Gelişmiş Arama
Ziyaret
14760
Güncellenme Tarihi: 2007/10/25
Soru Özeti
Kur’an-i Kerim son peygamberin mucizesidir, Kur’an-i Kerim hangi yönlerden mucizedir?
Soru
Kur’an-i Kerim son peygamberin mucizesidir, Kur’an-i Kerim hangi yönlerden mucizedir?
Kısa Cevap

Kur’an-i Kerim’in mucize oluşu üç yöntemle açıklanmıştır: Lafız ve sözcük yönünden, içerik yönünden ve onu getiren şahıs yönünden.

1- Lafız yönden mucize oluşu de iki yöntemle açıklanır:

a) Anlatım ve beyan acısından mucize oluşu

Kur’an-i Kerim’in beyan şivesi hiçbir beşerin hatta Peygamber’in sözleri bile kendisiyle boy ölçüşemeyecek derecede güçlüdür. Bu yüzden bilginler Kur’an’la karıştırılmaması bahanesiyle Peygamber’in hadislerinin yazdırılmasını engelleyenlerinin tutumları onaylamamışlardır.

B) Rakamsal icaz:

Bu gün bilim ve tekniğin ilerlemesi ve bilgisayarın yardımıyla Kur’an’ın sözcükleri ve harfleri arasında özel bir ilişkinin olduğu ortaya konmuştur. Bu tür rakamsal bir ilişkinin beşerin sözlerinde olması mümkün değildir.

2. İçerik yönünden Kur’an’ın mucize oluşu.

Bu da birkaç açıdan açıklanabilir:

A. Kur’an’da her hangi bir çelişki ve uyumsuzluğun olmayışı.

B. Şahıslar ve olaylar hakkında sonradan noksansız gerçekleşen gaybi haberler.

C. Kur’an’ın insanlığa sunduğu ilim ve öğretiler.

Kur’an’ın irfan, felsefe, hukuk vb. alanlarda sunduğu bilgiler insanoğlunun - en azından Kur’an’ın iniş döneminde -  ulaşması mümkün olmayan bilgi ve öğretiler türündendir.

D. Kur’an’da bulunan ilim ve öğretilerin iptal edilmeyişi. Kur’an’ın iniş döneminden bunca asırların geçmesine rağmen bu kitapta sunulan hiçbir konu iptal edilebilmiş değildir.

3. Bu kitabın getiricisi yönünden mucize oluşu.

Hz. Muhammed kimseden ders okumamış ümmi bir kişi olarak kültür ve bilimden uzak bir yer olan Arap Yarımadasında böyle bir kitabı getirmesi icaz dışında yorumlanması mümkün değildir.

Ayrıntılı Cevap

Kur’an-i Kerim’in mucize oluşunun çeşitli yöntemlerle açıklanmıştır.[1] Biz bunları üç başlık altında toplayabiliriz:

1- Kur’an-i Kerim’in lafız yönden mucize oluşu

2- Kur’an’ın içerik olarak mucize oluşu

3- Getiren şahıs açısından mucize oluşu

1) Lafız yünüyle mucize oluşu

Kur’an-i Kerim’in lafız yönüyle mucize oluşu iki açıdan ele alınmıştır:

1- Beyan türü açısından mucize oluşu

2- Rakamsal açıdan mucize oluşu.

Kur’an’ın anlatım gücü, belagat ve fesahat yönünden mucize oluşu yüz yıllardır bilinmekte ve bütün İslam mezheplerinin onayını taşımaktadır. Elbette bazıları Kur’an-i Kerim’in belagat ve fesahatini, Kur’an’daki düzen ve anlatım şivesinden ayırarak bu ikisini iki ayrı mucize bilmişlerdir. Bunlara göre Kur’an’ın fesahat yönü bir mucize düzeni ve şivesi başka bir mucize konumundadır.

Başka bir grup ise Kur’an’ın belagat ve fesahat yönüyle düzen ve şive yönünden mucize oluşuyla bir bilmişlerdir.[2] Bunlara göre ayni gerçeği çeşitli örneklerinden ibarettir. Aslında bütün bunlar Kur’an’ın beyan acısından mucize oluşuna dönmektedir.

