Gelişmiş Arama
Ziyaret
8927
Güncellenme Tarihi: 2012/01/29
Soru Özeti
Din insanı dünya ve ahiret yaşamında saadete ulaştırmak için gelmişse eğer, dindar olmayan bazı toplumlar neden dünyada daha çok refah içinde yaşamaktalar?
Soru
Diyorsunuz ki din insanı dünya ve ahiret yaşamında refaha kavuşturmak için gelmiştir. Halbuki dindar olmayan bazı toplumların daha çok refah içinde yaşadıklarını görmekteyiz. Bu çelişki nasıl halledilebilir?
Kısa Cevap

İslam, insan ilişkilerini düzenlemek için gelmiştir. Kanunlar üzerine kurulu olan Medinetü’n Nebiy’de insan ilişkileri belli bir düzen içindeydi. Ve Şehid Sadr’ın (r.a) deyimiyle İslam, bu mananın gerçekleşmesi için iki tedbir düşünmüştür. Biri kanunun icrasına nezaret eden dış tedbirler, diğeri ise insanın içinde kendisini uymakla yükümlü hissetiği iç ve değersel tedbirlerdir. Maalesef Müslüman toplumlar, din ve dini manaların hakikatlarından uzaklaştıklarından düzenli ve kurallara uyan bir toplum olarak tanınmamıştır. Batı dünyasında gördüğümüz medeniyet ise bazı tesadüflerin sonucunda ortaya çıkmıştır.        

Ayrıntılı Cevap

Burada üzerinde önemle durulması gereken nokta şudur: İslam insanların arasındaki ilişkileri düzenlemek için gelmiştir. Medinetü’n Nebiy, kanunlar üzerine kurulu topluma en güzel örnekti. Orada insanların bütün ilişkileri belli bir düzen içindeydi. Ve Şehid Sadr’ın (r.a) deyimiyle İslam bu mananın gerçekleşmesi için iki tedbir düşünmüştür. Biri kanunun icrasına nezaret eden dış tedbirler, diğeri ise insanın kendi içinde uymakla yükümlü hissetiği iç ve değersel tedbirlerdir. Maalesef Müslüman toplumlar, şu anda açıklamaya fırsat bulamadığımız nedenlerden dolayı din ve dini manaların hakikatlarından uzaklaştıkları için dindar toplum kanunlara uyan bir toplum olarak tanınmamıştır. Bunun karşısında yer alan batının bugün ulaştığı yer ise şu tesadüflerin neticesinde ortaya çıktı: Rönesans döneminde (ondan önce Müslümanlarla Hıristiyanlar arasında kanlı savaşların yaşandığı haçlı seferleri vardı) İslam kültürüyle tanışan batılılar Müslümanların ileri medeniyetiyle tanıştıktan sonra ‘Böyle bir medeniyet nasıl ortaya çıktı?’ diye kendilerinden sormaya başladılar. İşte bu merhaleden sonra batı dünyasında medeniyet ve ona ait konular ele alınmaya başlandı. Günümüzde batı toplumlarının kanunlara uyan bir toplum olması gerçekte rönesanstan sonra gelişen olayların sonucudur. Ancak dinden uzak toplumlar yalnızca dış güvencelerden faydalanırlar. Yani siz sadece her şeyin dış yüzüne bakarsınız. Batının dinden uzak toplumları sadece kanunlara uyarlar. Onların kanuna uymasının nedeni kanuna nezaret eden ve koruyan kimselerin, onu sıkı bir şekilde uygulamalarından kaynaklanır. Bu yüzden bir yerde bu sıkı uygulama kalktığında kanunda oradan kalkar. Örneğin onların trafik kanunlarına bizden çok daha iyi uydukları söylenip durur. Evet bu doğrudur, nedeni ise trafik kurallarının oralarda daha sıkı bir şekilde uygulanmasıdır. Bu da ister istemez peşinden toplumsal bir nezareti getirmektedir. Mesela bazı ülkelerde ne mobese ne de polis olmasına rağmen halk kurallara uymaktadır. Bunun nedeni sorulunca diyorlar ki: Bir kişi kırmızı ışıkta geçse veya başka bir hata yapsa etrafta olan mağazacı, yaya vs. kimselerden en az on kişi polise ihbarda bulunur, hata yapanın arabasının plakasını vererek bir kuralın çiğnendiğini bildirirler. O da ağır bir ceza alır. Çünkü oranın kanunu diyor ki, aksi ispat edilmediği sürece iddia sahibinin iddiası geçerlidir. Yani bir araç kırmızı ışıkta geçtiğinde ihbarında bulunulursa ona hemen ceza kesilir. Sürücü ise kırmızıdan geçmediğini ispat edebilirse ceza almaz. Genellikle sürücü iddiasını ispat edemez, ceza da bir süre sonra daha da ağırlaşır ve iki katına çıkar. Böyle bir ortamda halk, kurallara uyma gereğini hisseder. Ancak kurallara böyle uymanın pek garantisi yoktur. Çünkü onların hesabı maddiyat üzerinedir. Bu yüzden örneğin kar yağışının çok yoğun olduğu bir kış mevsiminde Avrupaya giderseniz şöyle bir sahneyle karşılaşabilirsiniz: Kar yolları kapamış, buzlanma var, herkes kırmızı ışıkta arka arkaya dizilmiş. Ama uzun bir bekleyişten sonra saatlerine bakıyor ve işlerine geç kaldıklarını düşünüyorlar. Sonra bir bakıyorsunuz bu kuralcı insanlar yasağı delmeye başlıyorlar. Neden? Çünkü şöyle bir hesap yapıyorlar: Eğer kırmızı ışıkta geçerlerse 50 dolar ceza ödeyecekler, ama işe geç kalırlarsa 100 dolar kaybedecekler. Burada suçu işlemek ve işlerine yetişmek onların daha çok işlerine gelmektedir. Yani gerçekte her şey dünyevi kâr ve zarar üzerinde şekillenmiştir. İslamın istediği ama Müslüman toplumlarda yerleştirmeye fazla muvaffak olamadığımız husus insanların kendilerini kanunlara karşı yükümlü hissettiği kanunlara uyan bir toplumun yetiştirilmesidir. Ancak bunu polise veya mahkemelere güvenerek değil, herkesin bunlardan daha üstün olan Allah’ın hazır ve nazırlığını göz önüne alarak yapmasını istemektedir. İlahi gözetime inanan kimse davranışlarına dikkat eder. Böyle olursa yeniden İslamın yükselişine şahid oluruz. Nitekim Peygamberimizin döneminde çok çok aşağıda olan bedevi bir toplum, on yıl içinde Peygamberimizin (s.a.a) eğitimi neticesinde Medinetü’r-Resul’ün ulaştığı nokta, oluşan şartlar ve ortamlar ve yetişen insan gücü herkesi hayrete düşürmüştür.                   

