Gelişmiş Arama
Ziyaret
8826
Güncellenme Tarihi: 2011/01/25
Soru Özeti
Acaba hazret Zeynep (a.s.) ve Kerbela esirleri aşuradan sonra kerbelaya döndüler mi? Eğer dönmüşlerse hangi tarihte ve kaç defa?
Soru
Acaba hazret Zeynep (a.s.) ve kerbela esirleri aşuradan sonra kerbelaya döndüler mi? Eğer dönmüşlerse hangi tarihte ve kaç defa?
Kısa Cevap

İmam Hüseyin’in Ehlibeytinin (a.s.) esirler kervanının Kerbelaya döndüğüne inananlar bu dönüşün tarihinde ihtilafa düşmüşlerdir. Âlimlerden bazıları esirlerin Küfe ve Şama gitme zamanını ve hakeza onların Şam’da durmalarını dikkate alarak bu dönüşün birinci arbeinde (kırklık) gerçekleştiğini uzak bir ihtimal olduğunu kabul ederler. Ama âlimlerden bir kısmı da kendilerince getirmiş oldukları delillere göre bu dönüşün birinci arbainde gerçekleşmesinin mümkün olduğunu söylüyorlar.

Ayrıntılı Cevap

İmam Hüseyin’in Ehlibeytinin esirler kervanının kerbelaya döndüğüne inananlar, döndükleri tarih hakkında ihtilafa düşmüşlerdir. Âlimlerden bazıları esirlerin Küfe ve Şama gitme zamanını ve hakeza onların Şam’da durmalarını dikkate alarak bu dönüşün birinci kırkında (arbeinde) gerçekleştiğini uzak bilirler. Ama âlimlerden bir kısmı da kendilerince sunmuş oldukları delillerce bu dönüşün birinci arbainde (kırkında) gerçekleştiğini savunurlar.

Biz burada özet bir şekilde her iki görüşü de tahlil edeceğiz:

  1. Ehlibeytin Birinci Arbeinde Kerbelaya Döndüğünü Savunan Görüşe Yapılan İşkallar:

Merhum Mutahhari bu konu hakkında şöyle diyor: Esirlerin Kerbelaya döndükleri için zikir edilen delillerden birisi Hüsyeni kervanının Cabir b. Abdullah ve Atiye ile mülakata yaptığı olayıdır. Gerçi Cabir’in arbain ünündeki ziyaretinin aslı ki imam Hüseyin’in ilk ziyaretçisi idi, Muteber kitaplarda nakledilmiştir.[1]  Ama Cabir’in esirler kervanıyla karşılaştığı meselesini sadece seyit b. Tavus “el-Luhuf”[2] adlı kitabında nakletmiştir. Şehit Mutahhari konuyla alakalı zikir ettiği delillerden bir başkası da şöyledir ki Şam’ın yolu Kerbeladan olmadığıdır”.[3]

Şeyh Abbas Kumi (rh.a) İmam Hüseyin’in (a.s.) şahadetinden sonraki olayları anlatırken şöyle diyor: “Bazı tarihçiler nakledilmiş oldukları aşağıdaki nakil doğru değildir. Nakil şöyledir: “ehlibeyt (a.s), kafile için kılavuzluk yapandan kılavuzdan onları Kerbela yolundan Medine’ye götürmelerini istemiş, o da kabul etmiş (onları bu yoldan götürmüş ve) kervan Kerbelada Cabir ile mülakat etmiştir”. Zira Hüseyni kervan, asıl mesir ve yoldan hareket ettirilmiş ve bu arada yaklaşık kırk köy ve yerleşim yerler var olmuştur ve Seyit Tavusun “İkbal”[4] adlı kitabında naklettiği nakle göre ehlibeyt (a.s.) yaklaşık bir ay Şam’da kalmıştır. Bu nakli dikkate aldığımızda ehlibeytin kerbelaya döndükleri görüşünün çok uzak bir ihtimal olduğu anlaşılmaktadır. Seyit devamında şöyle yazıyor: Şeyh Mufit[5] ve ibn. Esir[6] ve diğerleri sadece Hüseyni kervanının Şam’dan Medine’ye hareket ettiklerini nakletmişler ama Irak’a yolculuk yaptığını yazmamışlardır. Şeyh Mufit[7], Tusi[8] ve Kafami[9] şöyle demişlerdir: “Ehlibeyt (a.s.) sefer ayının yirmisinde Şam’dan Medine’ye geri döndü ve aynı günde Cabir de ziyaret için Kerbelaya gelmişti”.[10]  