Kur’an-i Kerim’in beyan şivesi hiçbir beşerin hatta Peygamber’in sözleri bile kendisiyle boy ölçüşemeyecek derecede güçlüdür.

Açıklama: Hadis tarihi ile ilgili olarak Ehl-i Sünnet şöyle bir inanca sahiptirler: Peygamber-i Ekrem (s.a.a) kendi sözlerinin yazılmasını menetmiştir. Ve bu konuda Peygamber’den bir hadis de nakletmekteler.[3] İşte burada şu soruyla karşı karşıya kalmaktalar: “Niçin Peygamber sözlerinin yazılmasını yasaklamıştır?” Ehl-i Sünnet arasında yaygın olan bir cevaba göre, yasaklanmanın sebebinin Kur’an’dan olmayan sözlerin Kur’an’la karışmasını önlemektir.[4]

Ancak Ehl-i Sünnet’ten olan bir araştırmacı bu delili reddederek şöyle demiştir: “Kur’an’ın beyan yönünden mucize oluşu onun başka sözlerle karışmasına engeller.” Hz. Muhammed’in (s.a.a) belagat ve fesahatte Kur’an gibi konuşabilecek seviyede olduğuna dair bir eleştiriye de şöyle cevap verir: “Bu varsayımı kabul etmek Kur’an-ı Kerim’in beyan yönünden mucize oluşunu reddetmeyi gerektirir.”[5]

Her haluklarda Peygamber’in sözlerinin sıradan sözler olmamasına onun sözlerinin nurani, ilahi hidayet ışığında ve gayb âleminden gelen sözler olmasına rağmen Kur’an’la karıştırılması mümkün değildi. Bu temel üzere Peygamber’in sözlerinin ümmetin duçar olduğu birçok sorunun çözümü olmasını dikkate aldığımızda onun sözlerinin yazılmasının yasaklanması büyük manevi ve fikri hasarlara yol açmıştır ve bu alanda Ehl-i Sünnete yöneltilen eleştiri yerinde ve köklü bir eleştiri sayılır. Şia ulemasına göre Peygamber’in sözlerinin yazılmasının Peygamber tarafından yasaklaması iddiası reddedilmiş ve doğru bulunmamıştır.

Kur’an’ın bir başka mucizevi yönü ise rakamsal yönden mucize oluşudur. Bu da, son zamanlarda bilgisayardan yararlanılarak ortaya konulmuş ve ilgi uyandırmıştır. Bilgisayar yardımıyla Kur’an’daki sözcükler ve harfler arasında özel bir ilişkinin olduğu belirlenerek böyle bir rakamsal ilişkinin beşerin sözlerinde olmasının mümkün olmadığının ispatlanması istenmiştir.[6]

Kur’anı Kerim’in İçerik Yönünden Mucize Oluşu:

Kur’an-i Kerim’in içerik yönünden mucize oluşu birkaç yönden ele alınmıştır ki aşağıda belirtilecektir:

a) Kur’an-i Kerim’de hiçbir çelişki ve uyumsuzluğun var olmayışı. Nisa Sure’sinin 82. ayeti de bu konuya işarettir. ‘Kur’an’ı gereğince düşünmüyorlar mı? Eğer Allah’tan başkasından gönderilmiş olsaydı onda birçok uyumsuzluk bulurlardı.’[7]

b) Gaybe ait olan (gizli olan) şeylerden haber vermesi. Kur’an’da bazı hadiselerin gelecekte gerçekleşeceği önceden bildirilmiştir. ve sonradan bildirildiği şekilde hadiseler vuku bulmuştur.

Bunlardan birisi Rum Suresi’nin 1–3 ayetleridir: “Elif, Lam, Mim. Rumlar yakın bir yerde yenilgiye uğradılar. Onlar bu yenilgilerinden sonra bir kaç yıl içinde galip geleceklerdir”[8]

c) Kur’an-i Kerim’in içerdiği ilim ve maarifler.

