Gelişmiş Arama
Ziyaret
11113
Güncellenme Tarihi: 2011/07/18
Soru Özeti
Nasıl lezzet şehvetten teşhis edilebilinir?
Soru
Nasıl lezzet şehvetten teşhis edilerek birbirinden ayırt edilebilinir? Lütfen bazı hükümleri yerine getirmek istediğimde bazı sorunlarla karşılaşmamam için somut bir çözüm yolunu bana gösteriniz?
Kısa Cevap

Konulardaki helâllik ölçüsü şehvetin reel örneğine (mısdak) karşın lezzetin reel örneğine bağlı değildir. Şehvetin tüm reel örnekleri ve lezzetin tüm reel örnekleri tek bir hükme sahip değildirler. Bilakis bu iki küllinin kapsamına giren tüm reel örnekleri ve fertlerin her birisinin değişik şartlarda ve değişik türlerin iktizasına göre farklı hükümler almaktadırlar. Bütün bunları dikkate alarak zikrettiğiniz netice (ölçü) lezzet ile şehveti bir birinden ayıran farklılıkları açıklamakla elde edilemez. Bunun şerhi detaylı cevapta zikrediliyor.

Ayrıntılı Cevap

Sorunuz külli ve genel olduğundan dolayı faydalı olacak ümidiyle bazı açıklamalarda bulunacağız:

Konunun doğru anlaşılması için ilkin lezzet ile şehvet hakkında ne gibi tarifler zikredildiğine bakacağız? Daha sonra bu ikisinin arasında var olan ilişkinin nasıl olduğuna göz atacağız? Bu durumda konu hakkında var olan muhtelif hükümleri dikkate alarak mantıki bir şekilde meseleyi tahlil edebiliriz ki lezzet ile şehveti teşhis ederek birbirinden ayırt edilmeleri için bir kaide ve kural veya kıstas gösterebilinir mı konusuna bakacağız?

Tarif:

Lezzetin tarifinde şöyle bir şey söylenilmektedir: “insanın tabiatıyla uyum içinde olan bir şeyin derk edilmesi lezzettir”. Bunun tam karşıtı olan elem de şöyle tarif edilmiştir: İnsanın tabiatıyla uyum içinde olmayan bir şeyin derk edilmesi elemdir.

Lezzetin tarifinde Şehabuddin Suhraverdi şöyle diyor: “Lezzet şundan ibarettir: Hasıl olan kemali kemal olma itibariyle kişi için hâsıl olduğunu fark (derk) etmektir”. Buna binaen lezzet götüren kişi için her lezzet kendisi için hâsıl olmuş olan kemal ve hâsıl olan kemali fark ve derk ettiği orandadır.

Lezzet ile elem, onları derk eden yeti esasınca dört kısımdır:

1-   Akli

2-   Vehmi

3-   Hissi

4-   Hayali

Başka bir bakış açısına göre lezzet ile elem iki kısımdır: 1- cismani ve 2- ruhani[1]

Şehvetin tarifi: Şehvet lügat literatüründe ilgi duymak, meyletmek ve istemektir. Özellikle nefsanî arzular bağlamında gerçekleşen ilgiler, istemeler ve meyiller için şehvet unvanı kullanılır. Aynen bu manalarla kelimenin kendisi ve türevleri 13 defa kuranı kerimde zikredilmiştir.[2]

Ali İmran suresinin 14. Ayetinde bu bağlamda şöyle buyrulmaktadır: Kadınlar, oğullar, yük yük altın ve gümüş, salma atlar, davarlar ve ekinler gibi “şehvetlerin ilgi duyduğu” şeyler insana süslü gösterildi. Bunlar dünya hayatının geçimliğidir. Oysa asıl varılacak güzel yer ancak Allah’ın katındadır”.[3]

Ahlak ve irfan literatüründe ise şehvet aşırı meyil ve ilgi şeklinde tarif edilmiştir. Mütekadimler şehveti 3 kısma ayırmışlardır:

