Gelişmiş Arama
Ziyaret
42181
Güncellenme Tarihi: 2012/01/29
Soru Özeti
Takva ne demektir?
Soru
Takva ne demektir?
Kısa Cevap

Takva, insanı yanlış işlere yönelmekten koruyan caydırcı bir güçtür. Tam bir takva, insanı günahlara ve haramlara düşmekten korumanın yanı sıra, şüpheli şeylerdende uzaklaştırır. Takvanın merhaleleri, dalları ve etkileri var ki ayrtıntılı cevap bölümünde onlara değineceğiz.

Ayrıntılı Cevap

Takva kelimesi ‘Veka, Yaki, Vikaye (وقی یقی وقایه)’den gelmiş olup, insanın bir sığınığa girmesi demektir.[1] Dini terimde ise, günahlardan korunmak manasına gelmektedir. Başka bir ifadeyle takva nefsani meleke şeklindeki caydırıcı ve insanın içinde ortaya çıkan içteki bir güç olup, onu şehvetlerin tuğyanından ve yanlış yapmaktan korur. Tam bir takva, insanı günahlara ve haramlara düşmekten korumanın yanı sıra, şüpheli şeylerdende uzaklaştırır.

Ayet ve hadislerde takva için yapılan birçok benzetmeden bazılarını aşağıda örnek olarak getiriyoruz:

1- Azık: Kur’an takvayı azığa benzetmiş ve ona en güzel azık diyerek şöyle buyurmuştur: Azık edinin. Şüphesiz azıkların en hayırlısı takvadır.’[2]

2- Elbise: Kur’an takvayı elbiseye benzeterek ona en güzel elbise demiştir: ‘Takva elbisesi ise daha hayırlıdır’[3]

3- Günah tehlikesi karşısındaki sağlam kale: İmam Ali (a.s) buyuruyor: ‘Ey Allah’ın kulları: Takva sağlam ve fethedilmez bir kaledir.’[4]

4- İmam Ali (a.s) bir başka yerde şöyle buyuruyor: ‘Takva tempolu giden bir binek gibidir. Kontrolü ona binenin elindedir ve onu cennetin ortasına kadar götürür.’[5]

5- Bazı büyükler takvayı dikenlerle dolu bir araziden geçerken eteğini tamamen toplayan ve ayağına veya elbisesine ilişmesin diye temkinle yürüyen kimsenin haline benzetmişlerdir.[6] Bu benzetmeden takvanın insanın bir köşede inzivaya çekilmesi manasına gelmediği, aksine halkın içinde olması, eğer toplum bozuksa kendisini ondan koruması gerektiği anlaşılmaktadır.[7]

İslamda takva, ‘Mebde’ ve ‘Mead’a yani Allah’a ve ahiret gününe inanmanın alameti, insanın fazilet, iftihar ve kişiliğinin ölçüsü olarak kabul edilmiştir.[8]

Kur’an’a göre takva, bulunduğu yere ilim veren ilahi nurdur.[9]

Takvanın Merhaleleri

Bazı alimlere göre takvanın üç merhalesi vardır:

1- Nefsi, sağlam inançlara sahip olarak ebedi azaptan koruma merhalesi.

2- Farzları terketmekte dahil her türlü günahtan uzak kalma merhalesi.

3- İnsanın kalbini haktan uzaklaştıran şeylerden uzak tutma merhalesi. Bu havassın, hatta en has kimselerin takvasıdır.[10]

Takvanın Kısımları

Takvanın çeşitli kısımları vardır. Onlardan birkaçı şunlardır: Mal ve iktisatta takva, cinsellikte ve toplumsal konularda takva, siyesette takva, ahlakta takva vs.

Takvanın Etkileri

Takvanın insan yaşamındaki önemli ve güzel etkilerinden bazıları şunlardır:

1- İnsanın Eğitilmesi: İmam Ali (a.s) buyuruyor: ‘Takva, ruhsal bir haslet ve manevi bir eğitimdir. Onunla insan yetiştirilir.’[11]

2- Sorumluluk Bilinci: Takvalı kimse dini görevlerinin altından kaçmaz ve istekle onları yerine getirir, zorlukları yener.