  1. Birinci Arbainde Ehlibeyt (A.S.) Kervanının Kerbela’ya Gittiğini Savunan Kimselerin Delilleri:

Birinci görüşe karşı bazı âlimler esirlerin birinci arbainde Kerbelaya döndüğüne inanmışlardır. Mihrapta şehit olana mihrap şehitlerinden olan Merhum şehit seyit Ali Kazi, “Esirlerin Birinci Arbainde Kerbelaya Döndükleri Hakkında” bir kitap yazmıştır. Konuyla alakalı söz konusu olan bu kitaba müracaat edebilirsiniz.[11] Elbette dikkat edilmesi gerekir ki eğer böyle bir durum söz konusu olmuş ise de bir defasına mahsustur.

 


[1] TABERİ, Omaduddin, “Beşaretl-Mustafa”, Necef: Kitabhanei Hayderiye, 1383, h.k., c. 1, s. 74.

[2] Seyit b. TAVUS, Ali, b. Musa, “el-Luhuf”, Tahran, İntişarati Cihan, 1348, h.ş., s, 196.

[3] MUTAHHARİ, Murtaza, “Mecmuai Asar”, c. 17, s. 79.

[4] Seyit b. TAVUS, Ali, b. Musa, “İkbalul-Amal”, Tahran: Darul-Kutubul-İslamiye, 1367, h.ş., c. 1, s, 589.

[5] MUFİT,  Muhammd b. Muhammed, “el-İrşat”, Kum: Kungrei şeyh Mufit, 1413, h.k, c. 2, s. 122.

[6] İbni ESİR, İzzuddin, “el-Kamil”, c. 4, s. 88.

[7] MUFİT,  Muhammd b. Muhammed, “Mesaru Şia”, Kum: Kungrei şeyh Mufit, 1413, h.k, s. 46.

[8] TUSİ, Muhammed b. Hasan, “Misbahul-Müçtehit”, Beyrut: Müesesei fıkhuş-Şia”, 1411, h.k., c. 1 s. 787. 

[9] KAFAMİ, İbrahim Ali, “el-Misbah”, Kum: İntişarat-i Rezi, 1405, s. 509.

[10] KUMİ, Şeyh Abbas, “Muntahel-Amal”, Kum: İntişarat-i Hicret, 1410, h.k., c. 1, s. 417.

[11] KAZI, Seyit Muhammed Ali, “Tahkiki derbare’i evel arbai-i Hazreti Seyidiş- Şuheda  ve Ziyareti Ferhengi ve irşad-i İslami”, Tahran: Vezareti Ferhengi ve İrşadi İslami, Sazıman Çap ve İntişarat, 1383, h.ş.

 

