Gelişmiş Arama
Ziyaret
10694
Güncellenme Tarihi: 2010/05/04
Soru Özeti
İnsan neden Allah’ı unutur?
Soru
İnsan neden Allah’ı unutur?
Kısa Cevap

Şeytanın vesveseleri, dünyaya bağlılık ve günah işlemek Allah’ı unutmanın nedenlerindendir. Buna karşılık namaz kılarak, Kur’an okuyarak, ayetler üzerinde tefekkür ederek, yine istidlal ve bürhan ile Allah’ı anmayı kalplerde canlı tutabiliriz.

Allah’ı anmanın çeşitli faydaları vardır, örneğin: 1- Allah’a hep itaat halinde olmak, 2- Huzu içinde ve alçak gönüllü olmak, 3- İbadete karşı aşk duymak, 4- Huzur ve güven içinde olmak, 5- Kulun Allah’a yönelmesi, 6- Allah’ın kuluna karşı sevgi ve muhabbet beslemesi…

Ayrıntılı Cevap

Kur’an’daki bazı ayetler, kafirler, fasıklar, müşrikler ve dinsizlerin başlangıç (mebde’) ve sonlarını (mead) unuttukları için Allah’ı da unuttuklarından söz etmektedir. Kur’an bu konuda şöyle buyuruyor: ‘Ve benzemeyin o kişilere ki Allah'ı unutmuşlar da o da, kendilerini unutturmuştur onlara; onlardır, buyruktan çıkanların ta kendileri.’[1]

 

Bir başka ayette kafirlerin şöyle dedikleri aktarılır: ‘Ve dediler ki: Yaşayış, ancak bu dünyadaki yaşayışımızdan ibarettir, ölürüz ve diriliriz ve bizi zamandan başka bir şey öldürmez.’[2] Böyle biri Allah’ı ve meadı unutmuştur.

 

Yine şöyle buyurulmaktadır: ‘Şu güne ulaşacağınızı unuttuğunuzdan dolayı tadın azabı, şüphe etmeyin ki biz de unuttuk sizi ve tadın ebedi olarak azabı yaptıklarınıza karşılık.’[3]

 

Şu ayette de kafirlere hitaben şöyle buyurulmaktadır: ‘…Siz nasıl bugüne kavuşacağınızı unuttuysanız bugün de biz sizi unuttuk ve yurdunuz ateştir ve size bir yardımcı da yoktur.’[4]

 

Bu ayetlerden istifade edilen noktalar şunlardır:

 

1- Unutmak sözcüğünün manasından Allah’a olan marifetin fıtrî bir geçmişi olduğu, kafir, müşrik ve suçluların maddiyata kapıldıkları için onu unuttukları istifade edilmektedir. Allah-u Teâlâ unutmayı yalnızca müminler ya da ehl-i kitap için kullanmamaktadır; başlangıç ve sonunu inkar eden herkese unutma nipeti vermekte ve ‘siz mebde (başlangıç) ve meadı unuttunuz.’ diye buyurmaktadır.

 

2- Allah’ın unutması insanın kendisini unutmasına neden olur. Çünkü Allah’ın unutması bir taraftan insanın maddi ve şehevi lezzetlere dalmasına, yaratılış hedefini unutmasına ve sonuçta kıyamet günü için ahiret azığını hazırlamaktan gafil olmasına neden olurken, diğer taraftan O’nun yüce sıfatlarını unutmasına da neden olur. Zira Allah, mutlak varlık, sonsuz ilim sahibi ve hiçbir şeye muhtaç olmayandır; O’nun dışında olan her şey O’nun mukaddes zatına muhtaçtır. İşte insan da buna dayanarak kendisini özgür ve ihtiyaçsız sayar ve neticede insanî gerçeklik ve hüviyetini kaybeder.[5]

 

3- Bu ayetlerin hepsi Allah’ın unutabileceğini gösterirken bütün insanların ona müptela olabileceğini de göstermektedir. Kimi Müslümanların bile bazı şartlar altında Allah’ı unuttukları görülmektedir. Bu unutmak bazen devamlı olup tehlikeli boyuta ulaşmakta ve ahiret azabına sebep olmaktadır. Nitekim Kur’an buyuruyor: ‘Allah kalplerini, kulaklarını mühürlemiştir, gözlerinde de perde var ve pek büyük azab onlaradır.’[6] Bazende unutmak geçicidir; burada Allah’a yönelmeye ve Allah’ı anma ruhunun yeniden canlanıp insanın kurtulmasına ümit vardır. Kur’an bu konuda da şöyle buyuruyor: ‘Allah’tan çekinenler, Şeytan'ın bir vesvesesine uğradılar mı düşünürler, bir de bakarsın ki doğru yolu görmüşler bile.’[7]