3- Özgürlük: Takva, insanın Allah’tan başka her türlü kulluktan kurtarır. Takvalı insan şehvetlerinin karşısında dize gelmez, makam ve nefsani isteklere teslim olmaz. Dolayısıyla her türlü helaketten güvende kalır.

4- Ahirette Kurtuluşa Ermek: Takva hidayetin anahtarıdır. Takvalı kimse güzel amelleri ve hidayet yolunda yürümekle dünya saadetinin yanında uhrevi sevaplar da kazanır.   

 



[1] -Ragıb İsfahani, Hasan b. Muhammed, Müfredatun Fi Ğaribi’l-Kur’an, c.1, s.881, ‘Veka’ maddesi, Daru’l-İlm ed-Daru’ş-Şamiyye, Dimeşk, Beyrut, HK.1412.

[2] -Bakara/197

[3] -A’raf/26

[4] -Nehcü’l Belağa, 157. Hutbe.

[5] -Nehcü’l Belağa, 16. Hutbe.

[6] -Ebu’l Fütuh Razi, Hasan b. Ali, Ravzu’l-Cinan ve Ravhu’l-Cenan Fi Tefsiri’l-Kur’an, c.1, s.101, Bonyad-ı Pejuheşha-i İslami Astan-ı Kuds-u Razavi, Meşhed, HK.1408; Mekarim Şirazi, Nasır, Tefsir-i Nümune, c.1, s.80, Daru’l-Kütübü’l İslamiyye, 1. Baskı, Tahran, HŞ.1374.

[7] -Tefsir-i Nümune, c.22, s.204.

[8] -Hucurat/14.

[9] -Bakara/282.

[10] -Tefsir-i Nümune, c.22, s.205; Allame Meclisi, Biharu’l-Envar, c.70, s.136, Müessesetü’l-Vefa, Beyrut, Lübnan, HK.1404

[11] -Nehcü’l Belağa, Muttakiler Hutbesi.

Diğer Dillerde Soru Tercümesi
Yorumlar
yorum Sayısı 0
Lütfen soruyu doğru giriniz
örnek : Yourname@YourDomain.com
Lütfen soruyu doğru giriniz
Lütfen soruyu doğru giriniz