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Cenabet guslü alması gereken biri namaz kılabilmek için guslün yanı sıra abdestte alması gerekir mi?
    26159 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/08/11
    Cenabet guslü yerine getirmiş olan kimse normal şartlarda abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı takdirde (tuvalete çıkma, yellenme gibi…)aldığı cenabet guslü ile namaz kılabilir ve namaz için abdest almaması gerekir. Eğer abdesti bozan bir durumla karşılaşmadığı halde gusülden sonra namaz için abdest alırsa haram olan(yapmaması gereken ) bir ...
  • İmam niçin masum olmalıdır ve imamın masum olduğu nasıl belirlenmelidir?
    13092 Eski Kelam İlmi 2008/06/18
    Şia, Ehl-i Sünnet’in aksine, imamın, da masumiyet konusunda peygamberler (s.a.a.) gibi olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden İslam Peygamberi ve diğer ilahi peygamberlerin de masum oldukları gibi, imam da hata ve yanlıştan masum olmalıdır.Ama Ehl-i Sünnet, peygamberden sonraki halifeliği, ilahi değil, toplumsal bir makam olarak görmektedirler onlara göre bu makam halk ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    30111 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Eğer namaz kılan bir insan namaz esnasında mescidin necis olduğunu veya olacağını anlarsa ne yapmalıdır?
    6070 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/09/12
    Tevzihü’l-Mesail’de şöyle belirtilmiştir: “Eğer namaz kılan şahıs namaz esnasında mescidin necis olduğunu anlarsa ve namaz vakti dar ise namazın tümünü kılmalıdır. Eğer vakti varsa ve mescidi temizlemek namazı bozmaya neden olmazsa namaz esnasında temizlemeli ve sonra namaz kılmalıdır. Lakin bu namazı bozacaksa, namazı bozmalı, mescidi temizlemeli ve sonra namaz ...
  • Ümmü'l Mü'minin deyimi nasıl ortaya çıktı?
    11752 Tefsir 2009/06/16
    Ümmü'l Mü'minin deyimi ilk olarak Peygamber (s.a.a)'in zamanında Ahzap suresinin 6. ayetinin nazil olmasıyla deyimleşti. Ayet, Peygamber (s.a.a)'in eşlerinin mü'minlere göre durumunu ortaya ...
  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    7032 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Eğer Ayşe müminlerin annesiyse ve Kur’an onun temiz olduğunu ilan etmişse, Cemel savaşında İmam Ali’yle (a.s) nasıl savaştı?
    9578 Eski Kelam İlmi 2011/09/21
    Sorudaki temizlikten kastedilen temizlik, tathir ayetinin içeriği olan tüm yönleriyle ve mutlak temizlikse, tathir ayeti sadece aziz Peygamber (s.a.a), İmam Ali (a.s), Fatıma (a.s), İmam Hasan (a.s) ve İmam Hüseyin ile ilgilidir ve Peygamberin eşlerini kapsamamaktadır. Ama iffet ile çelişen bir ameli yapma ithamından (ifk hadisesi) temizlenmek ise, bu ...
  • Gusül alırken bedenin mutlaka yıkanması gereken yerleri neresidir?
    9969 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/01/17
    Guslün doğru olmasının şartlarından biri suyun bedenin görünen dış yüzünün tümüne ulaşmasıdır. Nitekim Tevzih-ul Mesail’de şöyle yazar: ‘Gusül alırken bedende iğne ucu kadarda yıkanmayan yer kalırsa gusül batıldır. Ama kulak ve burun içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak farz değildir.’
  • Hz. Meryem’in makamının yükselmesine neden olan şey nedir?
    15584 Tefsir 2012/06/26
    Kur’an ve hadislerden anlaşılan şu ki; İmran’ın kızı Meryem, mali bakımından iaşesini idare edebilecek bir güce sahip değil ve böyle fakir bir ailede (zira o doğmadan önce babası vefat etmişti) dünyaya gelmiştir. Bu neden dolayı onun sorumluluğunu Hz. Zekeriya (Meryem’in teyzesinin kocası) üstlenmişti. Bu değerli ...
  • Aceleyi gidermek için ne yapılmalıdır?
    6741 Teorik Ahlak 2012/05/03
    Acele, dinsel öğretilerin men ettiği hususlardandır. Bu, işleri yapmada erken girişimde bulunmak anlamına gelir. Acele etmek hız ve işleri zamanında yapmak ile fark eder. Hız, öncüllerin ve gerekli şartların hazır olmasından sonra insanın fırsatı elden vermemesi ve işi yapmak için girişimde bulunmasıdır. Acelenin karşısında ise soğukkanlılık ve ...

En Çok Okunanlar