1-   Yemeksel şehvet

2-   Konuşsal şehvet

3-   Gözsel (bakma) şehvet

Cinsel şehvet de (gözsel şehvetin) zımnında değerlendirilir.[4]

2-   Mantıksal ilişki

Lezzet insanın tabiatına uygun olan şeyi fark (derk) etmek, şehvette nefsanî şeylere aşırı bir şekilde temayül etmek ve ilgi duymak şeklinde tarif edildiğine göre lezzettin konusuyla şehvetin konusu arasında bazen mutabakat sağlanılıyor bezen de bir birinden farklılaşıyor olduğunu anlayabiliyoruz. Diğer taraftan lezzetin fertlerini (reel örneklerini) dikkate alırsak hepsinin lezzetin reel örnekleriyle mutabık olduğunu görürüz. Buna binaen şehvetin kapsadığı tüm reel örnekler lezzetin kapsamına da giriyor. Ama lezzetin kapsadığı tüm reel örnekler şehvet kapsamına girmiyor.[5]

3-   Reel örneklerde şer’i hükümler:

Şimdi İslam dininde lezzetin reel örnekleri ile şehvetin reel örneklerin hükümlerinin neler olduğuna dikkat edelim?

Şehvetin en tipik örneği olan cinsel şehvet hakkında şunu görüyoruz ki mutlak bir şekilde şehvani arzularını razı emek (doyurmak, yerine getirmek) haramdır. Ama birçok yerlerde bu arzuları yerine getirmek, onları duyurmak işkâlsız veya matluptur. Örnek babından kuranın ayetlerine dikkat ettiğimizde mümin olan kimselerin sıfatlarını açıklarken cinsel şehvetin sınırını ve hududunu çiziyor ve şöyle buyuruyor: “Onlar ki, ırzlarını korurlar. Ancak eşleri ve ellerinin altında bulunan cariyeleri bunun dışındadır. Onlarla ilişkilerinden dolayı kınanmazlar. Kim bunun ötesine geçmek isterse, işte onlar haddi aşanlardır[6]

Görüldüğü gibi zikir edilen ayeti kerimeler ilkin erkek ve kadın için cinsel şehvet bağlamında faydalanmaları caiz olan yerleri açıklıyor daha sonra birey ve toplum için zararlı olan diğer yerleri de yasaklıyor.[7] Şehvani arzuları cevaplandırması caiz olan diğer bir yeri de şöyle açıklanmıştır: “Kadınlarınız sizin ekinliğinizdir. Ekinliğinize dilediğiniz biçimde varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak) güzel davranışlar takdim edin. Allah’a karşı gelmekten sakının ve her hâlde onun huzuruna varacağınızı bilin. (Ey Muhammed!) Mü’minleri müjdele”.[8] Bu ayeti kerime belirtilmiş olan yerlerde şehvani duygularına cevap vermek ve onları razı etmesinin sorunsuz ve caiz olduğuna delalet etmektedir.

Lezzet konusu hakkında da her yerde mutlak bir şekilde caiz olmadığını bilmekteyiz. Örneğin kadın yüzünü ve ellerini kapatmakla mükellef kılınmamış dolayısıyla eğer erkek namahrem olan bir kadının kapatılmasıyla mükellef kılınmamış yüzünün bir kısmına veya ellerine lezzet kastıyla bakarsa caiz değildir.[9] Tekrar hatırlatmak gerekir ki bu açıklama daha önce tarif edildiği şekliyle cinsel şehvet ve lezzet arasına koyulan farka binaendir.