 

Allah’ı unutmanın nedenleri:

 

1- Şeytan Allah’ı unutmanın önemli etkenlerinden biridir. Kur’an şöyle buyurmaktadır: ‘Şeytan, üstlerine saldırmıştır, üst olmuştur da onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur; onlardır Şeytan'ın fırkası; bilin ki şüphesiz Şeytan'ın fırkası, ziyan edenlerin ta kendisidir.’[8]

Şeytanın tek hedefi Allah’ın insana verdiği sermayeyi ondan almaktır. Bu sermayeyi kaybeden kimse kendisinide kaybeder.

 

2- Dünyaya bağlanmak Allah’ı unutmanın bir başka önemli nedenidir; zira dünya çekiciliğiyle insanları kendisine bağlamaktadır. Hz. Ali (a.s) buyuruyor: ‘Allah katında olan şeye dünyadan kopmanın dışında bir şeyle ulaşılmaz.’[9]

 

3- Allah-u Teâlâ’ya karşı günah işlemek, insanla Allah arasına çekilen bir perdedir. Günah insanın Allah’ı ve yaratlışının başlangıcını unutmasına neden olarak onu gaflete düşürür. İmam Rıza’dan (a.s) ‘Neden Allah perde arkasındadır?’ diye sorulduğunda şöyle cevap buyurdular: ‘İnsanların işlediği günahlardan dolayı.’[10]

 

Bütün bunlara karşılık olarak kendimiz ve başkalarının kalbinde Allah’ın yâdını canlı tutmamız gerekir. Nitekim Allah-u Teâlâ şöyle buyuruyor: ‘Onlar, Allah'ı ayaktayken, otururken ve yan üstü yatarken anarlar’[11]

 

Allah’ı anmanın özel bir şekli yoktur, mümkün olan her şekilde anılabilir. Bununla birlikte dinimiz Allah’ı anmak için bazı amelleri de tavsiye etmiştir. Örneğin:

1- Namaz kılmak; Kur’an bu konuda buyuruyor: ‘Beni anmak için namaz kıl.’[12]

2- Kur’an’la irtibat ve temas halinde olmak; Kur’an buyuruyor: ‘Bunları, sana ayetlerimizden ve doğrulukla hükmeden Kur'an'dan okuyoruz.’[13]

3- Gökler ve yerin üzerinde tefekkür etmek: ‘Göklerle yeryüzünün yaratılışını düşünürler de Rabbimiz derler, bunları boş yere yaratmadın, sen noksan sıfatlardan arısın, bizi ateşin azabından koru.’[14]

4- İlahi sıfatlara yönelmek: ‘Doğu da Allah'ındır, batı da. Artık nereye dönerseniz dönün, orada Allah'a dönmüş olursunuz. Şüphe yok ki Allah'ın (lütfü, rahmeti) boldur, o her şeyi bilir.’[15] Allah her yerde olduğu için nereye dönsen Allah ordadır. Netice olarak kendine dikkat et ki hürmeti koruyabilesin.

 

Allah’ı anmanın insan yaşamında birçok hayır ve faydası vardır, örneğin:

1- Allah’ın emir ve yasaklarına karşı itaatkar olmak.

2- Hakkın, hakikatın ve Allah’ın zayıf kullarına karşı huzu ve tevazu içinde olmak.

3- İbadete karşı aşk duymak.

4- Huzur ve güven bulmak.

5- Allah, kuluna karşı sevgi ve muhabet besler.  

 

İnşallah bu hayırlar bize de nasip olur.  



[1] - Haşr/19, Tövbe/67, Yasin/78

[2] - Casiye/24

[3] - Secde/14

[4] - Casiye/34

[5] - Tefsir-i Nümune, c.23, s.541

[6] - Bakara/7

[7] - A’raf/201, Al-i İmran/135

[8] - Mücadele/19

[9] - Nehc-ül Belağa’nın (Farsça) Tercümesi’nden, 193. Hutbe, s.286

[10] - Şeyh Saduk, et-Tevhid (Camiay-ı Müderrisin Yayınları-Kum, 1398 h.k (1357 h.ş)), .252

[11] - Al-i İmran/191

[12] - Ta-Ha/14

[13] - Al-i İmran/58

[14] - Al-i İmran/191

[15] - Bakara/115

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar