedir. Elbette hükümet eğer belli bir dönem için bir malın fiyatın belirlenmesinin İslam ve Müslümanların çıkarını temin ettiğini teşhis ederse o mala bir fiyat belirleyebilir.

Fiyatın uygun oluşu da onun İslam ve Müslümanların genel çıkarlarıyla uyum sağlamasına bağlıdır. Buna göre fiyatların ihtikar sonucu yükselmesi veya iç üretime darbe vuracak şekilde hesapsız ithalat sonucu düşmesi asla uygun değildir.[2]

Belli şartlarda İslam yöneticisinin fiyatları belirleyebileceği görüşü bir çok fakih tarafından desteklenmiştir. Örneğin Şeyh Mufit el-Muknia'de[3] Şehid-i Evvel Lüma'de[4] Şehit Sani onun şerhinde, İmam Humeyni Tehriru'l-Vesile'de,[5] Şehit Mustafa Humeyni onun şerhinde,[6] Ayetullah Gölpeygani Şerh-i Vesiletu'n-Necat'ta[7] bu görüşü desteklemişlerdir.[8]



[1] Ustad Hadevi Tehrani, Mekteb ve Nizam-i İktisadi İslam s. 140 -141; İktisaduna, Şehit Muhammed Bakır es-Sadr s. 298

[2] Mekteb ve Nizam-i İktisadi İslam Ustad Hadevi Tehrani s. 207

[3] Şeyh Mufid el-Muknia s. 616

[4] Şehit Sani, Zeynud'din b. Ali b. Ahmed Amuli, er-Ravzatu'l-Bahiyye c. 3 s. 299

[5] İmam Humeyni Tahriru'l-Vesile, c. 1 s. 502; el-Mekasip vel Metacir M. 23

[6] Humeyni Seyyid Mustafa Musavi, Mustened Tahriru'l-Vesile, c. 1 s. 483

[7] İsfahani, Seyyid Ebu'l-Hasan, Vesiletu'n-Necat c. 1 s. 17

[8] İlmi bir mevzu olduğu için bu konuda çeşitli görüşler vardır ve diğer fakihlerin bu konuda görüşleri daha farklıdır. Onlardan bazılarına göre Allah'tan başka masumlar dahil kimsenin fiyatları belirlemeye hakkı yoktur. Bu görüşü Şeyh Tusi, Mebsut kitabında (c. 2 s. 195) ve İbn-i İdris Serair kitabında (c. 2 s. 239) Allame Hilli Tezkire'de (c. 1 s. 585) Şeyh Ansari Mekasipte (c. 4 s. 373) ve Ayetullah Behcet benimsemişlerdir. Ayetullah Behcet Camiu'l-Mesail kitabında şöyle diyor: İhtikarcı devlet tarafından satılmaya emredilir ama kimse ona fiyat belirlemez. Eğer pahalıya satarsa ve diğerlerine zarar verecek olursa, zarar bertaraf olacak şekilde fiyatı azaltması istenir, ama ona fiyat belirlenmez. Çünkü iki tarafından zarar önlenmelidir. Camiu'l-Mesail c. 2, s. 472