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Diriliş cisimsel mi yoksa ruhani midir?
    17927 معاد و قیامت 2012/05/27
    Her ne kadar akli deliller ahiret ve bu dünyevi hayat dışındaki başka bir dünyanın gerekliliğine tanıklık etse de ahretin nitelik ve keyfiyeti, ahiretin sadece ruhani olup olmayacağı veya hem ruhani ve hem cismani olup olmayacağı ve de cisimsel dirilişi kabul etme durumunda bu cismin maddi mi yoksa ...
  • Mescidin hangi halısının necis olduğunu bilmiyorsak, onu nasıl temizleyebiliriz?
    6067 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/10/23
    Büyük mercilerin (Allah onları korusun) bürolarının yanıtları şunlardır: Hz. Ayetullah Uzma Hamaney’in (ömrü uzun olsun) Bürosu: Sorulan sorudaki varsayıma göre belirtilen tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Sistani’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Yakin hâsıl olması için tüm halılar yıkanmalıdır. Hz. Ayetullah Uzma Mekarim Şirazi’nin (ömrü uzun olsun) Bürosu: Eğer ...
  • İmam Ali (a.s)’ın hayatını özet olarak beyan edebilir misiniz?
    2908 امام علی ع 2020/01/19
  • Yabancı şirketlere yapılan yatırımların kazançının hükmü nedir?
    13571 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/06/24
    Yabancı şirketlerde yatırım yapmak eğer müslümanların izzetine, bağımsızlığına zarar vermiyor ve Müslümanların onlara bağlanmalarına ve derin bağlar kurmalarına yol açmıyorsa sakıncası yoktur. Bu bağlamda Müslüman olmayan birinden faiz almak Taklit Mercilerin kahir çoğunluğunun fetvasına göre caizdir. ...
  • Ayakların üstünü mesetme konusunu hadisler ile ispatlayınız?
    8250 بیشتر بدانیم 2012/07/21
    “Vesailu’ş - Ş,a” gibi Şia’nın Muteber Kitaplarında İmamlardan (a.s.) nakledilmiş olan hadislere baktığımızda abdest alınırken başın ön kısmının ve ayakların üstünün Mes edilmesinin vacip olduğunu görürüz. Keza hadislerden istifade ediliyor ki ayaklar Mes edilirken sağ ve sol sırasını dikkate alarak ayakların parmaklarından başlayarak ayaklarda var olan çıkıntıya ...
  • Düğünlerde klasik müzikler kullanılması halinde, kadının kadın için dans etmesinin hükmü nedir?
    7608 کلیات 2012/04/07
    Ayetullahe'l-uzma HAMANEİ’NİN (Allah yüce gölgesini devam ettirsin) defteri: Kadının kadınlar için dans etmesi eğer lehv unvanı kendisine sıdk ediyor; örneğin kadınlar meclisini dans meclisine dönüştürüyor olması gibi, sakıncalıdır ve ihtiyatı vacip gereğince terk edilmelidir. Bu durum dışındaki durumlarda eğer şehveti uyandıracak nitelikte veya haram bir ...
  • İmam Ali’nin Zülfikar’ı şimdi nerededir?
    69010 تاريخ بزرگان 2011/10/30
    Zülfikar, Allah Resulü’nün (s.a.a) kılıcının adıdır.[1] Bu kılıcın bununla adlandırılması hakkında şöyle demişlerdir: Kılıcın arkasında insanın belkemiği gibi kısa ve uzun çıkıntılar bulunmaktaydı.[2] Zülfikar’ın macerası İslam’ın ilk yıllarındaki savaşlardan ...
  • Rehberliğin görüşüne göre “bilerek” namazı bozmanın hükmü nedir?
    31000 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    İradi olarak farz namazı bozmak ve kesmek haramdır ama bir kefareti yoktur. Eğer insan namazını doğru kılıp kılmadığına dair şüphe ederse şüphesine itina etmemeli, namazını doğru kıldığına hükmetmeli ve namazı bozmamalıdır. Ama namazını bozarsa bunun bir kefareti yoktur. Elbette farz namazı iradi olarak bozmak haramdır ama ...
  • Kimsenin olmadığı bir yerde çıplak olmak veya çıplak uyumak günah mıdır?
    55543 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2019/11/26
    Dini metinlerden ve kaynaklardan elde edilen veri böyle bir davranışın özünde haram olmadığı ama mekruh olduğu yönündedir. Zira bu halet şeytanın vesvese etmesine bir anlamda alt yapı oluşturabilir. ...
  • Tahrip edilmiş korunaktan hırsızlık yapmanın hükmü nedir?
    6908 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/08/21
    Hırsızın elinin kesilmesinin şartları şunlardır:1. Erginlik2. Akıl3. İrade4. Zorunluluğun olmaması5. İster yalnız başına ve ister beraberce olsun hırsızın korunağa saygısızlık etmesi6. Eşyayı korunaktan çıkarması7. Hırsızın mal sahibinin babası olmaması8. Korunağa saygısızlığın ve hırsızlığın gizlice yapılması; açıkça ve aşikâr olarak korunak kırılır ...

En Çok Okunanlar