Kur’an-i Kerim’deki ilim ve maarif.

Kur’an-i Kerim en azından nazil olduğu zaman diliminde hiçbir beşerin henüz ulaşamadığı bilgilerle doluydu. Elbette şu anda bile Kur’an-i Kerim’de insanların ulaşmayacağı yüksek ilimler ve maarifler bulunmaktadır. Ulaşabildikleri kısmına ise Peygamber (s.a.a)’ın ve Masum İmamların yol göstericiliği sayesinde ulaşılabilinmiştir. Hatta hadislerin bir bölümünü inançla ilgili felsefi, kelamı, akli konular oluşturmaktadır. Hatta eğer Kur’an’daki bütün ilim ve maariflerin anlaşıldığını kabul etsek bile -ki yakinen geçmişte bu böyle değildi- yine de bu, Kur’an’ın bu yönden mucize oluşundan bir şey eksiltmez.

Burada şu noktaya dikkat etmek gerekir ki Kur’an-i Kerim’in bu açıdan mucize oluşu onu getiren şahıs ilgili icazından farklıdır. Bu mucizeden maksat Kur’an-i Kerim’de bulunan ilim ve maarif o zamanda yaşayan düşünürlerin, aydınların, bilim adamlarının ufuklarından ileride olacak şekilde derin ve yüce ufuklara sahip olduğuydu. Bütün bunlar beşerin düşünce ufuklarının çerçevesine girmeyen ve ilahi vahyin nişaneleri her yerinde görünen bilgi ve marifetlerdir.

d) Kur’an-i Kerim’de bulunan ilim ve marifetin doğruluğunu koruması: Aradan yüzyıllar geçmesine bilimlin gösterdiği bu büyük gelişmelere bilimsel ve kültürel bulgulara rağmen Kur’an-i Kerim’de bulunan hiçbir konu doğruluğunu kaybetmemmiş işte bu Kur’an-i Kerim’in hakkaniyetini kanıtlamaktadır.

Bu noktayı hatırlatmayı faydalı görüyoruz. Beşerin sahip olduğu mantık ve matematik gibi yazılı bazı ilimler eski zamanlardan beri doğruluğunu geçerliliğini kaybetmemişse de ama dikkat edilmesi gerekir ki öncelikle bu ilimler ispata ihtiyaç olmayan bedihi konulardan sayılır veya fıtri olarak her akıllı insanın düşünmelerinde gizlidir. Bu konuda çalışanlar gerçekte bir derleme bir araya getirme işlemini gerçekleştirmişlerdir. İkinci olarak beşerin telif ettiği kitaplar belirli bir konu ve ilim üzerinedir. Bu böyleyken Kur’an-i Kerim’deki ilim ve maarifin en belirgin çehresi ve özelliği işaret ettiği konuların geniş bir alanı içermesi ve onlarca önemli konuyu bir cümlede toplamasıdır.

Aslında bunun kendisi diğer bir mucizedir. Böylesine değişik ilimleri bir arada içermektedir. Hangi beşer bu kadar farklı ilimleri ele geçirmekle birlikte birbirine tamamen yabancı olan alanları öylesine bir dikkatle ve güçlü bir beyanla birbiriyle yoğurarak konuları mükemmel bir şekilde yan yana koyabilir, aralarında uyum sağlayabilir ve bu sözlerin içerisinden her ilimin değişik meyvelerini çıkarabilir. Öylesine ki ne maksat zarar görmekte ne de aralarındaki bağlar ortadan kalkmakta bununla birlikte hiçbir hata gerçekleşmemektedir.[9]

3) Getiren şahıs açısından mucize oluşu:

Eskilerden beri ortaya atılmış ve üzerinde konuşulmuş olan bu icaz şöyle açıklanabilir: Okuma ve yazma öğrenimini bile almamış olan Hz. Muhammed (s.a.a) nasıl olurda arapyarımadası gibi ilimden medeniyetten uzak bir yerde böylesine ilimlerle dolu bir kitabı ortaya koyabilir.