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bedensel esenlik sırrını nasıl araştırabiliriz?
    7666 Yeni Kelam İlmi 2011/08/21
    Allah tarafından konulan tabiat kanunları bu dünyada hiçbir insanın baki kalmamasını ve değişik nedenlerle ve bu cümleden olmak üzere bedensel esenliği kaybederek dünyayı terk edip ebedi âleme geçmesini muayyen kılmıştır. Öte taraftan her ne kadar peygamberler ve imamlar (a.s) bir takım özel durumlarda Allah’ın izniyle hastalara (sadece Allah’ın evliyalarının ...
  • Bahailik konusu ve onların tarihi hakkında bilgi verebilir misiniz?
    11742 Eski Kelam İlmi 2008/02/16
    Bahailik fırkasının kurucusu, Mirza Hüseyin Ali Nuri’dir. O, Muhammed Bab’ın, Molla Hüseyin Beşruyeyi’nin tebliği vesilesiyle ortaya çıkmasından sonra Muhammed Bab’ın anlayışına yönelerek onun görüşlerini kabul etmiştir. Muhammed Bab’ın ölümünden ve onun yerine geçen kardeşi Yahya Subh-u Ezel’i kabul etmemesinden sonra Muhammed Bab’ın, zuhurunu vaat ettiği kimsenin (Men ...
  • Acaba iki yıldır süt veren bir kadına emzirme kefaretinin yanı sıra geciktirme kefareti de farz mıdır?
    12992 Orucun Kazası Ve Kefaretleri 2013/01/14
    Ayetullahe'l-uzma SİSTANİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Bebek emziren kadının sütü az olduğunda, eğer oruç tutması emzirdiği bebeğe zarar verecek olursa, oruç tutmak ona farz değildir. ister bu kadın bebeğin öz annesi olsun, isterse dadısı olsun veya ücretle süt veren bir kadın olsun, fark etmez. Ancak ...
  • Eğer Ehlibeyt (a.s) «خُزّان العلم» ilmin madeni iseler neden kumeyl duasını Hz. Hızır İmam Ali (a.s)’a öğretmiştir?
    6875 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2019/04/07
    Kumeyl duası Şeyh Tusi’nin “Misbah’ul-Muteheccid”[1] ve Seyit ibn. Tavus’un “İkbal’ul-Emal” adlı eserlerinde nakledilmiştir. Seyit ibn. Tavus bu duayı eserinde naklederken şöyle açıklama yapmaktadır: Şeyh Tusi’nin naklettiği rivayetten başka bir rivayette gördüm ki Kumeyl ibn. Ziyad Neğei diyor ki: Basra mescidinde İmam Ali (a.s)’ın yanında ...
  • Zatı âlinizin Kur’an’ın tahrif edildiği hadisler konusundaki görüşünüz nedir?
    6158 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/10
    Hz. Ayetullah Mehdi Hadevi Tahrani’nin bu bağlamdaki görüşü şöyledir: Kur’an’ın tahrif edildiğini söyleyen hadisler ya senet bakımından zayıftırlar ya da sadır olma cihetinden hüccet değildirler veya delaletleri kabul edilebilinir durumda değildir. Kur’an-ı Kerim hiçbir zaman tahrif olmamış ve olmayacaktır. Kur’anın tahrif ...
  • Cenabet olan kimse gusül almadan banyodan çıkarsa bütün bedeni necis sayılır mı?
    29968 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/06/12
    Sorunun cevabını vermeden önce şu noktayı hatırlamamız gerekir: Cenabetten maksat necasetle bütün bedenin necis olması değildir. Cenabet gerçekte manevi necasettir. Meni bedenin tümünü değil yanlızca bedenin değdiği yeri necis eder, yıkamakla ve necasetin gidermesiyle değdiği yer pak olur. Örneğin cenabet olan ...
  • Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt (a.s) diri midirler? Eğer diriyseler bunun manası nedir?
    9429 دانش، مقام و توانایی های معصومان 2012/07/24
    Hz. Peygamber (s.a.a) ve Ehlibeyt’inin (a.s) diri olması, hakiki hayat konusunda Kur’an’daki anlamı içerir ve özellikle şehitler hakkında buna vurguda bulunulmuştur: "وَ لا تَحْسَبَنَّ الَّذينَ قُتِلُوا في‏ سَبيلِ اللَّهِ أَمْواتاً بَلْ أَحْياءٌ عِنْدَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ". Aynı şekilde birçok rivayette de imamların diri oluşu hakkında bu anlama ...
  • Nahiye-i mukaddese ziyareti Şia'da muteber kabul edilir mi? Bunu teyit eden delil ve akide nedir?
    11085 Pratik Ahlak 2011/09/27
    Nahiye-i Mukaddese ziyareti mutlak ziyaretnameler türündendir. Yani onu her zaman (Aşura günü ve diğer günlerde) ve her yerde okuyarak Hz. Hüseyin (a.s)'ı ziyaret etmek mümkündür. Bu ziyaret peygamberlere, din önderlerine ve pak İmamlara selam ile başlar, sonra Hz. Hüseyin ve onun vefalı yaranlarına selamlamakla devam eder, daha sonra Hz. ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7859 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...
  • İnsan kıyamette bu dünyada sevdiği ve ilgi duyduğu insanlarla mı haşır olacak?
    3293 Hadis 2020/01/20

En Çok Okunanlar