Netice:

Şimdi üçüncü beyandan alınan iki neticeye dikkatle ki 1- bazı şehvetler haram değildir, 2- bazı lezzetler de helal değildir ve “tarif” ve “mantıksal ilişki” şeklinde olan iki unvan zımnında açıklanmış konulara dikkatle şunu söylemek mümkündür: Bu iki genel kavramın kapsamına giren tüm fertlerine ulaşmak için ve helal lezzetleri ve haram şehvetleri belirleyen bir ölçü belirleyemeyiz. Bu denli bütünlüğü ifade eden iki kavramın kapsamına giren daha küçük şekilde olan toplulukları doğru bir şekilde özetlemek için ayet ve rivayetlere müracaat etmeliyiz. Bu nedenle konuyu lezzet ve şehvetin reel örneklerinden olan tek bir örneğe yönlendirmek daha uygundur. Örneğimizi cinsi meselelerden seçeceğiz. Zira bizim zihnimiz buna daha fazla alışıktır ve bu nedenledir ki şehvet kelimesi karinesizce kollanıldığında cinsel arzulara hemen sirayet ediyor. Şer’i kaynaklardan cinsel konuları ve reel örnekleri için şöyle bir taksim çıkarmamız mümkündür: 1- kesinlikle caiz olan yerler. 2- kesinlikle haram olan yerler ve 3- şartlı haram ve helal olan yerler.

Kesin caiz olanlar:

“Reel örneklerde şer’i hükümler” başlığın zeylinde kuran ve rivayetlerde zikir ve beyan edilen yerlerde cinsel bağlamında her çeşit faydalanma işkâlsız ve caizdir.

Kesin haram olanlar:

Aynı kaynaklardan şer’in belirtmiş olduğu yerlerin haricinde cinsel bağlamda yararlanmak tecavüz sayılmakta ve caiz değildir. Bu tecavüz lezzet seviyesinde bir yararlanma şeklinde olabilir veya kendisine aşırı temayül etme anlamında olan şehvet denilebilecek seviyede bir tecavüz olabilir. Örneğin namahrem olan kadının örtünmesi vacip kılınmış bedeninin bir kısmına bakmak erkek için caiz değildir. Bu ister lezzetin kapsamına girsin ister şehvetin kapsamına.[10]

Şartlı helal ve şartlı haram:

Nesnel ve dış âlemde şer’in hakkında haram emri olmayan bazı konularla (reel örneklerle) karşılaşmak mümkündür. Bu örnekler hem cinsel lezzeti kapsayacak şeklinde olup genel lezzetin reel örneği de olabilir hem cinsel bir bakışla kendisine bakılabilir bir yöne de sahip olmuş olabilir. Öyle ki hem lezzetin fertlerinden hem şehvetin fertlerinden sayılabilinirler. Dolayısıyla şer’i cevaz dairesinin haricinde kalan yararlanma hükmüne tabi tutulurlar. Örnek babından şu misale dikkat ediniz: Çoğu zamanlarda küçük yaştaki çocuklara bakmak insanların birçoğunda has bir etki bırakmıyor. Ama bu söz hiç eser bırakmaz anlamında da değildir. Küçük yaştaki çocukta var olan has temizlik ve sadelikten kaynaklanan hal hareketlerinden ve çocuğun sahip olduğu yüz ve suret güzelliğinden kişinin lezzet götürebilmesi mümkündür. Asıl itibariyle ihsas edilen bu lezzet ve hoşnutluk çocuğun cisminde ve ruhunda var olan temizlik, sadakatlik ve tazelik bağlamında var olan kemale aittir. Bu lezzet ne şeran ve ne aklen haram değildir. Ama eğer kişi kendisinde var olan bir cihetten dolayı bu çocuğun sahip olduğu güzellikten cinsel hislere gider ve onun cinsel duygularını tahrik edici konuma gelirse bu durumda çocuğa bakarak cinsel faydalanma götürmek kendisi için kesinlikle haramdır.

Buraya kadar zikredilen konular konunun farklı yönleriyle alakalıydı. Elbette lezzetle ilişkin daha cüzi meseleler, tür ve hükmüne dair konular var olmaktadır. Ama sorduğunuz soru çok genel olduğu için daha fazla cüzilere değinmedik ve bu kadarıyla yetindik.