Değinilmesinde fayda olan diğer bir husus da şundan ibarettir: Kur’an-i Kerim’in icazı konusu Kur’anî ilimler alanında incelenmesinin yanı sıra bu konunun kelamı boyutu da sahiptir ve bu yüzden kelami bir konu olarak da incelenebilir. Kelami kitaplarda da bu yönüyle ele alınmıştır.[10]

Daha geniş araştırma için şu kaynağa başvurulabilir:

Mehdi Hadevi Tehrani, İçtihadın kelami temelleri, Hikmet Ocağı Kültürel Kurumu, Kum, 1. Baskı.



[1] Bkz. Dr. Seyyid Mustafa Samini, Vucuhi İcaz Kur’an, Daru’l-Kuran- Kerim’in İiinci konferansının makaleleri, Kum, s. 168- 178.

[2] Adı geçen eser, 169.

[3] Bkz. Mahmut Ebu Reye, Ezavun alessünnetin Nebeviyye, s. 42.

[4] Aynı Eser, s. 46

[5] Aynı eser, s. 47.

[6] Bu alanda Kadr adlı bir bilgisayar programı Dr. Seyyid Ali Kadiri tarafından hazırlanmıştır.

[7] Nisa Suresi, 82. ayet.

[8] Rum Suresi, 1-3 ayetler.

[9] Allame Tabatabi’nin Kur’an’ın tüm bilgi ve öğretilerini her suresinden çıkarmak mümkün olduğu görüşünü savunduğu nakledilmiştir. Bunun anlamı Kur’an’ın tüm öğretilerinin 114 surenin her birisinde değişik üsluplarla yer aldığıdır. Bu da Kur’an’ın ilginç yönlerinden biri sayılır.