Konusal Sınıflandırma

Rastgele Sorular

  • Yemek yemek için ev sahibinden izin almak gerekir mi?
    6842 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2011/02/14
    İslami açıdan insanın yemeğinin helal ve pak olmasının yanı sıra mubah da olması gerekir yani o yemeğin sahibi de razı olmalıdır ve biz de onun razılığını bilmeliyiz. Başkalarını malını izinleri olmaksızın kullanmak haramdır. Ancak bir kimse başkasını yemek için evine davet etmiş yemek sofrasını açmış veya bir bağ sahibi ...
  • Bu asırda kızları köleliğe çekmek caiz midir?
    6938 Eski Kelam İlmi 2011/10/23
    Her şeyden önce köleliğin İslam dini tarafından temelleri atılan bir kurum olmadığını, bilakis bu fenomenin İslam’ın doğduğu çağda dünyanın tüm bölgelerinde yaygın olan bir realite olduğunu bilmeliyiz. İslam köle sahiplerine ciddi bir zarar vermeksizin ve mevcut toplumsal dengeyi ani ve hızlı bir girişimle ortadan kaldırmaksızın imkânların elverdiği ölçüde ve ...
  • Çocukken bir defa kız kardeşimin sütünü içmiş olan amcakızım ile evlenebilir miyim?
    7868 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2010/12/22
    Bu sorunun kısa cevabı yoktur. Ayrıntılı cevap seçeneğini tıklayınız. ...
  • Allah gerçekleşmeden önce insan amelini nasıl bilmektedir?
    6359 Eski Kelam İlmi 2011/08/21
    Bizim için böyle bir sorunun meydana gelmesinin sebebi, Allah ile zaman arasındaki bağı doğru anlamamamızdır. Allah ezeli, ebedi ve zaman üstüdür; yani Allah zamanı kuşatmıştır ve onunla sınırlı değildir. Esasen Allah geçmişte gelecek hakkında bilgi sahibidir diye bir şey söylememiz doğru değildir; çünkü Allah için geçmiş ve gelecek diye ...
  • Eğer birisi ramazan ayında tutmamış orucunu bir sonraki ramazan ayına kadar kaza etmezse hükmü nedir?
    6682 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2015/09/14
    sorunuzun üç sureti var: biz mercii taklitlerin görüşlerini dikkati nazarda tutarak sorununuzun her bir suretini ayrı ayrı cevaplandırırız. Bir: eğer hastalıktan ötürü orucunu tutmamış ve hastalığı bir sonraki ramazana kadar devam etmişse, tutmamış oruçlarının kazası farz değildir ve her gün yerine yaklaşık on sir (750 gram) denkliğinde ...
  • Eğer bir kız ve erkek evlenmeyi kararlaştırırlarsa ve aralarında ilişki olursa, ama erkek ahdine vefa göstermez ve kızı terk ederse günah işlemiş sayılır mı?
    9322 Pratik Ahlak 2011/08/21
    İslam ahit ve anlaşma dini olup ahde vefa göstermeyi müminlerin alamet ve sıfatlarından biri saymaktadır. Peygamber-i Ekrem (s.a.a) şöyle buyurmaktadır: Müminler şart ve taahhütlerine bağlıdır.[1] Maalesef bazı insanlar bu önemli hususa bağlı değildir ve menfaat, heves ve arzularının ...
  • Ben hastayım ve cep haclığımı da babamdan alıyorum. Bunun dışında param yoktur ki orucumun kefaretini verebileyim, Acaba yine orucumun kefaret üzerimde farz mıdır? Bu senenin kefaret miktarı kaç tümendir?
    6170 Hukuk ve Şer’I Hükümler 2012/03/14
    Fukahanın (fıkıh âlimleri) fetvası esasınca orucunu kasten (amdi olarak) ve her hangi bir mazereti olmaksızın yiyen bir kimse üç çeşit kefaretten birisini seçmek arasında muhayyerdir. Birincisi: Bir köle azat etmek. Günümüz dünyasında köle konusu mevcut olmadığından dolayı bu şık kendiliğinden devre dışı kalıyor.
  • İmam Ca'fer Sadık'a göre Kur'an karisinin özellikleri
    12688 Kur’anî İlimler 2011/07/19
    İmam Cafer Sadık (a.s) Kur'an karisi için bir takım özellikler ve vasıflar zikretmiştir. Bu cümleden şu vasıfları zikredilebilir: Ehl-i Beyt'in velayetini bilmesi, Kur'an'ı doğru okuması, Kur'an'ı okurken ondan etkilenmesi, abdestli olması, doğru bir kimse olması ve yağcılıktan uzak durması, Kur'an'a karşı tevazu ve huşu göstermesi, ilim öğrenmek yolunda çaba göstermesi, ...
  • Hangi surede hay ve kayyum sıfatları yer almaktadır?
    17459 Tefsir 2010/11/08
    Hay ve kayyum Yüce Allah’ın iki zatî sıfatıdır. “Hay” “diri” manasında ve “kayyum” da “zatıyla kaim olan ve başkalarının kendisiyle kaim olduğu varlık” anlamındadır. Bu iki sıfat beraber bir şekilde Kur’an surelerinin üç ayetinde yer almaktadır:1. Bakara suresi 255. ayet: “
  • Dinin afetleri nelerdir?
    12217 Din Felsefesi 2010/08/22
    Din, kendisinde hata, yanlış, hasar ve afetin yer alamayacağı kutsî ve ilahî bir olgudur. Hata ve yanlış yapma beşerî hususlarla ilgilidir. Din ve dindarlığın hasarlarını bilme bahsindeki hasar ve afet, dinin hakikatiyle ilgili değildir. Bilakis insanların dine bakış tarzları, insanın dini anlama ve telaki etme şekli, ...

En Çok Okunanlar