[1] SECCADİ, seyit Cafer, , “ferheng mearifi islami”, baskı 4, intişarati kumeş, c. 3, s. 1634. (metinde azıcık tasarruf yapılmış).

[2] “dairetul mearifi teşeyu”, c. 10, s. 143.

[3]Zuyyine lin nasi hubbuş şehevati minen nisai vel benine vel kanatiril mukantarati minez zehebi vel fiddati vel haylil musevvemeti vel en'ami vel hars, zalike metaul hayatid dünya, vallahu indehu hüsnül meâb”. (ali İmran 14).

[4] SECCADİ, seyit Cafer, , “ferheng mearifi islami”, baskı 4, intişarati kumeş, c. 2, s. 1078.

[5] Mantık literatüründe bu nisbete “umum husus mutlak” denilmektedir. (ama eğer şehvetin tarifini mutlak temayül ve ilgi duymak anlamında olsa bu nisbet değişir).

[6] Müminun, 6-7.; “Onlar, mahrem yerlerini koruyan kimselerdir. Ancak eşleri, yahut sahip oldukları cariyeleri başka. Çünkü onlar (eşleri ve cariyeleri ile olan ilişkileri konusunda) kınanmazlar” (mearıc 29-30).

[7] Cinsel günahların bireylerde ve toplumda bırakacağı zararları hususunda daha fazla bilgi edinmek için; “el-mizan”, (farsça tercüme), c. 13, s. 118, isra süresinin 23. Ayetin zeyline bakınız.

[8] Bakare, 223.

[9]tevzi’ül mesail-i meraci”, c. 2, s. 485, ahkam-i nigah.

[10] A.g.e.

Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Bir insanın mürtet olmasının hükmü şeriat hâkiminin hükmüne gerek duyar mı?
    8763 Kâfir 2012/03/12
    Sorunuz büyük taklit mercilerinin bürolarından soruldu ve alınan cevapları aşağıda aktarıyoruz: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney (ömrü uzun olsun): Mürtetlik şeriat hâkiminin hükmüne gerek duymaz. Eğer dinin gereklerinden birini inkâr etmek peygamberliği veya aziz İslam Peygamberini inkâr etmeyle veyahut şeriata bir noksanlıkta bulunmayla sonuçlanırsa, ...
  • Kuranı kerimde ayetlerin ve konuların tekrarlanması kuran ayetlerinin insicamsızlığına delil değil midir?
    12671 Fasahat & Balaghat 2015/05/04
    Kuranda zikir edilen kıssalardan güdülen hedef, insanların rüştü ve tekâmülüdür. Hedef insanların can ve ruhlarında aydınlığı ve nurlandırmayı icat etmektir. Dik kafalı nefisleri kontrol ve zalimliğe, zulme ve inhirafa karşı koymaktır. Kurandaki konuların dağınıklığının delili kuranın, asaleti muhtevaya ve ibret verici konulara vermesi, insanı ve toplumu yapılandırmaya ...
  • Hz. Peygamber, Ebu Leheb’e ile sıla-i rahimde bulunuyor muydu?
    15366 Masumların Siresi 2012/02/18
    Sıla-i rahim, akrabalar ile irtibatı sağlayan amele denir. Bunun İslam açısından önemi, kâfir akrabalar ile dahi irtibatın kesilmesinin yasaklanmış olması derecesindedir. Elbette kâfir akrabalar inatçı olur ve İslam’a darbe vurma niyeti taşırsa, İslam onlara sıla-i rahimde bulunmayı yasaklamıştır. Bu yüzden Tebbet suresi, Ebu Lehep ve eşi hakkında nazil olmuş ...
  • Niçin Saffat suresinde Muhlesin kelimesi ism-i meful şeklinde kullanılmıştır? Bu kelimenin ism-i meful kipi ism-i fail kipinden daha üstün bir anlamı ifade ediyor mu? Bundan Allah’ın, sadece bizzat kendisinin ihlâslı kıldığı kimseleri mi helak etmeyeceği anlaşılır?
    10746 Tefsir 2009/06/06
    Saffat suresindeki ayetlerin akışı geçmiş ümmetlerin başlarından geçen olaylarla ilgilidir. Bu ayetler Allah’ın onların çoğunu -yalnız Allah ihlaslı kıldığı az bir grup hariç- şirklerinden dolayı azap ettiğini açıklamaktadır.Muhlesler sadece peygamberleri içermiyor. Peygamberler olmayan pak insanları da kapsamına alır. Çünkü bizzat bu ...
  • Neden-Sonuç Konusunda Mutezile İle Şia’nın Bakışı Arasındaki Fark
    7761 Eski Kelam İlmi 2011/04/21
    Allame Tabatabai insanların filleri ve Yüce Allah ile olan irtibatı konusunda Mutezile mensuplarının görüşüne işaret etmiştir. Onlara göre insan muhayyerdir. Bundan ötürü insan fiillerinin öznesi sadece kendidir ve başka bir ilk neden yoktur. Bu grup, insan fillerinin öznesini Allah bilmemiz durumunda bunun cebri gerektireceğini düşünmüştür. Allame ...
  • İnsanın saadet ve kamalı neye bağlıdır?
    8158 Pratik Ahlak 2010/03/09
    Bu soruya cevap verebilmek için şu iki soruyu cevaplandırmamız gerekir:1) Saadet nedir? Kemalden ayrı bir şey midir? 2) İnsan nasıl bir varlıktır? Acaba sırf maddi bir varlık mı yoksa böyle değil mi?
  • Kur’an’daki yedi göğün manası nedir?
    39561 Tefsir 2010/09/22
    Gök ve galaksiler hakkında bilimsel açıdan müphemlikler olması nedeniyle Kur’an’daki yedi göğün manası hakkında kesin bir görüş ileri sürülemez. Sadece ihtimal ve sanı düzeyinde birkaç teori dile getirilebilir. Ama Kur’an’ın hedefinin insanlığın manevî ve terbiye eksenli hidayeti olduğu noktasından gafil olmamalıyız. Kur’an’ın yedi gök ve yer ...
  • Humus yılının sonunda kalan harcama kalemleri humusunun hesap şekli nasıldır?
    6841 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/11/08
    Yüce rehberlik makamı bu husustaki bir sorunun cevabında şöyle buyurmuştur: “Pirinç, yağ vb. günlük kullanılan ihtiyaçlardan artı kalan ve humus yılının başına kadar duran her şeyin humusu vardır.”[1] Humus bizzat kalemlere düşer; mesela humus yılının başında beş kilogram pirinç ...
  • Üç Haslet hadisinin senedi sahih midir?
    7321 Diraytü’l-Hadis (Hadis Etidü) 2011/10/23
    Söz konusu hadisin bazı ravileri hakkında elde herhangi bir bilgi yoksa da birkaç sebepten dolayı ona istinat edilebilir:1-Hadis, çeşitli birinci grup rivayet kaynaklarında gelmiştir. Ve biliyoruz ki bir rivayet değişik kaynaklarda gelmişse ve büyük muhaddisler ona önem vermişlerse bu, onun itibarını ve muhaddislerin ...
  • İlime hakiki anlamda iştiyak kazanmanın yolu nedir?
    7882 Pratik Ahlak 2011/07/23
    Ayetullah Hadevi Tehrani'nin bu konuyla ilgili görüşü şöyledir:İlime duyulan iştiyak ilahi bir lütuftur. Ancak bu hissi bazı yollardan güçlendirmek mümkündür:1- Sırayı gözeterek ve düzenli bir şekilde ders okuma. Bu tür ders alma insanda öğrenme ve ilime ilgi hissini güçlendirir ...

En Çok Okunanlar