[10] Mehdi Hadevi Tehrani, İctihad’ın Kelami Temelleri, s. 47-51.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Neden Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresini 1000’den 50 yıl az olarak ilan etmiştir?
    12371 Tefsir 2019/10/21
    Kuran’ı Kerim Hz. Nuh (a.s)’ın risalet süresi hakkında şöyle buyuruyor:«وَ لَقَدْ أَرْسَلْنا نُوحاً إِلى‏ قَوْمِهِ فَلَبِثَ فِيهِمْ أَلْفَ سَنَةٍ إِلاَّ خَمْسِينَ عاماً فَأَخَذَهُمُ الطُّوفانُ وَ هُمْ ظالِمُونَ» “Andolsun biz, Nûh'u kavmine gönderdik, onların arasında bin seneden elli yıl eksik kaldı, sonunda haksızlık etmekte olan ...
  • Daha fazla ücret vererek taksitle araba satın almanın bir sakıncası var mıdır? Peşin olarak araba satın almak için kar ile borç almanın da bir sakıncası var mıdır?
    8181 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/08/08
    Borç şekliyle peşin fiyatından daha fazla bir fiyatla otomobil gibi bir malı satın almak ve satmak doğrudur. Ama sizin ikinci sorunuzdaki husus borç faizi olup haramdır. ...
  • İran İslam Cumhuriyetinin dışındaki Ülkelerde oy kollanmanın hükmü nedir?
    6912 Diğer Konular 2012/05/19
    Diğer ülkelerin seçimlerine iştirak etmek eğer Müslümanların maslahatına ters ise veya İslam düşmanlarının güçlenmesine neden oluyor ise caiz değildir. İslam ve Müslümanların maslaha­tını ardında getiriyor ve onların güçlenmesine neden oluyor ise seçimlere iştirak edip oy kol­lanmak uygundur. Bu durum dışında oy kollan­mak mubahtır. Mükellefin ihtiyarine bağlıdır. ...
  • Ojeli tırnakla cenabet guslü alınabilir mi?
    11546 Suyun Ulaşmasını Engelleyen Şeyler 2012/06/09
    Abdest ve guslün şartlarından biri suyun abdest ve gusül azalarına ulaşmasına engel olacak bir şeyin olmamasıdır.[1] Bu açıdan abdestle gusül arasında bir fark yoktur. Buna göre engel teşkil edecek şeyi gusülden önce gidermek gerekir. Giderildiğine emin olmadan gusül alınırsa o gusül batıldır.
  • erkek ve kızların gelecekteki evlilikleriyle ilişkin konuları onlara nasıl öğretebiliriz?
    7513 Pratik Ahlak 2011/04/13
    Çocuklar tarafından bağımsız ve yeni bir yaşam yuvasının kurulmasıyla ilişkin meseleler, duygusal, sosyal ve cinsel meseleler ile irtibatlı olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır, dolaysıyla bu bağlamda var olan meseleler iki bölümde ele alınmalı ve tahkik edilmelidir. Ailenin başarılı veya ta sorunlara kadar varan vücuda gelen ...
  • Bedenin hangi bölgelerine gusül vermek lazım ve hangi bölgelerine gusül vermek lazım değildir?
    3563 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/25
    Gusülde bedenin bütün dış yüzeyine gusül vermek gerekir. İğnenin ucu kadar yer yıkanmazsa gusül batıl olur. Elbette insanı vesveseye düşürecek şüphelere itina edilmemelidir. Lakin bedenin kulak içi, burun içi, ve ağız içi gibi görünmeyen yerlerini yıkamak caiz değildir. Aynı şekilde bedenin görünen veya görünmeyen yeri olduğu hakkında ...
  • Kur’an ayetleriyle mukayese ettiğimizde hadislerin itibar derecesi ne ölçüdedir?
    9299 Kur’anî İlimler 2009/06/06
    Kur’an-ı Kerim ve muteber hadislerin her ikisi dini kaynaklardan sayılırlar ve her ikisi de şer’i hüccettirler. Kur’an hakkında senet yönünden inceleme yapılmaz Çünkü Kur’an’ın tümünün Allah katından indiğinde ve aynı şekilde Peygamber (s.a.a) tarafından bize ulaştığında bir şüphe yoktur. Sadece Kur’an ayetleri ifade ettikleri mana bakımından ...
  • Abdest alırken ve zorunlu bir durum yokken bir başka şahıs elimize su dökerse, bu bir sakınca ifade eder mi?
    38335 Abdest Şekli 2012/04/04
    Abdestin bir takım şartları vardır ve onlardan her birine riayet etmeme durumunda abdest geçersizdir. Abdestin şartlarından birisi, bizzat insanın yüzünü ve ellerini yıkması ve de baş ve ayaklarını mesh etmesidir. Eğer bir başkası insana abdest aldıracak olursa veya yüz ve ellere su ulaştırmada ve baş ve ayakları ...
  • Ayet ve rivayetlere göre salih amellerin yok olmasına neden olan ameller hangileridir?
    12376 Pratik Ahlak 2012/02/04
    Ayet ve rivayetlerde, Allah’a iman, şirke düşmemek ve mürted olmamak amellerin kabul olunmasının ilk şartları olduğu, bunlar olmadan hiç bir salih amel kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. Namazı terketmek, minnet ederek salih amel yapmak, başa gelen işlere razı olmamak vb. gibi amellerin yok olmasına neden olan şeyler -ayrıntılı cevap ...
  • Niçin Abdulmuttalib oğlunun adını Abduluzza koymuştur?
    23883 تاريخ بزرگان 2008/07/22
    Abdulmuttalibin oğlu Ebu leheb (Haşim oğlu Abdulmuttalib oğlu Abduluzza) künyesi Ebu utbe’dir, Peygamber (s.a.a) efendimizin amcası ve aynı zamanda onun en katı düşmanlarından biridir. Annesi Beni Huzae kabilesinden Lubna ve eşi Harb ibn-i Umeyye’nin kızı ve Ebu süfyanın kız kardeşi, Ümm-i cemil adıyla tanınan Arvi veya Avra’dır. ...

En Çok Okunanlar